099 - 29 Mayıs 2002 Çarşamba | |
Selam ve Selam, “Piramitler - Tin-Zeytun-Emin Belde” Yukarı Piramitlmerin CİFİR karşılığı var. Piramitler BURÇlara bağlantılı/ilintilidir. Sadece yıldızlara değil! Cifir olarak Cheops, Qefren ve Mikerinos'u sanırım çizmiştim. Cheops'unki 12 burcu (ikili ikişer) temsil ediyor. Kefreninki ise dört burç hariç 8'li dizge. Mikerinos ise dört burcu (Son dört burç: Oğlak/Kova/Yay/Balık burçları). Bir ansiklopedi yazılabilir piramitlerden... Çünkü piramitler anlatmakla bitmez. Stonehenge, Angkhor Wat, sanki bir analog saatin/burç çarkının parçalarıdır. Piramitler taşı (saatin taşı, elması), Stonehenge ve benzerleri ise saatin dişli çarkı. Pogodalar ise sanki bu saatin mili (eksen mili). Uzaylılar mı yaptı bunları? Elbette uzaylı yok! Onun için piramitleri TEK başına olarak düşünmemelisiniz. Geçmişteki ipuçlarımdan örnek vereyim: Bir mıknatıs düşünün. N ve S kutbu var ve çekip-itiyor yani reaktif ama tam ortası ne çekiyor ne itiyor (Deaktif). Kur'an'da Sanskritçe üç kelime var: ZHAİDA, DHUDA, OMMANİ... ZHAİDA=DEFNE DEMEK, DHUDA=BÖCEK KAPAN BİTKİSİ DEMEK (İbrik biçiminde), AUMMAN ise bildiğiniz gibi inanmak, iman etmek, amin demek... Kur'an'da bunların karşılığı var. Vet TİN'i, vez ZEYTUN'İ, ve de Tur'u Sina, ve de BELED ÜL EMİN= Emin belde (Aummani EMİN demek. Emin ise mıknatısın çekmeyen itmeyen nötr bölgesi demek). Bunları nereden biliyoruz? Zeytun'un ZAİD yani yüksek artı kutup olarak UFO (Tarık) mekanizmasında kullanıldığını Nur 35. ayette biliyoruz. İncir ve Zeytin değil sadece olay! Tin=Eksi ve Zaid (Zeytun) artı anlamına geliyor. Daha doğrusu nakıs-zaid değil de absorb, emisyon onlamında. N ve S anlamında. Mıknatısın ortası ise EMİN BELDE oluyor. Ne çekiyor ne itiyor. Bu mıknatıs niye var? Bu mıknatıs, Magnetosfer'in YERYÜZÜ izdüşümü. Cinlerin gökte belirli mevkiilere=Emin beldelere oturup Melei Ala'dan kulak hırsızlığı yaptığı yer olan MELEİ ALA, Semavi AKILARDIR. Dünya'daki 5,5 Gauss şiddetindeki mıknatıslanma ise bunun YER İZDÜŞÜMÜDÜR. Çünkü eriyik halindeki çekirdekteki Nife, Nifsima ERİYİK olduğundan mıknatıs özelliği vermez. Çok kuvvetli bir mıknatısı eritir, ÖLÜR GİDER... Böylece Dünya üzerinde bir elektromagnetizma olduğu belli olur (Hadid 25.ayetteki "Demirde BÜYÜK ŞİDDET VARDIR" sırrı budur. Mele-i Ala ile birleştirirseniz, doğanın temel kuvvetlerinden olan elektomagnetik kuvvet'in tanımını bulursunuz). Yukarıdaki MELEİ ALA (Magnetosfer) ile yerküre magnetizmasındaki akılar birbirinin izdüşümüdür. Dünya ise arada armatür halkası gibidir (Dinamo çekirdeğindeki gibi). Magnetosfer Dünya’nın KALKANIDIR. Fakat yer magnetizmasına bazı durumlarda (Şıhab denen kozmik primerler) elektromagnetik aşırı deşarj vermektedir. Bunun sonucunda (Bermuda gibi) paranormal şeyler oluşmaktadır. Magnetosfer kubbesi ile yer magnetizması kafesi elektromagnetik-aşırı durumlarda birbirine değecek kadar şişer. O zaman da kozmik ışınlar (Şıhab, Şuğaz ve nuhas), uzay-zamanda "ÖMÜRLERİNDEN" daha uzun yol alırlar ve KENDİNDEN YANAN İNSANLAR, TUNGUSKA vb. gibi şaşırtıcı felaketlere ve fenomenonlara yol açarlar. Yani her Bermuda üzerinden geçen yolcu/taşıt kaybolmaz. İnsanlar durup dururken yanmaz ise de yarım milyon insan RESMEN ve resimli belgelenmiş, sayı yine de az değil. Bütün bunlardan TİN-ZEYTUN mekanizması sorumlu. Tin Suresi: 1. Tîn'e ve Zeytun'a, Sırayla BATINİ (Kriptolojik anlamlarını veriyorum): EKSİ ve ARTI YERKÜRE MIKNATISINA (İKİ KUTUP) çeken kutup-iten kutup ve ikisinin NÖTR olduğu, çekip itmediği, mıknatısın