042 - 6 Ocak 2002 Pazar | |
Selam ve Selam sevgideğer Hanifdaşlar "Hanif İslam" Yukarı Müslümanın KÂFİRİ asla iflah olmayacaktır. Kıldığı NAMAZDAN GAFİL olanlar yani... Bunlar biz Müslümanlarız... Müslümanlar da üçe ayrılıyor: 1. Hadisçiler (İslam siyonistleri), Hadisçiler din için yaşarlar. Dinden öte mezhebden de öte tarikat için yaşarlar. Allah bile önemsizdir, önemli olan dindir. Dini betimleyen ise Hadis şeriatıdır, gerisi boştur ve İslam inkılabıyla o boşçular birer birer vinçlerde asılacak, toprağa gömülüp taşlanacak, ev altındaki gizli mezarlarda işkence edilecek. Tora Bora dağlarında ve ve Kum kentinde onlar vardır hep... İşte dünya fundementalist, radikal diye sadece bu TEK İSLAMI tanıyor. Hanif İslam devleti modelinde: 1. DİN ALLAH'a has/Halis/Mahsus ve özgü kılınır. Yani sistem üstüdür, dünya üstüdür (Siyaset içi değildir, bir rejim biçimi değildir). a) Besleneceksin, çalışacaksın. ÇALMAYACAKSIN. ÇALMAK haramdır. Çalan hırsızdır. Çalışan makbuldür. On emir gibi bir şeyler (Komşunu sayacaksın, yardımlaşacaksın, anne ve babanı sayacaksın Üf bile demeyeceksin, Haksız yere adam öldürmeyeceksin, iftira atmayacaksın yalan söylemeyecek ve münafıklık (ikiyüzlülük yapmayacaksın). Yani Kur'an'da tek tek bildirilen tüm SALİH AMELLER DİNİN ta kendisidir ve DİN DEVLETİ, TEOKRASİ gerektirmiyor. Mehdi bir DİN devleti ile gelmeyecek, Mesih İsa'da öyle... DİN BİZLER İÇİN VAR! İSLAM İNSAN İÇİN VAR! Kök olarak aynı ve sankritçe: DNY kökünden a) DNY=DİN'İ DİN Öteki dünya için geçerlidir! Maliki Yevmüd D İ N (Din gününün tek sahibi). Orası DÜNYA DEĞİL! Kıyamet ardından başka bir mekan. DİN orası için var. Zaten son AYET bunu anlatmıyor mu? Maide 3. ayete bir bakın, ortasındaki bir paragraf son ayettir (bunu artık biliyor olmalıyız). Orada O KAPANIŞTA diyor ki: "Dininizi kemale erdirdim...(Ekmeltü..). Sizin için din olarak İslamı seçtim ve bundan razı oldum!”. O kapanış ayetidir. Neden EN SONA DİN kelimesi saklandı biliyor musunuz? DİN ÖTEKİ DÜNYANIN, Kıyamet ardından gelecek olan DNY'dir. İşte bu SON AYETTİ ve bu SON ayetin, sonunun başı başının sonu ise "Yevmid DİN"dir. DİN GÜNÜ Öteki aleme ait... Burada din günü yok. Din var ama... Putperest, anemist, totemist'ten başlıyor ve ehli kitaba kadar geliyor. Tepeye Müslümanlık konuyor... Fakat Müslümanlık da fırka (FRAKSİYON) dini olduğundan, Müslümanlığın tepesine zirveye/doruğa ise dinlerin en güzeli gelmiş geçmiş tüm dinlerin tartışmasız ve her çağların tek LİDERİ olan HANİF din konmuştur. Allah bize Ali İmran'daki gibi "Müslüman olarak can verin", ya da son ayetteki gibi: "Size din olarak İslamı beğendim ve bundan razı oldum", derken, ASGARİ MÜŞTEREK'i anlatmış oluyor. Hafif, Hadis ve Hanif olarak ortak paydamız İSLAMİYETTİR. Ortak elçimiz Resulullah efendimizdir. Kelamullah (Hadis değil, Allah kelamı) KUR'AN'DIR. Bu ORTAK PAYDA yüzünden biz MÜSLÜMAN olarak son nefesimizi verirsek, Cennet var. Cennet her iman edene verilir ama iki kez iman edenlere ikinci kez Cennet verilir ve iki kez İslam olmaya ise HANİFLİK deniyor. "Zina" Yukarı Nur 2: Zina eden kadın ve zina eden erkekten herbirine yüz değnek vurun; eğer Allah'a ve ahiret gününe gerçekten inanıyorsanız, Allah'ın dinini uygulamada bunlara acıyacağınız tutmasın! Ayrıca müminlerden bir grup cezalandırılmalarına şahit olsun! Ezzaniyetü: 1. Erkek ve kadının, a) Amatör/Para karşılığı yapılmayan tür, Burada erkek ve kadın kelimesi yok, her biri var. Her tür ilişki hatta bestialite (hayvanlarla ilişki) bile (Tevrat'ta Hahamlar hariç hayvanla ilişki çok uzun uzun yer alır. Sadece Hahamlara helal gibidir)... Ezzeniyetü vezzani= Bilin bakalım ne demek? Zina tipi 4, zina yapanlar 2 (Fuhuş ve Zina). Kur'an'ın az kelimeyle bu çok anlatma özelliği (ve yukarıdan aşağıya okunma özelliği ve de misal kelimelerini deşifre ettirme özelliklerine hayranım). Zaniyyen=Tüm zina biçimlerini (dört türünü) ve yine çoğul olduğu için PROFESYONEL ve AMATÖR iki biçimini ele alıyor. İlla ki zinayı kadın ve erkek arasına indirgerseniz, Zaniyen=Zinacılar kelimesi güme gider... Tıpkı Hımar=Üzüm şarabı demek gibi... Ve Ezzaniyetü vezzani derken FUHUŞ VE ZİNA ikilisi de ÇOĞUL içine girmiş bulunuyor. Zina için hükümleri biliyorsunuz. Ev hapsi gibi. Fuhuş (para karşılıığı ve venüs hastalığı bulaştırma riski vb.) ise caydırıcı CEZA gerektiriyor. Eğer o ülkede yabancı iseniz SINIRDIŞI EDERSİNİZ. Bir daha gelirlerse taciz edersiniz. Bir daha gelirler ve mükerrer suç işlerlerse (her karakolda günlük egzersizdir) hırpalarsınız. Ama seçilmiş kelime ÇOK önemli. Taciz CELDE ile yapılacak! CeLDe = CİLD =Cilde eziyet! Yani KAN ÇIKMAYACAK, çürük, morartı olmayacak... Amhari ve Danakil dillerinde GELDE=Söğüt dalı... Esnek kamçı değil; Esnek Sopa değil... Söğüt dalı sadece... Birgün alıp denersiniz bir kedinin bile canı yanmıyor, sadece "KINAMA" cezası biçiminde. Şahitli de... Öyle alıp kapalı bir yerde tekbaşına bildiğinizi okumak değil... CELDE'yi Resulullah ve 4 halife hiç uygulamadılar (Celdeyi uygulamayanlara 6 Hadis ile RECM=Toprağa gömüp taşlayarak linç etmek İFTİRASI bile yaptılar. "Ma kâne HADİSEN YÜFTERA!". Ayette “Miete Celdetiv” diyor. 100 sopa lafını oraya kim koydu? Mesela on sopa için "AŞRete Celde" diyoruz, yüz sopa için “ASRete Celde” diyoruz. Bana lütfen YÜZ kelimesini gösteriniz. Örneğin Kadir suresinde ELFİ=BİN kelimesi var apaçık orada duruyor. Bana burada YÜZ kelimesini bulur musunuz? Ben tıpkı "taşlayarak öldürmek diye bir ayet varmış ya" onu BULAMADIĞIM GİBİ YÜZ SOPA kelimesini de bulamadım... Ya bakıp yazdığımız MEALLER nereden buldular acaba? Üç vakit