Eğer yanmayan ve ölmeyen biri olsaydık. (Bir melek mesela) Güneşin çekimi bizi merkezine çekecekti. Merkeze doğru gidince de BÜYÜK kütle dışarıda; Küçük kütle ise içeride kalacağından, Merkeze varınca bu kez Büyük kütle bizi dışarı çekecektir.
Sonra yeniden biz dışarı fırlatılacağız. Ve bu kez yine büyük kütle merkez çevresinde yer alacağından yeniden merkeze çekileceğiz.
Şöyle demek daha doğru: Eğer bir göksel cisme (Güneş, Ay, Dünya) çapı doğrultusunda bir kuyu açıp, içine ağır bir top atsaydık, Top kuyunun öte tarafından çıkmayacaktı, merkeze gidip yeniden Kuyunun ağzından bize dışarı fırlayacaktı.
Aynı zamanda kütle-Çekim yeniden içeride büyüyen değere sahip olduğundan, top yeniden kuyunun merkezine gidecekti ve yeniden (sonsuza dek) bize geri fırlayarak bu eylemini yapacaktı. (Kuyruklu yıldız/kometlerin parabolik yörüngeleri de böyle oluşuyor zaten.)
Tabii bunların birer formülleri var. Ama onları ve aşırı teknik terimleri kullanmayarak daha sade (Misale dönük) ve anlaşılır (popüler) anlatıyorum.
Kur’an da böyle yapıyor. Misali veriyor. İlim adamına “Araştırması ve keşfetmesini” bırakıyor.
-devam edecek-
Hans von Aiberg, 20/03/2002 (071/26)
Not: Sohbeti okurken karşılaşacağınız her türlü sorunu/hatayı vb. info@aiberg.com adresine bildirebilirsiniz.
önceki bölümü oku | 071 anasayfasına dön | sonraki bölümü oku