TASTAMAM ORTASI, O DÖNEMDE anlıyoruz ki SİNA DAĞI imiş. Ve bir de biliyoruz ki, Musa'dan önceki EMİN (Nötr) BELDE ise GİZE (Kahire) kentiymiş. Emin Belde Cheops-Kefren-Mikerinos piramidlerinden doğuya, yani TUR dağına doğru kaymış. Niçin kaymış? Çünkü kutuplar GEZGİNDİR. Yani her yıl yer değiştirir ve yürürler. İki kutup bu durumda yürürken, TAM ORTALARINDAKİ bölge (nötr, emin bölge Aummani Skhidra) da ELBETTE yer değiştirecek. Zaten Musa ile birlikte Firavun'un başkenti EMİN BELDE OLMAKTAN kurtuldu. TUR DAĞI emin belde oldu. Yoksa, Piramitler’in cesetleri, mumyaları saklamasını, meyvelerin ve sunakların çürümeden, bozulmadan durmasını, eski Mısırlıların bir sırrı mı sanıyorduk? Hayır! EMİN BELDE özelliği ve işlevi bunu yapıyordu. Yani sır PİRAMİTLER’DE değildi. EMİN BELDE koordinatlarında olmalarından kaynaklanıyordu... Ve tabi tılsımlar da vardı. Emin Belde'den alınan gizil güçler. Firavun'un sihirbazlarının elde ettiği bu güçlere karşı asla durulmuyordu. Fakat Nil nehrindeki sepetten bebek olarak çıkıp da TUR dağında Rabb’inden Tevrat kitabelerini alıp, sonra Mısır'a dönen ve Firavun'un sihirbazlarını elindeki ASA ile sihirlerini yılan biçiminde yok eden Musa'nın iki yaş dönemi arasında kozmik bir olay olmuştu. Gize'den kaldırılmış olan EMİN BELDE, TUR dağına monte olmuştu. Tur dağı DOĞAL bir PİRAMİT görevini yapıyordu. TUR=MOUNT=KONİ demek. Musa o DOĞAL piramite monte olmuştu. Kur'an'dan bildiğiniz biçimde Allah ile diyalog kurmuştu (Musa Kur'an'da adı en çok geçen elçidir: 27 kez ismen ve bir kaç misli de işaret edilerek verilmiştir, yani Musa kastedilerek 75 kadar Ayet vardır). Emin Belde TUR'U SİNA DAĞI olmuştu. Üst tarafı yüksek EKSİ KUTUPTU. Altı ise (Dağ yamacı, ilk etekleri) yüksek artı kutuptu. Musa'nın zarar görmemesi için Allah şöyle buyurdu: "Gerçekten Ben, senin Rabb’inim. Ayakkabılarını çıkar; çünkü sen, kutsal vadi olan Tuva'dasın." (Taha 12). Ayakkabı çıkarılınca MUSA TOPRAKLANDI (elektrikteki ground). Bunların bir diğer adı YİNE TİN VE ZEYTUN, toprak ve faz... Tur dağının tepesinde (UFO'ya çok benzeyen konik bir dağdır orası), büyük şiddet olayları oldu. Yıldırım ile Evamir'i Aşere yazıldı ve “Fusion Reaktörü” olan Tabutüssekine/Ahit sandığı orada verildi. Eğer Musa'nın ayağı çıplak olmasaydı, bir yalıtkan olsaydı ayaklarında, Tabutüssekine'ye dokunan insanlar gibi kül olurdu orada... Böylece EMİN BELDE'nin kutuplarını kavradık. Gelelim devamına... Artı-eksi kutupların tam ortasındaki Sina Dağı’na ve Gize'den Sina'ya, oradan Kudüs'e ve oradan da MEKKE'ye gelen KIBLE bunların dördü de EMİN BELDE. Kutuplar gezindikçe EMİN BELDE DE geziyor. Mekke'de duruyor şu anda... Bunu nereden anlıyoruz? BELED (Belde) suresinden ve İbrahim ile oğlu İsmail'in yaptığı KABE BLOĞUNDAN anlıyoruz. Kabe bloğu PİRAMİTLERİN yerine yapılan bir GEOMETRİK modeldir... Ve GÜÇ artık buraya geçince, Allah "Kazıklar sahibi Firavun" diye indirdiği ayetle, gücü Firavun başkentinden almıştır. Tur Dağı’ndan başlayan Arzı Mev'ud yolculuğu, 40 yıl çöl sürgünü ile devam etmiştir. Çünkü Tur'daki EMİN BELDE statüsü, Filistin'e doğru yürüyordu (Kutupların yürüdüğünü unutmayınız). Allah onların Filistin'e girmelerini emretti ama İsrail oğulları reddettiler ve korktular, çünkü orada Nefilim'ler vardı (Devasa insanlar, devler). Musa bir tanesini öldürdü ve kemiklerinden bir köprü kuruldu. Daha sonra Davut sapanıyla Calut'u (Goliath) devirdi. Filistin'e yürüyemedi EMİN BELDE. Korkak İsrail Oğulları’yla ÇÖLDE 40 yıl bekletildi EMİN BELDE. İsrail Oğulları da mecburen beklediler. Emin Belde'den kutup içinde kutup (Tin-Zeytin gibi) bıldırcın ve kudret helvası MİSAL kelimeleriyle anlatılan “quadropole” olmuştu. 