<> suptil duble olan soldaki kalb?
Bizlerin CPT ilkesinin CP ikilemesine göre, bir de SUPTİL DUBLE’miz var. O dubledeki anatomi atlasında KALP sağdadır. Barsak sistemi yoktur, bunun yerine bir nihayetsiz/sonuşmaz metalik kordon benzerinde göbek bağı vardır.
Yine suptil Duble’mizde RAHİM yoktur, bunun yerine geçen RAHMAN organının adresi Kaburga içinde ve diyafram üstünde görünmektedir. Bu bizim KALIBIMIZ >>> Kalbimizdir.
Suptil Duble ile ilgili çok deney yapıldı. Şunu dikkatle izleyelim:
1. Sözde RUH çağırma seanslarına gelenler CİNLERDİR.
2. Cinler daima Media (aracı) kullanırlar ki bu kimseler kesinlikle cinlenmişlerdir=Medium’durlar.
3. Kendini Ruh diye yutturan Cin, “Transmission” ya da media/mezzo olarak Medyumu işgal eder.
4. Medyumun ağzından PERİSPERİ denen örümcek ağı kıvamında dokunma algısı veren bir fluid (seyyal) organik kirli beyaz bir maddeyi medyumun ağzından dışarı alır.
(Suptil dublede bağırsak sistemi, kolon-anüs vb. yoktur. Ağız ise vardır, tek çıkış yoludur.)
5. Çıkan madde tamamen bir KIVAMLI DOLGU maddesidir.
6. Bu maddeyi bizler de laboratuarda yapabiliriz:
a. Laser hologramı oluşturulur -ki hayalidir-
b. Ancak lazer demeti bir SINIR çizme özelliğine sahiptir. Yani ışıktan 3D bir görüntüye “Kıvamlı köpük” verip dondurursanız, görüntünün KALIBI alınmış olur.
7. Sözüm ona Ruh da bu kıvamlı köpüğü bizden almakta, dışarı akıtmakta -medyumun ağzından elbette-.
8. Sırada show vardır: Dışarı alınan “Kıvamlı köpük”ten cinler için pek kolay olan Hallu-gram (Hallucination denen gramm) oluşturulur ama bu görünmez. Onu görünür kılmak için medyumun “Kıvamlı köpüğüne” yani Matriks kalıbına ihtiyaç vardır.
9. Kurnaz cin, oradaki birinin (mesela dedesini soran bir katılımcının) dedesinin fotoğrafını üç boyutlu olarak çizer.
Bu görünmezdir. Onu görünür yapacak olan Medyumdan akarak dışarı gelen Perisperi (Kıvamlı organik köpük) denen şekilsiz şeydir. Bu şey Laser ışığına duyarlıdır. Yani böyle seanslarda bildiğimiz ışık kullanılamaz, çünkü köpük şekillenmez. (Onun için hep mum ışığında ruh=cin çağrılır.)
10. Suptil duble bunun gibi bir şeydir.
İşin tuhafı, Medyumun kendisi de olduğu gibi dışarı taşınabilir. Yani Medyum’un içi boşaltılır ve dışarıdaki kendisine nakledilir. Mesela, oturduğu yerde medyumun içinin boşaldığını sadece “Hologramının” kaldığını, içeriğinin ise “Ötedeki” kendi kalıbına (matriksine) dolduğunu görürsünüz.
Bu çoook ender de olsa vardır.
Bir tür Demateryalizasyon hatta bir tür kısa metrajlı ışınlama gibidir. Boşalan bedenin yerinde kalan VARLIK ise sadece “Hollowman” filmindeki karakterin su içinde şeffaf çizgi biçiminde görünür olması gibi saydam çizgilere sahiptir:
Bu çizgilerde beden kalıbı aynı fakat iç organlarda CP simetrisi vardır:
Kalb soldan sağa geçmiştir.
Alın boşluğunda Nurani bir ışıma vardır.
Boşaltım ve üreme sistemi yoktur. (Kirlian bedenimizde vardır halbuki…)
Göğüs bölgesinde bir KEHF açıklığı dışında sanki beherglas içindeki su gibi dolu görüntüsü verir. Ancak su gibi büyüteç/mercek etkisi yoktur. Görüntüyü cam gibi görürsünüz, arkasındaki nesneleri de görürsünüz.
Kemikler dahil tüm hücrelerimiz, Perisperi denen ÖZ maddeye dönüşebilir, zayii olabilir veya tersine bir başka yere taşınabilir.
Ne var ki, burada konu CİNLERDİR. :(((((( Yani olan bitenin Rahmani ruhsal bir tarafı yoktur.
Rahmani olan sadece Suptile Double’mizin Allah tarafından yaratıldığıdır.
Tibet Lamaizminde ve Hinduizmde KALB (matriks) kelimesi >>>>>>>> KALIP demektir.
Kalb bir şeyi bir başka şeye çevirmek (tekabül ettirmek, kalbettirmek).
Hatta olumsuz anlamda KALB para basanlara Kalpazan deniyor.
Soldaki kalbimiz yerine sibernetik bir kalb, yapay kalb takılsa bile, asıl işlevi gören Suptile Double’deki SAĞ TARAFTAKI kalb mekanıdır. Yapay kalbin işlevi mekaniktir, yani mekanik bir pompa görevi görür.
Ama CP Kalb dublesinin vibrasyonu olmakla birlikte mekanik hiçbir tarafı yoktur.
İşte bu duble kalbimizin titreşimlerine/impulslarına FOHAD denmektedir. Kur’an’daki karşılığı da FUAD’dır. Tamam mı?
<> ok, teşekkürler
<> GÖNÜL’den teşekkürler. kalbimize inşirah verdiniz Allahımız ilmimizi ve size olan sevgimizi arttırsın
Amin, hepimize/milletimize temenni ederim.
<> Dr. zamanımız var mı? varsa iki soru gelmişti.
Kurs vereceğim öğretmenim, kursiyerler benim için fedakarlık yaparak kalacaklar. (aslında 45 dk. sonra evlerinde olmak vardı) Biraz daha zamanım var öğretmenim.
<> ok 🙂
Hans von Aiberg, 05/01/2004 (211/02)
Not-1: <> ile başlayan satırlar sayın Aiberge ait değildir, sohbet/chat esnasında onunla konuşan diğer kişilere aittir. [] ile başlayan satırlar ve [ ] arasındaki kesimler yine sayın Aiberg’e ait değildir, sohbete sonradan eklenmiştir.
Not-2: Eski sohbetlerde işlenen bazı gündem konularının yıllar sonra değişmiş olabileceği ihtimalini gözönünde bulundurmak gerekebilir. Sohbeti okurken karşılaşacağınız her türlü sorunu/hatayı vb. info@aiberg.com adresine bildirebilirsiniz.
önceki bölümü oku | 211 anasayfasına dön | sonraki bölümü oku