Kendiliğinden yürüyen taşlar – Denizin birleştiği ve yarıldığı yer – Mizan – Demir – Musa Yuşa ve Hızır

<> Kendiliğinden sürüklenen taşların sırrı ne?

Çok basit: Bir kağıt, altında mıknatıs, üstünde taşlar (demir tozları), magnetik alan doğrultusunda yürüyorlar. Magnetizmal kuvvet (EM field) çekimden çooooook daha güçlü olduğundan çekimi alt ederek yani yokuş yukarı da olsa tırmanabilir.

Sadece taşlar değil; Musa’nın denizi de böylece yarıldı. Sıvılar da başyukarı hareket edebilir. Yani bu mıknatıs-aşırı teoremi sıvılara da uygulayabilirsin. Su molekülleri yer magnetizmasında (5,5 Gauss) zıt kutupların birbirini çekmesi gibi yapışırlar, ama ters polarizlendiklerinde aynı kutupların birbirini itmesi gibi iterler. (Böylece deniz yarılır.)

Yuşa bir yürüyen kaya görmüştü. Balık da onun bir gözesine girmiş ve suya atlamıştı. Zaten o yürüyen kayanın olduğu yerde deniz gelecekte YARILACAKTI. O bir işaretti. Musa’nın beklediği işaretti. (Siz ayetleri yazana kadar bir çay daha kapıp geliyorum.)

<> 18-Kehf/60: Bir vakit Musa genç hizmetçisine demişti ki: “İki denizin birleştiği yere varıncaya kadar durmayacağım, yahut senelerce gideceğim”.

<> 18-Kehf/61: Bunun üzerine ikisi de iki denizin birleştiği yere vardıklarında balıklarını unuttular. O zaman balık denizde bir deliğe doğru yolunu tutmuştu.

<> 18-Kehf/62: Bu şekilde geçtikleri zaman genç hizmetçisine: “Getir kuşluk yemeğimizi; gerçekten biz bu yolculuğumuzda yorulduk.” dedi.

<> 18-Kehf/63: Genç: “Gördün mü dedi kayaya sığındığımız vakit doğrusu ben balığı unuttum; onu hatırlamamı muhakkak şeytan unutturdu. O şaşılacak bir şekilde denizdeki yolunu tutmuştur”.

<> 18-Kehf/64: Musa da dedi ki: “Işte aradığımız oydu!” Bunun üzerine izlerini takip ederek gerisin geri döndüler;

Teşekkür.

“Gördün mü dedi kayaya sığındığımız vakit doğrusu ben balığı unuttum; onu hatırlamamı muhakkak şeytan unutturdu. O şaşılacak bir şekilde denizdeki yolunu tutmuştur.”

“Gördün mü dedi kayaya sığındığımız vakit doğrusu ben balığı unuttum; onu hatırlamamı muhakkak şeytan unutturdu. O şaşılacak bir şekilde denizdeki yolunu tutmuştur.”

“Gördün mü dedi kayaya sığındığımız vakit doğrusu ben balığı unuttum; onu hatırlamamı muhakkak şeytan unutturdu. O şaşılacak bir şekilde denizdeki yolunu tutmuştur.”

“Gördün mü dedi kayaya sığındığımız vakit”

“Gördün mü dedi kayaya sığındığımız vakit”

“Gördün mü dedi kayaya sığındığımız vakit”

“balık denizde bir deliğe doğru yolunu tutmuştu.”

“balık denizde bir deliğe doğru yolunu tutmuştu.”

“balık denizde bir deliğe doğru yolunu tutmuştu.”

İşte yürüyen kayaların sırrı. Denizde DELİK ne arar? Var mı öyle şey? Olur mu? Ve niçin bir kayaya sığınırlar? Ve kaya HAREKETLİDİR, denize doğru hareket eder. Üstünde Musa, Yuşa ve Balık (erzak) bulunmakta.

Hadid suresi 25. ayet lütfen.

<> 57-Hadid/25: Andolsun ki, Biz peygamberlerimizi açık delillerle gönderdik; beraberlerinde kitap ve mizan (terazi, ölçü) indirdik ki, insanlar adaletle tutunsunlar. Bir de demiri indirdik ki, onda hem çetin bir sertlik, hem de insanlar için birçok faydalar vardır. Çünkü Allah kendisine ve peygamberlerine gıyabında yardım edenleri belli edecektir. Şüphesiz Allah çok güçlüdür, üstündür.

Andolsun ki, Biz peygamberlerimizi açık delillerle gönderdik; beraberlerinde kitap

Bu Musa’nın delillerinden bir delildir.

ve mizan (terazi, ölçü) indirdik ki

MİZAN sistemin dengede olması hali, kararlı denge hali. (Artı ve eksi yüklerin birbirini dengelemiş hali. Ne kadar eksi kutup varsa tastamam o kadar artı kutup vardır: ne bir fazladır ne bir eksiktir.)

