149 - 9 Nisan 2003 Çarşamba

Selam Selam, candaşlar hoşbuluştuk yeniden yine,


“Allah’ın İsimleri” Yukarı

Hiç kuşkunuz olmasın. O bizim Rahim tek İlah’ımızdır. İnsanların İlah’ına sığınırız. “İlahinnas”. BU İSİM AYRICA RAHİM adının insanlara ÖZELLEŞTİRİLMİŞİDİR. Ve İlahinnas da Kur'an'da var ama maalesef HADİSLER 99'a bağladığından Allah'ımızın isimleri arasında sayılmamak için ayıklanmış. HADİS yalan çıkmasın diye ellerinden gelen herşeyi yapmışlar. “Rezzak” demişler ama “SETTAR” adını atlamışlar. “Zülcelal vel ikram” demişler ama “Seriul Hısab” adını atlamışlar. Yüce ismi RABB'dır yaratanımızın... Onu da EKLEMEYİ unutmuşlar... Maksat 99'a bağlamak olsun da Sahihleri yalancı çıkmasın...

Dehean, Hennan, Mennan, Rab, Marud (Mürid değil, Murat eden anlamında Marud)... 114 tane ismi var. El-Musavvir (Musavvir, hologram gibi çok boyutlu anlamında >>>Tasvir eden demek). AZİZ'dir ama UZZA değildir. Latif'tir ama LAT değildir.

Yusuf Suresi 64 ve 92. ayetlerde ERHAM ÜR RAHMİN geçiyor. “İlahinnas”. BU İSİM AYRICA >>> RAHİM adının insanlara ÖZELLEŞTİRİLMİŞİDİR. Rabb’imiz tüm varlıkların RAHİM ve RAHMANI'dır, ama İLAHİNNAS (İnsanların Tanrısı) olduğunda >>> “Erhamerrahimiyn”dir. Rabbimiz AYRICA BİZ İNSANLARIN DA İLAH’IDIR. Bu ayrıcalık Beni İsrail'i mahvetmiştir. Onlar sadece kendilerini İNSAN sanıyorlardı. Bizlere de HAYVAN diyorlardı (konuşan hayvan) ve Onların bir İLAHİNNAS'I VARDI >>> YAHWE (Yahowa). Sadece İsrailoğullarının... Ama Kur'an bunun yanıtını verdi: Sığınırım İNSANLARIN İLAHINA diyerek...

Kur'an'ın HAKK'ını vermek sadece bizlere özgü kılındı. Biz artık Elmalılı’nın mealini okuyamayız. YAVAN GELİYOR onlar bize... HANİFLİĞİN hakkını vermek de bize özgü kılındı. İlk kez insanlık tarihinde "PROTESTAN İSLAMİYET" ortaya çıktı. SESSİZ ama DERİN ve YÜZYILLAR YELPAZESİNE YAYILMIŞ BİZE kaldı! Şaka değil BİZE MİRAS KALDI. Çünkü O İBRAHİM MİLLETİNE MİRAS BIRAKMIŞTI. İbrahim ZÜRRİYETİNE değildi mirası... Doğru adresmiş geldi bizi buldu HANİFLİK. Ben masumum, vallahi ben birşey yapmadım.


