092 - 12 Mayıs 2002 Pazar | |
“Biyoloji - Astroloji” Yukarı “x” ve “y” bir sembol yani onların biçimi ama nasıl ki kuarklarda renk dinamiğinde üç renk İZAF ediyorsak (Aslında renkli değil elbette, çünkü fotondan sayısız kez daha küçüktür quarklar) PAN-SPERMIA teoremimizde de X ve Y'yi kromozomların biçimi gibi düşünüyoruz. DNA sarmalı MADDİ olarak iki tanedir. Ama kök içinde eksi 4900 kg olan ÖTEKİ bedenimin de bir çift sarmalı var. RUH ve beden birbirine tam bu noktadan tutunuyorlar. Bedensel özellikler çift sarmaldan geliyor ama arka-gizli planda ise RUHSAL özellikler geliyor. Onlar da bir çift sarmal. Helix zaten her şeyde var. Şöyle daha kolay anlatabilirim: -70j bedenime ait bir çift sarmal var. Bir de normal bedenime (+70 kg) ait bir çift sarmal var. Bunlara dört direk diyoruz. 7 ve 9 direkleri RUH yani eksi bedenimize ait. Bildiğimiz öteki çift sarmal ise 1 ve 3 direkleri. Maddi yani babadan anneye geçen ve orada SARMAL olan bir çift bizim fiziki özelliklerimizi belirler (Negro, Mongol vb.). Eğer KÜRSİ modeline bakarsanız şunu göreceksiniz: Orada 1, 3, 7 ve 19 gibi dört direk var. 19 diyorum çünkü 9 ASAL değildir. İkinci hatta (enleme yazılanlar fosfatlardır) 11,13,17 ve 19'u göreceksiniz. Oysa bunun üstünde 19 üstünde 9 yazılıydı ama 9 asal değildi. Buna rağmen direğe adını vermekteydi. 9 direği gibi... 3'ler direği, 1'ler ve 7'ler direği gibi. 19 sayısının bu özelliği boşuna değil. RAKİM olarak 19, burada KEHF olarak Arş katları, Kürsi ve benzeri HOLOGEOMETRİYİ ortaya çıkarıyor. Yani tüm asal sayılar düz olarak sıralarsanız adı RAKİM (Holografisi olmayan salt matematik). Fakat benim CİFİR tablosundaki gibi ARŞ, DÖRT direk ve arada katlanabilir 7 tabaka ile ana tabaka gibi ilginç bir HGM (Holo-Geo-matrix), ya da HOLOGRAM vechesi ortaya çıkıyor. Bu şekilde dizilmesine de KEHF deniyor (Rakim matematik, Kehf ise Geometri demektir). Bilidiğimiz iki sarmal ikisi de BİRER tane olarak anne ve baba adaylarına (eşlere) bölüştürülmüş. Cinsel buluşma ile bu ikisi de buluyor ve birbirlerine dolanıyorlar. İkisi de buluşuyor: Tuhaf ama doğru olan şu ki, aslında anne ve baba cinsel olarak buluşmuyor. Aslında kalıtım materyali olan bir tek sarmal buluşturuluyor. Bu sarmal ötekiyle sarmaşıyor. Sonra "İyi ki doğdun bebek" esprisinin startı verilmiş oluyor. Buluşanlar 3 ve 1 direkleri ama görmediğiniz arka planda bakalım neler oluyor? Berzah yani ruhların bulunduğu yer ile Dünya’mız arası 50 bin yıl tutan 1 tek gündür. Ruh (ve özel melekler) ona BİR TEK günde çıkarlar ve/veya inerler. Bu yola "Gümüş kordon mesafesi denir" ve eksi bedenimizin bildiğimiz GÖBEK bağı yerinden çıkar. Tek farkı, boyunun 50.bin yıla eşit bir TEK gün boyunda olması, yani çok uzun... Göbek bağımız gibi o da aynı öneme sahip. İkisi de göbek bağı zaten. Biri gümişi renkte, öteki bildiğimiz organik renkte, biyolojik renkte ve YER ile GÖK birbirinin yansısıdır. Yerde