<> selam&selam Hoşgeldiniz
Hoşbulduk 🙂 Forumdaşlar, sevgideğerler. slm&slm.
Kehf suresi hangi ayette kalmıştık?
<> Buyrun hocam, 65’de kalmışsınız.
<> 18-Kehf/65: Bu arada ikisi, katımızdan kendisine bir rahmet verdiğimiz ve kendisine ilim öğrettiğimiz, kullarımızdan birini buldular.
Bunu anlatmıştık. Şimdi 66’yı yazalım. Ya da 65’e kadar olan bölüm ile ilgili özel Hızır soruları var mı?
<> Sanırım yok hocam
<> 18-Kehf/66: Musa ona, “Sana öğretileni bana, hayra götüren bir bilgi olarak öğretmen için peşinden gelebilir miyim?” dedi.
Hz. Musa RAHMET ve BİLİM için ikisi için öğrenci olmak istemektedir. Ayette “Sana öğretilen” demiyor. Allah’ın rahmetinden olarak öğrendiğin bilimden.
Pardon arada bir kesinti oluyor elimde değil. Şu ilk saat için “Özelleri” kaldıralım, sonra bir ara açarız. En az bir saat kanalda kalalım. Bu konunun akışını çok fena etkiliyor.
Hz. Musa bu arada “Sadece ben senin peşinden (Zamanından, zaman yolundan) gelebilir miyim?” diyor.
Yani Yuşa sanki ortada yok gibi…
67. ayet?
<> 18-Kehf/67-68: (Hızır) “Sen, doğrusu benim yaptıklarıma dayanamazsın, bilgice kavrayamadığın bir şeye nasıl dayanabilirsin?” dedi.
Şimdi burada önemli noktalar var:
Hızır “Bir şeyler yapacağını” söylüyor. Ama “DİLİ GEÇMİŞ ZAMANDA” yaptıklarıma, yapmış olduklarıma… diyor. “Yapacağı” şeyler “Geçmişte YAPMIŞ oldukları” oluyor birden.
Bu paradoksu kastederek, “Senin kafanı karıştıracak şeylerin” diyor.
“NEDENSEL”lik tersinecektir: Çünkü “İÇYÜZÜNÜ, NEDENİNİ” kavrayamayacağın şeylere dayanamazsın, sabredemezsin diyor.
Burada olay şu: “SONUÇ” önce gelecektir. Yani NEDEN olarak baktığında Musa için her şey anlamsız olacaktır.
Dolayısıyla bizler de “SONUÇSALLIK” ilkesiyle bu ayetleri anlamaya çalışacağız.
Ve 69. ayet?
<> 18-Kehf/69: Musa, “İnşallah sabrettiğimi göreceksin, sana hiç bir işte baş kaldırmayacağım” dedi.
Hz. Musa boyun eğiyor. Çünkü peygamber olmak başka ALİM olmak başka başka şeyler… Musa “Sabrettiğimi” göreceksin derken SABIR iki yönlüdür:
a) Bildiğimiz sabır.
b) Tersinen sabır.
Bu mekanizmayı açıklamak için önce SBR (Sabr, sabır) üzerinde duralım:
Allah’ın iki ismi vardır ki birbirine karşıt durur.
Birincisi “Seriul Hısab” yani seri hesab görücü… Bunun MİSALİ bilgisayarın saliseler içinde onbin rakamlı bir sayının küb kökünü alması gibi düşünün.
Bu çok hızlıdır. Elektrik akımı gibi ışık hızıyla geçer gider.
Ama aynı elektrik akımına eğer “Rezistans=Direnç” korsanız iş başkalaşır.
Elektrik akımı bu kez (volt, amper, watt vb. klasik formüllerinden biliyoruz ki) ışık hızıyla ve işlevsiz olarak geçmez.
Örneğin “Rezistanslı elektrik sobalarında” direnci aşarak öteki uca (kutba) ulaşmaya çalışır. Bu arada, bildiğiniz üzere elk. sobası da bizi bir güzel ısıtır.
Yani Seriul Hısab=Işık fotonlarının (ışık ışınlarının) talimidir.
Allah’ın “Es-Sabur” ismi ise “Isı ışınlarının” (Termik fotonların) talimi (Göstergesidir).
Allah’ın SABUR isminin işlevini şimdi daha iyi anlayabiliyor muyuz?
Ve şunu anlayabiliyor muyuz:
“Onlara az bir süre tanı”
“Sen onlara bir mühlet ver”
Bu ayetleri bilirsiniz…
İşte bu yüzden Sabır demek “İntikal süreci” demektir.
Toprağı sularsınız ama, bir S Ü R E tanıyacağız ki su suladığımız bitkinin köklerine gidip oradan özümsensin.
-devam edecek-
Hans von Aiberg, 26/10/2001 (013/01)
Not-1: <> ile başlayan satırlar sayın Aiberge ait değildir, sohbet/chat esnasında onunla konuşan diğer kişilere aittir. [] ile başlayan satırlar ve [ ] arasındaki kesimler yine sayın Aiberg’e ait değildir, sohbete sonradan eklenmiştir.
Not-2: Eski sohbetlerde işlenen bazı gündem konularının yıllar sonra değişmiş olabileceği ihtimalini gözönünde bulundurmak gerekebilir. Sohbeti okurken karşılaşacağınız her türlü sorunu/hatayı vb. info@aiberg.com adresine bildirebilirsiniz.
CHAT 012 | CHAT 013: Bölüm-01 – Bölüm-02 – Bölüm-03 – Bölüm-04 – Bölüm-05 – Bölüm-06 – Bölüm-07 – Bölüm-08 – Bölüm-09 | CHAT 014