“Etimoloji” Yukarı

DİLLER aslında birdi. İbrahim döneminde ayrıldı. Eşleri Samice ve Hamice konuşuyorlardı. İbrahim atamız ise YAFESÇE (Sanskritçe). Evlilikler ve zürriyetler bu dillerin karmalaşmasından itibaren İbranice ve Arapça'yı ortaya çıkardı. Ne var ki, Sanskritçe (Brahmice) HEP KİTAPLARDA YER ALDI. Tüm göksel kitaplarda buna rastlarsınız. “Cin” gibi TEK bir sözcüktür o... “Gen”, “Gonom”, “Gnom”, “Genom”, “Genial”, “Genius”, “Genetic” vb. “CAN” yani, “CAN” >>>YAHYA yaşayandır. Cana kıyana “Cani” denir. Soykırıma “Genocyd” denir. “Can” ile “canın” gayrı tabii buluşmasına “CİNAYET”e eş anlamda. “Cani”ye eş anlamda “Zani” denir. “Cann” Cinlerin de canıdır. “Cennet” >>> GİZLİdir. “Cenin” >>> Embrio gibi. Bunlardan söz etmiştik. “PERİ” >>> “FAİRY” gibi. Sanskritçe “F” ila başlarsa, ondan türeyen dillerde “F” >>> “P” olur. “P” ila başlarsa “F”ye dönüşür (Bu terslik hep vardır). Örneğin Sanskritçe “FİR” Greko-romen dillerinde “PARA” ön ekidir. “FİRDEVS” = “PARADİS” gibi. Kur'an'ı iyi bilen biri bunları çok iyi anlayabilir. Biraz da yabancı dil bilgisi gerekir elbette... Eolyalılar (İlk Yunan ırkı) geldiğinde Sanskrit kökenli olduklarından “DEW PATER” derlerdi "Tanrıların Tanrısına". “Dev”i biliyorsunuz. Türkçede de var. “Dev”, “devasa”. “Diva” (Dev yapıtman). “DEV” ürkünçtür ve genelde Şaman dinlerinde “ifrit” ile özleştirilmiştir. “Devill” kelimesi de buradan geliyor. “DEWILL” de deniyor, “Şeytan” da ... TANRI (“DEWO”=”DİO) ve karşıtı olan “DİABLO” (Dev ifrit).

Eolyalılardan sonraki Grekler "Dewo”yu “THE(os)” biçiminde kullandılar. Zaten “Dew-Pater” >>> “DEV BABA” DEMEK. Sonra bu “Theo Pater” ve giderek "Ziu Pater" biçiminde ağızlara bölündü. Sonradan Elenliler bunu “Zeus” diye kısaltırken, Latinler de “Ziupater” yerine “Jüpiter” dediler. Yani sonuçta TANRI ile DEV aynı şey olmuş. Ama ŞEYTAN da var elbette, o da KÖTÜ Tanrı sayılmış (“Dewill , Almanca “Teufel”). İşte “Fir-Devs”in öyküsü bu. Rumca “Paradisos”. “Paredise”, “Paradix” sonraki Latin biçimleri. “Fir” >>> “Para” (Para+normal gibi). “Şeytan” zaten İbranice de “SATAN” anlamında. Ve yine Grekçe'de "Satyr" de şeytandır. Tevrat yoluyla Hristiyanlara aynen İbranice “SATAN” diye geçmiştir. Kelimenin kökeninde "Şey” >>> “Thing" yatmaktadır. Yani “The Thing” demektir. Yine Sanskritçe'den Kur'an'a gelen “ARKH” kelimesi var. Arş diye okuyoruz. “Arş Melekleri” >>> “Archie-Angels”, Arş taşıyıcıları “Arch-Angels” gibi... Ne var ki, Germen dillerinde bu kelime sevimsizdir. Almanca “Arsch” ve İngilizcesi “Ars” (Sonradan “Ass”) olan kelimeyle karıştırılmasın diye bırakılmıştır ama yine de “Archie-Duke” (“Arşi dük” derken) kullanırız. “Firuzan” mesela, “Paratone” (Yeşil ötesi, yeşim taşı). Sözü bu kadar ayrıntılamamızın nedeni, KUR'AN'IN RUHUNU vurgulamak içindir. “Firdevs Cenneti”, binlerce yıl önceki “Paradis Cenneti”nden başka bir yer değildir gibi...

