047 - 18 Ocak 2002 Cuma

Selam ve Selam,


"Tüneller" Yukarı

Önce mikrokozmosda örnek verelim: Mini karanoktacıklar ki bunlar en küçük kuantlardan da küçüktür. Kuant denen en temel yapıtaşları noktasal değildir... Süper string “Sicim, ip" denen bir uzunluktadır. Derken bunların bir “örümcek ağı” gibi EVRENİN YÜZEYİNİN DOKUNDUĞU ortaya çıktı (1984 Scherk , öldürülen mensubumuz).

Scherk'ten sonra başka özel bir şey daha ortaya çıktı...Tünellerin İÇİ DE vardı. Yani İÇİ oyuktu.. Bir kağıdı rulo yaptığınızı düşünün. İşte her bir quantın İÇİNDE saklı 7 boyut, dışında ise açılan 4 boyut (Toplam 11) vardı. Bunlar minicik karanoktacık TÜNELLERİ. Öte yandan bir de yıldızlardan çöken karadeliklerin ardındaki WORM HOLE tünelleri...

Bunun anlamı şu: Bir ucu karadelik girişi ve çıkışı akdelik, aralarında yüz trilyonlarca ışık yılı varken, aynı ZAMANDA bir kapının ön ve arkası gibi BİTİŞİKTİRLER. Bunlarla istediğin yere ANINDA gidersin, ayrıca CORN HOLE bu da tüm evrenleri birbirine bağlayan bir ÜST tünel.

Bir tabaka kağıt alıyoruz. En uzak iki noktası var köşegen yani. Bu iki nokta arası katrilyonlarca ışık yılı uzaktır birbirine. Gitmek ne mümkün? Ama bir karadelik uzayı öyle eğiyor ki, kağıt ortasına düşen bu ağırlıkla bükülüyor ve birbirine UZAK, EN UZAK iki ucu birbirine değiyor. Mesafe yük katrilyonlar iken birden bire SIFIR METREYE iniyor. Bir tek adımda evrenin en ucuna gidiyorsun... Yani dış uzayda galaktik evren var. Çok uzak ama eğri uzay olunca ikisi birbirine değiyor. Bir kapı inceliğinde karadelik yutuyor (kapı açılıyor) arkadaki akdelikten ÖTEYE çıkıyorsun, katrilyonlarca ışık yılı öteye...

Eğer burası EVRENİN ÇAPINDAN büyük ise, O zaman sen PARALEL EVRENE TAŞMIŞ oluyorsun. Öyle ya söylediğim mesafe evrenin çapından büyük ise, sen öteki evrene genleşmiş oluyorsun.

Tüm CORN HOLLER (CORN=KARN=BOYNUZ) ise bir üst TÜNELDE SONA ERERLER. Sona ermek şudur: İki boynuz (Corn) birbiriyle dar noktada birleşirler (En dar noktaya BERZAH=BOĞAZ denir). Ama SONUNCU ve ANA tünel tek başına bir BOYNUZ'dur, karşılığı yoktur, tekildir. Dolayısıyla YUTAN bir karşı kutbu yok. Tersine sadece kusan (Saçan, emisyon eden, üfleyen) bir TEKİL statüsü var. Onun adı (tüm süper-hyper uzayları kapsadığından) HORN HOLE'dur. Corn Hollerin tamamı bir tek HORN HOLE' da biterler. Onun Kur'an’daki adı NEFHİ SUR'dur.