ile beş vakiti (Hatta 55 vakitmiş) karıştıranların oyununa mı geldik yine?... Ne diyor meal: "Zina eden kadın ve erkeğin her birine yüzer sopa vurun". Hayır öyle demiyor! Diyor ki: “Fuhuş biçiminde 4 türlü zinayı uygulayanlardan AKTİF olanının CİLDİNE eziyet edin”. AKTİF kelimesini bilinçli kullandım... Bosna'da bir başka dram daha yaşadık. Gizli bir dram! Müslüman kadınlara Sırplar tecavüz ettiler ve hamile bıraktılar ve kimi kadını kocası/babası kendi öldürdü... Kızlarımızı Sırplar dışında da birkaç yüz seçmece teenager gençkız hamile kaldığında Müslüman babaları tarafından öldürüldüler, çünkü hamile oldukları otopside anlaşılıyordu. Bu talihsizlerin 6 ay'dan fazla (Nato ancak kıpırdadı) kışlalarda zorla tecavüz edildiği ve kurtarıldıktan sonra öldürüldüğü maalesef biliniyor. Az değil 200 kadar hamile ve 15 yaş cıvarında kız evlatlarımız... İşte ikinci bir meal: "Kız çocukları böyle DİRİ DİRİ GÖMÜLDÜ". Sırp gömmedi: Çünkü, onun çocuğu olması ve sırp kanı taşıması, devşirilmesi İŞİNE GELİR. Bunun için tecavüz ediyordu SIRP zaten!... Şimdi Arapçasına baktığımızda, YÜZ SOPA da yok. Sadece Cilde eziyet edin var. Cilde eziyet: Üç yaşındaki çocuğunuzu nasıl döversiniz? En kızdığınız anda? Öfkenize hakim olamadınız vurdunuz: Parmağınızın ucuyla dokundunuz yani... Yine de kıpkırmızı oluyor orası... KAN çıkmayacak, MORARTI olmayacak, sadece cilt KIZARACAK... CELDE (Cilde eziyet) budur. Sopa yok kamçı yok, demir ucuna takılmış jilet falan yok! Bir Söğüt dalı.... "Eşlerinize eziyet ediniz, onları dövünüz". Hayır öyle demiyor "ACİZ bırakın". AŞI NEDİR? Aşı ZAYIFLATILMIŞ KUDUZ mikrobu mesela, Tüberküloz mesela mikroplarının VÜCUDA VERİLMESİDİR. Kuduz vücudunuza veriliyor! Duyunca insanın kanı donuyor değil mi? Sapasağlam insana tetanoz aşısı yapılıyor... CELDE aşıdır... Utanır ve o FUHUŞ suçunu yapmaz. Zinanın ise tek cezası vardır, Evde hapis tutup, bir çözüm yolu aramak. Zina'nın tek cezası gerçekten ev hapsidir, çare üretene kadar. Örneğin iki genci evlendirene kadar ya da eşler birbirini yeniden benimseyene ve/veya reddedip boşanana kadar EV HAPSİ... Üstelik orada ebediyen EVE hapsedin de demiyor. "Kadının hamile kalıp kalmadığını müşahede altında tutun" diyor. Ayeti size Diyanet nasıl yutturuyor? "Kadınları ölüm onları gelip alana kadar evde hapis tutun". Bu ayet içinize sindi mi? Allah böyle bir şey söyleyebilir mi? "Ölüm" kelimesi var ama böyle değil! AİDS'ten haber veriliyor (eskiden frengi de ölümcül idi), çaresiz Venüs hastalıklarından söz ediliyor. Ne yapalım yani. Aids'liyi alıp bağrımıza basalım mı acaba? Ya da acıyıp onlarla evlenelim mi acaba? Görüyorsunuz değil mi Hanifdaşlar! Almışlar ZİNA ile ilgili ayetleri ne hale getirmişler. Tanıyana aşkolsun... Cebrail kardeşimiz bile tanıyamaz onları bu meallerden