Böylece benim BİR ARTNİYETİM olmadığını da anlamış oluyorsunuz. Yani ben “Arif-Veli” falan değilim. Allah’ın kuluyum.
Sıradan olmak niçin bu dışımızdaki (Hadis ve Hafif) müslümanlara zor geliyor ki?
Allah’ın kulu olmayı deneseler, en büyük payenin bu olduğunu anlayacaklardır.
Tevazu sahibi olsalar… Allah’ın kulu=Abdullah olduklarını anlayacaklardı.
Biz+LER deselerdi “İhtilaf olmadığını da anlayacaklardı”.
İlim deselerdi Karanlığın ışığı söndüremeyeceğini de anlayacaklardı. (Tersi doğrudur.)
Anlasalardı, kargalar sürüyle; kartallar yalnız (Az sayıda ve kaliteli) uçarlar.
Allah kulu ABD-AL-ALLAH
Allah’ın bilinmesi için bilenlerin BİLME borcu.
Bilmek ise Bilimle olur Cehalet ile olmaz…
ABD=BİLMEK İLE YÜKÜMLÜ.
ABD=BU YÜZDEN HÜKÜMLÜ.
Allah’ı bilmek ile hükümlü.
Yükümlülükte “BİLİM” var; Hükümlülükte ise “BİLMEK” var:
1. Ne bildiğini bilenler
2. Ne bildiğini bilmeyenler
3. Ne bilmediğini bilenler
4. Ne bilmediğini bilmeyenler
Bu dört kategori çok önemli bir ALLAH ayrımı.
Bildiğini bilen Akıl’dır. Yani akil’dir. Bilmediğini bilen ise makuldur.
-devam edecek-
Hans von Aiberg, 04/01/2002 (041/02)
Not: Sohbeti okurken karşılaşacağınız her türlü sorunu/hatayı vb. info@aiberg.com adresine bildirebilirsiniz.
önceki bölümü oku | 041 anasayfasına dön | sonraki bölümü oku