CERN ve Yapay blackhole – Ether – Yaratılış – Etimoloji – Cifir – “Allah istemedikçe…” ayetinin anlamı – Allah isimleri – Hidayet

<> Dr CERNdeki yapay black holes projesi hakkında ne düşünüyorsunuz?

Ha-vet.

<> Evet anlıyorum

<> Dr. başka bir konuyla ilgili soru sorabilir miyim?

<> Kaderi oluşturan 12 olguyu işlemeye vaktimiz var mı hocam?????

Baterist birazdan geçer, nasıl vaktimiz olur ki? Kısa sorulara vaktimiz var.

Baterist=Davulcu

<> :))))

<> Esir, İksir, Ağır Su, Yada Taşı, Felsefe Taşı, birbirleri ile bağlantılı mı?

Hayır ETHER Eski Mısır’dan Eski Yunan’a geçmiştir. Beşinci madde hali de denir. Kur’an’da bir çok çeşidi vardır Esir’in. Sıfatlar da esir’e işarettir: “Mücerret, tecrit vb.” gibi.

Diğer adı “Zerre kadar (Quant) ve bundan KÜÇÜK (Takyon)…” ile başlayan ayetler de ESİR’dir.

“Allah’ın Arş’ı SU ÜSTÜNDEYDİ” diye çevirdiğimiz ayetteki May da ESİRDİR. (Ma, Mai ile akraba.)

Yani Kur’an’da esir önce KÜLLİ ŞEY*in olarak bildirilen sonsuzda-bir küçüklükte yani sıfıra en yakın ordinatlardır. Sonsuz küçük sayılan nokta bile bir “Şey*in”in yanında evren kadar kocaman kalır.

Esir gibi İksir de Arapça ve Latince değildir, Sankritçedir. Tıpkı Seri (Serial) Derece (Degree) gibi bunlar ne arapçadır ne de batı dillerindendir. Örneğin ayetteki Seriul Hısab=Seri hesap görücü ile sankritçe Serial Xap aynı kelimedir.

Yine de El İksir (elixir) diye geçtiğinden Latinlerin Araplardan “El” harfitarifi nedeniyle aldıklarını anlıyoruz.

Ya da Felsefe taşı ve Kimya Yumurtası vb. ise, yarın gibi size ÇİZİM ile geliyor. (Cifir babından)

<> Kuranda bir çok yerde “Allah dilemedikçe siz dileyemezsiniz” gibi ifadeler var, ya da Allah dilediğini hidayete erdirir dilediğini de zor yokuşa sürer kötü yola iletir deniyor. Burada insanın hür iraddesine bir engel sözkonusu mu yani Allah dilediğini kötü yola iletir mi?

<> Yunus/100: Allahın izni olmadan bir kimsenin iman etmesi mümkün değildir, akıllarını kullanmayanlara azap verir.

“Allah istemedikçe siz yapamazsınız” ifadesi kişiler için değil kişinin kullandığı araç içindir.

Tabancan patlamaz gibi. Ya da Bakara 102. ayetteki gibi “Allah istemedikçe büyü tutmaz” gibi. Siz Musa gibi adam öldürürsünüz ama aynı zamanda öldürmemiş olursunuz, bunlar gibi kısaca…

<> Allah’ın izni olmadan bir kimsenin iman etmesi mümkün değildir.

Evet: Usame, El Kaide, benzerleri gibi… Budistin bile imanı var. Dinine inanıyor, bir rahip de… Allah onlara bile iman izni veriyor…

Ama iman=İslam=Selam=Barış ile alakalı olunca HORGÖRÜ sahibine iman gitmez, namazı da reddedilir. (Maun) Asla Usame 1000 Ladin gibileri SEN gibi “İMAN“a getirmez ALLAH.

Çünkü Allah El Hadii’dir, yani “DOSDOĞRU YOLA” ileticidir.

İman nedeni iki isimdir. Allah’ın Mümin ismiyle Hadii (Hidayet edici) ismi… Bu iki operatör isim (Nom, nominal) olmazsa matematiği olmaz imanın… İman ölçülebilir bir değerdir.

İman lafını iman olarak algılamayalım. Yani onu unutalım ve tastamam şöyle diyelim. “Allah’a  İ N A N M A K “.

Evet. Tevbesiz bir ateisti bu forumda bu grupta hatta Ebediyen Hz. İbrahim yanında konuk etsek yine de imana gelemezler. (Eslemna=Teslim olmak iman etmek demek değildir.)

Ateist, “Gözümle gördüğüme inanırım” postulatından yola çıkınca, Hz. İbrahim bile onu ikna edemez… O kalp mühürlüdür.

Ancak El Hadii ve El Mümin adları olan ALLAH onu DİLERSE inandırmaya yönlendirir.

İman/İnanç karşılıklı bir NİKAHTIR, nikah iki tarafın rızasıyla olur. ÖZGÜR irade ile olur. İnanmak (Allah’ın varlığına ve bir tek olduğuna) için ÖNCE  K U L  niyet edecek… Allah da  İ Z İ N  verecek ve karşılıklı İNANÇ NİKAHI kıyılmış olacak…

<> Yani ALLAH izin vermeyebilir, kul niyet etse bile? Allah kalpleri mühürleyebilir? Öyle mi?

Allah, zalimlere, sonradan bozulanlar ve ısrar edenlere olan NİKAHINI  B O Ş A M A  biçiminde yüzüne çarpar…

İmanı İNANÇ şebekesi biçiminde düşünmeye zorlamalıyız kendimizi… Yani İman, mümin, İhlas, Muhlis, Salih Amel, Takva elbisesi vb. Zahid gibi sözler Kur’an’da bulunmasına rağmen bunların tamamını kimse anlamadı diyebilirim.

Hani ANNE=RAHİM’i nasıl anlattıysak, benzer biçimde bu ilahi kavram/mevhum ve mefhumları da İYİCE anlamak gerekir. Bunu da yapmalıyım bu chat’lerde…

-devam edecek-

Hans von Aiberg, 09/12/2001 (031/14)

Not-1: <> ile başlayan satırlar sayın Aiberge ait değildir, sohbet/chat esnasında onunla konuşan diğer kişilere aittir. [] ile başlayan satırlar ve [  ] arasındaki kesimler yine sayın Aiberg’e ait değildir, sohbete sonradan eklenmiştir.

Not-2: Eski sohbetlerde işlenen bazı gündem konularının yıllar sonra değişmiş olabileceği ihtimalini gözönünde bulundurmak gerekebilir. Sohbeti okurken karşılaşacağınız her türlü sorunu/hatayı vb. info@aiberg.com adresine bildirebilirsiniz.


önceki bölümü oku | 031 anasayfasına dön | sonraki bölümü oku

031-14-iman

Yorumlar