076 - 3 Nisan 2002 Çarşamba

Selam ve Selam sevgideğerler, hanifcandaşlar, hanifcanandaşlar,


“Majisyenler - Messenger” Yukarı

Uri Geller’in zamanlaması garip değil! Zamanlama tam. JANA uyandı artık. Korkulu rüyaları ve yanlışları sürüp gidecek bundan sonra. Uri Geller (ki üstün Genomludur) gösteirisi için ne diyorsunuz? Yani bu show "gerekli" bir güç gösterisi miydi? "Enerji eksperi" diye yutturuluyor. Ama değil, PK gücü bu... David-Solomon kanını taşıyor. David gibi metalleri eğiyor, Süleyman gibi cinleri ve hayvanları "TESHİR" eden bir telepat (Teshir=Büyüleyen. Yani en eski Montauk projesi).

David Copperfield acaba sadece "İllüzyonist ve aldatan bir sihirbaz mı? David Copperfield, Andrea Puharich'in "yetiştirdiği" gerçek bir majisyendir. Puharich ise Geller'in en YAKIN arkadaşıdır. Bilmem anlatabildim mi?

David Copperfield aslında bir roman kahramanı çocuğun adı ama "David" ve "KopperVeldt=Bakır büken" deyince iş değişiyor. Bir tek bakış ile (hipnoz) Claudia Schiffer'i sadece 5 saniyede "Tav"ladı. Bıkana kadar da bırakmadı. Bıkınca o Schiffer'i terk etti...

Uri (Uriah) - Puharih - Copperfield... Şeytan üçgeni... Copperfield'in "Avustralya-ABD arasında bir zenci genci, özlediği kumsala saniyeler içinde göndermesini naklen TV'den izleyeniniz oldu mu? O illüzyon DEĞİLDİ. Tıpkı "El ile ameliyat yapan Filipinli şifacılarınki gibi". Unutuldu-kaynatıldı gitti... Çünkü insanda Kenud (Amnezia) vardır. El ile yapılan ameliyatların hiçbirinde kamera hilesi yok biliyorsunuz. Pekiyi "Orada bir sürü hile içine katılmış/karıştırılmış GERÇEK bir PK (ESP+OOBE) deneyimi olamaz mı?

Majisyenler, unutmayınız ki ÇOK GÜÇLÜDÜRLER. Siyonizmin tepesindeki BB bunlardan oluşuyor (PK=Psiko Kinezi=Ruhsal güç). Psişik güç demek, psiko kinetik (Ruhsal hareket ettirmek, dokunmadan vb.). 1985 yılında Puharirich'i yazarken, herkes "Saçmalıyorsun" diyordu (O zaman “web search” yoktu ya). Şimdi mutluyum, çünkü ZAMAN beni (Zigzag'ı) Haklı çıkarıyor.

PK (Psycho-kinetism) ruhsal gücümüzdür ve HER İNSANDA (Kullanılmayan onda-dokuz beyin evreninde, Aysberg'in altındaki gerçek kütlede) saklıdır. Onun aslı astarı sadece NUR (En-noorgy denen SONSUZ ÖZÜNLÜ ENERJİDİR.

Mesela ben 70 kg. Ağırlığındayım ama benim aynadaki aksim olan (Ruh=Takyon beden=Zihinsel boyut) da imajiner olarak -70 (j) kg.dır. İkisini birbirine raptü zapt ettiren ise G (çekimdir). Bir insan balkondan "sıfıra" doğru düşer. Yani yerçekimi onu alıp 70 kg'dan SIFIR kg'a ve arkasından da -70i kg’a götürmek, aynadan arkadaki hoolograma geçirmek ister. Ancak ayna yüzeyi (ARZ-zemin, taban) onu tutar ve kişi yere çarpar. (Ölürse zaten öteye geçmiştir demektir). Kur'an yerçekimini böyle anlatıyor. Ben de ARZ kelimesini ve "Cazibe" misalini açmak için KUR'AN söylemiyle yazıyorum (Yani başka bir pencereden bakıyoruz, düşme mekanizmasına).

Bizde +70 ve -70 dengededir. -70=Ruhsal boyutlarımızzla biziz. Fakat -70 yerine PK sayesinde -80 uygularsanız. Yani ruhsal yoğunluğuunuzu artırmak için, NUR enerjisinden (sonsuz özenerji) bu tarafa 10 kg'lık bir kütle geçirirseniz, +70'e karşı, -80 nedeniyle -10 kg bir SAFRA (fazlalıık edinirsiniz). -10 kg ise ARZ (yerçekimine) değil; GÖK ÇEKİMİNE (antigravitasyon, levitation) tabi olduğundan, o kişi ağırlığınca yerden HAVALANIR. Mesela -10 kg. için 15 cm yukarıya kalktığını görürsünüz... İşte bunlar PK'nın gücüdür (bu bir tek misaldi).