ne oluyor bir bakalım? (Söylediklerimi müstehcen olarak almayınız. CİFİR BİLİMİ gereği söylemek zorundayım). Erkek testislerine "BİR TEK DNA sarmalı olan mesajcısını yüklemiş". Erkek Rakim (Zeker) ve kadın KEHF (Mağara). Rakim, Kehf'i aşıyor ve Allah'ın dişi cinse verdiği KENDİ ŞUBESİ olan Rahim'e doğru gitmesini sağlıyor. RAHİM, ER-RAHİM olan Allah'ımızın YUKARIDAKİ asıl Rahminin YERDEKİ şubesi. Rakim, materyalini Kehf'e (Vagine) devrediyor. Anne adayı bunu alıyor, Rahime yani KEHF arkasındaki bir BERZAH'a taşıyor. Rahim ağzı bilinir ki pek dardır. O da insanın BERZAH'ı yani genital olarak en dar yeridir. Emanet (döllenmiş over) yeni mağaraya giriyor ve artık "50 bin yıllık bir yola" yukarıya çıkıyor. Ana Rahmi aşağıda, ALLAH RAHİM'i yukarıda... Aşağıda bunlar olurken yukarıda neler oluyor? Bir gün süren bir yolculuk gibi görünmez bir DİREK gidiyor ve BERZAH alemi (Karadelik tekilliklerinin öteki adı Berzahtır) kapısına dayanıyor. İçerisi iki boynuz içi düşünün, bir kapısı var ama iki ayrık ucu var (Boynuz derken hani boru gibi çalınan klasik haberleşme aygıtını gözönünde canlandırın). Bu boynuz çiftinin doğasına Yin ve Yang diyoruz (Hunnes ve Künnes/ Chaos ve cosmos). Bu sözünü ettiğim SUR BORUSUDUR YUKARIDA, şekli ise kadın genital haritasının neredeyse aynısıdır (Dikkat ediniz erkek değil, dişi haritası). Sağ ve sol “ovarium”lara ayrılan bir RAHİM ve onun önüde KEHF durmaktadır. Cinsel buluşma küçük bir alanda gerçekleşirken, aslında süper makro kozmos da daha geniş ölçekte cereyan etmektedir. Bunu şöyle kıyaslayalım: Bebeğin göbek kordonunun boyu ile 1 gün=50 bin yıl olan bir göbek kordonu... Yani astronomik bir thales teoremi... O küçük alanda herşey olurken, yukarıda aynısı olmaktadır. Aşağıda 3 ve 1 direkleri (çift sarmal) iş görürken, yukarıda 7 ve 19 direkleri işbaşındadır. Kaçınılmaz olarak yukarıda psişik profil çıkarılmaktadır ki adı BURÇ davranış bilimi gibi bir şey... Aşağıda anne ve babanın ortak benzeri bir genin oluşurken (Kafkasyalı, Afrikalı, Asyalı, Amerikan yerlisi vb. Göz rengi, pigmentleri vb.). Cenin (Embrio) ruhsal karakterizasyonru ise YUKARI yapılmaktadır. Bu kesinlikle BURÇLARLA ilgilidir. Size ait işlem Doğum gününüze üç ay eklediğinizde ortaya çıkar. Örneğin 01.12.1971... Doğum yerinizi belirleyen başta boylam sonra enlemdir. Bunun gökyüzüne yansısına kuliminasyon ve decliminasyon denir ki, GÖK paralel ve meridyenleri demektir. Doğum yeriniz ÇOK önemlidir ve doğacağınız YERİ belirleyen yukarıdaki Cul. ve Dec. yani enlem ve boylamın kesiştiği yer 1 günlük dikme ile aşağıda tastamam doğduğunuz yere ulaşır. Onun karşısına uçak bile çıksa, o kişi uçakta doğar. Uzay bir geometridir üç boyutlu...Bir de zaman denen dördüncü boyut var. Bunu yukarıda BURC (Çoğulu “buruc”, “burçlar”, Sanskritçedir, Almancası “burg”, daha kuzeyde “borg” vb. BURG >>> Kale burcu demektir. Bir DİŞLİ ÇARK demektir). Nitekim