Şu anda bana gelen internet faturası 340 küsür milyon. (Telefon içinde 50 milyon bile yok) (Zaten onlar da sabit ödeme, VERGİ adı altında devlet soygunu.)
WEMB düzeninde HABERLEŞME HÜRRİYETİ demek, bedava HABERLEŞME 24 saat açık internet demektir. Ama bizim gibi gelişmemiş ülkelerde, bunu hükümetler “HALKI KERİZLEMEK” için kullanıyorlar. Benim gerçek faturam 185 milyon… Ama ödediğim rakam 340 idi. :((( Geçen ayki 225 milyonluk faturada ise 70 küsur milyon ıvır zıvır vergisi… Sizin de aynıdır değil mi?
<> evet kaptan
<> yaklaşık evet
<> Aynı olmaması için iletişimi azaltıyoruz. Zaten istedikleri de bu.
Bir kötü haber, Ben burada rahat değilim. Önce bir Hintli idi, şimdi 6 olduk. :(((( Şu anda burası kaynıyor sesten…
<> hayırdır? ev mi küçük?
TV açık, ve ayrıca aralarında birbirleriyle hararetli (oryantelce) konuşuyorlar. Çok sık soru soruyorlar bana…
Eğlenmek haklarıdır, zaten çok masum yerlerde eğleniyorlar. (English Pub)
Geçen sefer chat’i bırakıp, gidip onları polisin elinden kurtarmak zorunda kaldım. Zavallılara bir meyve kokteylini bardağı 200 milyondan satmışlar! Üç tane içmişler, biri de bira içmiş. Bir de soda hesap 750 milyon… İtiraz etmişler –ELBETTE-. Tartışma büyümüş.
Bizim Hintli bilgisayar yazılımcıları için, “Afganlı mülteciler” diye i f t i r a atmış pub sahipleri… Polisimiz yabancı dil bilmediğinden, bunları Yunanistan’a kaçacak Kürt-Afgan-Bengaldeşli sanarak gözaltına almışlar.
Adamlar üç dilden anlatmışlar… Ama bizim meşhuuuuuuuuuuur yabancılar polisimiz TÜRKÇE’den başka h i ç b i r dil bilmediğinden, BEN gidip kurtarana kadar onları işkenceleri altında bekletmişlerdi.
Evet rahat değilim… Burası firmanın lojmanı… Benim bir ayrı eve çıkmam gerekiyor. Şuradaki gürültüyü size anlatamam. Stadyum/tribünler daha sessizdir.
<> bu durum sizi tehlikeye atmıyor mu Dr?
Hepsi hintli olduklarından bir tehlike yok.
(Pakistanlı, Bengaldeşli MÜSLÜMAN olsalardı, asıl o zaman BÜYÜK TEHLİKE olurdu. Evi de SÜFYANİ camiisine çevirirlerdi, hiç kuşkunuz olmasın.)
<> Polis filan demek istedim.
Hayır Polise giden benim. Aşırı tehlike olursa OverWrite hazırlarım olur biter. Bu işin sadece “Ayrıntısı”nı hazırlamak gerekir.
A ve B zamanları takas edilirken, ayrıntı çok önemlidir. Mesela ben SUZUKİ derken, bir kaç ayrıntı vermiştim:
1. İlla ki kırmızı
2. İlla ki otomatik vitesli
3. İlla ki hem sıfır km yepyeni olacak hem de aynı anda 5000 km. HIZLA overwrite edilmeliydi.
Kırmızı “Dedem” için belli bir işaret. B zamanında (A ile takas edilen o zamanda) çapraz ateş altında kalıyorum.
O anda kaçmanız gerekli. Ama vites değiştireceksiniz ve üç pedal ile bunu yapacaksınız. O bir kaç saniye sizin ÖLMENİZE neden oluyor iken, HA/VET, otomatik vitesli olduğundan, ve de o panik anında debriyaj-gaz-fren üçlüsünü karıştırmak problemi doğduğundan otomobil hareket etmekte gecikiyor. Ve siz orada kurşunlanmış oluyorsunuz.
Hızır ELBETTE biliyordu. Hangi gemiyi deleceğini. (Yüzlerce gemi varDI) Hangi çocuğu öldüreceğini (Binlerce çocuk varDI). Hangi duvarı tamir edeceğini….
A ve B birbiri ile trampa edildiğinde, AYRINTI bilmek ile bu yüzlerce içinden ASIL HEDEF seçilebilmektedir.
Neden Suzuki? Çünkü en az bilinen otomobil, Türkiye’de en az satılan hatta bilinmeyen bir otomobil!
