148 - 2 Nisan 2003 Çarşamba

Selam, hoşbuluştuk, Selam,


“Kur’an’ın Düzeni” Yukarı

Kur’an’ı gerçek sırasına göre toparlamak bir yıllık çalışma istiyor en azından. O kadar çok karıştırmışlar ki, hece hece kontrol etmek gerekiyor. Karıştırmaktan tuhaf bir zevk almışlar, ya da çok beceriksizlermiş. Bu çok karmaşık ve komplike bir metodoloji. Mesela, bir yerde matematik tutmuyor, o zaman tüm Kur'an'ı arayıp, neyi nereye götürdüklerini bulmak gerekiyor. Yalnız olmaktan dolayı buna zaman ayıramıyorum.

Ayetleri alabora etmişler. Maide 3'ü anımsayınız, Nur 58'i vb. Bunları ayırdıktan sonra gerçek REEL ses/harfleri ayırdetmemiz gerekiyor. Yeni bir alfabe (Nebati) ve de yeni sesler (Şura=Jura gibi).

Zalim Haccac'ların elinde böyle oyuncak edilmemeliydi Allah'ın kitabı. Mızrakların ucuna taktılar Sıffin'de. O sayfaları Aişe anamız Muaviye'ye verdi ve toparlayamadılar gerisin geriye...

Maide 58: Ey iman edenler! Ellerinizin altında bulunanlarla, ergenlik yaşına gelmemiş olanlarınız sizden üç durumda izin istesinler: Sabah namazından önce, öğlen vaktinde elbiselerinizi çıkardığınızda, akşam kılınan namazdan sonra... Kaygılanacağınız üç vakittir bunlar. Bunlar dışında size de onlara da bir günah yoktur. Aranızda dolaşırlar, birbirinize bakabilirsiniz. Allah, ayetleri size işte böyle açıklıyor. Allah Alîm'dir, Hakîm'dir.

“Sabah namazından önce, öğlen vaktinde elbiselerinizi çıkardığınızda, akşam kılınan namazdan sonra... Kaygılanacağınız üç vakittir bunlar”. Bu şöyle olacak: “Sabah namazı, öğle namazı (İkisi tarafeyn) bir de gece namazı... Bu da zaten SEFER NAMAZININ 103.ayetin sonuna gelmesi gerekiyor. Onun arkasına da yukarıdaki ayetin “Allah, ayetleri size işte böyle açıklıyor. Allah Alîm'dir, Hakîm'dir”, bölümü eklenecek. Kalan ise Nur 58:

“Ey iman edenler! Ellerinizin altında bulunanlarla, ergenlik yaşına gelmemiş olanlarınız sizden üç durumda izin istesinler: SABAH ÖNCESİ, ÖĞLEN SICAĞINDA SOYUNMUŞ İSENİZ (Siesta) ve gece yattıktan sonra. Bunlar dışında size de onlara da bir günah yoktur. Aranızda dolaşırlar, birbirinize bakabilirsiniz”.

Burada bitiyor, aşağıdaki ise “Allah, ayetleri size işte böyle açıklıyor. Allah Alîm'dir, Hakîm'dir”, diğer tarafa geçiriliyor.

Nisa 102: Sen içlerinde olup da onlara namaz kıldırdığın vakit, içlerinden bir grup seninle namaza dursun; silahlarını da alsınlar. Bunlar secdeye varınca, diğerleri arkalarında beklesinler. Sonra namaz kılmamış olan diğer grup gelip seninle birlikte kılsınlar. Dikkatli olsunlar, silahlarını yanlarına alsınlar. Kâfirler isterler ki, silahlarınızdan ve teçhizatınızdan habersiz olasınız da üstünüze bir çullanışla çullanıversinler. Eğer yağmurdan gelen bir sıkıntı varsa yahut hasta-yaralı iseniz silahlarınızı bırakmanızda sizin için bir sakınca yoktur. Ama tedbirinizi alın, dikkatli olun. Allah, kâfirler için rezil edici bir azap hazırlamıştır.

Nisa 103. Korku halindeki namazı tamamlayınca, artık Allah'ı ayakta, oturarak, yan yatmışken anın. Sükûnet bulduğunuzda, namazı tam bir biçimde yerine getirin. Namaz, müminler üzerine vakti belirlenmiş bir farz olmuştur.