böyle bir BURÇLAR ile dolu SEMA >>> GÖK olduğunu Kur'an ayeti bize açıkça anlatır. O bir dişli çarktır. Dünya çevresindeki izafi burçlar en küçük dişli çarktır (Mesela saniyeyi gösterir). Sonra dakika turu atan dev bir dişli çark (Burc) var ki, o da evren balonunun içbükey zarına yapışıktır. Şöyle daha iyi anlaşılacaktır: Dünya’dan baktığınızda ve ŞU BURÇ dediğinizde onu oluşturan takım yıldızlar bir düzlem yani kâğıt üzerindeki noktalar gibi değildir. Kimi evrenin 10 milyar yıl ötesinde bir kuazar, kimi galaksinin Orion (Avcı) kolunda, kimi doğrudan bir başka galaksinin ta kendisi... Bu üç farklı şey AYNI DÜZLEMDE imiş gibi algılanır. Oysa aralarında üçüncü boyutta inanılmaz uzaklıklar vardır. İşte biz ona Müzeyyen Sema BURÇ çarkı diyoruz (Söylediklerim ayettir, ben ayet dışı konuşmam. Şu ana kadar ne söyledimse ayettir. Ayetlerin numarasını arayarak veya yazarak zaman yitirmek istemediğimden, çabuk geçiyorum. Beni anlayanlar anladı umarım). Müzeyyen Sema'dan sonra bizim EVREN yerini Süper Uzay’a bırakır, sonra o bir günlük yol ve yukarıda devasa bir BURÇ çarkı. İşte o da evrensel bir analog saatin sanki en büyük çarkıdır. Birinin diğerini döndürmesi çaplarıyla ve diş sayılarıyla belirlidir ya... Yukarıdaki çarkın bir diş atması ötekini faraza yüzbin kez döndürüyor ve aşağıdaki 12 dişliden oluşmuş burç çarkımız ise yüzmilyonlarca kez dönmek durumunda. Bunlar rakam olarak almayın, sadece teşbihtir (Çarkları bulmak için evrenin yarıçapı 10 üzeri 77 cm.den yola çıkarsanız, iyice aklınız karışacak diye böyle eskilerin usulü yazmaya çalışıyorum, yoksa aciz değilim, on dakikada hesaplar buraya yazarım. Üstelik parametresi de çok az formüllerin). Eskiler derlermiş ya; "Kuş uçuşuyla 500 yıllık yolda filan yıldız var diye... Niye 500 niye mesela 499 değil, 507 değil? Ben de eskiler söylemiyle yazmaya çalışıyorum, bu bir gereklilik. Yukarıda bakalım Aralık 1'de doğan biri için bakalım en büyük çark ne diyor? Önce anne-baba işlemi doğum tarihinden ÜÇ ay sonra olmuş. Yani 1 Mart 1971 yılında... Buna 9 ay gün eklerseniz, 01.12.1972 olacaktır. O gün arkadaşımız doğacaktır. Arkadaşımızın dört direğe göre belirtici (karakter belirleyen) özellikleri şunlar: 1 direği için YAY BURCUNDAN, 3 DİREĞİ İÇİN (1 Mart=BALIK) burcundan ve yukarıdaki 7 direği için doğduğu coğrafik noktadaki ZAMAN önemlidir ve bu onun İKİNCİ KARAKTERİDİR. Yani arkadaşımız bir gün bir şekilde kişiliği bölünürse, Yükselen burcu ne ise o karakterde olacaktır ve 9/19 yani dördüncü direk için batan burç önemlidir. Eğer yükselen burcu Koç ise alçalan (ufukta batan) burcu 180 derece tersiyle Terazi’dir. Arkadaşımız TERAZİ özelliklerini alamayacaktır. Terazi nasıldır? Ayrıntıcı, kararsız, sanata ve rahata düşkün, böbrekleri (hanımlarda yumurtalıkları) sıkıntılı vb.dir. Yükselen burç KOÇ demiştik. Yay burcundan olan bu arkadaşımız yükseleni Koç ise, sabırsız atılgan, çok aceleci