Ölüm – Kalubelada verdiğimiz söz – Yalan dünya

Biz SÖZ VERDİĞİMİZ yerdeyiz, “Elesti…”deyiz. Secde’den başımızı kaldırdığımız anda, MAHŞERDE herkes aynı anda tüm canlılarla birlikte BİTKİ gibi biteceklerdir yerden! Herkesin saati BİR olacaktır. Adem babanın, dinozorun ve İsa’nın saati aynı olacaktır.

<> 29-Ankebut/64: Bu dünya hayatı sadece bir oyun ve oyalanmadan ibarettir. Ahıret yurduna gelince, işte asıl hayat odur. Keşke bilmiş olsalardı.

Dünya hayatının bir rüya olduğunu orada ŞAŞKINLIKLA anlayacağız: “Dünyada (evrenin yaratılış başlangıcı anlamında) tüm yaratıklar NE KADAR KALDINIZ?” diye AHRET SAAT AYARI sorulacaktır.

Bu 16 milyar yıllık evren ömrü için şunu diyeceğiz: “Bir gün veya daha az, inanmazsan sayanlara (meleklere) sor!”

Bizler ise 70 yıllık ömürlerle sadece bir iki salise kalmış olacağız!

Herkes için takvim aynı olacak: BİR GÜN = BİN YIL!

Hızlı, yavaş, özel zaman ve GÖRECELİK diye bir şey kalmayacak. Zaman genleşmeyecek veya hızlanmayacak!

<> 23-Muminun/113: Dediler: “Bir gün ya da bir günün birazı kadar kaldık, sayanlara sor.”

Bunun anlamı şu:

1. ORADA NEDEN VE SONUÇ (Causality/nedensellik) olmayacak!

2. VE HERKES KIYAMETİ AYNI ANDA GÖĞÜSLEMİŞ OLACAK!

Yani finish çizgisini, kim ne kadar önce veya sonra doğarsa doğsun AYNI ANDA göğüsleyeceğiz! Adem baba da, sonuncu insan da, AYNI anda ÖLMÜŞ ve burada dirilmiş olacaklardır.

Kuşaklar diye bir şey kalmayacak, ebeveyn-çocukları diye bir düzenleme asla olmayacak. Zürriyetlerin tümü aynı anda ipi göğüslemiş >>> MAHŞERDE kıyam’a kalkmışlardır.

Çünkü dünya takviminde NEDEN ve SONUÇ arası çok açık olduğundan, bizleri ebeveyn-evlat sırasına koymuştu Rabbim. Yani siz babanızdan SONRA doğarsınız, Dedeniz de babanızdan ÖNCE doğar. Ölen mezara defnedilir!

Ama o öyle değil işte! Defnedilen BIRAKILAN >>>> MADDE=CESET! O zaten bize ait değildi, o bir makineydi. Çürüğe çıktı. Mezardakiler sizleri yanıltmasın.

Kim hangi tarihte doğarsa doğsun, ömrünün sonuna geldiğinde, HEPSİ AYNI ANDA ÖLMÜŞ ve AYNI ANDA MAHŞERDE YENİDEN BEDENLENMİŞLERDİR.

Yani mezara bırakılan ceset, bizleri ölümden sonra HAZIR beklemektedir. Tuhaf ama, o çürümüyor. O da sizinle birlikte ölüm ardından hemen MAHŞERDE GİYİNMEK İÇİN geliyor.

Pekiyi ya şu çürümüş cesetler, mezardaki kemikler???

Diyorum ya: bir gün=bir gün olduğunda, bir STADYUMDA, önce doğanlar içte, sonrakiler halka halka dışarıda olmak üzere, ayrı START noktalarından başlıyoruz yarışa.

Fakat herkes AYNI ANDA AYNI MESAFEYİ koşmuş oluyor. Herkes aynı ipi (Kıyamet) göğüsleyip, aynı anda yeniden CESEDİYLE birlikte MAHŞERDE yaratılıyor.

Orada takvim bir gün=365 bin gün olunca, AYNI ANDALIK başlıyor!

<> 36-Yasin/78: Yaratılışını unutarak bize bir mesel fırlattı: “Kim diriltecek o çürümüş kemikleri?”

<> 36-Yasin/79: De ki: “Onları ilk defa yaratan diriltecek ve o her yaratmayı bilir.”

Evet, bu bir TAŞINMA, yani hologram/hayal dünyamızdan gerçeğe (Kalu bela’nın bedenlendiği yer olan MAHŞER’e) taşınma işlemi!

Ölüm ve kıyamet sadece TAŞINMA eyleminden ibaret. Ölümde bizler bireysel olarak taşınıyoruz. (Sadece RUH’u olanlar ölür.) Diğer cansız madde (ecsam) ise oraya nakil oluyor.

O ecsam’dan (Cisimlerden, şeylerden) sadece KALU BELA denen soyut alem >>>>> BEDEN/DEKOR kazanıyor.

Mahşer demek, Kalu Bela’nın MADDEN sahnelenmesi demektir. Ecsam’ın taşınması demek, KIYAMET yani evrenin ölümü, evrenin içeriğinin taşınmasıdır.

İnsanınki küçük kıyamet; evreninki de BÜYÜK ve KÜLLİYEN ÖLÜM oluyor.

Hans von Aiberg, 10/12/2003 (203/03)

Not-1: <> ile başlayan satırlar sayın Aiberge ait değildir, sohbet/chat esnasında onunla konuşan diğer kişilere aittir. [] ile başlayan satırlar ve [  ] arasındaki kesimler yine sayın Aiberg’e ait değildir, sohbete sonradan eklenmiştir.

Not-2: Eski sohbetlerde işlenen bazı gündem konularının yıllar sonra değişmiş olabileceği ihtimalini gözönünde bulundurmak gerekebilir. Sohbeti okurken karşılaşacağınız her türlü sorunu/hatayı vb. info@aiberg.com adresine bildirebilirsiniz.


önceki bölümü oku | 203 anasayfasına dön | sonraki bölümü oku

203-03-start-finish

Bunları da sevebilirsiniz

Yorumlar