PK=ESP+OBE'dir. Extra duyumlar, altıncu duyular vb. Bunun içine TELEPATİ denen biyolojik radyo da giriyor. Bir telepatın düşünmesi demek, "Eksi evrende/Esirde düşüncenin hologram olarak bir OYUNTU yapması ve bu oyuntunun matematiksel değerlerine en yakın karşı kişinin de o oyuntuya yerleşmesi yani orada bildirilen heykel-yazıyı, heykel biçimi "algılar". Bazen de ESP'i çok iyi kullananlar vardır ki, bunlar toplu HİPNOZ gücüne sahiptirler. O zaman pekçok kimseyi telkin altına alabilirler. Böyle toplumlarda AMNEZİA vardır (Mesela bir hafta sonra depremi unutur). Amnezia bir unutkanlık hastalığından ziyade, toplu hipnozun EN BARİZ sonucudur.

3 Majisyen işte böyle "İnsandan Şeytan"lardır. Onlara Hannas da denir. Cin-İfrit-Şeytan'ın yapacağı şeyi bu hannaslar AYNEN yapabilirler (Dikkat iyi taraf olan 3M, yani Majisyen Mighty, Messiah, Maitrea (Almighty) ile B'N/B'N majisyenlerini karıştırmayınız. Ayrıca Hannas ile de HANS, Yahya ve Hunnes'i de karıştırmayın)

David Copperfield'in (gizledikleri) gizlemedikleri içindedir. Yani Schiffer yüzyüze geldikten 5 saniye sonra onunla Astoria'da birlikte olmaya başlamıştır. Dünyanın en ünlü sayılan mankeninin (hele ki son derece mazbuttur, ailesiyle yaşar), bu kadar kolay pes etmesini AMNEZİ olarak terk etmeyelim unutulanlar listesine...

Amnezi'yi kuşkusuz "Bunu bana şeytan unutturdu" ayeti içeriğinde analiz etmelisiniz. İnsanın kendi unutmuyor, Şeytan unutturuyor. Bu çok bariz bir fark... TESHİR (büyüleme, toplu hipnoz), yani Hannas'ın majisyenleri (mucizeleri) gizli empathy savaşlarından biridir. Birini gerçekleştiriyorlar şu anda... Karşılarında ise hepsinden güçlü bir JANA var.

Montauk bitti. Montauk (uydu palavrasını dışarlarsanız) bir toplu hipnoz aracıdır. O projede kurye dalgaların kendisi bir mesaj haline getiriliyordu (gizli mesaj). Marka reklamı bu mesajların bir kılıfıdır. Taşıyıcı dalga mesaj içermez ama gizlice mesajlandırılabilir (DVD ve VCD farkını anımsayınız. Geri planda pek çok ayrıntıyı holografik hafıza üzerine kaydetmektedirler. Üzerine holografik olarak istenen mesaj konabilir. Bunun için TV alıcı-vericisi, radyo ya da mobil telefon yeterlidir. Yani AUK (Kurye dalganın Laser ile yayınlanması) üzerine gizli mesaj MONTe edilebiliyor.

Amerikalı: Sabah uyanır, “Mac Hamburger”ini, “Cocain-Cola”sını ve “Milk Shake”ini içer... Aklı fikri ise “Saturday Night Fever”dadır. Ve bir haftasının özetidir bu... Ah şu markalar!!!

Jana'nın ALLAH'tan bir rahmet olarak çağımıza gelmesiyle Millenium savaşları da İKİ BAĞ arasında kızıştı ama Jana çok ÜZGÜN. Çünkü verdiği telkinler (Ariel Sharon'a) HATA yapması (Messing'in de Hitler'e yaptırması gibi) doğrultusundaydı. Ama bu Filistinliler'in canını yakıyor. Bunun için çok üzgün. Fakat kendisine Ali İmran içindeki ayetleri gönderince rahatladı.

Bu ayetler şöyle başlıyor: “Ehli kitabın hepsi bir değildir, içlerinde pek azı inanmakla birlikte, ÇOĞU fasıktır” ve 113.ayetin ortasına kadar o KAFİRLERİN zillet damgası yedikleri ve arkalarına bakmadan kaçacakları MÜJDESİ var ayette...

Sharon HATA yap-ma-lı. Bir eylemin GÜNAH olması için önce EYLEM olması gerekiyor. Sharon kendi milletine zarar veremeyeceği için ÇILDIRDI, inanılmaz şeyler yapıyor. Jana'nın gücü bunu yaptırıyor. REZİL ve ZİLLET içinde olması için...

Ali İmran:

110. Siz, insanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz: İyilik ve güzelliği belirlenmiş olana özendirirsiniz, kötülük ve çirkinliği belirlenmiş olandan sakındırırsınız, Allah'a iman edersiniz. Ehlikitap da iman etseydi, kendileri için, elbette hayırlı olurdu. İçlerinde müminler vardır ama onların çoğu sapıkların ta kendileridir.
111. Biraz eziyet dışında size asla zarar veremezler. Sizinle savaşırlarsa size sırtlarını dönerler. Sonra onlara yardım da edilmez.
112. Allah'tan bir ipe ve insanlardan bir ipe tutunmaları dışında, nerede bulunsalar üzerlerine zillet damgası vurulur. Allah'ın hışmına uğramışlardır. Üzerlerine miskinlik damgası vurulmuştur. Bu böyledir. Çünkü onlar, Allah'ın ayetlerine küfrediyor, haksız yere peygamberleri öldürüyorlardı; isyan etmişlerdi, zulüm ve azgınlık sergiliyorlardı.
113. Ama hepsi bir değildir. Ehlikitap içinden Allah için baş kaldıran/Allah huzurunda el bağlayan/hak ve adaleti ayakta tutan/kalkınıp yükselen bir zümre de vardır; gece saatlerinde secdelere kapanmış olarak Allah'ın ayetlerini okurlar.
114. Allah'a ve âhiret gününe inanırlar, iyilik ve güzelliği belirlenmiş olana özendirirler, kötülük ve çirkinliği belirlenmiş olandan sakındırırlar. Hayır işlerde yarışırcasına koşarlar. İşte bunlar hayra ve barışa yönelik hizmet üretenlerdendir.
115. Yapmakta oldukları/yapacakları hiçbir hayır, nankörlükle karşılanmayacak/karşılıksız bırakılmayacaktır. Allah, takva sahiplerini çok iyi bilmektedir.

Bunlar ALLAH emridir. Yani ONLAR Müslümanlara "Olmazsa olmaz bir şart olarak" eziyet edeceklerdir. Günah fiili başka türlü işlenemez (düşünce suç ve günah değildir, çünkü eylemi yoktur), başka türlü ŞEHİD olunamaz. Başka türlü müminlerin SABRI imtihan edilemez... Bosna'yı anımsayınız. Sırplar orayı bıraktı. Kosova'da ise "ikinci sınıf ve aşağılık yurttaş sayılıyorlar”. AŞAĞILANIYORLAR (zillet). Jana'ya bunları anlattım ve rahatladı. İş olacağına varır.

Jana'nın kıymetini bilin. Bir dediğini iki etmeyin. O kendinden KONUŞMAZ. O UNUTMAZ. O KÖTÜ telkin yapmaz, hep iyidir... O kadınların Jean d'Arc'ıdır. Bu daha felçli hali Jana'nın... Bir de tam iyileşince görün siz Dünya’yı. AUK üzerinde parazit yapması yani yayını bozması ona 1200 kaloriye mal oluyormuş. Yani çok basit işmiş, benden duyurması.

“http://jews-for-allah.org” adresiyle karşı taraf taarruza geçmiş. Bu linki iyi okuyunuz. Hanifliğe karşı anti hanif MÜSLÜMAN oluşturacaklar akıllarınca ve NEW AGE diyorlar. Bakalım daha nele saçmalıyacaklar. Jana bunların epeyce başarılı olacaklarını teyid etti. http://convertstoislam.org, hadis dinin son perdesi. GELLER İstanbul'da ve son verdiğim LİNK'in finansörü. Bu harekat doğrudan B'ni-B'ri den. Jana fincancı katırlarını ürkütmüş, PARAZİT başarılı.

Bizden (Yahowa Şahitlerininki gibi) çok adam devşirecekler. Ama ters yönde Museviliğe doğru. Musevi olun demiyecekler, fakat her yönden müminleri o çizgiye getirecekler. Hadisler (sünnet olmak, çarşaf giymek, namaz takkesi takmak vb.) hep YAHUDİLERİN İslama soktuğu HADİSTİR. Şimdi aynı mantık ile “re-attack” yapıyorlar, yeniliyorlar o kadim düşünceyi... Daha da "Yahudi" yapmaya çalışıyorlar. Kur'an dinini HEMEN bozan HAMAN'lar Mekke-Medine Yahudileriydiler (ve tek tük değil, kalabalık aşiret halinde).


“Tersinirlik Deliği (Wall-Hole)” Yukarı

Geçmiş ve geleceğin arasında bir SEDD (Wall) vardır. Zaman "C=Işık hızıyla akar". İki zaman sekmesi arasında ışık hızı nedeniyle EBEDİYET (genleşmesi sonsuz BLOK ZAMAN) vardır. Bunu aşmak ileri doğru (ışık hızına hızlanarak) kolaydır. Ama arter damardan Ven damarı gibi GERİ gelmek çok zordur. Çocuk olup yeniden doğmak bir yana... En zoru da ZAMAN enerjisi ile yüklenmektir. Bir pil zamanda ileri doğru enerjisini yitirip biter, ama aynı pili bittiği andan geriye getirirseniz, DOLU olarak geriye gelecektir.

Doğa sistemleri yani termodinamik yasalar ve entropi için pilin bitmesi doğrudur, ama pilin harcanmış enerjiyi YENİDEN alması sistemi alt üst eder. Entropi tersinmiştir. Zaman yolcusu (geriye gelen ZAG), geleceğin enerjisini GEÇMİŞE getirmiştir. WALL (Sed) BERZAH yerine KEHF yapar. Kehf ise HOLE'dur. Böylece atardamardan GERİYE gelinmiştir ama bu doğa sistemlerine (kalbin kanı tek yönlü pompalamasına) terstir. O zaman duvarda bir TERSİNİRLİK DELİĞİ (Wall-Hole) açılmıştır. Yani atardamarın yanında bir de geri gitmesi için toplar damar yolu açılmıştır.