“Türk” kelimesi çok yenidir. Türklerin bir öncesine “ONGUR” (oğul anlamında) “HUNGAR” da deniyordu. “HUN”lular bunlardır. Türklerden önce (Oğuzdan önce) Ongur'lar vardı (Fin Ugriyen Hungary=Macaristan diyoruz ya) Hun'luların da öncesi var “TURAN” denen tek bir millet. İşte o dönemde Sanskritçe Turanca diye bir şey yoktu. Herkes herkesi anlayabiliyordu. Yani dil değil şive farkları vardı. Bugün mesela aynen kullanıyoruz: Sanskritçe de “P” ve “S” yanyana gelince "Kirlilik demektir". “Pis” gibi. “PUS” (Görüş mesafesi kirliliği). “PES” >>> GÜRÜLTÜ KİRLİLİĞİ. Ama “P” kullanıldığında bu yumuşaktır. “B” ile kullanıldığında ise sertliği anlatır. “BOMBA” >>> “POMPA” (“Bomb”=”Pump”) gibi. Güneydoğu Sanskritçesinde “BOMBAY” >>> “Patlayan Volkan”. Aynı kelime “Pompei”. “Pompalanan” demek. “Papa” >>> “Light baba”. “Baba” >>> “Taşfırın baba”. Mesela “PES” (“Bas”) kelimesinin karşıtının Sanskritçesi “Tirsevend”. “Treble” >>> “Tiz” gibi. “Terzi” >>> “Dersi” gibi...

Bizim adımız Türk, Türki'yiz. Bu da Ari dillerinde “İ” veya “Ya” olarak (İtalia gibi) ÜLKE anlamına gelir. Atatürk önce bize TÜRKİYA (Turkia) dedi. Sonra ses uyumu nedeniyle bize "Türkiye" dendi. Bunu önce Almanlar (Türkei) sonra Flamanlar (Turkije) gibi kullanınca, Anglosaksonlar da BU İKİ DİLDEN yararlanarak (Germence olduğundan) Türkî (Turcic) anlamında bu kelimeyi kullandılar. Bilirsiniz ki, “R harfinden önce gelen “i”, “u” (Girl, Bird, Burns gibi) Ö okunuyor, sondaki "İ" harfini de “KEY” >>> “Kİ” okunur ya bundan yararlanarak “TUR+KEY” biçiminde yazdılar. Hindi ile çakışmış olduk. Hepsi bu...

Hindinin anavatanı Kuzey Amerika'dır. “Durku” diyorlar kızılderililer (Halen de diyorlar) Kızılderililere de bizler HİNTLİ diyoruz. (Colombus Amerika'yı HİNDİSTAN ve kızılderilileri de HİNTLİ sanmıştı). İşte o günden beri Kızılderililere "HİNDİSTANLI" anlamında “İndian” deniyor (Hindistanlılara da “İndian” deniyor... İşin komiği şu: Biz HİNDİ denen kümes hayvanına HİNDİ derken (Kızılderililerden gelme anlamında) HAKLIYIZ. Ama onlar TURKEY derken haksızlar...

Oğuzkağan'a yol gösteren kurt ATHENEA, Romus ve Romulus'u emziren Adena, Asena/Açina. Tor ve Etrüsklerin getirdiği (Balkan ve İtalya yarımadasına). ORTAK efsaneler bunlar... Yunan tanrıçası Athena'nın TAM ADI “PALLAS ATHENEA”dır.

Ergenekon tüm Ural-Altaylıların efsanesidir. Finliler de bilir aynı efsaneyi. Tufandan sonra KUZEYE GÖÇEN ve "Siyahilere KÖLE" durumunda olanların ALTAY (Alatau/Aladağ) dağlarına vadilere sığınmalarına dayanan bir efsane. Elbette ki, nedeni halen yüksek olan TUFAN İÇ DENİZİ idi... Bu deniz çekilince, Siyahi/buğday/esmer ırkı yeniden KÖLELERİNE kavuşmak ister. İz sürerler ve bu yeni kuşak KÖLELİK bilmediğinden karşı koyar. Yenilirler. Ve Altay vadilerine yükseltilerindeki kanyonlara çıkarlar. DEDEM böyle dedi. O hiç yalan söylemez. Ayrıca teori de yürütmez. Levh’i okur öğrenir. Selam selam ona...

“Kanada”ya gelince... "Aleut/Eskimo/Athabaskan" dillerindeki bir kelime. “VANKANAD” diye de bilinir. Büyük bir kızılderili reisinin ismidir. Çepeç de öyle. Vancouver de öyle. Bunlar hep BÜYÜK KABİLE REİSLERİNİN ADIDIR. “Çepeç” (Quebec/Quebeque)...