Tüm ruhlar bu TÜNELİN içinde yer alır. Biz bu İÇ TÜNELDEN ana rahmine üflendik (oradaydık, orası Kalu Bela). Ölünce hesap defteriyle yine oraya gideceğiz. Henüz doğmamış ve ölmüş tüm BİLİNÇLER oradadır. Onun en dar yeri (Berzah) bizi bırakmamaktadır. Darlığından değil,

1. Tekil oluşundan
2. Hep emisyon ettiğinden (Üflendiğinden yutmadığından)

Tekrar dünyaya kaçmak, dönmek, reenkarnasyon mümkün değil. "BERZAH onları engeller ve yeniden Dünya’ya üflenemezler (Ariter/Atar damar hep atar, TOPLAR değildir, ya da toplar damar atar damar değildir. YÖNLERİ farklıdır). O en dar yer ise İSRAFİL'İN AĞZIDIR. Bir “ses”ten ibarettir. Basit bir ses, bir cep telefonunun bir tuşuna bastığında çıkan ses kadar bir ses ama evrenin öztitreşimini yakalayıp, evreni bir kristal akvaryum gibi parçalayan bir ses (soprano örneğini anlatmıştım).

HORN HOLE bizim Allah'a söz verdiğimiz İÇ TÜNEL. ALLAH ORADA tecelli etti biz GÖZÜMÜZLE ŞAHİT OLDUK (Eşhedü enla ilahe illallah). Sonra bizi Horn Hole'dan Corn Hole'a (Dünya seması), oradan ÜÇ KARANLIĞA, ana rahmindeki karadeliğe üfledi. Kozada kaldık. Bir gün Akdelik açıldı ve IŞIĞI gördük. Bu doğumdur.

Horn Hole, Corn Hole, ve tüm Hole'ların sonucu şudur=Hablilverid ve Hablillahi. Hablilverid (Şahdamarı) tünelin DIŞ YÜZEYİ'dir. Allah ise bize şahdamarımızdan yakındır (içindedir). Bizdeki tünelin İÇİNDE ALLAH var. Allah aortunuzun içinde ve siz Allah'ın içinde...

BUNLAR TAMAMEN GERÇEK VE BİLİMSEL... Bizler kalbimize şu kadar cm uzağız. Allah bize ondan da yakın.

Kaf 16: Yemin olsun ki, insanı biz yarattık. Nefsinin ona neler fısıldadığını da biz biiriz. Biz ona, şah damarından daha yakınız.


"Kur’an’ı Sevmek" Yukarı

Kur'an'a bayılıyorum. Kur'an yani benim canım, arkadaşım, hasretlim. O kitap olmaktan çıkıp, kabrimde CAPCANLI bir arkadaşım olacak. O günü özlüyorum. Kur'an ile sarılıp ağlaşmak istiyorum, sevincimle... Kur'an benim canımın ta kendisi arkadaşım. Kur'an Berzah içinde, Berzah ise ayet ayet KURAN içinde...

Kur'anı çok sevin... Çok daha sevin. O kağıt değil diyorum size, O ARKADAŞIMIZ, kabir arkadaşımız. Haniflerin NURU olan yalnızlığımızı giderecek mükemmel arkadaşımız. Kur'an varsa yanınızda, sımsıkı sarılın ve GÖĞSÜNÜZE bastırın, kalbinize sokarcasına. Yemin ediyorum en ümitsiz hasta bile ŞİFA alacaktır. Kur'an bir tane dostum... Biricik dostum kabrimde...

O Allah'ın sözü... Sarıldığım sayfa, kitap değil ALLAH'IN kelamı. Allah'ı Mütekellim'in kutsal DİYALOĞU. Allah'ın kelimeleriyle SEVİŞİYORUZ BURADA... ALLAH'IN KELİMELERİNE SARILDIK... Allah benim dilimde, ben Allah'ın KELİMELERİNDE...

Utansınlar Kur'an'ı muska sananlar... Utansınlar! “Oku” diye inen kitabın canına okuyanlar utansınlar. Kur'an'ın en layık olduğu biziz. Bizim en layık olduğumuz da Kur'an. Biz Hanif'iz... Biz Kur'an'ı hakkıyla okuruzdan öte KUR'AN İLE ARKADAŞIZ. Allah ve İbrahim gibi. Biz de Kur'an ile dostuz.

