Allah katında zaman, “OL=ÖL” yani doğum-ölüm aynı yerdedir. Ya da doğum=NEDEN ve ölüm=SONUÇ aynı yerdedir.
Çünkü ışık hızına yaklaştıkça, DOĞUM–ÖLÜM ya da NEDEN ve SONUÇ arası kısalır.
Bunun için ikizlerden ışık hızıyla giden, diğerine göre 14 kez daha GENÇ kalır. Çünkü öyle hızlanmıştır ki, neden ile sonuç arasını iyice kısaltmıştır.
Tam ışık hızında ise ışık hızı yüzünden uzay-zaman bükülür ve komprime bir yay gibi, başı ve sonu (NEDENİ ve SONUCU) birleşir. AYNI şey olur. NEDEN=SONUÇ olur.
Dolayısıyla biz MADDE olarak ışıktan çok çok çok yavaş gittiğimizden zamanımız ya da “NEDEN ile SONUÇ‘un arası” çok uzadığından, bize Allah SABIR tavsiye etmektedir.
Eğer ışık hızıyla giden canlılar olsaydık bize “SABIR” tavsiye edilmeyecekti.
Allah’ımızın dediği gibi “O gün gelecektir ve işiniz bitmiştir bile, sizler artık mahşerde hesap vermektesiniz” ya da “Kıyamet kıskıvrak gelmiş sizi yakalamıştır, Cennet ve Cehennem’i paylaşmışsınızdır bile…”
Bu tür ayetlere bir örneği Yecüc ve Mecüc ile ilgili ayetlerden verebilirsiniz.
Bunlar iki ayettir ve biri Kehf suresindedir. Onu rica etsem yazabilir miyiz? Kehf suresinde sanırım 100. ayetlerde olacak. Ya da Yecüc-Mecüc olarak da aratabilirsiniz. Bulamazsanız ben bakabilirim.
<> 18-Kehf/84: Dediler ki: “Zülkarneyn! Doğrusu Yecüc ve Mecüc bu ülkede bozgunculuk yapıyorlar. Bizimle onların arasına bir sed yapman için sana bir vergi verelim mi?”
İşte bunun en sonu. Yani bu olayın bittiği ayet. 95’den sonra olabilir.
<> 18-Kehf/97: Artık Yecüc ve Mecüc onu ne aşabildiler ve ne de delip geçebildiler.
<> 18-Kehf/98: Zülkarneyn, “İşte bu, Rabbimin bir rahmetidir. Rabbimin tayin ettiği zaman gelince onu yerle bir eder; Rabbimin verdiği söz gerçektir” dedi.
<> 18-Kehf/99: Biz o gün onları bırakırız, dalgalar halinde birbirlerine girerler. Sura üflenince hepsini bir araya toplarız.
Evet. Bu ayet.
99.a bir bakınız: “Biz onları (Osilasyonik dalga olarak) iç içe (iki ayrı fazı birlikte) bırakırız, dalgalar halinde birbirlerine girerler.”
Şimdi dikkat ederseniz: Gelecek zamanı uzun bir tehir ile anlatıyor ayet…
Ama “O gün Sur’a üflenmiştir, hepsini bir araya toplaMIŞızdır” diyor.
Yani Allah katında İŞ bitmiş ve de MİŞLİ GEÇMİŞ ZAMAN İLE BİTMİŞ.
Bu ifadeyi kasten seçtik ki, “SABIR” olayını anlatmak için. Sabrın arkasında birden her şey bitmiş oluyor. Halbuki sabır çok uzun ve zor geliyor bize…
Bir gün=Bin yıllık bir ilahi takvimde ise saliselerden ibaret…
Ahırette bir gün kalan biri dünya takvimiyle 1000 yıl (365.bin gün) kalmış olacaktır.
Asıl sabrı orada öğreneceğiz.
Mahşer meydanında tıkış tıkış, değil bir gün belki orada on gün (Onbin yıl) yüz gün (Yüzbin yıl) kalacağız.
ALLAH’TAN SAKINILMASI GEREKTİĞİ GİBİ SAKININ.
Mütteki olup Korkun ey Hanifler…
Allah bize ASR gibi surelerde niçin SABRI tavsiye ediyor? Sabırsız olsak ne yazar. Yine eli mahkum sabretmek durumunda değil miyiz?
Örneğin yarın bir olay var. İki kişi bu olayı yaşayacaklar. Ama yarın olmadı. Biri sabrediyor. Diğeri ise sabırsız ve cerbeze… “Öff ya?!” deyip hayatı hem kendine hem öteki insanlara zehrediyor. (Stres bulaşıcıdır.)
Ertesi gün oluyor. Sabreden ile sabretmeyen aynı SÜRECİ yaşıyorlar. Sabırsızlık gösteren ise hayatını karartmış, yarına perperişan çıkmıştır…
İkisi de aynı SÜREyi aşıyorlar. Ama biri SABIR’lı diğeri ise SABIRSIZ. Yani sabır olayında KİŞİLER yargılanır. Olay bir tekdir ve herkese eşit zamanlıdır. Burada sınanan bizleriz. Sabreden ya da sabırsız olan bizleriz.
Sabırı “Sabreden derviş muradına ermiş” gibi algılamamak gerekir. Ben bu kadar kaderci (Fatalist, cehriyeci) değilim.
<> Ruhlarımızın, bedensel ölüm ile karadelik sonsuz hiçliğinde ahiret gününü bekleme süreci için zaman enerjisi geçerli, ama ahiret sonrası zaman ortadan kalkıyor, değil mi?
Evet bir bakıma öyle… Ancak bu konuyu da iyice bir gün açarsak altından inanılmaz bulgular çıkacağını göreceksin.
<> ok
-devam edecek-
Hans von Aiberg, 26/10/2001 (013/02)
Not-1: <> ile başlayan satırlar sayın Aiberge ait değildir, sohbet/chat esnasında onunla konuşan diğer kişilere aittir. [] ile başlayan satırlar ve [ ] arasındaki kesimler yine sayın Aiberg’e ait değildir, sohbete sonradan eklenmiştir.
Not-2: Eski sohbetlerde işlenen bazı gündem konularının yıllar sonra değişmiş olabileceği ihtimalini gözönünde bulundurmak gerekebilir. Sohbeti okurken karşılaşacağınız her türlü sorunu/hatayı vb. info@aiberg.com adresine bildirebilirsiniz.
önceki bölümü oku | 013 anasayfasına dön | sonraki bölümü oku