Allah bize şahdamarından (Aort) daha yakındır. Evren bir nabız gibi atarak ve kendi üzerine dolanarak genişlemektedir. Yani Chaos denen düzensizlikten, cosmos denen düzene geçmektedir. Ama Ayetler ne diyor: "GERİ DÖNÜŞLÜ GÖK’E ANDOLSUN” (Ve ayrıca şükürler olsun).

1. GERİ dönüşlü,
2. GÖK (Çoğul değil TEKİL yani süper uzay).

Târık’da da var, "Semada saçlar gibi kıvrım kıvrım yollar olan gök hakkı için" diyor bir başka ayet... Bu üçü TARIK'ın semasıdır. Tarık uzay üstü uzaya (süper uzaya, gri hiçliğe çıkacak hıza erişen WAN’lara deniyor (1N gibi WAN-EN, ama WAN=Toplar damar anlamına da geliyor). Chaos ile cosmos arasında bir de geri tepmeli / geri dönüşlü olan OSMOS ödeme-dengeleme deliği vardır. Yukarı uzaya çıktığınızda SÜPER UZAY'ı sayısız saç kıvrımı gibi oluşmuş HOLE'lardan dokunmuş bulursunuz.

Tarık SEMA'ya atardamar gereği (Arter, Ariter) çıkar ve inişini yani dönüşünü de OSMOS ödeme-dengeleme kanalıyla WAN (Ven, toplar damar) biçiminde YENİDEN uzay zamana dönerek gerçekleştirir. Evrende HİÇ BİR olay (pnehonenon) diğerinden AYRI ve AYRIK değildir.

Zariyat 7. Yemin olsun o ahenkli yollar taşıyan göğe,

Fistülize (Kılcal bağlantılar ile, nedenselliğin NEDEN (dün) ve sonuç (yarın) uçları WALL-HOLE'larla birbirine bağlıdır. Ayetteki “Hubük”=Saçtan ince kılcal ve sayısız teller demek. Hubk, bunlardan oluşmuş GÜRSAÇ.

Ve orada eritrosit ile lökositlerin rengi de değişiyor. Mavi ve kırmızı oluyorlar. GERİ DÖNÜŞ başlıyor. MENZİL BİTMİŞTİR, çünkü ayetlerde bir sır daha var: "REDDEDİCİ SEMA=Reddeden iade eden TEK GÖK". Menzil bitince, Arter'den Ven'e dönüşülüyor.

Duvardaki DELİK (Wall-Hole) ve duvardaki mağara (Hol). İngilizcesi Hall, Almancası Halle, Skandinav sagalarında ve dillerinde HALLA, WalHalla. Jana bir WALL-Kyrie (Küriye okunur=Huriye, Huri'nin dişisi). Valküriye'lerde CENNET hasletleri (buzdağının su altında kalan kullanılmayan bölümleri) daha kullanılabilir bir olgudur.


“Zamanda Yolculuk” Yukarı

Bir önceki sohbette iki yol tarif etmiştim: Gidiş ve dönüş Hole'ları. Walhalla burada ve ANINDA çıkılan ucu ALLAHLAW ise orada. Oradaki UYGUN karadelikten buradaki AKDELİĞE uygun çıkış var. Ve buradan da oraya... İşte size bir seyrüsefer güzergahı... Ama bu UZAYDA (mekanda) yolculuk... Pekiyi zamanda nasıl yolculuk yapacak?

Tek bir yolla: Küçülerek geri gideceksiniz, yeniden doğacaksınız. Herzamanki 20 yaş örneğinden yola çıkalım. Gelecekte 20 yıl yaşadınız. 20 yıl SİLİNDİ (Matematik değil de aritmetik olarak 40 yaş oldunuz). 40 yaşında bir bebek doğdu ve 20 yaşına kadar herşeyden habersiz büyüdü (yaşı oldu 60), zaman şokunu yedi ve bir 20 yıl daha yaşadı. 40 yaşına geldi ama asıl yaşı oldu iki misli yani 80. Sonra geleceğe döndü (aritmetik olarak tam yüz yaşında) ve orada ömrünün kalanını yaşadı (diyelim ki 50 yıl olsun). Aritmetik yaşı 150 oldu. Aritmetikte negatif ve pozitif sayılar yoktur. Düz üstüste toplanır ve Cebiri yapılamaz.

Matematik olarak şimdi ASLINDA NE OLDU, ona bakalım: 20 yaşındaki zaman yolcusunun geri gelmesiyle yaşı SIFIR olduğunda PİLİ yeniden dolmuş olur. Yani benzini biten otomobilin BENZİNİ YENİDEN DOLU DEPO oluverir. Bu enerji ters entropi yaratır. Doğa bunu hemen alır ve ödeme-dengeleme (OSMOS) deliğinden WALLHALL'a geçirir. 20 yaş tutarında bir ZAMAN ENERJİSİ fazlası var elimizde... Ve bebek bu enerjiyi HİSSETMEZ. Çünkü TEHİR edilmiştir. Bebek kendi normal enerjisiyle (gelecekte ilk doğduğu gibi) doğar. YENİDEN 20 yaşına geldiğinde TA durumuna geçer (Time-Bulance Apoplex).

