154 - 24 Temmuz 2003 Perşembe


“Şahitli Dua / Namaz” Yukarı

Şimdi bunu yineleyin. Bugün GÖK kapısı açık! Çünkü 24 Temmuz ve Güneş BURÇ değiştirirken ARA BURCA girdi. Şu anda tahminen 00.45'e kadar, DEVİRLİ/ŞAHİTLİ olarak kayıt altındasınız! Sabah namazı ŞAHİTLİ=ŞEHİDLİ namaz değil miydi? Bunu BURC'a genellediğinizde ŞU AN ŞEHİDLİ BURC devrini yaşamaktasınız. Bu geceki sohbetin anlamı ve önemi bu TOPLU duayı yapmaktı. Zaten konuşan ben değildim! Konuşan BİZDİK! Bu bir toplu salat/cemaat namazıdır. Yılda bir kez daha ŞEHİDLİ/şahitli dönem daha vardır: Kadir gecesi! Oniki ayın her birinin bir ŞEHİDLİ GEÇİŞİ vardır. Gökteki dişliçark/vites kutusu böyle çalışıyor. Ve sabah namazı ise 365 gün bu işin ŞEHİTLİ Mir'acıdır. Günün önemli saatleri de vardır. Hani şu NAMAZ sandığımız ve içinde Zülfen'in geçtiği ayetler... (Allah'ın zikri hakkında, namaz hakkında değil) Hani "Şu saatlerde Allah'ı anarlar" diye ayetler var ya! Hani yanüstü, yüzüstü, sırtüstü. Nisa 103 gibi..

Rum 17-18: O halde tespih Allah için. Akşama erdiğinizde de sabaha erdiğinizde de...  Göklerde ve yerde hamd da O'na; gün sonunda da öğleye erdiğinizde de.
Nisa 103. Korku halindeki namazı tamamlayınca, artık Allah'ı ayakta, oturarak, yan yatmışken anın. Sükûnet bulduğunuzda, namazı tam bir biçimde yerine getirin. Namaz, müminler üzerine vakti belirlenmiş bir farz olmuştur.

Bu ayetlerden hülasa çıkardığımızda şunu görüyoruz: Günün belirli ŞEHİTLİ saatleri de vardır. Şu anda onlardan birinin tam göbeğine (Vortex) düştünüz. Kadir gecesinden 12 burç geçişine ve her sabah namazından günün SAYILAN TESBİH/ZİKR vakitlerine kadar bir açılım var önünüzde...

Şimdi dua zamanıdır! Kullarımızdan bir kul olmanın zamanıdır. İKİ KEZ kul olmanın ve RAHMET girdisine İLİM çıktısı dileme zamanıdır. HANİF müslüman İKİ KEZ kuldur. İmam arkasında toplu aşiret namazı kılan abit-robotlar değildir! Melekler hep tesbih ederler sürekli zikrederler. Ne var ki bu ROBOT benzeridir. Biz Müslümanlar da milyarlık bir ROBOT ordusu gibiyiz. Toplu gösterişli namazlar, eylemler, tarikatler, barikatlar, engelli koşular, zora koşulmuş bir İslam -pardon Hadis dini- anlayışıyla, paraya pula boğduğumuz imamların arkasında aerobik yapıyoruz ve buna namaz diyoruz. Hayır biz bu kullardan olmayalım. Biz, ardarda dizilmiş işaretli melek ve şehidler gibi saf/saffat/safiyyun/sad olalım. Bu gece bizim gecemiz! Ancak Hanif Müslümanlar kendileriyle CEMAAT olur! Bunun dışında onlardan uzak durulmalıdır. Sevseniz de bu böyle! Onları çok sevseniz de, bu aşiret güruh/gruplar içine düşmemeliyiz. Biz KULLARDAN BİR KUL>>>>İKİ KEZ KUL olmanın, yani saf'tan saffat'a geçmenin yollarına adayalım kendimizi candaşlar! Yalnız olsanız da bu geçerlidir. Atamız İbrahim YAPAYALNIZ secdeler etmedi mi?