Kuşkusuz Resulullah'ı çok seviyorum, O'na kurban olurum. O bir insan, fakat Kur'an ALLAH KELAMI, ALLAH'ın bir diyaloğu. Yani İNSAN değil, yani Allah'tan bir NİMET... Dolayısıyla Resulullah kusura bakmasın. Resulullah'a kurban olurum ama Kur'an'ı Resulullah'tan daha çok sevmek durumundayım. Çünkü ALLAH KONUŞMASI'dır Kur'an.

ALLAH KONUŞUYOR. Onun adı Zalikel Kitab... Kur'an hepimizin NURU olsun ve Dostu olsun. Dünyamızdaki TEK REHBER (Allah konuşuyor, başka bir Hadis'e mi inanacağım? Bu bir ayettir).

Kur'an ARAPÇA grameriyle yazılmış Aria kitabıdır ve bir anlamda RABB'çadır, Rububiyeti vardır, öğretmendir). Sanskritçe gibi eski diller vardır. Budistlerin kullandığı , Hinduların kullandığı sayısız kelime var Kur'an'da ki, onlar da "Yahu bu bizim Budizm'deki KELİME DEĞİL Mİ?" desinler diye...

Yin-Yang Çincedir, Khunos-Cunos, Chaos-Cosmos... Artık anlamalı Hindu bunu... Rum da anlamalı, Arap da anlamalı... Hunnes Künnes var orada. Brahman, Rum ve Arap ANLAMALI... Kur'an her dilden KONUŞUYOR, tüm eski inançlara "Gelin diyor, bana gelin diyor”. Chaos bendim, Cosmos bendim, Khunos da bendim, Künnes de bendim Cosmos da Khunoz da... "Ben Kur'an'ım. Size indirilen tüm kitaplar ve tüm diller var bende" diyor Kur'an. Çünkü Kur'an = ALLAH KONUŞUYOR.

O kağıt parçası ve mürekkep baskısı değil başka bir şey! O ALLAH'IN SESİ


"Kur’an’ın Müziği" Yukarı

Allah'ımız SONSUZ sayıda ses yarattı ama bunların 7+5'i hariç tamamının adı GÜRÜLTÜ'dür. Cızırtı, şangırtı gibi... Yedi göğe yedi gün, 7 Renk ve 7 Ses yarattı. Bunlar Cennette'ki milyonlarca müzik sesinden 7 örnekti. Tıpkı 7 rengin sonsuz renk olan Cennet'ten buraya kısıtlı olarak indirilmesi gibi. Allah dediğimizde (ki dalgaların sahile vurması gibi bir ses) özel osilaskopta karar frekansı 435. Rengi yeşil.

Bir şey bizden uzaklaşıyorsa (mesela yeşil bir şey) rengi pesleşir (kırmızıya kayar), yaklaşıyorsa yeşil bir bitkiyi mor olarak görürüz. Yeşil bu işin GERÇEK RENGİDİR. 456 da öyle... Bu ses şudur: Telefonunuzu (ev telefonu) kaldırdığınızdaki çevir sesi. O ses insanların en rahat ettiği sestir.

Diapozomdaki titreşim... Saniyede Çatal biçiminde ses veren madeni bir akustik aracı. Vurduğunda titrer ve bir nota verir. Saniyede kaç titreşim geçerse o sesin (notanın) adı olur. Ben 435'i verdim size (saniyedeki titreşim sayısı).

Kur'an'da bir musiki vardır. Bu sesli Kur'an okuma anlamı dışında çok başka bir şey... Bir örnek: Kitab (KTB), Hitab (HTB). Kitab, yazılmış hitab. Hitab da yazılmamış kitap, biri söz (yazılmamış) ötekisi yazı (söz değil). Şu üç harf var ya çok önemli... KTB dediğinde Majördür (2 tam bir yarım üç tam bir yarım), HTB dediğinde minördür (birbuçuk tamlı sesler).