Bunun arkasına şunu getireceksiniz: "Sabah namazı, öğlen namazı ve gece namazı olmak üzere üç vakittir. Allah, ayetleri size işte böyle açıklıyor. Allah Alîm'dir, Hakîm'dir”.

İşte bu Nisa 103.ayettir. Tamamıdır. Nur 58 içinde AYETLERLE KELİMELER HALİNDE OYNANMIŞ, üç vakit namaz görünmesin diye. Maide 3 içine konan son ayetler gibi, bu kez de maalesef, ÜÇ durum diye bir yere yama yapılmış.

Nur 58'den "3 durum" kelimesi çıkarılacaktır, çünkü orada iki durum vardır: Bütün gece (Sabah uyanmadan önce=yattıktan sonra>>>uyku süresi) ve gerekiyorsa öğlen paydosu...


“Hanif İslam” Yukarı

BİLGİM ALLAH'INDIR. O HALDE BİZLERİNDİR. BİLGİNİN KISKANÇLIĞI YOKTUR. O ZEKATIMIZDIR. O NAİM CENNETE GİTMEYE VESİLEDİR. Yeryüzünde, insanlık tarihinden bu yana böyle bir Kur'an yorumu yok ve olmayacak da... Çünkü ben sadece bildiklerimin milyarda birini bile veremiyorum, vaktim yok. Yani sorulara göre yanıt veriyorum.

Öncelikle HANİFLİĞİ yazmalı. Onun İbrahim milletine dayalı olduğunu, İslam protestanlığı olduğunu ve diğer iki mezhebi reddettiğini, dini Allah'a has kılıp, sadece Kur'an'ın içindeki sonugelmez ayrıntılardan yola çıkarak, TÜM İLMİHALİNİ yazabilecek güç ve birikimimiz var.

Bir kişinin yazmasına da karşıyım (kendimi kastediyorum), 313 MÜRSEL diye bir şey var. O GERÇEKLEŞMELİ, O BİZLERİZ! Önce Haniflik... Hanifliği ele alırken de kuşkusuz içinde bir metod var: Öncelikle bize TARİH ve DİN diye yutturulan bidatları tuvalet kağıdıyla temizlemeliyiz. Siyer ve Hadis farkını ortaya koymalıyız. Ayetlerdeki gizli ve ayrıntılı herşeyi bir bir ortaya koymalıyız. İbadeti 3 vakit ve artı 44444444444444444444444444444 rekat (Dileyen) diye tanıtmalıyız. Bu DİLEYENİN namazları mutlaka GECE olmalı. Allah'ımız açıkça KAÇ YERDE "Sizi gündüz iş-güç ile yormaktayım. Bana geceyi ayırın" mealinde söylemiştir. Kur'an'da sadece SÜNNETULLAH=FARZ namazı vardır. SÜNNETİ MUHAMMEDİ diye bir namaz yoktur (Varsa da sadece Resulullah'a AİTTİR, bizi ilgilendirmiyor). Bir ibadeti kendinize dilerseniz bunu kendinize FARZ edemezsiniz. FARZ etmek sadece Allah'a mahsustur. Kul kendine FARZ edemez (Mesela Kurban adarsa, bu VACİB olur, ama farz olmaz. Kurbanı adamamışsa kimseye bir günah yoktur, kimse vacibi terk etmiş sayılmaz). Vacib >>> Vecibe'dir adı üzerinde... Kendinize edindiğiniz tüm vecibeler, örneğin bu gece AYRICA 2+2+2+2+2+2+2 namaz kılmaya niyetlenirsem bu VACİB namaz olur ve VİTİR adını alır. Vecibelidir, Farz değildir. Tabii bunun bildiğimiz ve de yatsı namazına eklenen vitir Vacib ile ilgisi yok. Mutlaka 2 veya 2+2 veya 2+2+... diye kılınmalıdır. KILMAYANA GÜNAH YOK! Çünkü "DİLEK KİPİ" ile söylenmiştir. Yani Allah dileğidir diye bunu FARZ yapmayın (Farz doğrudan emir kipidir, kipleri karıştırmamalıyız).