Mücadile 22: Allah'a ve ahiret gününe iman eden hiç bir kavim (topluluk) bulamazsın ki, Allah'a ve elçisine başkaldıran kimselerle bir sevgi (ve dostluk) bağı kurmuş olsunlar; bunlar, ister babaları, ister çocukları, ister kardeşleri, isterse kendi aşiretleri (soyları) olsun. Onlar, öyle kimselerdir ki, (Allah) kalplerine imanı yazmış ve onları kendinden bir ruh ile desteklemiştir. Onları, altlarından ırmaklar akan cennetlere sokacaktır; sürekli kalacaklardır orada. Allah onlardan hoşnut olmuştur, onlar da Allah'tan hoşnut olmuşlardır. Allah'ın hizbi işte bunlardır. Dikkat edin, Allah'ın hizbi, felah bulanların (başarıya ulaşanların) ta kendileridir!

Allah bizleri bu ayetlerle İFLAH etsin. Bu gece başka bir gecedir ve değerini bilelim. İhlasla, içtenlikle ALLAH İLE SAMİMİ olarak bu gecenin değerini verelim. Amin.

“Ve kullardan bir kul” ne demek biraz da bilim eşliğinde sadede gelelim: ŞAHİTLİ namaz >>> SABAH'dan söz etmiştim, hatırlarsanız! Nötrino akımının ya da vesvese rüzgarının durduğu en seçkin andır. Görevi, MELEKLER ve ŞEHİDLER, yani rahmani vibrasyonlar, titreşimler ele almıştır. Şeytanların şerri ve vesvesesi sabahın Saba rüzgarının Sabai Makamı ayazında birden huşu ile dolar genizlerinize... Mahmursunuzdur, çünkü VESVESE'siz kalmışsınızdır.

İsra 78: Güneşin kaymasından gecenin kararmasına kadar namazı kıl. Sabah Kur'an'ını da gözet. Çünkü sabah Kur'an'ı tanıklarca izlenmektedir.
İsra 78: Ekimes salate li düluküş şemsi ila ğasekıl leyli ve KURANEL fecr inne kurnel fecri kane meşhude

Zaten Arapçasında melek kelimesi de yok. Burada günün iki vakti (Gün namazları) yazılı ve ayrıca SABAH ŞAHİTLERİ (Şehid=Tanıkları) yazılıdır. Gündüzün Hayrı'dır bu. Ve o AN, sıfır şeytan etkisi vardır; Gecenin şerri bitmiştir! Bir kaç salise sonra yeniden vesvese başlayacaktır. O AN çok önemli! O ANDA Schrödinger'in Kedisi DALGACIK oluyor=Yani o saliselik dilimde bir ŞEHİDLİK kaçamak noktası bulunuyor. Meşhude = ŞEHİTLERİN kapısı. Fecr'in içinde bir yerde bir kaç saliselik dilim içinde saklı... Şehitler o kapıdan DÜNYA SİSTEMİNE dahil olurlar. Ta “Leyl'in ğasekıl”ına kadar bu Dünya’da kalırlar. Bunu yapamayan şehidler de "Kehf" sürecinde beklerler.

Kur'an arkadaşımız vahy ahlinde önce Levhi Mahfuz’dan 23 adet Kadir gecesine sevkedildi (Nüzul). Her bir ayet de her SABAH MEŞHUT (Müşahitli) saniyelerde SABA rüzgarına indirildi. Ki ŞEYTAN ve VESVESESİ'nden TAM FİLTRE EDİLSİN DİYE... Sonra ayetler gün içindeki TESBİH/ZİKR özel saatlere (Vahy inme noktalarına) dağıtıldı. Bu noktaların en başı ise öğleden sonra HİRA'ya inen ayet! O ayet, SABAH NAMAZI ile indirilmişti. Vahy bir sindirim/özümseme süreci olduğundan, ÇEVRİMİ öğleni bulmuştu. İKRA >>> HİRA. Hira parçacık (Particle) yani KEHF sistemi. İkra ise dalgacık (Vibration). VAHY bir titreşimdir. Resulullah ŞEHİD edildi. Hira da TAM BİR KEHF idi. Ve orada İKRA (Rakim, rakam ve SES dönüşümü yani vahy dekoderi) çalıştırıldı. Melekler "Rakim" ile konuşurlar. Adem ise KEHF diliyle. Bunun dönüşümü için dekoder gerekli. Rakim ve Kehf'in birbirine (Matematik-geometrik biçem) biçiminde dönüştürülmesi gerekli. Resulullah ŞEHİD edilmeseydi MELEK görmezdi. İsra suresi bu anlama geliyor. İSRA >>> İKRA. Cibril (Zorlu melek, Allah'ın yaptırımcısı melek) ile ilgili ayetlerden biraz örnek gerekli, çünkü ŞEHİD olmanın mekanizmasını irdelemeye devam edeceğiz.