okusaydı... Zina ve Fuhuş'u ayıralım. Fuhuş CELDE eziyet ve kınama cezalı. Hemcinsler, karşıt cinsler, hayvanlar ile yapıyan PARA KARŞILIĞI ZİNA=FUHUŞ ile iki gencin hiçbir maddi menfaate dayanmayan derin aşklarını sakın bir tutmayın. Yoksa Kur'an bizi çarpar! Cennet ve Cehennemi nasıl BİR tutarsınız? Nasıl ikisi de aynı şey dersiniz? Gelelim ayete ne diyor: "Fuhuşun ölümcül etkilerinden dolayı ve haksız rekabetinden dolayı fahiş ve fahişenin yaptıklarına Allah'ın dini içinde acımayın. Bu acımayın nedir? Cilde eziyet! Ötekisinde ise (amatör Zina'da) ev hapsi. ACIMAYIN dediği AŞI yapmaktan ibaret! Başka bir ayette "Kadını aciz bırakın" diyor. Yine aşı... 1. Güzellikle uyar, 27 kez boşanabilirsiniz... İşte kadını ACİZ bırakan ÖNLEMLER bunlardan ibaret! "Kadını dövün" diyen mealler milletimize hayırlı uğurlu olsun! Artık kadınlar dövüyor... Ben ikinci ve dördüncü evliliğimde birer tokat yedim ve HİÇ vurmadım. Bu beni onursuz yapmaz. Erkekler çok seyrek fakat öfkelidir. Kadınlar çok sık fakat ASABİ'dir. Yani o an patlamışsa, anlayış gösterin... Hep erkekler patlayacak değil ya? Zaten konu kadın ve erkek değil ÖNCE İNSANIZ. İnsan dayak yer/atar mı? Kur'an'ı size/bize nasıl yutturdu şu mealciler... İşte Allah bu konularda "Acımayın" diyor... Üstelik kadının da BOŞANMA hakkı var, erkeği BİR KEREDE boşayabiliyor (üç takside gerek yok). Yani DAHA SERT boşayabilir! Çünkü: KIZ ÇOCUKLARININ DİRİ DİRİ gömülmesini, bir kara kefen (Çarşaf da deniyor) içinde peçelenmiş, kalın tüller arkasında soyutlanmasına karşı KUR'AN ! Kırsal bölge: Kim hasadı ekip toplayacak? Çeşmeden suyu kim getirecek? Çiftlikte kim hayvanları sağacak? Savaş çıktı: Erkek gibi FATMA ninelerimiz mermileri cepheye taşırken AFERİN. Savaş bitti, Fatma nine sen yine karaçarşafını giy, içeri gir! Yok öyle şey! Türk kadını ve aile düzeni anaerkildir! Evi kadın-ana yönetir. Tüm çocuklarına, damat ve gelinlerine ve torunlarına emir yağdırır! Ne çabuk unuttuk AMAZON Türk kadınını? Kentlerde: İşe gidecek kadın kim? Çocuğunu okula götürecek kadın, üniversiteye her gün devam eden genç kız. Pazara çıkan pazarcı kadın ve ondan alışveriş yapan bizim kadınımız... Kadını içeride DİRİ DİRİ GÖMEN ŞU ARAP ATAERKİL TOPLUM DÜZENİ OLMASIN SAKIN? Hani islam ile HİÇBİR İLGİSİ olmayan bir ARAP töresi... Gerçekten Kur'an'ı anladınız mı? Yoksa anlatanların (!) yalancısı mı olduk? Yol ayrımındasınız... Olmak ya da olmamak! O ayetler de tamamen çarpıtılmış. Kur'an'dan başka hiç bir kitap böyle "Gözünüzün içine baka baka” mealler ile YALAN haline getirilemez. Bu sadece Müslümanların yapacağı bir şer... Şeytan bile yapamaz bunu. Şeytan'ın bir Euzü besmelelik işi var! Çektin mi kaçtı... Peki bunlar nasıl kaçırtılacak? Euzü besmele de kâr etmez. Çünkü Euzü besmele cinlerden olan şeytanlar içindir, insanlardan olan ŞEYTANLAR için bu dünyada hiç bir etkisi yok. "Kız Çocuklarının Diri Diri Gömülmesi" Yukarı Başka bir ayeti hatırlıyor musunuz? Tekvir Suresi 8’de: "Kız çocuğuna niçin diri diri gömüldüğü sorulduğu zaman..." diyor. Bu ayet "Cahiliye devrindeki çocuklarını gömen Araplar için değil; DAHA SONRAKİ İslam içindeki MÜSLÜMAN GENÇKIZLARI kastediyor. 