NEFSİ MUTMAİN’den öteye geçmek isteyen nefis. O nedir? Mülhem mi, Levame mi? Sizce HANGİ nefis? Melheme veya Levvame, hangisi sizce?
<> Kıyamet/2: Öyle değil! Kendisini ısrarla kınayan benliğe de yemin ederim. (ve la uksimu binnefsillevvameti)
<> Mulhime
<> İlham alan nefs mülhime. Kendini kınayan nefs levvame. En üstünü ise mutmain olanı.
Bizler MUTMAİN olmuş NEFS safındayız. (Kısaca sizlerin MİH dediği) Atamız gibi. Yerimiz belli değil mi arkadaşlar? Milleti İbrahim +Haniyfa >>> MİH demişti bir candaşımız. Onun nefsi MUTMAİN olan nefistir.
Mutmainlik ardından TESKİN gelir. GELMELİ… Gelmiyorsa, ikinci moda gireriz: Bu da şu: MELAMİ. (Dabbet bunun maksimum hali.) Bu da bize KENDİNİ KINAMA, ÖZELEŞTİRME cezası veren nefs türüdür. Buram buram özeleştiri ve tevazu vardır. Kibir hiç yoktur.
Melheme ile işim yok! Şimdilik işim yok. Ben İLHAM almıyorum. Ben İLMİ kopararak gidip ALLAH’tan söke söke aldım diyebilirim! Ben koparıp aldım! Bana İLHAM vermedi Rabbim! İlham sanatın işidir, sanatçının işidir. Hayatım boyunca 24 saat müzisyen veya balet kalacak değildim ya!
Ben üstelik “Mülhem” ile ilham ile AŞK ehlinden olamam, ARİF de olamam, ben sadece ALİM olmayı diliyorum. Ariflik istemiyorum.
Ben Şuara gibi düşünemem. Benden Mürşidi Kamil, Veli-Deli olmaz. Ben aşk ehlinden çok ilim ehliyim. O yüzden ben AŞK ehlinden olsaydım derdim ki: “Ben nefsi Mülheme istiyorum.”
AŞK ehli başka İLİM ehli başka! Aşk ehli İLHAM alırken; Yani Elham derken, pek mütteki değildir. Ama ilim ehli ELHAM (ilham) yerine EL HAMD diyendir.
Kime? Alemlerin Rabbine…
ALEM kelimesini anımsadınız mı? “Allah Alemlere zulmetmek istemez” örneği…
Ben (Nefsim) için sadece LEVVAME diyebilirim. Ama BİZLER toplu olarak MUTMAİN NEFS’iz.
Çünkü bu kelimenin mucidi bile İBRAHİM ATAMIZDIR! O milletimizin malıdır. Haaa! Dersin ki: “Beni tatmin olmak KESMİYOR. Ben eskisi gibi İLHAM istiyorum”.
İlham… Yani AŞK ehlinin işi! Ama her AŞK ehli Yunus mu? Rumi mi? Kısakürek mi? Şeyhler ve evliyaların fink attığı bir yüzkarası İslam aleminde ŞAİRDEN geçilmiyor.
Hani benim şiirlerim. Hani Elbistanlılarımın şiirleri Tim’imin şiirleri! İşte böyle bir İLHAM‘ı kastediyor ALLAH‘ımız… Nerede? Yukarıdaki ayette!
Yani “intikamı alınacak ŞAİRLER“den olmamız şartıyla MÜLHEME nefse izin var.
Şairliğimiz, KUR’AN’DAKİ GİBİ KUTLU şairliklerden olsun!
<> amin
Yoksa şuara-muara gibi mecnun ve şeytanın üzerine indiği, dere-tepe gezen şairlerden değil!
Ben bunun için AŞK ehli olmaktan, tarikatten, barikatten korktum ve kaçtım. Ben Hakikat’ten yanayım! Hakikat ise İLİM (bilme sanatı) yolundan geçer.
Bu kıldan ince, kılıçtan keskindir, ama DOSDOĞRU yoldur. Hüda’nın KALEMİ ile çizdiği dosdoğru hidayet çizgisidir. Allah bizi o sıratel müstakıymden ayırmasın. Milleti İbrahim’in Hanif (Protestant) İslamından ayırmasın! Allah bizleri birbirimizden ayırmasın…
<> Amin
Hans von Aiberg, 26/09/2003 (192/12)
Not-1: <> ile başlayan satırlar sayın Aiberge ait değildir, sohbet/chat esnasında onunla konuşan diğer kişilere aittir. [] ile başlayan satırlar ve [ ] arasındaki kesimler yine sayın Aiberg’e ait değildir, sohbete sonradan eklenmiştir.
Not-2: Eski sohbetlerde işlenen bazı gündem konularının yıllar sonra değişmiş olabileceği ihtimalini gözönünde bulundurmak gerekebilir. Sohbeti okurken karşılaşacağınız her türlü sorunu/hatayı vb. info@aiberg.com adresine bildirebilirsiniz.
önceki bölümü oku | 192 anasayfasına dön | sonraki bölümü oku