Haniflik gibi. Hanifler de SEÇİLMİŞTİR. Bir mutasyon ve evoulation ile ortaya çıkmadı Haniflik. SEÇİLMİŞLİK, seçkinliktir Nuh gemisinde olanlar ve Hanif olanlar.
Ortodoks ve katolik müslüman olan atalarımız aslında sanki Nuh’un tufanı öncesindeki o garip, ucubik mutantlar gibi kaldılar. Biz Protestant islamlar ise, NUH gemisine seçilerek bindirilmiş gibi olduk.
İbrahim atamız, ilk eşi Sara, ikinci eşi Hacer, (Kendisi Yafesli), yani bir yafes erkeği, sami ve hami iki kadın ile evleniyor. Ayrı ayrı diller konuşulmuyordu. (Çinliler Argo dilini seçtiler.)
Ta Orta Hindistan’daki (adını aldığı) Brahui/Brahmi dininden geldiklerinde TEK dil konuşuluyordu. Ne eşi Sara’nın samicesini, ne de eşi Hacer’in hamicesini ÖĞRENMİŞ değildi. Herkes herkes ile tek dil olarak anlaşıyordu.
Biliyorum bu tuhafınıza gidiyor, Ama ayetler böyle. Babil kulesi ve Nemrut olayını ayetlerle anlatalım lütfen.
(Bir hüüp molası)
<> hep bu Babil olayını merak etmişimdir
<> 2-Bakara/258: Baksana ona: O, kendine Allah meliklik verdi diye İbrahime rabbı hakkında huccet yarışına kalkana, İbrahim ona «benim rabbım o kadirı kayyumdur ki hem diriltir hem öldürür» dediği vakit «ben diriltirim ve öldürürüm» demişti, İbrahim: «Allah güneşi Meşrıktan getiriyor, haydi sen onu Mağribden getir» deyiverince o küfreden herif dona kaldı, öyle ya: Allah zalimler güruhunu muvaffak etmez.
<> 21-Enbiya/51: Andolsun ki daha önce İbrahim’e de akla uygun olanı göstermiştik. Biz onu biliyorduk.
<> 21-Enbiya/52: İbrahim, babasına ve milletine, “Bu tapınıp durduğunuz heykeller nedir?” demiş,
<> 21-Enbiya/53: “Babalarımızı onlara tapar bulduk” demişlerdi.
<> Tekvin/Genesis 11/6
Nimrod/Nemrut olayını anlatan ayetlere bakınız. Babil kulesine gazap inmişti. Nemrut Allah’ı oklayacağını iddia ediyordu. Ateşin de İbrahim’i yakacağını iddia ediyordu.
<> 21-Enbiya/54: İbrahim: “And olsun ki sizler de babalarınız da apaçık bir sapıklık içindesiniz” deyince:
<> 21-Enbiya/55: “Sen bize gerçeği mı getirdin yoksa şaka mı ediyorsun?” dediler.
<> 21-Enbiya/56: O söyle dedi: “Hayır; Rabbiniz, göklerin ve yerin Rabbidir ki onları O yaratmıştır. Ben de buna şahitlik edenlerdenim.”
<> 21-Enbiya/57: “Allah’a yemin ederim ki, siz ayrıldıktan sonra, putlarınıza bir tuzak kuracağım!”
<> 21-Enbiya/58: Hepsini paramparça edip, içlerinden büyüğünü ona başvursunlar diye, sağlam bıraktı.
<> 21-Enbiya/59: Milleti: “Tanrılarımıza bunu kim yaptı? Doğrusu o zalimlerden biridir” dediler.
<> 21-Enbiya/60-61: Bazıları: “İbrahim denen bir gencin onları diline doladığını duymuştuk” deyince, “O halde bunların şahitlik edebilmeleri için onu halkın gözü önüne getirin” dediler.
<> 21-Enbiya/62: İbrahim gelince, ona: “Ey İbrahim Bunu tanrılarımıza sen mı yaptın?” dediler.
<> 21-Enbiya/63: İbrahim: “Belki onu su büyükleri yapmıştır, konuşabiliyorlarsa onlara sorun” dedi.
<> 21-Enbiya/64-65: Kendi kendilerine: “Doğrusu siz haksızsınız”, sonra kafalarında olan eski inançlarına dönerek: “Ey İbrahim! Bunların konuşmayacağını, and olsun ki, bilirsin” dediler.
<> 21-Enbiya/66-67: İbrahim: “O halde, Allah’ı bırakıp da size hiçbir fayda ve zarar veremeyecek olan putlara ne diye taparsınız? Size de, Allah’ı bırakıp taptıklarınıza da yazıklar olsun! Akletmiyor musunuz?” dedi.