7 anlamı var ya: "Atatürk Türkiye’sinde İlkokul mecburi diye kızımı okula gönderiyorum. Bana kalsa 8 yaşında evlendiririm" diyen anne-babalarımızın oranı Türkiye'nin yarısıyıdı daha dün... "Kız çocuğunu okutmak gereksiz!" diyenler de evvelsi gün Türkiye'nin tamamıydı... Global bir Köy olan Türkiye'mizdeki örselenmiş zavallı cahil anneler ve ardındaki nineler neyin kurbanıydılar? Diri diri gömülmenin! “12 yaşında beni evlendirdiler”, diyor şu nine... Görücü usulüyle... Bu ninelerin sayısı azmıdır? Elinizi vicdanınıza koyun! Müslüman KIZÇOCUĞU böyle gömüldü işte... "Beşikten mezara kadar KADIN ve ERKEK için “FARZ" olan BİLİM'i nereye koyacağız şimdi? Allah'ın ilk ve son emri olan “OKU” ne olacak şimdi? Kız çocuğuna NİÇİN GÖMÜLDÜĞÜ SORULDUĞU ZAMAN... böyle diyor ayet! Hem de diri diri ve dikkat ediniz "Mağdurecik olan kız çocuğuna soruluyor". Yani gömene değil! Alın ve düşünün lütfen! Acaba niçin KIZÇOCUĞUNA soruluyor... Kızçocuğu ne? Tanımla! Anne olma yetisini kazandığı gün (7 ila 15 yaş...İklime göre değişir. Türkiye 11 yaş, İsveç 15 yaş, Arabistan, Güneydoğu Asya, Hindistan ve Güney Çin 6 ila 8 yaş). ANNE olabiliyor biyolojik olarak... Ama KIZ+ÇOCUK... İşte ayetleri böyle boyutlandırmaya alışın. Bu yedi anlamından biriydi. "Cinler" Yukarı “La Havle Ve La Kuvvete Illa Billahil Aliyyil Aziim”. Allah'tan başka hiç bir kuvvet/erk yoktur. Ayetel kürsi... İçinde CİN kelimesi geçen ayetler ve sureler onları çok etkiler... Düşünün en beğendiğiniz bir karşıt cinsten mesela artist. Ona rastladığınızda etkilenirsiniz ama bundan daha etkili olan şey SÖZDÜR! O idealize ettiğiniz kişi, size doğru ilerliyor ve "Sizi sevdiğini" söylüyor... İşte bu şok edicidir. Kendinize gelmeniz birkaç hafta sürer... Sözkonusu ayetlerin de yaptığı bir ŞOKLAMA. Cinleri öldürmenin de Kur’an'da yolları var. AMA CİNAYET YASAK! Siz ışık hızında giden bir İNSANI öldürüyorsunuz! Ya da ışık hızında gitmeyen BENİ öldürüyorsunuz İKİSİ DE CİNAYET... CAN öldürülmez (Can=Cinsan=Enerjiden insan ile maddeden Cin: İlki Cinler, ikincisi biz oluyoruz. Enerji madde eşdeğerlilik ilkesi gereği, ikimiz de birbirimize eşit olduğumuzdan ikimizin de bilincine C A N deniyor). Can hem insanın hem cinin ORTAK NEFSİ'dir. Can Farsça Hintçe değil HER DİLCEDİR. CAN, CEN, FEN, Genom, Genial, Genius, Gon , Genetik, Cennet, Cenin, JEN, GEN, GİN, GENİİ, Gene (Hepsi cin demek). CAN=GEN. Genociyd (soykırım) dolayısıyla GEN=SOY