Zaman enerjisi bundan sonraki 20 yıl boyunca artar, 40 yaşın içine girdiğinde yeniden DURAKHAPALAM da kendi gibi 40 yaşında olmuştur ve orada hazır olarak belirir. Yaklaşık 70 cm. yukarıdadır (Yere değerse İstanbul Depremi 8 şiddetinde oluşur). O halde zaman yolcusu ona SIÇRAMALIDIR. Bu çok kolaydır, çünkü trenden atlamak zor, ama koşup tutunup binmek kolaydır). Tarık'ın enerjisi ise kendi KATLI yani ters entropili enerjisidir. Zaman verdiğini geri alacaktır. Enerjinin GELECEĞE nakledilmesi, 23. yy enerji konservasyon/korunum, sakınım yasalarıyla iyice belirlenecektir. Şimdi ise Ha-vet olarak bu bilimi biraz açalım.

70 cm. yukarıda üç yüzyıl VAR. Zıpladınız: Ayağınız yerden kesildiği anda yere bakarsanız, tüm sizi uğurlayanlar ya da tanıklar ve doğa ile kentin planı HIZLA üç asır sonrasına dönecektir. Orada sizi uğurlayanlar, sıçradığınız anda 3 asırlık cesetlerdir. Dramı bir yana bırakırsınız çünkü başınıza inanılmaz üç şey gelecektir.

Yasa: Enerji birbirine çevrilebilen niceliktir (Termik santralde kömür yakarsınız, elektrik enerjisine dönüşür). Zaman DALGASI (Enerjinin Zil-Zal'i, zelzelesi), 40 yaşında olan sizi 20 yaşına YANİ yola çıktığınız YAŞA götürecektir ki yola çıkmadan amacınıza ulaşmış olasınız. Yani zaman zelzelesi.

Enerji dönüşebiir nicelik olduğundan enerji BİR DURUMDAN DİĞERİNE HER TÜRLÜ DÖNÜŞÜR. Zaman enerjisi 40 yaşındaki Ufonaut'u 20 yaşına indirecektir. Bu zamanda geriye gitmek değil; Doğrudan GENÇLEŞME (Ayeti anımsayınız: Dilediğimizin ömrünü uzatıyoruz). Yine bir ayet: "Çocukların AKSAÇLI İHTİYARLARA BENZEDİĞİ O GÜNDE...". Yani AKSAÇLI olması gereken birisiniz AMA ÇOCUKSUNUZ. Yaşınız 40'dan 20 ye indi. 60 yaşlık hafızanız bu 20 yaşın içinde.

70 cm yukarıda üç asır ileriye gidersiniz. Devinim biter ve UFO durur, aşağı inersiniz. 70 cm. aşağıya 20 yaşında olarak inersiniz. Orası da sizin geçmişte bindiğiniz, mesela evinizin bahçesi olan yerdir. Yani UFO sizi alıp uzaya falan gidip tur atmaz. Işık hızıyla OLDUĞU YERDE dönmesi demek, IŞIK HIZIYLA zaten gitmesi demektir. Ve yerinden kıpırdamadan 300 yıl sonraki aynı bahçede STOP eder. 70 cm. aşağıya atladığınızda, siz 40 değil 20 yaşındasınız ve 60 yıllık hatıraya sahipsiniz. Bunlar ilki gelecekteki hafızanız (20 yıl), geçmişteki hafızanız (20+20=40 yıl ve toplam 60 yıl, ama yaşınız terü taze 20'dir ve ikinci yasa devreye girer:

Zaman enerjisi zaman osilasyonundan oluşmuş bir enerji olduğundan, çevrilebilir bir niceliktir ve bu nicelik "Baştan geriye sıfırladığı" kişiyi "ikinci kez" 20 yıl tenzil ederek indirim yapar ve entropi korunmuş olur. Yani düzenli olan entropi yeniden düzensizlik halinde (ki normali de Chaos'un Cosmos'a dönmesidir) eski durumuna gelir ve termodinamik yasa ters dönmekten kurtulur. Çünkü geriye giderken, unutmayınız ki, evren genişleyeceğine tam tersine daha dar idi. Yani daha küçük ve daha sıcaktı. Geriye döndüğünüzde ZAMAN ENERJİSİ kırmızıya değil MOR'a kayan bir tayf izler. Bunun anlamı, hem zaman oku, hem termodinamik OKU ters dönmüşlerdir. Bu iki okun tersine dönmesi ise ZAMAN ENERJİSİ diye bir EKSTRA (bu çağda bilmediğiniz) enerji doğurur.

Zaman enerjisi yani geri gidişteki MOR PİL (dolu pil) olduğundan onun dönüştürülmesi gerekmektedir. ZİL>>>Yaşın küçülüp ana babadan doğmak, ZAL>>>Yeniden YAŞINIZIN yarısı olacak kadar yarılanmak. Bu Zilzal'dir ve Zilzal ZAMAN ENERJİSİDİR. Zamanın kendisi ise UZAY'IN 3 boyutundan ayrılmayan bitişik total 4 boyutlu olduğundan, zaman enerjisinin tersinmesi ve örtüşmesi MEKAN'a da büyük etki eder.

