Kant Antinomları – Subjektif-Objektif-Omnijektif – Haniflik – Metodoloji – Dabbet farkı

Şimdi sizlerin sıkılacağı bir anlatıma gireceğim. (Yoksa Cantor nerede sorusunun yanıtını veremeyiz.) Omnijectivism’in geleceğin MATEMATİĞİNE uygulanışını anlatacağım.

Obje sayılar (Reel) ve sübje sayılar (İmaginary) tek bir OmniJE olarak yazılabilir.

Ama yol ve yöntem bilgisini vermeliyim. Kant ne kadar haklı, ne kadar yanlış. Önce bir soru oluşturalım. Şöyle bir yahoo groupsa bakıyooooooooorum. Evet “kar taneleri” sorusuna yanıttan önce YÖNTEM belirleyelim ki Antinom/Binom açılımlar Omnijektive pozitif felsefe ve matematiğe uyumlu olsun.

Soruyu soralım bir deneyelim.

Eğer, bir soru hakkında YNÖztürk olsaydım şöyle derdim:

1. Kar taneleri için Etüdler/ev ödevleri gerekiyor -sizler için- ben yanıtı biliyorum, yanıt çok uzun, gereksiz ve miskince uzamaması için ön-araştırma yapınız. (Elbette yolu yordamı tarif edeceğim.)

2. Evrende her şey (mesela sizin sorunuz olan kar taneleri vb.) bir BÜTÜNÜN parçasıdır.

Pekiyi bütün nedir? Bütünden önce kar taneleri olan CÜZ’ü anlatayım: Bunlar Küll olan bütünün üyesidir. Cüzz araştırmak için EVÖDEVİ’dir.

Homework nasıl yapılır? AR-GE’nin birinci şıkkı olan ARAŞTIRMA yöntemi üzerinde duralım. Recherche yani Research.

1. Research >>>>> Rastgele >>>>>> Bir ucundan tutmak, ilk adımı atmak!

RASTGELE/rast gelsin! diyerek “İpucu” (neden ve sonuç birlikteliği olan causality OLMAKSIZIN) hipotez kurmak! Kurduğunuz hipotezi  Z A T E N  bir yaratan YARATMIŞTI! Göreviniz bunu bilmek borcu! Malzemeniz AKLINIZ!

Örneğin: elinizde bir tane yün yumağı/çilesi var. Bunun İÇTE sarılmış bir başlangıç noktası var. Sanki o ucu tutmuş, sonra üzerine GENİŞLEYEN EVREN gibi sarmışsınız.

Bir de SONUCU/son ucu var! Son ucu nedir? Bu search değil başka bir şey:

2. Seek >>>>>>>>> Rastgele değil BİR İPUCU olduğunu bulmak! Bu da bir giriş bir çıkış olan iki uç demektir.

a) NEDEN ucu

b) Sonuç ucu.

Bir de c ihtimali var:

c) Arada bir kopukluk olmuştur ve düğüm atılmıştır -o ucu bilmek-. Hangi ucunu tuttuğunu bilmek! (To Seek fiili = mesela-yün yumağı-: bir yerde başlıyor (o ucu bulunuz, SONUNU bulursunuz) ve/veya bitiyor (o SON ucunu bulunuz, geriye giderek, EN başını bulursunuz.)

To SEARCH veya To SEEK her ikisi de iki kapıya açılır:

a) Bulamamak (re-try it again. Absolutely U’ll find it out!)

b) Bulmak (To find/finden-gefunden/icat etmek)

MUCİT olan Allah’ımızdır. O ezelden/el evvelden bulmuştur. Onun üflediği akıl (Ruh’a ALİM ve RABB olan ve MACİD/MUCİD -hatta Mecid-) sayesinde bizler ZATEN BULUNMUŞ olanı BULMUŞUZDUR.

(Ayetler >>>> YaSin Suresi: daha nice taşıtlar İCAD etti.)