da demek. Soy da kalıtım (Genom) demek değil mi? Gen=Can GİZLİDİR (Cennet=Gizli ülke). Generation (kuşaklar boyu genlerin ardışması). Üstelik her dilde var: Arapça Cann, Cin yanında bir de Yahya kelimesinde sakılıdır. Saklıdır çünkü Yahya (Muhyi=Hayat veren). Allah'ın adı iken Yahya'ya vermiştir onu... ve ismini gizlemiştir. John The Baptist. St. Jean, Juan, İvan, İan, Johannes, Ohannes, Hannes ve Hans ve Joao, Janos (Yanoş) Gian-Gianni. Dünyada ismi en çok kullanılar elçi YAHYA'dır.. Johnny go home! dermen dei, İvan go home! derken de, Almanlar ile HANS'lar diye dalga geçerken de, Jean C.Van Damne derken de, Don Juan, İan fleming derken de biz sadece ve sadece CAN diyoruz, yani YAHYA'nın adını kullanıyoruz. Sizlere ben Hanifcan da diyorum... Hanifliğe CAN vereceğinizi bildiğimden. Yahya (CAN)=Johannes=HANS. Benim bile adım YAHYA bakınız. Dünyanın en YAYGIN İSMİ... Türkiye'de bile yeni kuşak çocukların tümü CAN üzerine isim alıyorlar. Can ve Cem moda oldu... İkisi de YAHYA. "Alemler" Yukarı Evrendeki maddeler "Geçici"dir. Bunlar bir Bigbang ile olur ve DoomDay denen bir kıyametle biter. Bu madde bir üstteki SÜPER UZAYDAKİ GEON denen bir tek YAPIDAN elde edilir. Bir geonu yakalayamazsın. Çünkü Süper uzayda ZAMAN yoktur. O Allah'ımızın dilediği zaman bu uzayda (Zaman sahibi olup) patlar ve sonra belirli bir ömrü olup ÖLÜR (Kıyamet). Geonların böyle zamansız olmasına karşılık, bir üst sistem daha vardır: Hyper Uzay (Sarfatti Uzayı, ya da Wheeler-Sarfatti SuperSpace’ çifti)... Çifti çünkü: Biri aşağı misal alemi, ötekisi Yukarı misal alemi... İşte yukarı misal aleminde HERŞEYİN BİR ÜSTÜ, HEYKELİ vardır ve SABİTTİR, yani geometro-dinamik yasalar yerine HOLO-STATİK yasalar vardır. İşte Süper Madde yani hiç bozulmayan ebediyen yepyeni kalan o madde, YUKARI MİSAL ALEMİNDEN, tümden ve gerçekten türer... Cennetler de böyledir. Cennet 7 tabakadır. Bir de Cennet dışında başka bir yaratılış yani ÜÇÜNCÜ bir sınıfın gideceği ALLAH misafirhanesi olan Sabıkun Naim Cenneti var. Onunla birlikte 8 oluyor. 7+1 olarak düşünebilirsiniz. Orası ve Süper uzay ile (Arş, Kürsi, Levhi Mahfuz, Nefhi Sur, Kalem, Sidre, Cennet yapıtaşıları, Cehennem vb.) malzemesi de KALICIDIR çünkü ÖMÜR değil HAYAT (Ebediyet) sahibidir. 1 gün=1 güne eşit olduğunda yaşlanırsın ama bir gün=Bin yıl=365 bin gün RELATİVİTESİ işbaşına geçinceYAŞLANMAZSIN, YAŞLANMAZSAN ÖLMEZSİN. Daha da ileri giderek gençleşilen bir ülke daha var: Bir günün=50bin yıl olduğu bir hızla hareket eden bir sistem... 