Oruca erken başlayıp erken BOZMANIN anlamsızlığını vurgulamalıyız. Dolayısıyla akşam namazını da (bütün gece kılacağımız yerde) daha Güneş batmadan kılmak gibi affedilmez yanlışlıklar yapmaktan kurtarmalıyız gelecekteki miniklerimizi... Haccın 28 x 4 =112 güne dağılacağını, dileyenin kurbanı Kıtal, dileyenin İNFAK biçiminde kesebileceğini... DİGİTAL bir La İlahe İllallah'ın anlamını vererek, ve VELİLİK kurumlarını reddederek PRTESTO etmeliyiz. Zekatı, vergi kurumu ve de MEMLUKE >>> İŞÇİ kelimelerini yerlerine İADE ETMELİYİZ. Ben Kur'an'da KÖLE diye bir kelime bulamadım. Tıpkı "KEÇİNİN YEDİĞİ AYETLER" gibi... Malik=İŞVEREN, MEMLUK=İŞÇİ (İşalan). Artık Kur'an'ımızı, canımız kitabımızı, şu rezillerin elinden kurtaralım. Namaz içinde sadece Kur'an okunsun. Namaz "Selam, selam" diye bitirilince, isteyen istediği kadar dua okusun (Sübhaneke, Allahümme'ler vb.). Cuma günü kesinlikle İŞGÜNÜ olsun.

Tersine davrananlara PROTESTANTLIK yapmak zorundayız. Dinden TAVİZ VERİLEMEZ. Atalarımız öyle istediler diye, hatırları kırılmasın diye biz atalarımızı severiz diye ÖDÜN VERİLEMEZ! (Onlar bizi sevmiyorlar bunu unutmayınız). Gündüz çok kısa okuyarak, kolayınıza gelen kısa ayetlerle, çarçabuk namazınızı kılın. Hevesinizi GECEYE saklamalıyız. ALLAH'IMIZ BİZE GECEYİ verdi. Dini kolaylaştırdı ve sevdirdi. Ötekiler ise tersine zora koşup, nefret ettirdiler. Gündüzleri 4 rekat yerine 24 rekat kıldırmaya kalktılar. GÜNDÜZ'E AİT ALLAH YASAĞINI DELDİLER. Tıpkı CUMA'YI TATİL YAPMAK İÇİN YÜRÜYENLER GİBİ... Yani iktidardakiler gibi.

Allah'ımız bizden öğleden önce ve sonra olmak üzere ikişer rekattan iki VAKİT NAMAZ istemektedir. Sakın bunu aşmayın geçmeyin! Resulullah'a bile ÖZEL (Sadece ona ait olan) NAMAZI BİLE geceye aktarılmıştır. Size ters gelen şeyler birer tabudur.

Teyemmüm sizin HERZAMAN İSTEPNENİZDİR, hep kullanın. Bunu yaparsanız, sıfır saniye bile kaçırmadan HEP ABDESTLİ GEZİNİRSİNİZ. Aksi halde su, hamam vb. aramak için, boy abdestsiz gezersiniz saatlerce ve hatta günlerce... TEYEMMÜM'ü fark etmeyesiniz diye size İLMİHALLER ve HADİSLER dayattılar. Su varsa "Teyemmüm olmaz" dediler. Allah'tan daha çok biliyorlar ya? -haza-! Kulları, güsulsuz gezdirdiler...

Atalarımızın hatalarından illallah!!!

Artık şunları bileceğiz: Resulullah'ın babasının adı ABDÜL LAT'tır, Abdullah değil! Resulullah'ın babası, annesi putperesttir. Allah SÜNNETİ DEĞİŞMEZ, Allah'tan torpil istenmez! Mevlitlerde "Amina hatun" diye gözyaşı dökerken, bir gayrı müslim için ağlıyorsunuz! Bu bir komedidir! Kara mizah! Gökten hiçbir melek(ler) saf saf inmedi(ler)! 361 putun olduğu Kabe’yi tavaf etmediler. Uyusun da büyüsün ninni diye bizi uyuttular. Veli hikayeleriyle de ayrıca...

Ve bize bunları DİN diye yutturdular. Bu dini hadis diye tutturdular ve hep uydurdular. Kimse kendini düzeltmedi, mukallit oldu. Ta ki, bir gün Allah İbrahim'in duasını kabul etti. "Milleti İbrahim"i diledi. Millenium dedirtti. Ve HANİF DİN yani Protestant İslamiyet İŞTE başladı! 53 yıl ÖNCE başlaması bile SİZLERİN HAYATINI kurtardı. Kim öle kim kalaydı? Bildiğiniz ata dininden sizi kurtaran İBRAHİM'İN DUASIDIR. Ali İmran-104'ü SİZLERE REZERV etti, HADİ olan Rabb’imiz.


