selam selam
<> selam selam
Derken yeniden buluşturulduk, hamdolsun. Bugün Cuma sırasında başlamalıydım. Geceye alışanlar için ters bir durum, herkes işinde gücünde. Biz doğrudan soru alıp girelim. Yoksa bunu geceye mi (fakat kısa olur) erteleyelim, ya da nasıl olsa okunur diye devam mı edelim?
[] Kaptanın bağlantısı kesildi, tekrar bağlandı
<> selam selam hocam
Selam herbirinizi ayrı ayrı özledim selam.
<> özlemler içimizden taşıyor
🙂 İnsan sevdiğini özler, sevmediğinin yüzünü bile görmek istemez. Malum ama yine de yazdım.
Sevginin kaynağı kalptir, merkezi şahdamarı (aorttur). Hiçbiryere sığmayan ALLAH sadece oraya sığar, yani tüm SEVGİSİNİ sınırsız sevgiyi oradan bir pınar gibi fışkırtır ve o rabıta sizin kalbinize gelir, sevdiğinize yönelir. O bitmeyen bir kaynak ve süreçtir. Asla bitmez kaynağı olan kalpte.
Sevgi bir ibadettir. Aşk demiyorum, o iş tasavvufçinin işi… Biz SEVGİDEN (HUB) söz ediyoruz. Arapça ene uhubbe >>> seni seviyorum >>> Bu sevgidir. Ama aşık maşuk ilişkileri, bunlar aşktır. Aşk ve sevgi başkadır. Aşk seçmeceli olarak yönlendirilebilir, fakat sevgi evrenin dokusudur heryerdedir.
Bu bakımdan size aşık değilim ama çılgınca seviyorum. Üzüldünüz mü? 😉
<> sev-in-dik
Aşk ve sevgi gibi, hasret ve özlem de ap-ayrıdır. Paydada birdirler ama pay olarak başkadırlar. Aşka hasret; sevgiye özlem duyurulur.
(HUBb ve AŞK gibi iki karşılığı var Kur’an’da hasretin…) Birincisi zaten hasret, ikincisi nedir? (Hasret, muHaBBet, Aşk zaten arapçadır.)
Hasret fiilinde zorla ayrılmışsınızdır. Ama özlem fiilinde ayrılsanız bile hasreti aşmışsınız ve ÖZLEMEKTESİNİZ.
Ayrılıklar vızgelir sizlere. Gurbet sıla vuslat bunları umut etmeden siz sadece ÖZLERSİNİZ. Bir karşılık da beklemezsiniz.
Tıpkı bir yakınınızın ölümü ardından ÖZLEMENİZ gibi. Bilirsiniz erişemeyeceğinizi, dönmeyeceğini… ama kimse sizi ÖZLEMEKTEN men edemez.
Biz ALLAH‘ı özleriz. Çünkü O’nu kalu bela’da gördük, hem sevdik hem aşık olduk, unutturulduk doğumla… Ama (RUH bilincinde) onu görmeden özleriz.
[] kaptan diğer kanala çağırıldığından sohbet bitti.
-sohbetin sonu-
Hans von Aiberg, 24/12/2004 (255/01)
Not-1: <> ile başlayan satırlar sayın Aiberge ait değildir, sohbet/chat esnasında onunla konuşan diğer kişilere aittir. [] ile başlayan satırlar ve [ ] arasındaki kesimler yine sayın Aiberg’e ait değildir, sohbete sonradan eklenmiştir.
Not-2: Eski sohbetlerde işlenen bazı gündem konularının yıllar sonra değişmiş olabileceği ihtimalini gözönünde bulundurmak gerekebilir. Sohbeti okurken karşılaşacağınız her türlü sorunu/hatayı vb. info@aiberg.com adresine bildirebilirsiniz.
önceki CHAT’i (254) oku | 255 anasayfasına dön | sonraki CHATi (256) oku