<> 21-Enbiya/68: Onlar: “Bir şey yapacaksanız, şunu yakın da tanrılarınıza yardım edin” dediler.
<> 21-Enbiya/69: Biz: “Ey ateş! İbrahim’e karşı serin ve zararsız ol” dedik.
<> 21-Enbiya/70: Ona düzen kurmak istediler, fakat Biz onları hüsrana uğrattık.
<> 29-Ankebut/24: Kavminin (İbrahim’e) cevabı ise, “Onu öldürün yahut yakın!” demelerinden ibaret oldu. Ama Allah onu ateşten kurtardı. Doğrusu bunda, iman eden bir kavim için ibretler vardı.
<> 37-Saffat/95: İbrahim: Yonttuğunuz şeylere mi ibadet edersiniz!
<> 37-Saffat/96: Oysa ki sizi ve yapmakta olduklarınızı Allah yarattı, dedi.
<> 37-Saffat/97: Onun için bir bina yapın ve derhal onu ateşe atın! dediler.
<> 37-Saffat/98: Böylece ona bir tuzak kurmayı istediler. Fakat biz onları alçaklardan kıldık.
<> 37-Saffat/99: (Oradan kurtulan İbrahim:) “Ben Rabbime gidiyorum. O bana doğru yolu gösterecek”.
<> 37-Saffat/100: O : “Rabbim! Bana salihlerden olacak bir evlat ver”, dedi.
<> 37-Saffat/101: İşte o zaman biz onu uslu bir oğul ile müjdeledik.
<> 37-Saffat/102: Babasıyla beraber yürüyüp gezecek çağa erişince: Yavrucuğum! Rüyada seni boğazladığımı görüyorum; bir düşün, ne dersin? dedi. O da cevaben: Babacığım! Emrolunduğun şeyi yap. İnşallah beni sabredenlerden bulursun, dedi.
<> 60-Mümtehine/4: İbrahim’de ve onun beraberinde olanlarda sizin için gerçekten güzel bir örnek vardı. Hani onlar, kavimlerine demişlerdi: Biz, sizden ve Allahı bırakıp taptığınız başka şeylerden uzağız, sizi inkar ediyoruz. Yalnız Allaha inanıncaya kadar bizimle sizin aranızda ebedi düşmanlık ve öfke belirmiştir. Yalnız İbrahimin babasına; andolsun ki, senin için mağfiret dileyeceğim. Ama Allah’tan sana gelecek herhangi birşeyi def’etmeye gücüm yetmez, demesi müstesna. Ey Rabbımız; Sana tevekkül ettik ve Sana yöneldik. Dönüş de ancak Sanadır.
Tekvin yaratılış 11. bap’ta da Babil kulesi anlatılıyor.
Bugün chat kısa süreceği için bu ayetlerin inanılmaz sırlarına girmeyeceğim. Ama dikkatinizi çekmek istediğim bir iki YORUMSUZ şeyi vurgulayacağım.
“And olsun ki, daha önce İbrahim’e de akla uygun olanı göstermiştik. Biz onu biliyorduk. – İbrahim, babasına ve milletine: “Bu tapınıp durduğunuz heykeller nedir?” demişti. – Babalarımızı onlara tapar bulduk” demişlerdi.”
“İbrahim’e de akla uygun olanı göstermiştik.”
“İbrahim’e de akla uygun olanı göstermiştik.”
“İbrahim’e de akla uygun olanı göstermiştik.”
İbrahim’in mutmainlik ruhu AKLEN bilimle ikna olma azmine dayanır. İbrahim o güne kadar tek düstur olan Ata dinini reddediyordu. Tam bir P R O T E S T A N T olarak.
“İbrahim, babasına ve milletine: “Bu tapınıp durduğunuz heykeller nedir?” demişti. – Babalarımızı onlara tapar bulduk” demişlerdi.”
“İbrahim, babasına ve milletine: “Bu tapınıp durduğunuz heykeller nedir?” demişti. – Babalarımızı onlara tapar bulduk” demişlerdi.”
“Babalarımızı onlara tapar bulduk” demişlerdi.”
“Babalarımızı onlara tapar bulduk” demişlerdi.”
“Babalarımızı onlara tapar bulduk” demişlerdi.”