“Hameln Zırhlısı” Yukarı

“Hameln” bir SAVAŞ GEMİSİNİN ADIDIR. Bu bir ipucu. İngiliz savaş gemisi HMS Hameln, belki Web'de vardır. Hammeln >>> Fareli köyün kavalcısının bulunduğu kent. Bir de Hameln zırhlısı olarak arayabilirsiniz. Yani masaldaki şehir değil. Bir zırhlının adı.

ZİG-ZAG, bu ne demektir? A ve B ihtimaller ve de bunların ZAMAN İÇİNDE ileri-geri ÖDEŞTİRİLMESİ. Bir gemiyi YOK EDERSEN onu BİR YERE GÖNDERİRSİN, o da bunun geleceği olur. Bir alay, bir gemi, bir de pırpır uçak yok edildi (Zamanda yürütüldü). Hassas dengelerdi onlar. Hameln şu anda POLARİS diye bir yerde. Axel Heiberg'in güneybatısında bir minik ada, adı POLARİS. Koordinatlarını bulabilirsem size gönderebilirim. KUTUP NOKTASI (Jeomagnetik kutup noktası) orada! Büyük bir harita varsa, Axel Heiberg adasının güney batısında Kanada'da bu MİNİK ada vardır. Eskimolar orası için "Büyülü ada" diyorlar.

Şu anda ORASI ÇOK ÖNEMLİ. Philadelphia deneyini "Kontrol edemiyorsunuz". Çünkü yer magnetizması var. Fakat Polaris'de DENEYİ kontrol edebilirsiniz. Çünkü Mıknatıs HERYANI GÖSTERİYOR, yani KUZEY yok artık! İşte bu bölgedeki DENEYLERİ kontrol edebilir, sonlandırabilirsiniz.

HAMELN, işte ta Saros körfezinden BU ADAYA ışınlanan bir geminin adıdır. Oradaki İnniutlar "Hayaletler Adası, Büyülü Ada”, diyorlar. Kanada polisi de "İhbar edilen gemi tüm aramalara rağmen bulunamadı" diye not düşmüş.

Bence, Hameln Zırhlısını HIZIR delmiştir (Musa yanında mıydı bilmem ama). BULUT ve KAYIP GEMİ onun işi... Görgü tanıkları Bouvet ile birlikte yanyana battığını söylüyorlar. Bouvet Çanakkele sularında bulundu ama Hameln YOK henüz (Albay Atatürk'ün komutasında batırıldı). Koca Atatürk, Cennet mekanın olsun! Herkes firardayken, sen bu mucizeyi de başardın. Bouvette zırhlısı Fransızların. Bouvet ile Hameln yan yanaydı. Bouvet bulundu. Hameln sizlere ömür, daha bulunamadı. Ben gider bulurum belki. Belki de YANLIŞ yerde arıyorlar.

Tuhaf sayacaksınız ama, "Çanakkale savaşında ALLAH ve MELEKLERİ ve ŞEHİDLER ATATÜRK'e ilahi yardım ettiler....


“Demir” Yukarı

Hud 41: "VE KALERKEBU FIHA BİSMİLLAHİ MECRAHA VE MÜRSAHA"
Hud 41: "Dedi: Binin içine! Onun akıp gitmesi de demir atması da Allah'ın adıyladır..."

Bunun bir simyası var: Dikkat ederseniz 114 KARARLI ELEMENT ADASIYDI, 137 DE KARARLI ELEMENT ADASIDIR ve bir de 164 YİNE KARARLI ELEMENT ADASIDIR (Kimya peryodunda). Allah'ın isimleri SANKİ bunlarla bir Müsemma... Sanki Allah'ımızın isimlerinin de bir KİMYA PERYOD TABLOSU VARMIŞ GİBİ... Ayetlerin iniş sırasına göre (diziliş değil) Allah'ın bildirdiği 26. ismi CEBBAR, sanki Demir'in sertliği var... CEBİR var, CEBERUT var.

