Takyonlar imajiner soyut kütledir. Yani bir tür ters-maddedir. Orada da sebti mesani vardır: x, y ve z koordinatları (eksenleri) öteye soyut olarak gidiyor ve (i) yani imajiner cinsinden Xi, Yi, Zi diye ÜÇ MEKAN boyutuna sahip. Bu üç boyut bizim bu yandaki üç boyutun aynadaki görüntüsüdür (Pariterdir. CPT‘yi anımsayın).
Bu boyutları neden göremiyoruz? Yanıtını biliyorsunuz: O yedi boyut planck sabitinin üzerine çıkıp açılamadı ve dolayısıyla boyut enerjileri olan NUR (ennoorgy) da bu yana geçemedi. Onlar planck sabitinin altında Hilbert uzayında kıvrılı kaldılar. (Kuvviret suresinde de delili var.)
Ancaaaak onlardan (11 taneden biri) bu tarafa kaçtı: Z A M A N boyutu, yani metrik değildir, cetvelle değil, saatle ölçülür. (Mesela “bana üç metre kumaş ver” der gibi, “bana üç saat kumaş ver” diyemezsiniz.) Zaman boyutu, işte bu boyut SOYUTTUR ve TAKYON boyutudur.
Ama nasıl olmuşsa bizim evrenimizde REEL zaman olarak yer almış ve İLERİ akmış. (Çünkü bu evrene giren herşey TERS olur: parantez dışındaki eksi işareti, parantez içindeki sayıları da tersine çevirir. Özür dilerim, ukalalık yapmıyorum, sadece HATIRLATIYORUM, tekrar özür.)
Bir takyon ışıktan hızlıdır! Bu ne demektir? “Bir takyon yola çıkmadan önce kendisine rastlar, yola çıkmadan amacına ulaşmış olur”.
Şimdi PAST-TİME ikilisi anlaşıldı mı?
Bir zaman yolcusu da, hani neredeyse takyon gibi, GEÇMİŞE geliyor. Bu elinde değil, geçmişe geldiğinde kendine rastlıyor, yani kendisi olduğunu fark ediyor, ya da yola çıkmadan amacına ulaşmış oluyor.
İyi ama yanındaki somut boyutlar (x, y, z gibi) bir enerjiye sahip değillerdir. Yani onlar NAR’dır (Energy), soğurlar (Genişleyen evren gibi). Fakat dördüncü boyut ZAMAN metrik değildir, takyon boyutudur ve BOYUT ENERJİSİ (Nur) barındırır.
Nur diyorum çünkü SOYUT BOYUT ENERJİSİ; ötekisi NAR yani somut boyut enerjisi. (Soyut ile somutun farkı ikincisinin metrik gam olarak ölçülebilmesi anomali vermemesidir.)
Zaman yolcusu GEÇMİŞE geldi. Hoşgeldi ama iş bitmedi, bir takyon (melek vb. gibi) GEÇMİŞE gelmesi demek, onun da NUR enerjisi (Ennoorgy) taşıması demektir.
Tüm evrenler 11 boyutludur. Uzay boyutları üçtür (en, boy, yükseklik). Mesela Y boyutu “Boy” olsun; iyi ama bir de aynanın ötesinde Yi boyutu var (√(-y)). Kök içinde Y tamam (Çünkü artıdır), ama kök içinde (-y) NUR içerir (Nar değil). (Nar=Energy ve de NUR=Ennorgy.)
Şimdi öte taraftan bu Yi‘yi alıp bu evrene korsanız (ki konmuş) √(-1) diye gösterilen Einstein-Minkowski zaman boyutunu elde edersiniz. Oradan getirdiğiniz imajiner Y boyutu bu evrene ZAMAN diye geçmiş.
Ammaaa mekan HEP ÜÇ BOYUTLUDUR, yani zaman boyutu tek bir UZUNLUK olmamalı. O halde ötedeki soyut mekan (Xi, Yi, Zi) de bir MEKANDIR (Ahıret budur). Bunlardan biri bu evrene ZAMAN diye gelmişse, bu TEK BİR boyut olmamalı. Yani sadece uzunluk olmamalı, mesela Yi ve Xi >>> Zamanın ENLEMİ BOYLAMI (bu da zaman boyutunun bir ZAR membran oluşturduğunu gösterir).
Bu da yetmez. bir de Zi boyutu var. Demek ki zamanın eni-boyu yanında yüksekliği var. Zamanın bir KÜBÜ var. Zaman bir tel gibi (lineer) değil: zaman bir Ssheet gibi membran gibi iki boyutlu da değil, zaman bir KÜB gibi ÜÇ BOYUTLU(Chronosphere)dir.