11 milyon gün sürüyor o bir tek gün. "Etimoloji" Yukarı ONBİR özne vardır. Ben (ene), sen (ente) ve o (Erkek, dişi, nötr)... Biz, siz, onlar. Diğer üçü ise İLAHİ katmanlarda yer alır. Bunlardan ilki kuşkusuz dördüncü "O" kelimesi... Yani HU (Hüve). Erkek, dişi, nötr ve üçüncü şahıs değildir. Ya da DÖRDÜNCÜ tekil şahıstır. Bu ALLAH'ın ta kendisi olan Hüve (Yahuve) adıdır. Önce bu özel özneyi açmalıyız. Örneğin İngilizce'den ele alalım: “He” (Allah erkek değil), “She” (Allah dişi de değil), “It” (Allah nötr, cansız, ve belirsiz de değil). “He”, “She”, “It” öznelerinin "ÜSTÜNDE" bir öznedir. “He” (Rahman), “She” (Rahim), Allah (Nötr) üçlüsü üstündedir. O dördüncü öznenin adı, Arapça'da Hüve (Hu) dur ve doğrudan Allah'ın adıdır. Yani Ya Hu (Ya Hüwe) biçiminde yazıldığında, özne/zamir değil doğrudan İSİM olur. Hu Allah'ın ADI/Esma'sıdır... Bunu açacağız önce... Niçin dervişlerin "Hu" dediklerini... Bilinçsizce değil; bilerek "Hu" yu deşifre edeceğiz. Hanifdaşlarım, Allah'ın adı olan Hu=O (Üçüncü tekil şahıs) gibi değil; KİM diye tercüme edilmelidir. O ki, O kimdir ki, O kimsedir ki... kavramıyla düşünmemiz gerekiyor. Akılda daha kolay kalsın diye yine İngilizce "WHO" KİM kelimesinden örnek vereceğim... Kim soru edatından çıkarmak için iki yolumuz var: Ya soru işaretsiz ve başına artikel getirerek yazarız: THE WHO olur, BİLDİK olur... (Zaten okunuşu da Hu değil mi?). “The Who” dediğinizde "KİM" değil; He, she ve it üstünde bir TEKİL ÖZNE OLUR. Türkçe'de bunun karşılığı yok, zaten “the” gibi artikel de yok.. O halde biz BİR KAVRAMI TÜRKÇE'YE eklemek zorundayız. “The” yerine bir şey ve “He-She-it” karşılığı olan “O” (Turanca OL) dan başka bir ŞEY... Türkçe'ye YAMAN bir iddia ile çıkıyorum ve diyorum ki "Harfitarif ve ikinci bir tür O gerekiyor”... Türkçe de Harfitarif var mıdır? Şimdiki Türkçe'de yok ama kök dil Turanca'da VAR İDİ... Yani Altay ve Ural öncesi "ORTAK dil içinde" bu iki kelime de vardı. Bir şeyler ÇOK değişik idi. Mesela ÇOĞUL eki LER ve LAR değildi... İngilizcedeki benzeri olan S ve Z harfi idi... Bunu nereden anlıyoruz? Çünkü inanılmaz sayıda uzantıları ve kalıntıları var: İL (IL, EL) beyaz ışık, AL (kırmızı ışık). Beyaz ışık=Nur, Melek, tanrısal ışık, gün ışığı vb. ama AL=Ateş/Kırmızı yani SİZİN yaktığınız ateş ilahi değildir... Şöyle diyebiliriz: İL+dirim düşer AL+av olur (YILDIRIM DÜŞER ALEV ARDINDAN ORTAYA ÇIKAR). İliğ=İlahi ışık (Uluğ>>ULU). Yıl (Sene) gibi de söyleniyor. YIL+DIRIM gibi... Işıklar Yıllar değildi... Yıldırım'ın çoğulu (Işığın çoğulu) YILDUS (YıldıZ) idi LAR eki almazdı. S (İngilizcedeki BookS gibi) ya da Z (İngilizcedeki BoyS=BoyZ okunur gibi). İki göz küresi=GÖZ (Körüz). Omurtag (Yumurta, yuvarlak) kelimesinin çoğulu OM+U+Z. Boynuz=OK, iki boynuz OKUZ, türevi olan Öküz (İngilizce Ox, Skandinavca Ox, Almanca Ochse vb.). AL+dırım= Alev ile ilgili. Yani bildiğimiz ateş... Al+av (Alev, Yal+au). Çoğulu ALAZ (Yalaz). Yaldırım (Cin çarpması) ya da kısaca CİN (Al+basan=Kızıl basan, Karabasan'ın kadın olanıdır). Aldırım'ın çoğulu Al+DIZ (Daha sonra Albıs, Albız=Şeytan