Dillerin evrimi – Ve diller ayrışır

Gelelim İbrahim dönemine kadar…

Dünyada Adem’in elemanlar (esma) bilgisi, İdris’in TÜMCE(set) bilgisiyle birleştirildi. NUH’un aracılığıyla, İbrahim’e kadar geldi. Tüm dünya aynı dili (Diyalekt değil şive/ağız düzeyinde) konuşuyor ve herkes herkesi anlıyordu.

İbrahim, Brahmi dilini, sonra Sami, Hami ve Yafesi tüm “AĞIZLARI” şive farkıyla rahatlıkla konuşuyordu. Hiçbir aracı tercüman gerekmeksizin hem Hacer, hem Sara, hem Azer, hem Namrud ile konuşuyordu. Yani “Mütercimlik” diye bir meslek yoktu! Sodom Gomorre, Hint Harappa aynı dili konuşuyordu.

Ta ki… Babilonya kulesine kadar… Ayet lütfen. (Ben de bir Whoop diyeyim.)

<> 28-Kasas/38: Firavun dedi: “Ey seçkinler topluluğu! Ben sizin için benden başka bir tanrı tanımıyorum. Ey Haman! Benim için çamurun üzerinde ocağı yakıp bana bir kule yap ki Musa’nın tanrısına ulaşayım. Aslında ben onun yalancılardan olduğunu sanıyorum.

Hüüüüp! Oh!

İşte bu kulenin Allah tarafından harap edilmesiyle ortaya bir durum çıktı: “Komşular bile birbirlerinin dilini anlamaz oldular”. (Tevrat, İncil ve Kur’an’da vardır.) Orada ne oldu?

(Ayet bulabilirseniz dillerin niye farklılaştığı bilmecesini de ayrıca çözeceğiz.) (Ayeti buladurun, şeker almayı unutmuşum, acı bir hüüüp oldu!)

<> 30-Rum/22: Göklerin ve yerin yaratılmasıyla, dillerinizin ve renklerinizin farklı olması da O’nun ayetlerindendir. Bunda, ilim sahipleri için elbette ibretler vardır.

Evet teşekkürler.

İbrahim atamız’ınki dahil, TÜM SUHUFLAR (TEK DİLDEN YAZILMIŞ KUR’AN SAYFALARI) tek dil ile anlaşılıyordu.

Atamızdan sonra iş değişti, tüm şiveler arasına (Nuh tufanı gibi ani ve doğal olmayan seleksiyon benzeri) keskin farklar kondu.

Şiveler birden TUFAN görmüş gibi DİYALEKTLERE (lehçeler) ayrıldı. Lehçeler birden DİL haline geldi.

Diller zamanla ÖLÜ dil haline geldi: Ana dil ölürken, yavruları peydah oldu: (Latince öldü yerine İber dilleri, Fransızca, İtalyanca, Romanca, Romanşça, Oskça vb. kondu, gibi.)

Bunlar da kendi içlerinde hızla bölündüler: İber dili, İspanyolca, Katalunca, Portekizce, Galiçce, Balearca, Sardinya dili vb. olarak bölündü.

Germen, Slav, Hint dilleri de aynı akıbete uğradılar. Ana dil ölürken yerine evlatları büyüdü fakat iyice artık anlaşılamaz biçimde birbirlerinden uzaklaştılar.

Noel Dede’nin özgün çağında, Turanca denen tek dil vardı: ogriyenler, altaylılar ve uzakdoğulular birbirini anlıyordu.

Bunlardan Fin dilleri, Macarca, Ostiyakça, Samoyedçe, Türkçe, Moğolca, Tunguzca, Siberce, Korece, Buryatça, Japonca vb. doğdu. Artık bir Finli, bir Koreliyi anlayamıyordu. Bir Eston, bir Kıpçak’ı anlayamıyordu.

Nuh tufanı gibi herşey aniden oldu.

Bunu daha sonra inceleyeceğiz. Bizim asıl konumuz, İBRAHİM atamız dahil gelen kitapların dili neydi?

Hans von Aiberg, 14/12/2003 (205/04)

Not-1: <> ile başlayan satırlar sayın Aiberge ait değildir, sohbet/chat esnasında onunla konuşan diğer kişilere aittir. [] ile başlayan satırlar ve [  ] arasındaki kesimler yine sayın Aiberg’e ait değildir, sohbete sonradan eklenmiştir.

Not-2: Sohbeti okurken karşılaşacağınız her türlü sorunu/hatayı vb. info@aiberg.com adresine bildirebilirsiniz.


önceki bölümü oku | 205 anasayfasına dön | sonraki bölümü oku

diller-evrim

Bunları da sevebilirsiniz

Yorumlar