<> Einstein-Minkowski Spacetime:
[] http://visualrelativity.com/LIGHTCONE/minkowski.html
Eğer zaman yolcusu bir takyon olsaydı, yanmıştık. KÜB enerjisini buraya taşıyacaktı. (Kıyamet budur. Bir melek burada görünür olsaydı yanmıştık bitmiştik.)
Ayet: “Meleklerden kim ben de varım derse, onu cehennemle (Gamma patlamalarıyla) cezalandırırız”.
Yani cinlerin şıhab (Nar’ın kozmik ışınları biçimindeki görünümü), Meleklerin de cezası Gamma patlamalarıdır.
(Allah korusun: Evrenin bir yerinde bir gamma patlaması görürseniz, tespit edilirse, biliniz ki üç-beş galaksi silinmiştir evrenden.)
Siz ayetleri bulana kadar ben Hüüüp-kur içmeye gidiyorum. (Çay-kur mu demeliydim acaba.)
<> 🙂
<> Bakara/4: Hem sana vahy edilene, hem de senden önce vahyedilene inananlardır onlar. Ahireti gereğince kavrayıp anlayanlar da onlardır.
<> 21/29: İçlerinden her kim, “Ben O’nun dışında bir ilahım” derse böylesini cehennemle cezalandırırız. Zalimleri işte böyle cezalandırırız biz.
Hüüps, hatta hüptürük. Böğğ yine şekeri unuttum. Boşuna karıştırmışım, birazdan gelirim.
Hüngüür, şeker bitti ama tozlarıyla idare ettim, izleyen bardağı içemeyeceğim. Acaba misafir şekeriyle tatlandırsam mı?
Bu Çay-kur var ya, şüpheleniyorum. Bunlar Karadeniz takımı birbirlerini kayırıyorlar ki hemşerileri küme düşmesin. Kahrolsun Çay-kur, yaşasın hüüp-kur!
<> 🙂
<> Bursa’da sopayı yediler ama. 🙂
Evet hayatında bundan daha çok korkmamışlar, öyle diyorlar. Maç sattılar Sebat’a ama kendilerinin durumu da iyi değil aslında…
Öff telefon, 1 sn.
Geldim. Bugün gülecek çok malzeme var. Benim bıcırık aradı beni. (Hani şu “Allah’çım” diye dua eden 5 yaşındaki kızım.) Bana diyor ki: “Ben SİHİRLİ ANNEM’i izledim. Baba, sen neden sihirli baba değilsin?”. Benim yanıtım şu oldu: “Ben SİNİRLİ BABAYIM” 🙂
<> :))) Hizmette sinir yoktur.
Saat 11 olmuş bunlar ayaktalar! Yarın okul olmasa isterlerse benimle chat’e katılsınlar, sabahlasınlar, ama sabah kalkamayan onlar… Anneleri kaldıramayınca taaaa Balıkesir’den Manisa’ya telefon açıyor “Şunlara bağır lütfen, kalksınlar; beni dinlemiyorlar”.
Sihirli annemin partneri SİNİRLİ babam oluyor bu yüzden. Onlara “Zalim oyunbozanlar benim iki tanem olmaya ne hakkınız var” diye tornistan şarkı söylüyorum. (Sesim Ali Kırca’dan, Mehmet Ali Erbil ve Beyaz’dan daha güzeldir, onu belirteyim. Hatta çok daha güzeldir diyebilirim.)
Bu sabah müziği oluyor. Bazen de “Sütçü köşeyi döndü, bütün ışıklar söndü, uykunun da tadı kaçtı. Anne babam nereye kaçtı?” diye şarkıyla uyandırıyorum onları.
<> Çaylar hüüp-kur’dan şekeri Elbistan’dan olsun hocam (Şeker fb. var)
Bu arada Elb. şeker fb. çooook harika espri. :))))) Elbistanlılara çok teşekkür.
Hans von Aiberg, 04/05/2004 (223/03)
Not-1: <> ile başlayan satırlar sayın Aiberge ait değildir, sohbet/chat esnasında onunla konuşan diğer kişilere aittir. [] ile başlayan satırlar ve [ ] arasındaki kesimler yine sayın Aiberg’e ait değildir, sohbete sonradan eklenmiştir.
Not-2: Eski sohbetlerde işlenen bazı gündem konularının yıllar sonra değişmiş olabileceği ihtimalini gözönünde bulundurmak gerekebilir. Sohbeti okurken karşılaşacağınız her türlü sorunu/hatayı vb. info@aiberg.com adresine bildirebilirsiniz.
önceki bölümü oku | 223 anasayfasına dön | sonraki bölümü oku