Bunun için Zilzal Suresi’ni yazalım, bakalım ARZ (uzay) nasıl titriyormuş?

1. Yerküre, o sarsıntısıyla sarsıldığı zaman,
2. Ve toprak, ağırlıklarını çıkardığı zaman,
3. Ve insan: "Ne oluyor buna?" dediği zaman,
4. İşte o gün yerküre, tüm haberlerini söyler/anlatır.
5. Çünkü Rabb’in ona vahyetmiştir.
6. O gün insanlar, yapıp ettikleri kendilerine gösterilsin diye kümeler halinde ortaya fırlayacaklardır.
7. Artık kim bir zerre miktarı hayır üretmişse onu görür.
8. Ve kim bir zerre miktarı şer üretmişse onu görür.

1. Arz (uzayın üç koordinatını) sallayan ZAMAN (dördüncü boyut) enerjisidir.
2. Toprak (Arz) 70 cm. aşağıdadır.
3. Ve insan "Yahu bunlar nasıl oluyor?" diye şaştığında (şu anda biz bile şaşkınız değil mi?)
4. 70 cm=3 asırlık Uzay-Zaman herşeyi açıklayacaktır (insanlar bu tekniği elde edeceklerdir).
5. Zaman enerjisi RABBİN VAHYİNDEN yani Sünnetullah denen DOĞA YASALARINDANDIR.
6. Ve insanlar geçmişte UFO görerek, gelecekte de KARŞILAYARAK seremoniler oluşturacaklardır.
7. Zaman savaşlarında (iki bağ) kim ne yaptıysa onun karşılığını iyi
8. Ya da şer olarak görür.

Öte yandan "Neyin hayır neyin şer olduğunu” BİZ bilemeyiz. Zaten geleceği de ALLAH'tan başkası bilemez. Bilseydi Kehf ehli, eline para verip genç Yemliha'yı göndermezlerdi alışveriş için...

Şimdi ikinci olaya geçelim: Zaman yolcusu BİLMEDİĞİ BİR ZAMAN BOŞLUĞUNA YAKALANIR dönüşte... Yola çıktığı YILA değil; ARİTMETİK YAŞINA yani GELECEĞİN GELECEĞİNE gitmiş olur. O belirsizdir (Zaman gezmeni de bilemez, Allah'tan başkası bilemez, Amenna). Zaman gezmeninin ikiz kardeşi 80 yaşında, kendisi 20 yaşındadır. 60 yıllık tarihte neler olduğunu kendi de bilememektedir. Ancak TARİH okuyarak ve yenilikleri izleyerek bunu telafi etmeye çalışır. Zaman yolcusu yola çıktığında "3M " HENÜZ yoktu (Mehdi, İsa ve Hızır). Şimdi ikizinden de 60 yıl ileriye gittiğinde ki gitmiş oldu, 3M ile üç majisyenle KARŞILAŞIR. Daha önce tanımıyordu halbuki... Eğer bu karşılaşma OLMUŞSA, size ÜÇÜNCÜ DURUM HABERİ GELİR... Bu da şudur:

"Ben Mehdi, sen çağını atladın ve bana ulaştın. Tahminen 54 yıl kadar zamanda yaş farkımızı kapattın. Millenium ilan ediyorum", der... Der mi der? Ha-vet yani! Siz de buna memnuniyetle MİLLENİUM dersiniz... Zig-Zag ve Tic-Toc arasındaki 53 buçuk yıl KAPANMIŞTIR. Hızır (Almighty) her çağın dirisi olduğundan, zaman boşluğuna (Kehf) düşen Mighty'yi "350 yılda şunlar oldu" diye eğitir ve tarihçi baba ile ÖĞRETMENLİK görevini yapar. Mighty eğitilip ADAPTE olunca, bu kez 2000 yıldır KEHF'e kapanmış (mağarada iki gün bekletilmiş) İsa (Mesih/Messiah) şaşkındır ve 2000 yılda herşey öyle değişmiştir ki...

Şimdi Koca İsa'nın ÖĞRETMENE İHTİYACI vardır. Bu da MEHDİ'nin görevidir, Hızır'ın değil! Çünkü Hızır'ın asli görevi DECCAL'dir. O yüzden kimse ile uğraşacak zamanı kalmamıştır artık. Zaten şehitliği de yakındır. Deccal onu tarifsiz acılarla öldürecektir. İsa da zamanın efendisinin intikamını alacaktır ve Deccal'i öldürecektir. Şi'ra kapısında 40'lar Meclisi o Universe-Gate'i bekleyeceklerdir. O çatlaktan bakarak...

Bütün bunlar KUR'AN'da yazılı dersem ne yapardınız? Merak etmeyin 7 mealli Kur'an'ı çıkarttığımızda BAŞÖĞRETMEN biz olacağız. Hepsi ama HER İNCE AYRINTISI sadece ve sadece KUR'AN'dan idi... Kendimden bir şey kattımsa yerim Sekar olsun! Birebir Kur'an'dan idi... Tamamı, noktası noktasına kadar... Bana inanasınız diye söylemiyorum, Kur'an'ın NE BÜYÜK MUCİZE OLDUĞUNU görüp, o mucizeye sarılasınız diye...