ve çok KARARLIDIR, saniyede karar verir ki alçalan burç Terazi bu kararı 365 günde bile veremeyebilir. Karakteri getiren özellik sanal bir çift DNA (Göbek kordonu olarak düşünün) ile belirlenir. Mesela babada ressamlık yeteneği varsa bu 12 ayrı burçtan olan 12 çocuğunda şunlar da çıkar. Önce Boğa, Terazi, Balık, Yay... Yani babanın (dili şivesi dahil) her bir özelliği 12 çocuğundan UYGUN olanda çıkar. Tümü ressam, müzisyen değillerdir. Yukarıda neler oluyor devam edelim: Baba adayı anne adayını aşınca, bir günlük yolu da aşmış oluyor. Rahim Berzah’ına emanet bırakılınca, yukarıdaki Sur borusu (Ki bu da bir rahimdir) Berzah’ına ulaşılmış oluyor. Yumurta aşılanıp foliküllere hareket ettiğinde, yukarıdan BURÇ ÖZELLİĞİNE HAVİ olan ve DOĞUM sırası bekleyen BİREY (Bilinç, ruh), Allah'ın EMRİNİ alıyor. Allah'ın emri ise onun ÜFÜRÜLMESİDİR. Nefhi Sur (Üflemek=Nefh, Sur=Boru, çalgı, boynuz) üflüyor. BİRAZ ÖNCE Allah'ımıza Kalu bela/elestiküm misakı veren ve daha hiç doğmamış ruh SEÇİLMİŞ olarak Rabb’in emri gereği RUH olarak ve ana rahmine bağlı bulunan (Göbek kordonu) bağını izleyerek bir tek günde embrio içine üfleniyor... Ve hoşgeldin bebek! 1, 3, 7, ve 9 (19) direklerinin dörtlü spirali, sarmalı, helisi bizim fizyolojik ve de psişik yapımızı BURÇ dosyası içinde oluşturuyor. Önce burç dekodu: 27 kasım 1972 Türkiye ortası doğumlu biri için1-99=Burcu Yay. Güneş Yay Burcu’nda. Güneş demek AKDELİK olarak temsil ediliyor. Yani o gün bebek gün ışığını görüyor. Yaklaşık bir hafta önce doğmuş. Sağ ayak baldırı doğuştan hassas, sportif bir kaza geçirebilir (Ben fal bakmıyorum KABA bir havas çözüyorum). 73-99 durumunda ve bununla kesişen Balık burcu çizgisi 47 konumunda. İnanılmaz derecede özgürlüğüne düşkün bu candaşımız. Çok bol uyku uyuyor, uyku öncesi uzun hayaller kuruyor ve çok sayıda rüya görerek, dinleneceğine biraz yorgun kalkıyor. 97-83 çizgisinde, "ASLA ELEŞTİRMEYİNİZ" tamamen arkadaşlığı kopartır ve sertleşir ve ağır eleştirir karşısındakini. 97-89 çizgisinde ise son derece neşeli, konuşkan ve grubun gözbebeği... Her perşembe neşelidir ama ÇARŞAMBA günleri SOMURTUR, sıkılır, yenilik coşku arar. Çok iyi bir aşıktır. Din duygusu gelişkindir ve bu yolda felsefenin tüm kapılarını çalıp, 2002 yılında tatmin olmuş. 47-71, Terazi ve Kova burçlarına çok düşkün. Bu iki burçtan kadın-erkek gördü mü o tarafa çekiliyor. Zarar gördüğü burçlar ise 37-61. İkizler burcunu gıcık buluyor. Başak’tan ise nefretleri okuyor ama büyük aşkı da Başak olmaz mı? Bak şimdi! Bundan öte bir kitap bile yazılabilir. Harut ve Marut'un Geldanilere (Kaldelilere yani Babile öğrettiği göksel bilgilerdendir). Bunlar moral bozucu da olabilir: "Bu hanım olmaz, boşanacaksın, ölümüne sadece 3 yıl kaldı" diye söylerseniz o insan ne olur bilin bakalım? Ben olsam ölmeden kendimi bir şekilde öldürttürürdüm herhalde. “Majisyenler - Messenger - Zaman Gezmenleri” Yukarı