Hadid 25: Yemin olsun, biz, resullerimizi açık-seçik delillerle gönderdik ve onlarla birlikte Kitap'ı ve ölçüyü de indirdik ki, insanlar adaleti ayakta tutsunlar/adaletle doğrulsunlar. Ve demiri de indirdik. Onda zorlu bir kuvvet ve insanlar için birçok yarar vardır. Allah bu sayede, kendisine ve resullerine, gayba inanarak kimin yardım edeceğini bilecektir. Allah Kavî'dir, Azîz'dir.

Osman Kur'an'ında ise 26. ayet, “Ve demiri de indirdik. Onda zorlu bir kuvvet ve insanlar için birçok yarar vardır. Allah bu sayede, kendisine ve resullerine, gayba inanarak kimin yardım edeceğini bilecektir. Allah Kavî'dir, Azîz'dir". Burası 26. ayettir, zaten konu ile bağlantısı yok, hemen anlarsınız. Ve >>> And veriyor (Demire). Tüm METEORLAR TEK BİR ELEMENTTEN YAPILMIŞTIR: DEMİR . “Demiri de indirdik” derken bunu unutmayalım. Çünkü demir KARARLI bir İLK DURAKTIR (Kimyacılar işbaşına).

Çöken yıldızlar DEMİR olurlar. Tüm meteorlar DEMİR'dir. Demirden ötesine Transferro elementler denir. Bunlar da İKİNCİ DURAK'ta KARARLI olurlar. Bu da KURŞUNDUR. Kurşundan ötesine de "TransUran elementler" deniyor. Demir, Hidrojenden başlayarak çekirdek erimesiyle yükselen ve Karbon-Azot çevrimiyle giderek yükselen atom numaralarının SON DURAĞIDIR. Dolayısıyla DEMİR yıldız artıklarının kararlı olması ve ağırlığı nedeniyle MERKEZE doğru toplanması (Alüminyum ve Silisyum gibi hafif ve de Nikel gibi geçiş elementleri ile birlikte plastik kıvamındaki Dünya yuvarının merkezine yerleşmiştir. Yani İLK olarak demir MERKEZİ tutmuştur. Dolayısıyla diğer ağır elementler YÜZEYDE kalmıştır. Durum bu... DEMİRİ ALLAH İNDİRMİŞTİR. İşte bu ayet bir de bunu açıklıyor dostlar!

HUN dilinde Tomur (Filiz demek) (Demir filizi, cevheri) (Tomruk, tomurcuk, tomris gibi). Sonra Temir, Demir falan oldu. Demir madenlerinin bulunduğu yere TAMAR denirdi (Demir Damarı anlamında) (Maden damarı bulmak gibi). Örs'e TOMAR derlerdi (Şamar kelimesi de buradan geliyor) (Şamar DEMİR DÖVMEK) (İnsan tokatlamak değil. Çünkü Şamar'da bir zarafet vardır. Kırmak değil, şekil vermek için döversiniz demiri). Kütük (Güdük, Gücük, küçük ile ilgili). Tomruk, Demir filizi (Tomurcuğu).

Fusion... Kızıl dev >>> Andolsun GURUBA... "Yıldızların içinde bir SEVAKİB vardır >>> Fusion, Fission ve Süper Nova..." "Güneş söndüğü zaman, yıldızlar bulanıp (ışığını yitirip, kızıl dev olduğu) ve düştüğü (Süpernova) zaman...”. Ayetler de bu gök kozmolojisi gayet açık var... "Güneş yaklaştırıldığında..." KIRMIZI DEV >>> Çünkü >>> Güneş KIZIL DEV HALİNE GELDİĞİNDE.... Öylesine genişleyecek ki, Jüpiteri bile içine alacak. Elbette önce "DÜNYAYA YAKLAŞTIRILDIĞINDA". Yani kıyamet senaryolarının tümünde bu astronomi ve astrofizik var. Tabii anlayana... Ve Şükür ki biz ANLAYANLARDANIZ. "Şu Misaller var ya, onları TÜM İNSANLARA verdiğimiz halde, sadece ALİMLER anlıyor". Bu da bir ayet.. Biz bu AYETİN ÖVDÜKLERİNDENİZ.

