Red Alert – Dillerin unutulması – İnsanlığın toplu belleği

<> slm slm kaptanım

<> hoş geldiniz hocam

ss hoşbuluştuk.

Bugün için üzgünüm. 2054 Alert verdi. WEMB OVERWRİTE. 14 Alarmın 11’ini hallettim. (Kıbrıs seçimleri, Usame’nin yakalanması ve Wamp atağının önlenmesi hariç) 11 konuyu çözdük. Usame’nin yerini bilen tek kişi Saddam idi.

Wemb OverWrite gerekiyordu. 14 saat sürdü. Kesintisiz “ÖTEKİ TARAFTA” kalmam gerekti. 14 saattir ötedeyim. Haber vermem mümkün değildi. Yemyeşildim.

2054 yılından “Red Alert” geldi. Zorunlu/isteyerek yeşil field’e yapıştım. Bu da chatlere “Zamanında” girememem demekti. Mücbir nedenlerden giremedim. Yeşil üstüne çıkınca hemen burayı aradım. Ama 14 saat geçmişti. (1080 üzerinden)

Bugün çok önemli bir şeyi önledik: Kudüs Ömer Camii’nin bombalanması. (B evrenine gönderildi) Bu, Saddam’ın Usame 1000 ladin ile ortak planıydı. Ortaklığı bozduk. Saddam Siyonistlerce saklanıyor ve korunuyordu. Bunu önledik. (Jana yerini bildirdi) Saddam ise Usame’nin yerini biliyor.

Saddam Usame’nin mülklerinden biri olan Çiftlikte yakalandı. (Jana başardı)

Sırada Usame var. Hayırlısıyla ona erişilecek.

Jana’yla belleğimden büyük bir alan kaybettim. Şu anda iki dil daha unutmak zorunda kaldım.

Ömer Camii çooooooooook önemliydi, sonucuna değerdi.

Türkçe hariç bildiğim dil sayısı 5’e düştü. :((((( Bu inanılmaz kötü bir şey. Şakır şakır konuştuğunuz dilleri konuşamamak!

[Doktorlar] bunu anlayacaktır: BEYİN bazen unutur: Örneğin ŞOK geçirenlerde, UNUTMAK isteyenlerde vb.

Şöyle örnek vereyim: Şiddetli biçimde acı çekiyorsunuz. Acının durdurulması için bedenimiz önlem alır ve sizi BAYILTIR! Bayılınca artık acı çekmezsiniz. Öyle değil mi doktor?

<dr> evet, ölebilirsiniz de, şoktan.

Bayılmak demek >>>>>>> UNUTMAK demek değil mi -bir anlamda-?

Şimdi bunun benzeri olarak, istemediğiniz bir psikolojik olay ile sarsılıyorsunuz. Yine beden önlem alıyor ve “GEÇİCİ HAFIZA KAYBI“na uğruyorsunuz. Değil mi?

<dr> evet

Zamanla bu gideriliyor ve hatırlamaya başlıyorsunuz. İşte biz bu mekanizmayı çözdük: Şöyle ki, bireysel belleğimiz ÜZERİNDE, “Toplu tüm insanlık belleği” denen bir ÜST uzay (Süper Uzay) deposuna “İSTENMEYEN” bölümü gönderebiliyorsunuz.

Toplu belleğin mekanizması şudur:

1. Tüm insanlık bir tek RUH’tur!

2. Adem-Havva’dan beri genlerimizde tüm insanlığın bilgi birikimi depolanmıştır ve bu ORTAK bir süper uzay belleğine gönderilebiliyor veya oradan alınabiliyor.

Orada ZAMAN yoktur! TÜM ZAMANLAR vardır!

Ben Passenger’im, messenger değilim. Messenger olsaydım, direkt telepat olarak (Target-respons) ulaşabilirdim.

Ancak TiMessenger ile aranızda ZAMAN farkı varsa, Üst Uzay’a (Şoka bağlı geçici hafıza kaybı ile aynı yöntemle) kbps gibi (Verilen ve alınan) kendiniz belleğinizden bir bölümü gönderebiliyorsunuz.

Bu konuda en büyük ve birincil bölüm >>>>>>> DİL hafızasıdır. Onu üst uzaya gönderiyorsunuz.

Hans von Aiberg, 14/12/2003 (205/01)

Not-1: <> ile başlayan satırlar sayın Aiberge ait değildir, sohbet/chat esnasında onunla konuşan diğer kişilere aittir. [] ile başlayan satırlar ve [  ] arasındaki kesimler yine sayın Aiberg’e ait değildir, sohbete sonradan eklenmiştir.

Not-2: Eski sohbetlerde işlenen bazı gündem konularının yıllar sonra değişmiş olabileceği ihtimalini gözönünde bulundurmak gerekebilir. Sohbeti okurken karşılaşacağınız her türlü sorunu/hatayı vb. info@aiberg.com adresine bildirebilirsiniz.


önceki CHAT’i (204) oku | 205 anasayfasına dön | sonraki bölümü oku

beyin

Bunları da sevebilirsiniz

Yorumlar