İblis). Albastı, Alkarısı, Lohusa Humması vb. TURANCA'yı irdelerken, bir şeylerin farkına vardık: 1. Gün ve yıldırım ışığı ilahi ve meleküt ve Nur'dur; İşte Bahşı dini (Şamanlık) BU FARKIN BİLİNCİNDE idi. Nar ve NUR'u... Semavi (Göksel) ile Arzi (Yeryüzü) olanı ayırt etmişti. İL ULUĞ Allah'ımızın İlah adının ta kendisiydi. İlah ve Ali (Ulu) gibi uluhiyet anlamında kullanılıyordu. Bunun tersine ATEŞ ile Cin ve şeytan ilişkisi de biliniyordu (Cinler'in ateş/nar doğalı olduğu, enerjiyle bağlantılı olduğu) ve Turanlılar erken dönemde çoğul ekini S/Z harflerini getirerek yapıyorlardı. Bir rastlantı mı bilinmez ama, İngilizcedeki gibi "S" çoğul eki vardı. Bir şeyin çoğulu varsa örneğin “An Egg”, “The Eggs” oluyorsa, Turanca'da da ÇOĞUL olan'ın başına bir HARFİTARİF gelmeliydi. Omu=Tek yuvar Omu+z=OMUZ ve O kelimesinin ÇOĞULU ÖZ (Özne, ben, nefs, kimliğimiz) idi. Ben (Men) den ötede bir BENDEKİ BEN anlamında ÖZ kelimesi ÖZNE olarak kullanılıyordu (Azeri ağızlarındaki öz gibi..). Eğer Ben diyeceksem, Öz+üm deriz. Yani BENDEKİ öz olur. Öz (Nefs) kişiselleşmiş olur. Mesela SÖZ dediniz de o da çoğul: Tekili SÖY (İngilizce Say gibi, söylemek). Çoğulu ise Söyüz=SÖZ (Hiç bir meram bir tek söy değildir, sentakslardan oluştuğundan daima çoğuldur). Sagu=Söz, Söylence ya da Sözlü demek. Sağuz ise "Laf gevelemek"tir. Sakız kelimesi buradan geliyor. Doğru söze Sakız denirdi. AK anlamında, beyaz anlamında, doğru olmayan söze de AL =Şeytan anlamında, AL+an=Yalan denirdi. Sakız gibi beyazladı kelimesini anımsayınız, Yalbız=İblis'in işi Yal+an söylemektir. Sakız da ayrıca çoğuldur (Saga=Destan kelimesi, Alm. Sag+en vb. ile Turanca Sağı kelimesi aynı anlamda. Söz sarfetmeye de SÖY denirdi söylemek anlamında...). Gelelim Artikel'e... Turanca'da bir kelime çoğul olunca GİZLİ artikel/Harfitarif ortaya çıkardı. Şöyle bir ingilizce örnek verelim: “He reads”. “Do+e+S he read (-s)”. Buradaki gizli S'yi İngilizce bilenlerimiz anımsayacaklardır. "Kişisel Bilgiler" Yukarı İsveççe-Norveççe-Danca-İzlandaca ZATEN TEK DİL gibi. Türkçe içinde ayrıca iki dil var: Arapça ve Farsça. Bunlara da geçmek kolay oldu, etti yedi. İngilizce okul dili, Almanca yardımcı dil, etti dokuz. Sankritçe (ölü ama, İbrahim'in dili olduğu için ona ben hayat vermek için öğrendim), etti on. Latin dillerine aşinayım (Fr, İt, İsp vb.). Diğer Germen dilleri ise çok kolay (Flamanca , Frizonca vb.). Rahmetli Müfide Annem ise anadili gibi Rusça bilir ve öğretirdi (Rusça, Çuvaş, Başkırt, Kazan Türkçelerinin ayrışması yüzünden ORTAK dil yerine geçiyor. Nitekim 400 dilin konuşulduğu ve kimsenin kimseyi anlamadığı Hindistan da İNGİLİZCE RESMİ DİL). Ama en çok sevdiğim dil Sankritçe oldu. İbrahim'in Nemrut dönemi/Babilonya kulesi olayına kadar EGEMEN TEK DİL idi. | |
Geri Dön Yukarı |