Cohen, yani kahinlik kurumu zaten şu anda Uri'nin içinde bulunduğu 3 BB majisyen tarafından tekelleşmiş. Bu Tevrata da dayanan bilgiler onlar da ama HIZIR bizim tarafta. Bu yandaki Haniflerine büyü tutturtmaz. Allah Levhi Mahfuzda dilememiş olsun velev ki... Jana'dan önce nedensiz ölmeyi düşündüğüm (düşündürtülen) çok kritik anlarım oldu. Bu kabir azabı gibi bir şeydi. Başım başım başım... Tek çare vardı: Hemen kes başını ve kurtul, rahatla, kopar kafanı... Aspirin alma, gir giyotinin altına, başın bir daha ağrımaz. Evet dostlar Uri bana bunu defalarca yaptı. Allah'ıma sığındım. Ben KENDİMDE DEĞİLDİM Kİ, tarifsiz acılar içindeydim. Bayılsam kurtulacağım. Fakat özel durumumuz nedeniyle bayılmak imkansız. Bayılamazsanız, ÖLMEYİ denemeye yöneliyorsunuz. Kendimi öldürseydim bile bu günah olmazdı. Çünkü TELEPAT saldıdrısı altındaydım. Acının maksimum olduğu yerde vücut kendi narkozunu, sistemi kilitleyerek yani, bayılarak koruyor. Ama özel durumumdan dolayı ben bayılamam, esneyemem, hipnoz olamam. Dünya altüst olur. Jessup öldü diye ikinci dünya savaşı TERSİNE döndü. İkinci yol denen yol oluştu. Hanusen ve Haushoffer. Geriye sadece Kozyrev kalmıştı. Messing'in yaptığını onun TASTAMAM kuzeni olan Uri Geller devraldı...Ve Jessup eğer o zaman makinesini Tesla çizimleriyle yapsaydı, zamanda tam değilse de Karl Marx'ın doğum yaşına kadar geri gidebilse ve Herzl'i bloke edebilseydi, yıl kadar geriye giderek bu okuduğunuz tarih tam tersine bir şey olacaktı. Mesela Komünizm olmayacaktı, "O nedir diye soracaktı Stalin ve Lenin?". Belki de bir orthodox kilisesinin masum iki papazı olacaktılar. Stalin Haham olurdu tabii. Uri, bu kendi aleyhlerindeki bu durumu, Jessup'un intiharını hazırlayarak oluşturdu. MIB başaramadı çünkü... Geller ise bir şeytani telepatisyen olarak beyinleri kontrol edebilen gelmiş geçmiş en büyüklerden biri olarak Jessup'u intihar ettirdi. Şimdi o düşünsün intihar etmeyi, tımarhanesinde... Bir 50 yıl daha alabilsek? Yani tarihin akışında yarım yüzyıllık bir İYİLEŞTİRME yapabilsek? Ama bu Jana'ya bağlı, Joan of Arc'ımıza, Jeanne d'Arc'ımıza. Neler yapmadı o Jeanne d'Arc... Tek ve sıradan 23 yaşında bir kız neler yaptı neler yaptı. Jana, Carla, ya da Carola Allende adıyla K.M.Allein olur, Carole ya da Carol (ABD ya da Portekiz oluşuna bağlı). Jana BREZİLYA kimliğini tercih edecekmiş Alosa Carla Allende adını alacağım diyor. Düzeltiyor: Tercih etmeyecekmiş, ÖYLE yazılmış gelecekte... Hani Wanen ile 1N meselesi gibi. Neler diyor bu Cadı... Kendisini anlatmamı istiyor. Jana: (Sesli chat'ten çeviriyorum) “Anneler günü ve ben bekarım, bir çocuğum yok. Ben anne olarak geldim Çocuğum vardı. Aynı yaştaydım şimdiki yaşımla. Orada evli bir anne, burada bakire. İnsan iki kez yaşarsa, İKİ FARKLI medeni konum mu olur?” (Sesli chat'ten çeviriyorum). Ben burada anne değilim. Orada ise anneydim. Ben anneyim Meryem kadar. Ben bakireyim, Meryem