Şu anda Kalu Bela’dıyız.
Allah cansız herbir şeyi Külli Şey’in’i bir araya topladı….
Cansız bu sonsuz tane sıfır bir araya gelince AKILLANDI. Onun adı Külli Akl/Aklı Küll oluverdi…
İçinde evrenlerde mevcudat olarak ne yaratılmışsa onun toplam-aklı vardır.
Buna Süfyanist tasavvufçular (Edebali ekolü) Nur’u Muhammed falan diyorlar… Ama Kur’an’da adı KÜLLİ ŞEY*İN’den ibaret…
Allah, KÜLLİ ŞEY’İN’e KAADİR’dir ve ALLAH KÜLLİ ŞEY’İNE ALİMDİR.
Külli Şey’in’i tek tek saymıştır (Muhsi ve Hasib) ve tümünü detayıyla Levhi Mahfuz denen ana kitapta “Sonsuz x Sonsuz” bir MATRİSS=Vefk olarak determinantıyla birlikte (El Evvela determinant sayıdır) Ana kitaba koymuş LEVH=Magnetik disklere MAHFUZ=Bellek olarak kaydetmiştir…
Allah herşeyi tek tek sayıp zerrece (Planck çapı) ve bundan ufak (Sıfıra en yakın sayının çapı) her bir şeyi ANA KİTAP‘ta tek tek saymıştır ve NUN=Nokta/SIFIR ve KALEM (1=Elif=AL=EHAD=BİR=CALAMUS) ile yazmıştır.
Hiçbir şey Rabbinden gizli ve uzak kalmamıştır.
Kalem ve yazdıklarına and içmiştir. Yani yazılan program kusursuzdur versiyonu da yoktur, update ve upgrade de edilemez olduğundan Allah orada yazılanı AYNEN KORUMUŞTUR.
Bunu şöyle de anlatır: “ALLAH VAADİNDEN DÖNMEZ.”
Allah unutmaz…
Bu dev matristen bir de matriksler (Hologramlar KEHF‘ler, geon= geometrodinamik Süper Uzay birimleri vb.) oluşturmuştur. Onu KİŞİSEL KASASINA=Ğayb alemine koymuş ve bilgi işlem merkezine (Arş’a) kimseyi muttali etmemiştir.
Levhi Mahfuz denen muazzam şey’inleri okumaya yetkili olan üç kimse vardır. Yani “Orada bir lamba yanmıştır”
1. İsrafil as. süpersonik enstrümanı ile (Nefhi Sur) Levh’den bir kıyamet emri beklemektedir.
2. İdris as. onu görmüştür ve buluşları kendinin değil Allah’ın yaptırdığını görmüştür.
3. Hızır as. sadece “Işığı yanan ve tarihin değiştirilmesi” gibi az sayıda verilen görevleri yerine getirmek üzere Levhi Mahfuz denen karanlıklar içinden yanan İLGİLİ KUTUNUN lambasını okur ve yeryüzü zamanına girerek Kehf suresindeki bildirilen işlemleri yerine getirir…
Yani kimse o Levhi Mahfuza vakıf değildir… O bir HDD’dir. Kalem formatıdır. Programıdır… Kusursuz bu program hep korunacaktır, kıyametten sonra bile…
O program bir ALLAH vaadidir ve Allah vaadinden asla dönmez…
Buraya kadar sorulacak bir şey yoksa, şimdi NEFSİN yaptığını anlatacağım. İsterseniz bir dakika ara verelim bir düşünün ki sıkboğaz etmeyeyim.
<> Levhi Mahfuz atomların içinde mi? Yoksa nerede?
Atomlar evrenin içinde. Sayısız sonsuz evren ise Süper uzayın içinde. Süper uzaylardan sonsuz tanesi ise HYPER uzayın içinde. O da KÜRSİ’de bir simit halkası kadar… Kürsi ise Levhi Mahfuz içinde.
Levhi Mahfuz ise Arş’ın yedi tabakasının en altında ve evrene bakan yerinde.
Oraya Ze-Zel-Zı ve de Dad-Zı-Ğayın ARŞ’ı deniyor Zez-Zağ okunuyor. Bu kelimeyi hatırladınız mı?
<> Zigzag
Zig-Zag.