“İbrahim: And olsun ki sizler de babalarınız da apaçık bir sapıklık içindesiniz”
“İbrahim: And olsun ki sizler de babalarınız da apaçık bir sapıklık içindesiniz”
“İbrahim: And olsun ki sizler de babalarınız da apaçık bir sapıklık içindesiniz”
İbrahim ATA dinine uymayan Y E G A N E biricik tek insandır. Bizim tam tersimiz yani… Üstelik peygamber de değildi… O bir Teen ager idi (eleven, twelve bitmiş, thirTEEN yaşına gelmişti.)
“Bazıları: “İbrahim denen bir gencin onları diline doladığını duymuştuk.”
“Bazıları: “İbrahim denen bir gencin onları diline doladığını duymuştuk.”
“İbrahim denen bir genç”
“İbrahim denen bir genç”
“İbrahim denen bir genç”
“İbrahim denen bir genç”
O peygamber değildi, o kendisi istisna olarak Allah yolunda savaşıyordu. Allah onun elbette o içgüzelliğini biliyordu:
“Andolsun ki daha önce İbrahim’e de akla uygun olanı göstermiştik. Biz onu biliyorduk.”
“Biz onu biliyorduk”
“Biz onu biliyorduk”
“Biz onu biliyorduk”
“Biz onu biliyorduk”
“Biz onu biliyorduk”
“Biz onu biliyorduk”
Bu, İbrahim atamızın 13 yaşında ve Levhi Mahfuz’da 228 bin peygamber arasında adı yokken geldiği noktadır.
13 yaşındaki bir çocuktan söz ediyoruz! İlkgenç!
Ve öyle protest ki yapmadığını bırakmıyor. Peygamber değil, bir vahy geliyor değil; o inanılmaz bir mücahede veriyor Hiç görmediği, fakat iman ettiği Allah’ına…
Görevli değildi, “Kalk uyar” bile denmemişti ona. 13 yaşında bir yeni yetme öyle protest idi ki, ortalığı karıştırdı da karıştırdı. Yapmadığını bırakmadı, babasının putlarına kadar kırdı döktü.
Allah’tan hiç bir ilham ve vahy gelmeden bunu KENDİ kendine yaptı. Allah, bunları biliyordu -Cebrail ile birlikte-.
“Biz onu biliyorduk”
“Biz onu biliyorduk”
“Biz onu biliyorduk”
Ve fourteen yaşında ona S O N R A D A N oluşturulmuş bir peygamberlik verildi. Bunu kabul etmeye tek şart getirdi: “Beni dostun edinirsen peygamber olurum.” Allah da İbrahim’i DERHAL dost edindi!
İbrahim bir istisnadır, çok konuda istisnadır. Mesela insanlık tarihinde en aykırı şeyi ilke edinmişti:
A S L A
A T A
D İ N İ N E
i n a n m a y a c a k s ı n ı z !
Artık biz bir milletiz!
Bizim bir tek atamız var:
İ b r a h i m
O, Allah’ımızın tek dostudur.
O, asla yanılmayacak GERÇEK bir atadır.
<> 2-Bakara/131: Rabbi ona: “Teslim ol” dediğinde (O:) “Alemlerin Rabbine teslim oldum” demişti.
Size şunu söylüyor ayetler -hissederseniz- diyor ki ayetler:
İBRAHİMDEN BAŞKA HİÇBİR ATANIZ olmayacaktır.
İbrahim gibi protest olacaksınız.
İbrahim gibi koparıp alacaksınız.
Öteki peygamberler gibi mirasa konmayacaksınız. KOPARIP alacaksınız!
Siz UYGARCA fakat protest bir yaklaşımla…”
<> 2-Bakara/130: İbrahim’in milletinden kim yüz çevirir? Ancak kendine kıyan sefih, hakikat biz onu Dünyada ıstıfa ettik, Ahırette de o hiç şüphe yok salahile seçilenlerdendir.
<> Sefih, İblis için kullanılıyor ayrıca. “Ya İbrahim’e uyarsınız, ya da İblis’e…” deniyor açıkça.
-devam edecek-
Hans von Aiberg, 01/09/2004 (250/04)
Not-1: <> ile başlayan satırlar sayın Aiberge ait değildir, sohbet/chat esnasında onunla konuşan diğer kişilere aittir. [] ile başlayan satırlar ve [ ] arasındaki kesimler yine sayın Aiberg’e ait değildir, sohbete sonradan eklenmiştir.
Not-2: Eski sohbetlerde işlenen bazı gündem konularının yıllar sonra değişmiş olabileceği ihtimalini gözönünde bulundurmak gerekebilir. Sohbeti okurken karşılaşacağınız her türlü sorunu/hatayı vb. info@aiberg.com adresine bildirebilirsiniz.
önceki bölümü oku | 250 anasayfasına dön | sonraki bölümü oku