kadar. Ben bakire Meryem kadar anneyim. Ben çocuğumu bıraktım zaman turisti olarak, döndüğümde iki yaşındaki oğlum olacak benim yaşımın iki katı ve ölecek. Jana oğlunu artık göremeyecek! Jana bir anne ve Jana kendi anneler gününü kutluyor (Ben demiyorum o yazıyor, kendine Jana diye söz ediyor). Jana nasıl bir anne, doğurdu ama bakire ve Jana annesinin anneler gününü kutluyor. Hangisi İznoGoud, hangisi annem ve babam? Gelecekteki Annem mi, şimdiki annem mi? Hangisi annem? İkisi de beni doğurdu. İki anne, aynı kişiyi tek kişiyi doğurdu. İki kadın bir evlat doğurdu. Evlat ikiye bölünmedi, anneler ikileşti onun yerine... (Cadı da ağlamaya başladı, hemşire götürecekmiş, seslerini duyuyorum)”. Vay be! Şok oldum! Ben bunları düşünmemiştim. Bilinci yerinde değil, keşke mrs.cp'ye bunu nakledebilseydim. Yine de gönderirim Allah inşa. Ben şok oldumsa varın düşünün gerisini. Şok yaşadım şimdi. Ben şok oldum ve ufkum açıldı. Bakire Meryem'in NE OLDUĞUNU şimdi anlıyorum. O İsa'yı doğurdu ama bakireydi, Jana da doğurdu ama şimdi bakire ve bu anneler gününde bir zaman yolcusunun İKİ ANNESİ var. Rahim anne ve Kaburga anne. İki anne AYNI çocuğu doğuruyor. Ayet: "Onlar derler ki, ey bizim Rabb’imiz, bizi İKİ KEZ öldürdün İKİ KEZ DİRİLTTİN, bundan kaçmaya bir yol var mı?". Gerçekten zaman gezmenlerinin işi çok zor. İyi ki iki yaşamı birbirine karıştırmıyorlar. Fakat mutlaka, anıların SAĞ beyin yarıküresine depolanması, sadece zaman gezmenlerinde olan bir durum. Normalde herkes SOL yarıya kayıtlarını depolar. Sempatik sistem parasempatik sistem aslında farklıdır ve birbiriyle yer değiştiremezler ama zaman gezmeninde bunu Allah'ımız bir şekilde yapıyor ve kuşkusuz tıp buna çok yabancı (Ben ileride kitaplar boyu anlatmazsam, iyice de yabancı kalınacaktır). Kalbin sağda olması tek tük de olsa mümkün ama beyin içerik ve tutarının, öteki tarafa deplasman olması kuşkusuz çok tuhaf . Jana evli ve normal yoldan doğurduğu çocuğunu bırakıp buraya geldi ve AYNI yaşa geldi ama şu anda EVLİ değil (hatta bakire), fakat JANA'nın bir çocuğu var. Bu da bir gerçek. Jana 2 yaşındayken burada, yine iki yaşında oğlu vardı. 2 yaşında annenin iki yaşında oğlu var... Jana tamamen cıvıl cıvıl, o bir PATHE. Yani onlarda sayıklama olmaz. Asla hiçbir doktor onları hipnoz edemez. Ağladı, çığlık da attı ama bu HER kadının yapacağı günlük hezeyanlardan. Jana arkasından, ensesinden bir insanı el manyetizmasıyla HİPNOZ ediyor, Kur'an'daki adıyla "MUSAHHAR” kılıyor. Bir tür spirtizm, el manyetizması. Denek görmeden buna tabii oluyor. Yaklaşık 35 metreden bunu yapabiliyor. Bazı arkadaşlarımız, onunla İsviçre'de iki gün kaldığımda neler yaptığını biliyorlar. Jana yansıtır. İyi ki bir de hislerine kapılıp kendi GÜCÜNÜ psişik enerjisini eklemiyor. Uri doğrudan siyanür içer, hem de gönüllü... Başka türlü o berbat duygudan kurtulamaz. Hanife Jana ASLA intihara ya da öldürmeye