Ama tüm bu BULUŞLAR için bizim de BİLME=ALLAH’I BULMA ÇABASI olan misyonumuz var -biz maymun veya domuz değiliz, İNSANIZ!-

Bizim MİSAK gününde ALLAH’a verilmiş olan “Unutturulmasına rağmen BULMAK borcumuz olan=ABİTLİK” sözleşmemiz var!

İyi de neyi bulacağız? Her sorunun yanıtı (dolayısıyla sorunun kendisi) ZATEN Kur’an’da vardır:

Onların adı nedir? Misal’dir! Kar tanesi nedir? O bir MİSALDİR. Sadece Alimlerin çözeceği misallerden biri…

Alim beklemek -14 asırdır bunu sabırla yapıyoruz- Raina demektir. Biz ise Raina değil Unzurna diyenleriz. Yani 14 yüzyıldır meskenetimiz gibi ALİM beklemeyin, artık ALİM siz olunuz! (Unzurna bu anlama da gelir.)

<> İblis bunu dedi ve kıyamete kadar gözetilenlerden oldu!

 

Aklımızı atalarımızın akılsızlığına ipotek etmemek demektir. Alim yoksa SİZ ALİM olun! Alim beklemeyin!

Büyük büyük dedeniz, büyük dedeniz, babanız vb. DABBE görmediler! Allah’ın kitabını ve delillerini YETERİNCE anlayamadılar!

Bakın sizler bir alamet olarak ve vaad edilen söz olarak bir DABBE gördünüz! Ama bu ana kadar 1400 küsur yıldır bir ALİM daha yaratılamadığı için DABBE getirildi.

Eğer tüm 14 yüzyıllık müslüman alemi RZİ deseydi, hem alim çıkardı sayısız, hem de Dabbe’ye gereksinim kalmazdı hem de dünyaya şu talihsiz islam imajıyla rezil olmazdık. En ileri ümmet biz olurduk. Fakat tarihe ve belgelere baktım da, bir tek RZİ duası bulamadım! :((((

Herkes 14 asırdır para-pul, sıhhat-afiyet, mal-mülk için yalvarmış.

LANET OLSUN! Sanki kefenin cebi vardı. Sanki sıhhat afiyet ÖLMELERİNE engel oldu?

Ne RZİ ne de MİSAL ile ilgili hiçbir kayıtları yok. Hanif kelimesini hiç kullanmamışlar.

Kültür bakanlığının bürokratı iken tüm Osmanlı arşivlerini karıştırdım. RZİ diyen ne bir Padışah ne bir şeyhülislam ne de önemli bir isim yok!

Hanifliği Yahudi dini sanmışlar! Hiç itibar etmemişler ama yahudilerin binbir geleneğini almışlar! Namaz takkemize kadar camilere sokmuşlar, maaşlı imamların üzerine Cübbe yapmışlar. Sakal SÜNNETİ dümeniyle tipimizi de YAHUDİ hahamına çevirmişler.

Son cenaze namazını gördüm, sakal öpenleri bol olsun! Hepsi Ferisi YAHUDİ kıyafetiydi. Kollukları bile yahudi adetiydi.

İşte Ebu Süfyanilik budur, daha 300 yıl boyunca da yaşayacak!

Hans von Aiberg, 07/01/2004 (212/04)

Not-1: <> ile başlayan satırlar sayın Aiberge ait değildir, sohbet/chat esnasında onunla konuşan diğer kişilere aittir. [] ile başlayan satırlar ve [  ] arasındaki kesimler yine sayın Aiberg’e ait değildir, sohbete sonradan eklenmiştir.

Not-2: Eski sohbetlerde işlenen bazı gündem konularının yıllar sonra değişmiş olabileceği ihtimalini gözönünde bulundurmak gerekebilir. Sohbeti okurken karşılaşacağınız her türlü sorunu/hatayı vb. info@aiberg.com adresine bildirebilirsiniz.


önceki bölümü oku | 212 anasayfasına dön | sonraki bölümü oku

212-04-kulluk-borcu-alim-olun

Bunları da sevebilirsiniz

Yorumlar