Ve aslında 26. ayet olan şurası >>>>> “Bir de demiri indirdik ki, onda hem çetin bir sertlik, hem de insanlar için birçok faydalar vardır.

Yani terazinin insana sosyal olarak ADALET tartı getirdiğini; Demirin de bir çok yararı (Maden çağından başlayarak) olduğunu yine sosyal olarak anlatıyor. (Sosyalden kasıt uygarlık ilkeleri.)

Gelelim demire: “Bir de demiri indirdik ki, onda çetin bir sertlik…….. vardır.”

Demir neden SERT olsun? Demek ki kelime/misal aşırı yüklenmiş Elektromagnetik alanlardır. Burada doğanın dört kuvvetinden ikincisinin AŞIRI halini anlatıyor.

“Toprak çetindir” derken misal şunu anlatır:

Toprak >>> Çekim kuvveti  a ş ı r ı  olunca >>> Karadelik çekmesi oluşur.

Bunun gibi Demir’in de (Elektromagnetizma) temsil ettiği kuvvetin aşırı hali tıpkı Philadelphia experiment veya Bermuda triangle gibi gemileri ışınlayacak haldedir. Bu magnetik aşırı durumda, gemiler, kayalar, aklınıza ne gelirse, bir PARTİCLE olarak yürür!

Musa ve Yuşa bu magnetik alana yakalanmışlardı. Orada gelecekte DENİZ yarılacaktı ve Musa’nın ümmeti oradan karşıya geçeceklerdi. Ama daha bunu Musa ve Yuşa bilmiyordu.

Elbette Hızır biliyordu. Çünkü zamanın efendisinin gelmesi demek, uzayın yürümesi demektir. Yani uzay size yürür.

Ama buna aşağıdan bakarsanız garip bir durum çıkar: Kayalar yürür.

(Aynı mantıkla Bermuda üçgeninde gemiler uçaklar da yürür. Konu elektromagnetizma.) (Bence kayanın yürümesi küçük mesele, koca şileplerin kaybolması daha büyük bir gösterge.)

Elektromagnetik alan nasıl bu paranormalliklere neden olur? Mekanizması nedir?

1. Normal (mizan=Denge) alanda elektromagnetik kuvvetin iki bileşeni, yani elektrik alan ve magnetik alan, ikisi yatay düzlemde bitişik ve yapışıktır.

2. Eğer elektrik alana yüksek elektrik verirseniz yatayda tutarsınız. Ama verdiğiniz elektriğin eşidi kadar ve dikine (dipole) bir MAGNETİK alan oluşur. Yani iki alan birbirine dikgendir.

Magnetik alan, elektrik alanın tersine, YUKARI (Sultan güç Z ekseni dikmesi, h yüksekliği) doğru dikgen olur.

Yatay olan Elektrik alandaki dalga (ki birbirinin ikizidir) ile bu dik dalga, birbirlerine düğüm noktasında bitişik; fakat karın noktasında EN uzaktırlar. Yani bir kitabın bir sayfasını yatırmayın dik tutun…

İki alan birbiriyle aynıdır ama birbirlerinden dik açıyla AYRILMIŞLARDIR. İşte deniz böylece YARILMIŞTIR.

Zaten kaya ve kayanın gözeneği bu YARILMANIN işaretini ayette açıkça vermiştir.

Hızır bundan etkilenmez. O dipole olmak yerine başka bir şey olur >>> Polarizasyon düzleminde 45 açı derecesi.

Dikgen de rahmaniler, fakat 45 derece polarizlenmiş em alanında ise “ŞEYTAN” düzlemi vardır. (“Şeytan bunu bana unutturdu” gibi sırları daha önce açmıştım.)

Polarize düzlemde, biliyorsunuz, iki şeyden birini şaşırtırsanız, şaşırtmadığınız parçacık da aynı hareketi yapmaya zorlanır.

Şeytanın zamanı önce ileri, sonra geri osilasyon yaparak akmaktadır. İster istemez bu alana da Yuşa kapılmıştır.

Ve o panik ta ki 45 derece yerine 90 dik açı olunca (rahmanidir) Hızır görünmüştür…

Konu böyle dostlar…

Hans von Aiberg, 11/05/2004 (227/06)

Not-1: <> ile başlayan satırlar sayın Aiberge ait değildir, sohbet/chat esnasında onunla konuşan diğer kişilere aittir. [] ile başlayan satırlar ve [  ] arasındaki kesimler yine sayın Aiberg’e ait değildir, sohbete sonradan eklenmiştir.

Not-2: Eski sohbetlerde işlenen bazı gündem konularının yıllar sonra değişmiş olabileceği ihtimalini gözönünde bulundurmak gerekebilir. Sohbeti okurken karşılaşacağınız her türlü sorunu/hatayı vb. info@aiberg.com adresine bildirebilirsiniz.


önceki bölümü oku | 227 anasayfasına dön | sonraki bölümü oku

227-06-yuruyen-taslar

Bunları da sevebilirsiniz

Yorumlar