İlmi yakınlık – Gerçek tasavvuf – Nefs – Ruh – Yaratılış – Fıtrat

Bu nefsi nasıl o BORUNUN içindeki görmediğimiz iç evrene sokarız? (7 ekstra boyut, açılmamış, kıvrılı kalmış TÜNEL‘i oluşturmuş boyutların mekanizması yani 11 boyutlu kuantların tünel süreci)

İyi de oraya nasıl gireriz? Açılmakta olan NEFSİMİZ, yani borunun dış yüzeyinde durmakta. Bedenimiz (ceset) ise daha da dışarıda. (Çünkü nefs enerji =CİN bedeni GİBİ; bedenimiz ise madde) Duran vücudumuzdur. Vücut nedir bir ceset parçası, onu hareket ettiren ARA BÖLGEDE NEFSİMİZDİR.

Pekiyi bize üflenen (Boru şebekesinin içine üflenen) nedir??

<> Ruh

Evet, TEKİL olarak RUH. Bize düşen de bizim borunun taşıdığı kadar BÖLÜMÜ. (Şebeke ise toplam TEK RUH’TUR.)

Ruh’un kaynağı bellidir ve tektir: ALLAH‘ın ruhundan üflenmiştir bize. Demek ki o boru sisteminin içindeki bize yakın ve yakin olan ALLAH’tır.

<> 17/85: Bir de sana ruhtan soruyorlar, de ki: ruh Rabbımın emrindendir ve size ilimden ancak az bir şey verilmiştir.

Tamam Hans, uzatma, oraya nasıl gireriz onu söyle!

NEFS

Bunu içeri atmak yeterlidir.

Yöntemi nedir? Bir delik açıp içine mi gireceğiz?

NEFS >> EVRENDİR, dışa açılır, Allah’tan kaçmaya, uzaklaşmaya doğası adapte edilmiştir. Aynı nefs >>> EVREN iki yanlıdır >>>>>> BİRGÜN büzüşecektir. O zaman evrende yer alan nefsim de OK yönünü değiştirip BÜZÜŞECEKTİR. (İçe kaçacaktır. Künnes, Nefsin Allah merkezinden kaçması. Hunnes, Allah’a rücu etmektir.)

Pekiyi, bu nefsi evren büzüşmediğine göre nasıl içeri sokacağız?

Nefsin yapısında bir sır vardır: Nefis de evren henüz en en en küçükken, YANİ evren daha Planck sabiti kadar bile genişlememişken, NEFS de RUH gibi tümel (KÜLLİ) olarak aynı borunun içindeydi.

Ve Kalu Bela’da “MİSAK ve AHİT” verildiğinde daha evren de yoktu, yani herkes hepimiz (ruhumuz ve nefsimiz) o BORU İÇİNDEYDİK!

Sonra sınav gereği Hunnes’den çıkarıldık. Yani büyük patlama oldu ama bu patlama planck sabiti çapı kadardı. NEFS yine O BORUNUN içindeydi. (Boru veya damar, veya quantum tüneli olan Corn, Worm, Horn hole/mini nefhi surlar deyiniz, fark etmez.)

Ne zaman ki Rabbimiz ruhundan üfürüp evreni ANİ şişme ile Planck sabitinin ÜSTÜNE attı, nefs denen musibet QUANTLAŞTI. (Enerji diskretttir, corpuscule halindedir.) Tabi, Misak ve Ahit’i de bu yüzden unuttu.

Şimdi nefsi geriye çevirelim:

Hanif olalım.

Salih Amellerden şaşmayalım.

İLMEL YAKİN olalım, yani korkarak Allah’ı sevelim.

Meczub, mecnun gibi olmayalım. (Şeytan kimler üzerine iner??? Şuara suresi sonları.) Demek ki şeytanın üzerine indiği kişilere (Sapık tasavvuf şairleri ve şeyhler), bunlardan uzak duralım.

O zaman FITRATIMIZI anımsayacağız.

Hans von Aiberg, 09/05/2004 (226/11)

Not-1: <> ile başlayan satırlar sayın Aiberge ait değildir, sohbet/chat esnasında onunla konuşan diğer kişilere aittir. [] ile başlayan satırlar ve [  ] arasındaki kesimler yine sayın Aiberg’e ait değildir, sohbete sonradan eklenmiştir.

Not-2: Eski sohbetlerde işlenen bazı gündem konularının yıllar sonra değişmiş olabileceği ihtimalini gözönünde bulundurmak gerekebilir. Sohbeti okurken karşılaşacağınız her türlü sorunu/hatayı vb. info@aiberg.com adresine bildirebilirsiniz.


önceki bölümü oku | 226 anasayfasına dön | sonraki bölümü oku

226-11-nefs-rucu

Bunları da sevebilirsiniz

Yorumlar