NECM >>> PARLAYAN HER ŞEY (Foton dahil) PARLAMAKTADIR. Ama KEVKEB (Gezegen, topraksılar) PARLAMAZLAR. Yani kevakib NECM DEĞİLDİR. "Güneşi ZİYA yapan ve AY'ı da MÜNİR (NURLU) yapan ALLAH'TIR". Güneş için NAR demiyor, ZİYA diyor... Hem ziynet hem de ZİYAN (Zayii) kelimesi var. Yani "Tükenebilen bir enerji" diyor. Ama AY için, kendi ışığı olmadığını, NURLU olarak Ziya'yı YANSITTIĞINI söylüyor ayet... Oraya GİTMEDEN bunu bilmek mümkün değildir. Allah Şeytanı Cennet'e baş memur yaptığı gibi (Sonra da yasakladığı gibi). Cinlerin de Ay'ın bir GECE NAR'I (Kendileri nar olduğundan) iddia ettiler. Bir kereye mahsus ve insanlardan milyonlarca yıl önce, ateştop halindeyken CİNLER "AY'A GÖTÜRÜLDÜ". Bunlar da cin astronotlardır.

Az sayıda güvenilir astronot götürüldü. Sonra da ebediyen gökler yasaklandı. Şeytan gibi, bir kez de Cinlere İZİN verildi. Ama bir KEZ! Oysa insanoğlu sınırsız gidebilir. EVREN BİZİMDİR.

Hud 41: Dedi: "Binin içine! Onun akıp gitmesi de demir atması da Allah'ın adıyladır. Benim Rabbim elbette ki Gafûr'dur, Rahîm'dir."

Burada DEMİR'den kasıt "Elektromagnetik ALAN KAFESİ/Akılar geometrisi/Elektromagnetik AŞIRI kuvvet" demek... DEMİR ATMAK, KORUYUCU GEMİNİN/Çerrubi KONMASI. Evet MÜRSA'da "MECRA" dan farklı olarak DEMİR var. Demirin kendisi değil de MAGNETİK İSKELETİ. Kerrubi de diyebilirsiniz. Mesela KUZEY KUTBUNDA HİÇ CİN YOKTUR. Güney kutbunda ise MİKRORGANİZMA YOKTUR (Antibiyotiktir). Demir kelimesini de üşenmezseniz MELEİ ALA'da bulabilirsiniz. Yani Magnetosferimizi... VÜCUTTA YAŞAR. Yani oraya götürebilirsiniz. Ama AÇIK alanda bakteri ve virüs yoktur. Kuzey kutbunda vardır: Morslar, penguenler, beyaz ayılar da verem gibi hastalıklar görünüyor. Fakat CİN'ler de orada yoktur. (Northern Lights onlar için büyük tehdittir) Gideceğim yer olan Polaris. Dünyanın 12 (ikisi kutup) magnetik fırtına alanından biridir.

Cin yoktur ama ŞEYTAN vardır. Orada... Çünkü, şeytan NÖTR'dür, kuzey ışınlarından etkilenmez. Fakat, ŞAHİTLİK oradan başladığı için, vesvese de veremez. Zavallı bir yaratık oluverir. TEMİZ bir TELEPATİ alanıdır orası. Eskiden TAM olarak Axel Heiberg adasında idi. Zamanla şimdiki yerine yürüdü kutup. Sverdrup ve Thule (Qaanaak) da aynı magnetizmal alan içinde. Eski adıyla Thule Qarnaak tek bir yerdi. Ama oraya havaalanı kurulunca, kent rahatsız oldu. ABD de üssünü şimdi adı "THULE AIR BASE" olan yere taşıdı. Yani Thule Hava Üssü YENİDİR, ama Thule Karnaak Zülkarneyn'den beri var...

Geri Dön     Yukarı