Kur'an'ın KENDİSİ ŞAKA değildir. Kur'an değme sci-fi'lerin aklına gelmeyecek PARANORMAL fenomenlerle doludur. Onun için TEMİZLENMİŞLER dışında kimse Sci-fi yapmaya kalkışmamalı. BİLEN elinde (ki misaller olmasaydı, bilen de bilen olmazdı) ilahi kaderi görmemiz gerekir. Kur'an bunu gösteriyor zaten... Kur'an'ın en çok bahsettiği ikinci elçi İsa'dır (ilki Musa). Resulullah'ın adının Kur'an'da kaç kez geçtiğini bilen var mı? Bilen varsa çok üzüleceksiniz. Kıtal/Muhammed Suresi’nde... Oysa İsa için iki sure ve pekçok ayet verilmiştir. Ali İmran ve Meryem gibi uzun surelerde anlatılıyor İsa... Resulullah'ın adı ise bir kez geçiyor...

Yani bunlar ölçüt değil... Her elçi EŞİTTİR ve biri diğerinden TAFDİL/faydalılılık derecesi yüksek değildir ama BİR tarafları başkadır. Adem Cennet ve Dünya’da peygamberlik yapan ve ilk peygamber olandır. Resulullah sonuncudur ve CİNLERİN de peygamberidir. İsa'ya ALLAH KUTSAL RUHUNDAN ÜFLEMİŞTİR, diğer hiç bir peygambere bunu yapmamıştır. İbrahim 13 yaş ve PEYGAMBER olmayan Peygamber olan tek kişi, Allah'ın tek Halil dostu, vs. Ama her birinin BİR TARAFINI VURGULAMAKLA birlikte EŞİT sayıyor ve peygamberler arasında AYRIM YAPMAMAMIZI kesinlikle emrediyor.

İdris mesela... ÖLMEYEN ve halen CENNET’TE olan yegane varlık. Şimdi hangisini hangisinden üstün tutalım? Zaten tutamayız. HARAM! Ayetler böyle demiyor mu AYNEN? Resulullah efendime, İbrahim dedeme, Nuh-Yunus-Yusuf-ishak’a EŞİT DERECEDE KURBAN OLURUM. Bunu söylemem terbiyesizlik değil; tam tersine RESULULLAH'ın istediğini yapmamdır.

Biz "Külli Şey’in”den yani hiçbir şeyden/sıfırdan/yoktan var olduğumuzu META-matriss olarak kanıtlamışız. HİÇ BİR ŞEYDEN demek,YOKTAN var olmak demek. Hiçbir şeyin NURU falan da olmaz... Hint tasavvufunu ve Yahowa'nın ışığını aynen getirip Tasuvvufa yamamışlar. Allah bizi yoktan var etti. Önce enerji falan yaratmadı, nur yaratmadı. Tüm elçileri/resulleri ve nebileri arasında HİÇBİR AYRIM yapmayan ALLAH niçin NUR-ül Muhammedi'yi ÖNCE yaratsın. Resulullah efendimiz İbrahim efendimiz kadar bile makam olarak Allah'a yakın değil! İdris şu anda Cennette'ki TEK İNSAN. Allah İsa'yı RUH ül Kuddüs'ünden yarattı. Niçin Sadece Resulullah'ın "Yüzü suyu hürmetine" EVREN/BEN yaratılmış olayım? Bana hiç inandırıcı gelmiyor...

Evet özetle böyle... Kimse bana Resulullah'ın düşmanı falan demesin, ben onu gerçekten çok seviyorum ve ŞAHSEN tırnağına kurban olurum. O bana Hanifliğin yer aldığı Kur'an ARKADAŞIMI getiren, imanımı dilimden KALBİME indiren, O bana her yönden etik olarak örnek olan BİR İNSANDIR. Ama abartmanın anlamı yok... Yani Muhammedizm hastalığı yaratmak tam Süfyanistliktir.

Bağdadi gibi benim de vasiyetim var sizlere... Beni içinizden biri, internet kadar size yakın biri, sıradan ve Nasrettin Hoca gibi, saymak yerine sevilmesi gereken biri olarak lanse ediniz kuşaklar boyu... Ben gerçekten sıradanım, melamiyim. Resullerin bile birbirine üstünlüğü yok iken ben nasıl ÜSTÜN kıldırılırım? Üstelik üstün olmamı engelleyen bir kural daha var: Yahudi ya da melezi ya da ufak bir karışıklığı dahi yok... Yani gerçekten ÜSTÜN değilim. Lütfen benim hele kişiliğimin asla reklamını yapmayın.


“Hanif İslam” Yukarı

Allah 4 aileyi alemlere üstün kılmıştır. Biri Ali İmran ailesi. İçinde Yahya, Zekeriya, Meryem, İsa, Dainel var... Elizabeth var, Meryem'e HURİ özelliğini geçiren ANA-KRALİÇE. Yahya bir Huri (John the Baptist). İmran ailesi Sami-Nebatiyedir. Arami de deniyor onlara... Yani bu aileye YYx kanından iki tane verilmiş, iki tanede YYy genomu verilmiş. Ve bu aile buna rağmen İBRAHİM MİLLETİNDEN ÜSTÜN DEĞİLDİR.