Neden kırmızı? Çünkü bu otomobilin en az üretilen rengi, karıştırmanın imkanı yok!
Neden 2001 model? Çünkü bundan sonra Swift hiç üretilmedi! SON idi…
Pekiyi neden 2001 model Swift? Çünkü tek ve ilk otomatik vitesli otomobil idi.
Bu ince ayrımlar BENİM HAYATIMI kurtardı.
Ben anlatabiliyor muyum?
Ben anlatabiliyor muyum?
Ben anlatabiliyor muyum?
Ben anlatabiliyor muyum?
<> evet
Ben eğer bir otomobil isteseydim, benim gönlümde yatan bir modeli -ki eski püskü bir VW tosbağadır- isterdim. Hem de 4 milyar filan… Ama bu otomobilin ne modelini, ne rengini ne özelliklerini BEN SEÇMEDİM!
<> Ard niyetliler; İNFAK’ı >> <<NİFAK’ a dönüştürmek için böyle çamurlar atıyorlar
<> 2-Bakara/127: İbrahim’in, İsmail’le birlikte, o evin ana duvarlarını yükselterek şöyle yakardıkları zamanı da an: “Rabbimiz, bizden gelen niyazları kabul buyur; sen, evet sen, Semi’sin, her şeyi çok iyi duyarsın; Alim’sin, her şeyi çok iyi bilirsin.”
Ben kısa bir süre kanal değiştirip geliyorum, izninizle.
<> KUR’AN berzah içinde, Berzah ise ayet ayet KUR’AN içinde. kurban olurum o KURANA kurban
***
Bu daha iyi bir kontrol mekanizması olmazsa, Allah korusun Dabbet bile diktatör olur! Dede+10SCE üçlüsü, herkes beni KONTROL ediyor, onaylıyor. Kendi başıma asla bir şey yapamam. Kendimden bir şey yapamam! Bu da başta sizler, tüm insanlık için GEREKLİ. Güvenli… Rahmani’dir.
Yani büyük Jüri dede + diğer iki 10SCE. Bunlar beni denetliyor, okeyliyor vb. Dede operatör -ve Jüri kararına tam saygılı-. mrsccp kontrolörüm. O izin vermezse ASLA overwrite yapılamaz.
misstraspassenger ise benim beynimin düşman güçler tarafından ele geçirilmesi halinde beni devredışı bırakacak tek güç. Yani beni önceki bir tarihe geri yükleme noktasına alarak, yeniden devreye sokacak tek MAJİSYEN‘dir -kızımız-.
Hüüp diye geri döndüm. Bugünün mönüsü: Asparagus! Eşime yapıp yedirdim. Çok beğendi. ŞİFALI bir yemek. Asparagus nedir? (Asparagas okunuyor.) Yalan haber demektir -mi acaba-. Aslında asparaGUS. (Gus=Kuş)
<> kuşkonmaz; Asparagus officinalis
Evet, nefis bir besindir. Özellikle hekim arkadaşlar bunu yemeli. (Hastanelerde intaniye servisleri, hekimlerin potansiyel hastalıklarını oluşturur.)
Kuşkonmaz biyolojik bir karantinadır. O kekremsi gizli bir tadı var ya sır orada saklı. O halde grubun gurmetçi hanımları bize yemek kitaplarından bunun tarifini belki bulup yazarlar.
[] http://www.dokuzuncubulut.com/index.php/corbalar/319-kuskonmaz-corba.html
Kuşkonmaz daha üst solunum yollarında bademcikler kapısında anjin ve difterinin klasik önleyicisidir. (Türkçe ağız anguz=Anjin’dir. Günümüzde sırayla Anguz >>> Angız >>> Ağız olmuştur. Dudaklardan içte kalan ve yutağa kadar olan bölmeye AĞIZ denmektedir.)
Demek ki Asparagas yalan haber demek değilmiş!
(Hadisi uyduran böyle demiş/kavram çarpıtması.)
Hans von Aiberg, 25/01/2004 (218/02)
Not-1: <> ile başlayan satırlar sayın Aiberge ait değildir, sohbet/chat esnasında onunla konuşan diğer kişilere aittir. [] ile başlayan satırlar ve [ ] arasındaki kesimler yine sayın Aiberg’e ait değildir, sohbete sonradan eklenmiştir.
Not-2: Eski sohbetlerde işlenen bazı gündem konularının yıllar sonra değişmiş olabileceği ihtimalini gözönünde bulundurmak gerekebilir. Sohbeti okurken karşılaşacağınız her türlü sorunu/hatayı vb. info@aiberg.com adresine bildirebilirsiniz.
önceki bölümü oku | 218 anasayfasına dön | sonraki bölümü oku