“Peygamber Soyu” Yukarı

Seyyid (Bey demek, bay demek) anlamından da çok PEYGAMBER SOYUNDAN DEMEKTİR. Çocuklarına SAİD, BUŞRA, KÜBRA gibi isimleri özellikle koyanlar, kesinlikle peygamber soyundan geldiklerini iddia edenlerdir. Ama ayet belli: "Muhammed sizin hiçbirinizin babası değildir", diye. Oysa Resulullah eşleri "Annemizdir" ama Resulullah "BABAMIZ" değildir. Bu çelişki içinde bir doğruyu açıklıyor ki biliyorsunuz, RESULULLAH SOYUNDAN asla birileri gelmemiştir günümüze...

Ahzab 40: Muhammed, sizin erkeklerinizden hiçbirinin babası değildir; O, Allah'ın resulü ve nebilerin sonuncusudur. Allah herşeyi gereğince biliyor.

Bu ayette APAÇIK peygamberin soyundan (yani hepsi katledildiler) asla birinin gelmediği BESBELLİ DEĞİL Mİ? HİÇBİRİNİZİN BABASI değil diyor. Eğer öyle olsaydı Ebi Leheb, Ebu Cehil gibi amcalarının soyundan (Onlar da Resulullah'ın kandaşı) gelenler de SEYİD olurdu. Vay halimize! İşte bu tehlikeyi Ahzab 40 önlemiştir. Bilirsiniz ki, bir miras kaldığında İYİ veya KÖTÜ sağ kalan bir mirasçı bulunur ve miras onlara ödenir. İyi ve kötü olduğuna bakılmaksızın. Bu kuraldır. İşte Resulullah'ın KANINDAN geldim, ya da "O benim büyük büyük büyük büyük babammış" diyen için bu ayetler bir uyarıdır.

O öyle bir katliamdı ki, 400 kadar nedime, mabeyin vb. hepsi öldürüldü. Hamileler de öldürüldü (Belki Hüseyin'in soyundan hamile kalmıştır diye). Artık bunları bırakmalı ve ayete bakmalıyız.

Güneşi balçıkla sıvadılar, diledikleri gibi tarihi yazdılar. Şurayı kaldırıp yerine saltanatı koydular. Yahudi olmasa da Yahudileşmiş Kureyş kabilesinin tüm gelenekleri, cahiliye örfleri yeniden diriltildi. Rahibelerin karaçarşafına kadar tıpatıp aynı kaldı... Ve kimse ama hiç bir kimse demedi ki: "Bu rahibe kıyafetidir". Rahibeler de bu tesettürü elbette, YAHUDİ havrasının sadık bir kızı olan Hz. Meryem'in ZORUNLU kıyafetinden almışlardı. Çünkü Hristiyanlığın temeli salt TEVRAT'a dayanır.

Tevrat der ki: "Bir stawardess'in saçının bir teli bile görünmemek üzere beyaz bir örtüyle sıkılır ve üzerine kir göstermeyen siyah bir shagu (cilbab) örtülür. Ayaklar bileklerden ve eller de bileklerden itibaren bu örtü içinde kalır. Yahowa'nın kızları adanmışlardır ve böyle olmalıdırlar".

DİKKAT, Tevrat'tan yazdım size. Şimdi aynı şeyi DEĞİŞTİRİN ve Kur'an/Hadismiş gibi yazın. İşte Kureyş budur! “Stewardess” “Hostes” değil, burada HİZMETLİ anlamında, ama İbranicede NUN (Nurse/kızkardeş kelimesi de buradan geliyor ve ayrıca hemşire). NUN sanırım İngilizcede de argo gibi kullanılıyor. Hastane hemşireleri kepleriyle, önlüklü okul çocukları ve bilhassa yakalarıyla bu NUN geleneğini devam ettiriyorlar.

Erkek hizmetlilere de MEM diyorlar. Bunlar yine rahip gibi giyinir ve namaz takkesi takarlar. MEM'i bulamazsınız. Ama size bir ipucu vereyim: MEM İbranice bir harfin okunuşudur. Evet arapçası MİM. Yani NUN >>> NİSA MEM >>> MALEH (Melik, Malik).

