Konu şu: Yaşar Nuri de benim bilinçli Millennium/Milad telemessage’ların bir şekilde random alıcısı. Çünkü benzer fikirler birbiriyle rezone olurlar, rezonans oluştururlar. Durup dururken bazı şeyleri açmaya başladı. Haniflik ağırlıklı, ama bir o kadar da SAĞIRlıklı laflar ediyor.
Hani örneksedim ya, Zweig’a gönderilen teletense mesajları bir şekilde James Joyce alıyordu ya Üç kuark meselesi… Ya da birbirini tanımayan Weinberg ve Abdusselam’ın BOZONLARI bulması rastlantıları… Kendini istemeden Joyce gibi Milat telemesajlarına kaptırdı.
Gurdjieff gibi tam anlamıyor ama Ouspenski gibi “Yarım yamalak” esintilerini söylüyor. Bundan daha ileri gidersem, Öztürk hakkında dedikodu olur. Benim aylar önce yazdığım ve söylediğim şeyleri bir bir yeni kitabına almış. Hayırdır inşaallah.
Dileyen girip okuyor sitemizi ve haber grubumuzu. Sonra bir başka forumda görüyorum. Bizim yazıya biri kendi imzasını atmış yayınlıyor.
<> Bence de bir şekilde sizden besleniyor ama kapasitesi hepsini kaldırmadığı için bu kadar çıkıyor.
Evet.
“Yaşar Nuri’nin çok saf biri olduğunu 1997 yılında öğrendim. O zaman Hans takma adını kullanan kişiyi programında övmüştü. Bilimsel konulara olan yabancılığı yüzünden onun iddialarını değerlendirebilecek güce sahip değildi. Nitekim, basında ve diğer TV kanallarında Hans’ın gerçek yüzünü açıklayan ve Yaşar’ı eleştiren yayınlardan sonra panik içinde düzenlediği programa beni de çağırmıştı. O programda Hans’ın kitaplarındaki falcılık, burçlardan kade
YNÖ az kalsın kendini mehdi ilan edecekti. Bir makalesinde bir “çıplak uyarıcı”dan bahsetmişti, bu çıplak uyarıcının doğum tarihi de nedense kendisininkiyle aynı idi. Basın uyanmaya başlayınca hemen çark edip paçayı kurtardı. Basın biraz sabredip azıcık daha ileri gitmesine fırsat verseydi YNO efendi aynen iskender evrenosoğlu denen sahte peygamberin durumuna düşecek, 3-5 ağzı açık ayran delisi hariç herkesin maskarası olacaktı.
Ailem kendisini şahsen tanıdığı ve ne menem biri olduğunu bu nedenle iyi bildiğim için, ben kendi adıma bir tek kelimesine bile inanmam o adamın.
Şifre: Bu Mesaja Gelen Cevaplar. Re: şu ailenin bildikleri nedir biz de bilelim…??? (okunma miktarı: 26) ikiz — Cuma, 19 Ekim 2001, 9:34 a.m. Türkçe Forum 39:18″
Yaşar Nuri benim arkadaşım. Sordum “Seni ailece tanıyan ve şu anda Amerika’da bilgisayar işinde çalışan bir programcı hanım var mı, ailece görüştüğünüz?” Adıyla sanıyla söyledi.
Bu “corrosive” nick’li kadın, çok kompleksli. Yaşar bey ve benim eşlerimizin çok genç olmasını bir SAPIKLIK olarak görüyor. Dolayısıyla Resulullah’ın vefatında henüz 15 yaşında olan eşi Aişe’yi de…
***
Oh be! Hiç söylemeyi sevmem ama şu iki rekat namaz ile nasıl rahatlıyorum… Wallahi hepinize tavsiye ederim. Çok muazzam bir meditasyon. Mü’minin miracı. Ne yazık ki iki rekat sürüyor.
Allah’tan uzun kış geceleri geliyor. Gündüzleri 8 saat geceler ise 16 saat olacak. 8 saat uyursak 4 saat de hoby takılırsak geriye 4 saat daha kalıyor.
İstediğin kadar “Gecenin bir yerinde kalk ve yalnızca sana ait olmak üzere namaz kıl”, “Onlar gecenin bir yerinde kalksalar ve namaz kılsalardı ne hayırlı olurdu” ayeti var.
Bir de Müzemmil’de miydi, Kalem suresinde miydi? Hatırlayan var mı? “Geceyi ikiye ya da üçe bölmeyi ve ibadet etmeyi” tavsiye eden ayet…
<> 73-Müzzemmil/1: Ey örtünüp bürünen.
<> 73-Müzzemmil/2: Geceleyin kalk! Kısa bir süre hariç,
<> 73-Müzzemmil/3: Gecenin yarısı ayakta ol, yahut bundan biraz eksilt.