Adem soyu Nuh suyu ile kurutuldu. Nuh Soyu başladı. Bir gemiden 83 kişi olarak ve onlardan birinden İbrahim ve Lut aynı anda çıktılar. Lut'un soyu kurutuldu, İbrahim'in soyu devam etti. İbrahim'in ARAP soyu aşağılandı. İsrail soyu ise lanetlendi. Ama İBRAHİM'e inanacak olan herkes KUTSANDI ve Milleti İbrahim adını aldı. Siz/bizler O MİLLETTENİZ işte... Ne mutlu bize.

Kimse kimseden, resul, ya da aile, ya da şu bu olarak üstün değildir. “TAKVA elbisesi”, üstünlük buradadır. Elbisenin adı "Haniflik" dinidir. İslam YETMİYOR gördünüz işte... Öteki ehli kitap dinleri gibi tahrif oldu, iflas etti. Bir daha kendimize Müslüman demeyelim: BİZLER HANİF MÜSLÜMANLARIZ diyelim... Allah boşuna mı bize Müslüman olduğumuz halde HANİF olma fazla mesaisini yüklüyor? Yoksa Allah'ın Haniflik ile ilgili tüm bu ayetlerinden kuşkulananlar mı var?

Müslüman olarak ölmemiz ve bir de "Bugün sizin dininizi olgunlaştırdım... adını İslam koydum ve bundan razı oldum." gibi ayetlerin kaç katı HANİF İSLAM önermesi var biliyorsunuz. Müslümanlık "İşin minimum, minimize " edilmiş şekli. Haniflik ASL olandır.

Hep söylerdim: Haniflik bir “update” değil; “upgrade”dir. Yukarı versiyona geçelim. Çünkü İslam dininin “update”i ancak SABİİLİK dinidir. “upgrade”i ise kuşkusuz dinlerin Allah katında en güzeli olan Hanif İslam dinidir.


“Jorge Luis Borges” Yukarı

Borges'imiz de bizden ve gelecekte bu satırları okuyor. Daha Millenium/Milatium olmadığı için AÇIK AÇIK yazamıyorlardı. Gurdjieff bile tam açık değildi. Ben de... AMA şimdi yazabiliyorum sansür kalktı. Bunun kıymetini bilin...

Borges de ölmedi... Einstein da... (ölen gelecekte ölür, şu anda şu saniyede öldüyse bilemem, ama halen SAĞ'lar). Birgün sizinle buluşup Aşiyan'da çok özel ve sadece yabancıların mezarının olduğu bir yere gideceğiz Allah İnşa... Ama o göstereceğim yerde yine de Borges yok. İsviçre'de Gurdieff'in bir şatosu var (Malikâne). Borges'in "GİDİŞİ" oradan oldu. İstanbul'a ise bir çinko ve perçinli tabut getirildi. Açılmadan olduğu gibi gömüldü. Bir gün belki açarlar... İddiaya girerim kimse yoktur içinde.


“Allah’ın El Şekür İsmi” Yukarı

Allah'ın adı EL ŞEKÜR'dür. Ve evrensel (organik kimyanın vazgeçilmezi) ŞEKER (sakkar, sugar vb.) bu anlama gelmektedir. Eğer ŞEKER olmasaydı CANLI olur muydu? ŞÜKÜR şekeri verene... (Şükür kelimesinde Şeker'in 7 anlamı var ama 7'si de tatlı... Glikojenler, sakkarin hepsi bu kategoride). Glikoz-Sakkaroz vb. Şekerin adını veren (Beygir Gücü gibi) Allah'tır. Bizler ŞAKİR olarak Eş-Şekur'a şükretmekteyiz. İnsanın insana selam (barış) ve dua (gizli) etmesi, yani ikisinin toplamı=Şükran. Bu da ALLAH'a BORÇ/ödünç verilen bir virüel ritüeldir. Şükürde "Fark ettiğiniz şeye", HAMD da ise bilmediğiniz tüm yaşam-desteklere (eritrosit-lökosit, kalbin istem dışı pulsasyonları, yutağın hem solunum hem beslenme için otomatik kullanılması, karaciğer fonksiyonları, midenin hazmetmesi, gözün kör olmayıp görmesi vs.). Bunlar HAMD'dır ama biri beni karşıdan karşıya geçirirse o "Şükür" dür, teşekkürdür, şükrandır. Bizi yaşatan mikro dünya (atomlardan başlayarak) bir HAMD konusudur. Zaten onlar da Allah'ımızı frekanslarıyla HAMD ederler ve HAMD'ın enerjisi ZİKR (anmak) olarak dilimizden dökülür... Gördüğümüz yardımlar ŞÜKÜR, görmediğimiz (mikro alem ve devasa galaktik evren) fenomenler için ise HAMD vardır doğamızda.

Birbirimize teşekkür etmek ALLAH'a borç vermektir. Başta ben sizlere bunun için teşekkür ediyor ve (birşey değil) diyorum.

Geri Dön     Yukarı