Daha iyi anlamak için şöyle diyoruz: TB (ikisinde ortak olan T B tab etmek, basmak anlamında) T=Mi B=Do. Kitab dediğinizde K=SOL, H=La sesidir. Kitab majörünün ilgili sesi Hitab minörüdür. Çünkü İKİ SES (T ve B) MÜŞTEREKTİR. KTB Do majör akoru, HTB ile Laminör akoru, do ve mi sesleri müşterek çünkü. Bunları ayrıca vuruşla gösteriyorsunuz.

La ilahe illallah dediğinizde Bineaer (Digital ikili sistemde), LA=0 (Veya nokta) İL=1 ya da / çizgi. La(0) il(1)la(0) He (es) il(1) la(0) Al(1) La (0) He (Es/sus). Kur'an'dan akorun 1-3-5 seslerini kurabiliyorsun, sonra onu bir mezüre koyabiliyorsun ve 1 (pena vuruşu yumarıdan), 0 (aşağıdan), buna tempo verebiliyorsun.

Kur'an'da Arapların bağırmasına gerek kalmadan bir MELODİ VAR. Hafızların nara atmasına gerek kalmadan. Mesela tüm İslam alemi "Tekbir"i kabul etti. Bestekarı Dede efendi (Hani Kurban bayramı namazlarında okunan Allahüekber+La ilahe illallah-+hu Allahu ekber... Itri Mustafa dede efendi LA İLAHE İLLALLAH'ın müziğini yakalamıştı. Tüm dünyanın malı oldu... Rast Makamında üç akor var (Do ile başlarsan fa ve sol üç majör), ya da La-re-mi üç majör. Tekbir'in sırrı İLAHİ MÜZİĞİN YAKALANMASI.

Zaten La ilahe illalah kalbin ritmi. Kalb darbe (impuls) olarak bir şeyle eşitlenmek ister. Beyinde ki görsel merkez ise hologramik olarak bu 7 notayı (7 rengi de) algılamaktadır. Bu merkezler üçgen gibi durmaktadır. Yani 1-12 arası bir gamı (evrodik gamı) beyin sevmiyor. Beyinin sevdiği şu:

7 sesten birincisini, üçüncüsünü ve beşincisini (Sekizinci=yine birinci). Evet beyin dalgaları SES olarak (Delta dalgaları), 1+3+5. sesleri seviyor. 2+4+6 da diyebilirsin. Birinci (Örneğin Do majör ise ikincisi Re=2 olduğundan) reminördür.

Böyle bir başarı yakalayabilirsiniz... Raven'in Bolero'su domajör ve reminörden ibarettir, onun için çok etkilidir. Rodrigo neden bu kadar etkileyici (Gitar Konçertosu)? Bu konçerto'nun etkinliğinin ve hüzünle dinlenilmesinin nedeni şu: Bu ayetlerdeki vurguların 1 ve 0'ların bir dizgesi 7 notadan sonsuz beste yapılmış ama o BAZILARI neden farklı?

Barış bile yakaladı Kur'an'ı bilerek ya da bilmeyerek: Dağlar Dağlar! Allah rahmet eylesin... Bach da Çello parçalarında yakaladı Kur'an'ın GİZLİ MÜZİĞİNİ YAKALADILAR. Kalem ve kelam dediğimde aynı şeyler var.

Şaşılacak olan şu: Arapça 3 Harf olduğundan, Kur'an en sade VALS'e yönelik duruyor. 3/4'ü izleyerek, 5/8'lik bir aksağı, 7/8'liği 9/8'liği ve 11/8'liği yani biraz oryantal olan aksak ve tek ritmleri. Öyle ayetler var ki, 5/8'lik olduğundan Bayon ve bigin ritmine uyuyor. Biguin ve Bayon bir-iki/ bir-iki-üç biçiminde (Son üçlü vals gibi)... Bu Ayetel Kürsinin temposu. Şaşırıyorsunuz, yahu bu batı müziği diyorsunuz kendinize ama buram buram Kur'an koktuğu için "Hayır bu bizimki" diyorsunuz.