tevessül etmez. Uri felcini atlattığı günden beri Bniat Breech olarak mahvetti Dünya’yı. Hele Jessup'a yaptıklarını asla affetmeyeceğim. İğrenç bir intihara zorladı onu. Jessup bize çok gerekliydi. Anlatamam bunu... Onun UFO'lar kitabı TAM olarak yayınlanmadı. Zaten Tarık tipi UFO'lara ait ilk toplu çizimler Jessup'undu. Toplu diyorum çünkü o çizimlerdeki ayrıntıları bulan ve birer birer imal eden ise Tesla idi. Tesla çizimleri Jessup'un Uri tarafından intihar ettirilerek kendini öldürmesinden sonra durdu ve bir çivi bile çakılamadı. Uri'nin geleceğe zararını tahmin bile edemezsiniz. Jana-Hans sizlere öyle şeyler anlatıyorlar ki BİR DAHA KİMSE BÖYLE BİR ŞEY ANLATMAYACAK, AKIL BİLE EDEMEYECEK. Bu fırsattan iyice yararlanın. Bir daha böyle bilgiler veren BİR TEK KİŞİ BİLE gelmeyecek. Çünkü ZAMAN KAPISI KAPANDI, geriye yolculuk yok artık! Nedeni belli değil mi? Kur'an'da zaten İKİ BAĞ SAHİPLERİ diyor, ÜÇ, DÖRT demiyor. Kapıyı kapatan Mesih-Mehdi. O Şi’ra kapısı. Oradan artık zamanı ve tarihi değiştirecek hiç bir ARAÇ yola çıkmayacak. Bizimkiler ileri teknolojilerle ve aletlerle yapılabilen şeyler ama Meryem öyle değil, ALLAH'tan! O zaten peygamberdi. Doğurunca peygamberliği doğurduğu oğlu İsa-Messiah'a devretti. Meryem “hybrid”dir, Huri'dir. Jana ise doğrudan dişi bir URİ GELLER gibidir. Biri erkek, diğeri dişi. Meryem, Belkıs ve Dancing Queen, bunlar ise BAŞKA BİR IRK'tır. Kalem Suresi: 17. Gerçek şu ki, biz o bahçe sahiplerine bela verdiğimiz gibi, bunlara da bela verdik. Hani onlar, sabah vakti onu mutlaka devşireceklerine dair and içmişlerdi. "Hani onlar, sabah vakti onu mutlaka devşireceklerine dair and içmişlerdi"... Siyonistlerin Tarık'ı ötekilerden ÖNCE geldi ve tarihi değiştirdi. Bu tarih SİYONİZM'in güdümününe girdi. Bahçeyi DEVŞİRDİLER ve hiç bir ayrıcalığı da gözetmediler. Sadece Musevilere özgün kılındı bu Dünya... "Fakat onlar, uyuyorlarken, Rabb’in tarafindan dolaşıp gelen bir bela onun üstünü sarıp kuşatıverdi”... 75 c.=300 yılda ve KEHF içindeki 8 saatte mağarada EHLİ KEHF UYUR. Tabi bu bağın bu mağarası varsa, öteki bağın da başka mağarası var (Allahlaw & Walhalla). "Rabb’in tarafından dolaşıp gelen bir bela onun üstünü sarıp kuşatıverdi”... Zaman zilzalı/zelzelesi. Zaman enerji patlamasının zaman gezmeni enerjiyi dönüştüremezse, gerçek bir beladır. “Sonunda kökünden kuruyup kapkara kesildi”... Zaman zelzelesinde KEHF karanlığına, ya da Tarık SEMASI (Kurşuni hiçliğe) AİT OLURSUN ve Walhalla'dan Zero-N çalındı. Onlar tarihe bizden önce müdahale etmişlerdi: "Nihayet sabah vakti birbirlerine seslendiler. Eğer ürününüzü devşirecekseniz erkence kalkıp çıkın. Mutedil olan biri dedi ki:”... Ilımlı olan=Siyonist olmayan Yahudi, Faşist olmayan Musevi, Onunla RAHATLIKLA DOST olabiliriz. O da bir insan, Allah'ın kulu ve efendi... Yahudi olmasına kızmıyorum onların, SİYONİST olmalarına içerliyorum... | |
Geri Dön Yukarı |