"İki yay mesafesi " ya da SİDRE diye geçen ayetlerden biraz örnek verelim...

Necm Suresi:
7. En yüksek ufuktadır o.
8. Sonra iyice yaklaştı ve sarktı,
9. İki yayın beraberliği gibi, belki ondan da yakındı.
10. Böylece vahyetti kuluna vahyettiğini.
11. Kalp yalanlamadı gördüğünü.
12. Onun gördüğü şey hakkında kuşkuya düşüp onunla çekişiyor musunuz?
13. Yemin olsun ki onu bir başka inişte de görmüştü.
14. Son sınır ağacı, Sidretül Münteha yanında.
15. O ağacın yanındadır sığınılacak bahçe.
16. O vakit kuşatıp sarıyordu Sidre'yi kuşatıp saran,
17. Göz ne kayıp şaştı ne azıp haddi aştı.
18. Yemin olsun ki Rabbinin en büyük ayetlerinden bir kısmını gördü.

GÖRDÜ, en büyük delillerden birini GÖRDÜ; görmek >>> ŞEHİTLİK değil midir? Şahitlik, tanıklık... “Yemin olsun ki onu bir başka inişte de görmüştü”. Resulullah efendimiz o an ŞEHİD olmuştu! Muhteşem efendimiz! Şehid olduğu için İSRA ile Mir'ac'a gitti. Yani, oraya vardığında bize göre ÖLÜ ve aslında DİRİ idi. Çünkü asıl ölü bu sanal matris alemi (Hologramı) yaşayan biz düş görenleriz. Biz ölüyüz, diri olan EBEDİ alemde olanlardır. Ufak bir rüya görüyoruz. Buna ömür diyoruz. Ömür ise, HAYAT'ın, yani sonsuzluğun yanında sıfır bile değil! Dervişler (Yesevi ekolü) HAKLIYDI. Evren bir rüyaydı. Bir hayal. Bir hologram. Resim değildi ama üç boyutlu bir laser düşüydü. Tasavvuf KAYNAĞINDAN çıkış ile haklıydı. Onu şuara delileri dejenere etmeden önce... Ben mutasavvıf olduğum halde, derviş olduğum halde bunları yazamadım yıllarca... Çünkü İLİM yoktu, önceliği bilime vermeliydim. Bunu aşıladıktan sonra, yani MİLAT ile ve ŞİMDİ, DERVİŞ olduğumu itiraf ettim. Baştan bunu yapsaydım, BİLİMİN pabucunu dama atıp, o gaflet uykusuna devam ederdik. Evet, MELAMİ >>> YERİN DİBİNDEKİ (Dabbet ül Arz). Artık göğsümüzü gere gere TASAVVUFÇU olduğumuzu söyleyebiliriz. Tarikat, Marifet, Şeirat ve SAHTE Hakikat lafları etmeden, gururla YESEVİ'nin açtığı yolu, bilimin eşliğinde deruhte edebiliriz. HU diyebiliriz artık!

Kayıp zamanlarımızı telafi edelim. Çok uzun ayrı kaldık. (Ben sizden 1080 kat daha uzun ayrı kaldım) KADERİNİZ olan ve inşallah kaçınılmaz yazgınız olaCAK olan ŞEHİTLİK'i yani "Hayal dünyası dışındaki gerçek DİRİLİĞİ hologram olmayan gerçekleri yaşayan ŞEHİTLİĞİ anlatmak zorundayım. Schrödinger'in kedisinin ÖLÜ(Aslında diri) ve/veya Diri (Aslında ölü) olup olmadığını karara bağlamamız gerekiyor. ŞEHİTLİK mekanizmasını BİLEREK şehit olmamız gerekiyor.

Bu gece İBADET ediniz, çok önemli bu. Bu gece KARANLIK karanlık olmayacaktır. Allah inşaa... Karanlık Aydınlık olsun...

Geri Dön     Yukarı