Tango, Mambo, Çaça, Samba, Bayon, Foxtrot, Biguin, Jazz, Reggea, Rumba vb. ve beni ve beyinleri dinlendiren Blues. İşte blues içinde aşırı derecede Kur’an var. Kur'an bir tür Oriental Blues ve keşke görsel olarak, bunları burada size çalabilseydim... Size Kur'an'ı "OKU"tmak istiyorum (nota okumak anlamında).

Evren öyle bir bütündür ki, sesiyle, matematiğiyle, digital sistemiyle kokusuyla herşeyiyle bir bütündür. Kur'an kainat kitabıdır ve kainatın bütünlüğü yine Kur'an'da vardır. HTB ve KTB gibi iki kelimeyi alıp (Hitab ve Kitab), birinciyi minör, ikinciyi majör yapıyorsun, temposu ise TB, yani iki (dörtlük). Biraz Country gibi, biraz da Polkamsı ama KTB dediğinde Vals oluyor iki dörtlük olamıyor... Bu müziği size anlatamam yaşamanız gerekiyor.

Kur'an aynı zamanda digital bir SANAT KİTABI. Yemin ederim sayısız beste var içinde. Cennet seslerine İŞARET olsun diye konmuş sanki... 7 değil 77777777777777777777777777777777777777777777777... ses. Gürültü hiç yok. Tüm titreşimler birer NOTA, daha önce duymadığınız sesler. 7 ses ile neler yapıyoruz, neler besteliyoruz... Cennet sesleri sınırsız bestedir.

Dört tad var: Tuzlu acı ekşi ve tatlı... Cennet tadları 44444444444444444444444444444444444444444444444... tad var. Dünya’da çok kısıtlıyız. Dör tad ile yiyoruz. Bütün kozlar o güzel Cennet’lerde. Allah'ımız oraya saklamış, 7 taneyi de buraya atıvermiş, asıl herşey ötede ve yukarıda (Cennet'te).

İnsan Dünya’nın yerlisi değildir. İnsan Cennet'ten İTHAL'dir. Oraya geri dönmek üzere buraya sürgüne gönderilmiştir. İçgüdüsünde bunu görürsün insanın... Hep yıldızlara bakar, yıldızlara gitmek ister. Geldiği yere dönmek ister. Yıldızlar onun tüm özlemidir.

Evren çok komplike bir bütün. Herşey herşeye dönüşebiliyor. La İlahe illalah gibi. Aruz vezni /.// gibi. Yeşil=La... E=mc2. Hepsi evrensel/kozmik oluşumun birer parçası. Herşey birbirine dönüşür, enerjinin maddeye dönüştüğü gibi. Cennette Yeşili gördüğünde ayrı zamanda LA sesi verir ama 7777777777777777777777777777777777777777... nota var bir o kadar da renk. La=Yeşil oluverir... Renk=Ses olur.

Vakti gelince Allah Hanif kullarının canını kolay alır. ÜZMEK istemez. Bir Hanif şöyle der, ölümün hemen ilk arkasında: "Korktuğum ölüm bu muydu?" (ayettir). Ölmek kader, çünkü ÖLÜMSÜZLÜĞE doğmak için tek çare ve kulluk Allah'ı heryerde görmek. Notalar yazdık... İŞTE BUYDU TESBİH. Evet herşey ALLAH'ı tesbih eder, Cennet sesleridir tesbih. Biz o seslere sağırızdır ama, TESBİH ile o seslere randevu veriyoruz. Bir gün onları duyacağımızı ümit ederek. Melekler öyle tesbihler çekerler ki, hepsi Kur'an'da müzik olmuştur. Şu Kur'an inanılmaz bir kitap... Müzik var, evreni çalıştıran 1 ve 0 digitalizasyonu var...

Geri Dön     Yukarı