<> 73-Müzzemmil/4: Yahut buna biraz ekle ve Kur’an’ı ağır ağır, düşüne düşüne oku.
<> 73-Müzzemmil/5: Doğrusu biz sana, taşıması ağır bir söz vahyedeceğiz.
İşte burada şu var: 21 Mart ve 23 Eylül gece gündüz eşit 12=12. Yazın gün 16 saat gece 8 saat. Bu ayet YAZ için değil. 21.de ancak hava kararıyor, 03.30’da da aydınlanıyor. Hangi geceyi ikiye ya da üçe böleceksin? İmkansız.
Ammmmmma Kışın yani 23 Haziranın tersi olan 21 Aralıkta ise Gündüz 8 saat günışığı var fakat gece koskoca 16 saat.
16 saati anlattım ya demin. 8 saat uyudum. Haydi on saat uyudum uykumu aldım mı aldım. Bir de TV’de iki saatlik bir film izledim oldu 12 saat. Kaldı dört saat? Bitmez tükenmez dört saat.
İki saat bilgisayarda sanal gezdim, chat met, öff kaldı iki saat. Tamam bir saat de gazete mazete okuyayım, kitap bakayım. EEEEEEH. Yaw yine bir saat arttı. O zaman kalkıp dilediğim kadar NAMAZ kılacağım. Var mı itirazı olan? Ha var mı?
İşte her biri iki rekattan dilediğin kadar (222 rekat da olabilir), “Gecenin bir yerinde kalkıp” hani emir değil, farz değil.
Hani “Yarabbi, gündüzün iki yanı ve bir de gece 3 vakit x 2’şer rekat=6 rekat namaz beni KESMEDİ. Namazı seviyorum. Sen beni yormayasın diye, dini kolaylatasın diye üç vakit ve ikişer rekat yapmışsın. Ama ben bu uzun kış gecesinde kılsam. Dün ve yarın kılmadım. Ötekisi gün ise şöyle 2 rekat. Bir hafta hiç kılmadım. Ama bu gece uykum kaçtı şöyle ikişer rekatta bir selam vermek kaydıyla 20 rekat namaz kılmak istiyorum” desem kime ne? Ha kime ne kime ne?
<> Not: Farz harici namaz anlatılıyor, yanlış anlaşılmasın lütfen.
Evet, vitir vacib’i, Yani gecenin bir yerinde kalkıp kılınan ve farz olmayıp dilek kipiyle “Kalkıp namaz kılsaydılar keşke…” diye Allah’ın bildirdiği namazı anlatıyordum.
Biz Vitir’i ne yapıyoruz? Hemen Yatsı’ya ekle. Git eve yat bakalım.
Emir nedir? “GECENİN BİR YERİNDE UYANMAK” Yatsı’nın ardında Vitir’in ne işi var?
Yine Haniflik damarım kabardı.
<> Gece uykuyu bölmek namaz kılıp tekrar yatmanın sağlık açısından durumunu merak ediyorum?
O ayrı bir konu, Yazın tam bir rezalet. Millet iftarı ediyor, 8 saat sonra da Sahuru… Yaz gecesi kim gece 03 ya da 04’den önce yatmış ki? Sahuru bekleyip sonra yatıyorum. Gündüz de uyuyorum… Bunun için rezalet.
Ammmaaaaaaa kışın Aralıkta zindeyim, çünkü 8 saat mis gibi uyumuşum. Keyfi 7 saat daha oyalanmışım. Eh yani o bir saati de İbadet edeyim, artık ayıp oluyor.
Demek ki sorunun yanıtı şu: Hava karardı saat 17.00. Bu yılki Ramazan Türkiye batısı için saat 16.45’de oruç bozuluyor. İftarı yaptım karnım tok. 17-22 arası TV falan seyrettim, bilgisayarda proje yaptım. Uyuyakalmışım. Derken 8 saat sonra gözümü açtım ki saat 06, öff yaw daha havanın aydınlanmasına üç saat var. İşte [candaş], “Gecenin bir yerinde uyanmak” bu anlamdaydı.
-devam edecek-
Hans von Aiberg, 26/10/2001 (013/05)
Not-1: <> ile başlayan satırlar sayın Aiberge ait değildir, sohbet/chat esnasında onunla konuşan diğer kişilere aittir. [] ile başlayan satırlar ve [ ] arasındaki kesimler yine sayın Aiberg’e ait değildir, sohbete sonradan eklenmiştir.
Not-2: Eski sohbetlerde işlenen bazı gündem konularının yıllar sonra değişmiş olabileceği ihtimalini gözönünde bulundurmak gerekebilir. Sohbeti okurken karşılaşacağınız her türlü sorunu/hatayı vb. info@aiberg.com adresine bildirebilirsiniz.
önceki bölümü oku | 013 anasayfasına dön | sonraki bölümü oku