40 yıl gecikmeyle bu kez EMİN BÖLGE Kudüs'e taşındı. O an eski adı Yaruşalim (Yaru=Arazi, Şalim=Selim, emin), Arapçasından örnek, "Sağ-salimen varmak gibi", Şalmut=Selamet... Kentin tam adı KUDDÜS AL ARU-SALİM. Kuddüs >>> Kudüs >>> Kutsal'ı bir yerden daha anımsayacaksınız. "KUTSAL TUVA (Tuba) VADİSİNDEN". Emin ve Kutsal TUVA bu kez kutsal ve selametli Jarusalem olmuştu. Davut, o bölgedeki Anak oğlu devlerin lideri Calut (Galot, Goliath)ı öldürdü... Ve Kral Davut zamanında burası İbranilerin yurdu ve başkenti oldu. Aynı yere bir tür KABE ve biraz da PRAMİT karışımı bir mabed yapıldı. Tıpkı piramitler gibi, ifrit denen bir cin ırkı tarafından devasa bir Süleyman mabedi yapıldı (Ağlama duvarı, bunun bir duvarıdır, diğerleri yıkılmıştır). Zaten Ziggurath'da olduğu gibi İFRİTLERİN yaptığı herşey sonradan bir şekilde ilahi gazaba uğrayıp YOK EDİLİYOR, yani paranormal olarak yapılan inşaatları Allah'ımız iptal ediyor, onlar geçici kalıyorlar. Nitekim, bugünkü ağlama duvarı, sadece İNSAN eliyle yapılmıştı. Ama daha sonra İFRİTLER (Ephrates) TESHİR edilip de Süleyman'ın emrine verilince, diğer kalan yapı, çarçabuk bitti. İfritlerin yaptığı bölümler yokoldu. İkinci krallık ve krallığın alameti olan Tabutüssekine'yi Bakara Suresi’nden yazalım: 247. Peygamberleri onlara dedi ki: "Allah, Tâlût'u size kral gönderdi." Şöyle konuştular: "O bizim üzerimizde nasıl saltanat kurabilir? Yönetimde biz ondan daha çok hak sahibiyiz. Ona bir mal genişliği de verilmemiştir." Peygamber dedi ki: "Allah onu seçip size üst olarak gönderdi. Onu bilgi ve beden gücü yönünden üstün kıldı." Allah, mülkünü dilediğine verir. Allah, mülkü genişletendir, her şeyi bilendir. DAVUT >>> TALUT (Calut ise Dev kral). Talut İsrail Oğulları’ndan değildi. Buna karşı çıktılar. Allah'ın verdiği Tabutüssekine - Ahit Sandığı’na DOKUNABİLEN (TOPRAKLAYABİLEN) yegane insandı. “Irklar” Yukarı Hud ve Salih diğer mutantların peygamberi. Bunlar NUH tufanından hemen önceki kavimler. Biz mutant olmayan insanlar ise doğrudan NUH'un zürriyetindeniz. Eskiden mutantlar ile çok sayıda insan ırkı vardı. Bugün bunlar kıtaların adlarına inmiştir: 1. Amerikalı-Uzakasyalı-Okyanusyalı: MONGOL alt ırkı. Nuh'un en büyük oğlu YAMM (Kenan) ile temsil edilir. Nuh tufanı (Atlantis batması bunun sonucudur) öncesi bu saydığım ırkların dört-beş katı tuhaf tuhaf ırklar vardı. Hayvanlar için de durum aynıydı. Çok uzun dişli mağara kaplanları, boynuzlu atlar (Hyparion) çok vahşi inanılmaz hayvanlar (ki bunların 8 çift alt takımı evcilleştirilip büyük-küçükbaş olarak insan emrine verildi). Dinozorlar birden bire yok olmadı. Allah bilim adamını APTAL yapmasın, Nuh Tufanı’na inanmadığı için, dinozorları meteorların yok ettiği gibi çok ekstrem şeyler uydururlar. Çünkü Nuh Tufanı kabul edilirse, ATEİZM hapı yutar... Dinozorlar çekilmeliydi. İnanılmaz bitki tüketiyor ve hantal olduklarından her ağacı deviriyorlardı. Aşırı irilerdi... Ve bir dinozor etçil ise, kendi ağırlığınca bir günde avlanıyordu. Nuh Tufanı’nda bunlar "Keler" boyuna indirildi, diğerleri yok oldu ama klasik bilim adamları doğal seleksiyona inandıklarından, bu PARANORMAL ve de doğal olmayan İLAHİ SELEKSİYONA asla itibar etmeyecekler, bu yüzyılın sonuna kadar bile bu böyle gidecek... HUD'un ve Salih'in kavimleri MUTANT idi. İdris'in kendisi de Nuh gibi YYx genom formatındandı. | |
Geri Dön Yukarı |