Üzüldüğüm şu ki, ak ninelerimizin tülbentleri Anadolu’muzun, bunun üzerine giyilen çarşafları (cihar şuf) aslında bir töre möre değil, içimize kadar girmiş ARAP adeti. Arabın içine giren de bellidir KUREYŞ. Kureyş'in içine giren de bellidir: Ebu Süfyan yani REİSLERİ. Yani eşi Yahudi olan (Kurayza) ve kendi yarım kan Yahudi olan, dolayısıyla Mekke’li putperestlerden BAŞKA Yahudi adetlerini çok iyi bilen EBU SÜFYAN'DAN söz ediyorum...

Tüm Yahudi adetlerini ADI GİBİ BİLİYORDU! İşte tarihin KARANLIK yüzlerinden biri de bu... MENAT (Yahowa'yı temsil eden put) DIŞINDA TAPTIĞI GÖRÜLMEMİŞTİ. Demek ki İslamı Araplaştırmışlar. Araplaşmayı da Yahudileştirmişler. Düz mantık ile bizler TAMAMEN YAHUDİ ÖRF VE ADETLERİNE SAHİP ÇIKMIŞ OLUYORUZ! Ve Türk töresi diye benimsiyoruz. Gerçekten bu iğneli fıçıdan çıkmak çok zor.


“Hz. Muhammed ve Namaz” Yukarı

Hz.Muhammed, “Hud 114'ncü ayet beni kocattı" demiş, Siyer'de var. Aynen öyle demiş. Tam 11 yıl (İki yıl hiç ayet gelmedi, net 9 yıl) boyunca NAMAZ yoktu, abdest yoktu, boy abdesti yoktu. Sadece kendinizi ve elbisenizi temiz tutacaksınız. Sayısız sure ve ayet gelmiş ve NAMAZ daha emrolunmamış. Dolayısıyla ABDEST hiç bilinmiyor. Hele hele BOY ABDESTİ hiç bilinmiyor, ama ayetler iniyor. Yani boy abdesti olmadan Müslümanlar yaşıyorlar, haklılar da -bilmiyorlar ki- Allah daha bildirmemiş ki! Ve Mirac (İsra) ile gelen ayetler "Sizden öncekilere farz olduğu gibi size de namazı ikame etmek (yerine koymak) FARZ" oldu diyor. Abdest, BOY ABDESTİ şartı getiriliyor. Ve Resulullah geçen yıllara bir bakıyor ki, "Abdestsiz-Namazsız" geçmiş gitmiş. Bunu içine sindiremedi. Herşeye abdest alıyordu. Öyle titizlendi ki, bir an olsun namaz abdestsiz veya teyemmümsüz gezemez olmuştu. İşte Resulullah, "Hep cünubmuşum" diye YAŞLANDI. Tuhaf ama, bu da tarihin KARANLIK yüzü ve maalesef böyle...

Daha önce de yazmıştım: "İkra" diye ilk ayet geldiğinde, Cebrail'in elinde ibrik ve abdest alma el kitabı yoktu! Resulullah efendimiz doğal olarak Hatice annemizin yataklarında yatarlardı. Ve bu ayetler böyle geldi. Tuhaf ama GERÇEK.

Kur'an boy abdestine ihtiyaç duyar ama namaz abdestine gerek duymaz. Sadece TEMİZLENMİŞ olacaksın (Büyü yapmak, mezhebine göre uydurmak gibi) ardniyetlerden kaçınacaksın. Sözü edilen "TEMİZLENDİRİLMİŞLERDEN BAŞKASI EL SÜREMEZ" ayeti budur. Abdest/Güsul/Namaz bir devrim olmuştu ruhunda... Bunları ATASI İbrahim bulmuş ve koymuştu ve Sünnetullah'a dahil edilmişti. İşte bu DEVRİMİ yaşadı.

SİZ ŞU ANDA HANİF olduğunuz için ne kadar heyecanlısınız bir düşünün? Ve de eskideki halinizi düşünün... BEN SİZE ARTIK HANİFSİNİZ diyorum. Ve siz "Geçmişinize acıyarak, yanlışlara acıyarak" VAY BE deyip yaşlanıyorsunuz. Geçmişiniz artık bir vicdan azabı verir size...

Geri Dön     Yukarı