<> Candaşın sorusu kaynadı. Asiyeyi sormuştu, pardon Musa’nın annesi
Asiye? Musa’nın üvey annesi/analığı. MÜSLÜMAN değildi, firavun gibi kafirdi!
<> Ayetteki öz annesi olmalı.
Evet, özannesi de sıradan bir kadındı. Ancak, KORUNMASI gereken bir kadın.
<> 28-Kasas/7: Musa’nın annesine şunu vahyettik: “Emzir onu! Onun aleyhinde bir korku hissedince de nehire bırakıver onu. Korkma, üzülme! Kuşkun olmasın ki, biz onu sana geri döndüreceğiz ve onu mürsellerden kılacağız.”
Bunu açıklayayım:
Musa’nın HIZIR nedeniyle “Geçmiş ve gelecek” zaman turları oldu!
Mesela GELECEKTE bir DENİZİ geçeceğini biliyordu. O yeri bulmak için HIZIR’ı aradı. (Balığın canlandığı yer bir işaretti, oradaki kayadan itibaren deniz yarıldı.)
Musa hem katildi hem değildi! (Yuşa öyküsünü bir daha anlatmıyorum.)
Musa aynı zamanda kendisinin Nil nehrine bir sepet ile bırakıldığını da biliyordu. (Gördü.)
Allah Musa için önemli ayrıcalıklar yaptı. Kitap’ta adı en çok geçen peygamberdir. Yani 27 kere aberasyonu olmuştur.
Tuva vadisinde, Tur dağında, Tabutüssekine’yi alırken, Deniz yarılırken ve kendisini NİL nehrinde gördü. Kendisini cinayet işlerken de gördü, cinayetinin silindiğini, öldürdüğü kişinin kendisine genç bir yoldaş olduğunu da gördü.
Allah ilk olarak ona Hızır’ı NİL’de gösterdi. Doğrudan Hızır, VAHYİ getirdi.
Çünkü Allah Tabutüssekine içinde Hızır’a “Musa’nın annesine vahyimi götür, kızkardeşine de götür” buyurmuştu.
Levhi Mahfuz LEVHASI olarak bu vahy Musa’nın gerçek annesine ve Musa’nın kızkardeşine OKUTTURULDU: O levhayı kudretiyle yazan ve levhi mahfuz’dan indiren Allah idi. Ama vahyi getiren Cebrail değil; HIZIR idi. Bir tür VAHY MELEĞİ rolü üstlendi Hızır dede…
Tamam [candaş]???
<> Ok Tşk
<> Hızır hiçbir eylemi kendiliğinden yapmıyor zaten. Her müdahalesi Allah’ın emri oluyor neticede.
Hızır, Cebrail’in hiç görmediği, gidemediği levhi Mahfuz’u okuyabiliyor. (Çünkü Misak peygamberidir ve bu normaldir.)
Cebrail MİSAK şahidi olamaz. Levhi Mahfuzu görmesi gerekirdi. Sidre’den yukarı gidemediği için, Allah bu konuda HIZIR’ı Misak rasulü olarak atadı. Böylece Hızır Ş A H İ D oldu ve Misak, onun şahitliği üzerine kurgulandı.
Böylece Allah, İNSANIN, melekten Ü S T Ü N olduğunu bir daha tescil etmiş oldu.
Allah’tan başka sadece HIZIR Levhi Mahfuz’u gözleriyle gören tek şahittir. Ancak ölümünden sonra YAHYA da onu görecektir.
Şu ana kadar Levhi Mahfuz’u tek gören kulun HIZIR olduğu kesindir. Bu yetki, meleklerin resulü olan CEBRAİL’e bile verilmemiştir. Bu yüzden İNSAN denen Halife, MELEKTEN (elbette cinlerden de) Ü S T Ü N D Ü R !
OK?
<> ok
<> Musa’nın öz annesi de sıradan biri dediniz. Sıradan bir insana vahy yapar mı Allah?
Önemli olan ANNENİN durumu. MERYEM DE ANNE ama sıradan değil, MELEK CEBRAİL GELİYOR ve HAMİLELİĞİNİ TEMİN EDİYOR! Üstelik Meryem de PEYGAMBER. (Çünkü Allah’ın kelimesi olan = Kelamullah İsa’yı taşıyor.)
Ama Musa’nın annesi ismi bile verilmeyen, normal ilişkide bulunup, normal çocukları doğmuş biri.
Burada HIZIR vahyi getiriyor. (Cebrail vahyetseydi, otomatikman peygamber olacaktı.)
Zülkarneyn’e VAHYİN melek veya Hızır ile GÖNDERİLMEDİĞİNİ biliyoruz, Allah’ın türlü türlü VAHY yolları var.
<> Sonuçta HİTAP ona olduğu için anlayamadım.
HIZIR’ın sayesinde hitap var. Mesela efendimize Kehf suresini Cebrail getirmemiştir. Çünkü çelişki doğardı.
Hızır, Musa ile olan, hatta Zülkarneyn ile olan diyaloglarını BİZZAT YÜZYÜZE yapmadı mı? Mesela demedi mi: “O çocuğu öldürdüm çünkü…..”, “O gemiyi deldim çünkü…..” gibi.
Dikkat ediniz burada CEBRAİL’e gerek yok, çünkü, Hızır’ın kendisi o olayların ve diyalog box’ların üreticisi, konuşturucusu…
<> Abese süresi direkt Allah tarafından verildi.
Evet, Allah, direkt vahy’den ACİZ olmadığını gösterdi.
<> 42-Şura/51: Kendisiyle Allah’ın konuşması, bir beşer için olacak (şey) değildir; ancak bir vahy ile ya da perde arkasından veya bir elçi gönderip kendi izniyle dilediğine vahyetmesi (durumu) başka. Gerçekten O, yüce olandır, hüküm ve hikmet sahibidir.
Evet [candaş], 2000 yılında bir takım veliler ve şeyhler “Allah ile konuştum” diyebiliyorlar. Bu ayetler güzel bir yanıt oldu! Halvetiler bu konuda iyice sapıttılar! Allah ile konuşmaları, bizim bakkal ile günlük konuşmamız kadar NORMALE indi bu tarikatlerin.
Allah Musa’ya bile “VAHY”i yazarak (Tabletlere ateşle el yazısı ile yazarak) gönderdi.
Dediğim gibi, VAHY’in türleri bitmez…
Hans von Aiberg, 10/12/2003 (203/08)
Not-1: <> ile başlayan satırlar sayın Aiberge ait değildir, sohbet/chat esnasında onunla konuşan diğer kişilere aittir. [] ile başlayan satırlar ve [ ] arasındaki kesimler yine sayın Aiberg’e ait değildir, sohbete sonradan eklenmiştir.
Not-2: Eski sohbetlerde işlenen bazı gündem konularının yıllar sonra değişmiş olabileceği ihtimalini gözönünde bulundurmak gerekebilir. Sohbeti okurken karşılaşacağınız her türlü sorunu/hatayı vb. info@aiberg.com adresine bildirebilirsiniz.
önceki bölümü oku | 203 anasayfasına dön | sonraki bölümü oku