İlk Arş katmanının adı EBCED arşıdır. Sonuncusu da bu arş. Onları kitaplarımda vermiştim. Taykel Mevzah arşı falan diye. Her biri birer HARF’in temsil ettiği katmanlardır. 4 harften 7 kattır.
En sona da Z harfleri ve z gibi okunan Dad ile Ğayın harfi kalmış. Orasını da Allah’ımız Cebrail’den saklamış ama HIZIR‘a göstermiştir…
O gün bu gün adımız (Ali İmran:113-115) ZİGZAG oldu gidiyor…
Cebrail o makama çıkamıyor. Ayetler ona (Sidre’ye) indiriliyor. Oradan da DÜNYAYA (Resullere) indiriyor kendisi…
Levhi Mahfuz şudur: Formatlanmış ve işletim sistemi yüklenmiş bir HDD kombinezonu.
Bu konuyu da geçelim mi?
<> Evet hocam nefsin orucuna gelemedik henüz…
Hemen geçelim.
<> İşletim sistemi diye sembolleştirdiğimiz yani levhadakileri işleten ne?
Dur bir soru var onu da yanıtlayayım.
İşletim sisteminin adı KADER. Kader ama KAZA değil.
Kader şudur: Özgür olarak yapamadıklarınıza, seçemediklerinize kader deniyor. Kabaca bunlar 12 tanedir:
1. Ne olduğunuzu siz seçemezsiniz. (Cin, insan vb.)
2. Hangi zamanda doğacağınızı siz seçemezsiniz.
3. Hangi tarihte (yerde) ve coğrafyada (hangi evrenin hangi dünyasının hangi kıtasının hangi ülkesinde) doğacağınızı siz seçemezsiniz.
4. Genetik mirasınızı (Zenci, Çinli, 6 parmaklı vb.) siz seçemezsiniz.
5. Fizyolojinizi ve cinsiyetinizi de siz seçemezsiniz. (Uzun kısa, güzel çirkin, erkek dişi vb.)
6. Rızkınızın miktarını siz seçemezsiniz.
7. Sayılı nefesinizi (Ömrünüzün uzunluğunu) siz seçemezsiniz.
Şimdilik kesiyorum… Ama şunu söylemek istedim:
BİZİM SEÇEMEDİKLERİMİZE K A D E R deniyor. Kalanı ise = K A D A
<> Cennetlik ya da Cehennemlik olmayı da mı seçemiyoruz?
Cennet-cehennem ve Sabıkun’u biz seçiyoruz.
Ben Ayşe veya Fatma ile evlendimse bunu ben seçiyorum. Fatma da beni seçiyor. Nikah KADER ürünü değildir. Nikah bir mutabakattır.
<> İntihar da mı?
Adam öldürme (Buna kendimiz dahiliz) keyfidir, KADER değildir. Allah bize örneğin tabancıyı bıçağı yaratmış EŞYA diye önümüze koymuş.
EŞYANIN bir kusuru yoktur, Eşyanın orada olması kaderdir ama onu alıp da ben adam öldürürsem ya da kendimi öldürürsem bu kader değildir, SUÇLU benim.
8. “Çocuklarınızı yaratan siz misiniz yoksa biz miyiz?” ayeti uyarınca çocuklarımızın sayısını (Ruhların sayısını, anne-baba velayetine bölüştürülmesini sağlayan da Allahtır.) Yani çocuklarımızın olup olmayacağını ya da sayılarını belirleyen de Allah’tır… (Kaçının yaşayacağını Allah belirler…)
-devam edecek-
Hans von Aiberg, 16/11/2001 (021/11)
Not-1: <> ile başlayan satırlar sayın Aiberge ait değildir, sohbet/chat esnasında onunla konuşan diğer kişilere aittir. [] ile başlayan satırlar ve [ ] arasındaki kesimler yine sayın Aiberg’e ait değildir, sohbete sonradan eklenmiştir.
Not-2: Eski sohbetlerde işlenen bazı gündem konularının yıllar sonra değişmiş olabileceği ihtimalini gözönünde bulundurmak gerekebilir. Sohbeti okurken karşılaşacağınız her türlü sorunu/hatayı vb. info@aiberg.com adresine bildirebilirsiniz.
önceki bölümü oku | 021 anasayfasına dön | sonraki bölümü oku