Bu kordon nasıl böyle uzar da uzar da hiç kopmaz? Sahi uzunluğu ne? Uzunluğundan söz edebilecek miyiz bakalım?
Karadelikler ve akdelikler BİTİŞİKTİRLER, birbiri içinde gezerler. Yani bir karadelikten giren bir saniyede bir santim ötede BAŞKA BİR EVRENE (ya da bu evrenin en uzak noktalarından birine) çıkar. Salisede EVREN değiştirirsiniz.
DEMEK Kİ; bizim kordonun/tünelin boyu SIFIR cm.
Ama DÜALİTESİ VAR: Aynı zamanda iki evren arasındaki onyüzmilyonbin parsekleri katediyor. Yani uzadıkça uzuyor bu kordon…
Bir kağıdı alalım ve en uzak köşegenleri arasından bir karıncayı yürüttüğümüzü varsayalım… Karınca köşegeni diyelim ki 20dk’da katediyor. Demek ki gümüş kordonun boyu EN UZAK MESAFE kadar.
Karıncaya bir iyilik edelim ve bu yolu yürümesin. Kağıdın iki zıt ucunu birbirine değdirelim, bu uçtaki karınca ANINDA öteki uca gitmiş olur.
Karıncaya şimdi, “Gümüş kordonun boyu ne kadar?” diye soralım: Yanıtı SIFIR olacaktır. Çünkü karadelik/akdelik birleştirmesi yaparak iki ucu birleştirdik ve TÜNEL’i SIFIR mesafe yaptık.
Öteki karınca ise bu yolu 20 dk.’da alır. Ona da tünelin boyunu soralım. Yanıtı şu: “Çoooooooooook uzundu, çoooook”.
Hangi karınca haklı? Yanıtı sizden bekliyorum.
<> İkisi de haklı.
Evet: Çünkü DÜALİTE var. Tıpkı ışık fotonu gibi, bir foton DALGACIK olarak mesela güneşten çıkıp 8 dakika yol alır. Uzayı katederken DALGACIKTIR. Ne zaman öteki yüzü ortaya çıkar? Gelip yeryüzüne plaja çarptığı zaman, o anda hemen ÖTEKİ İKİCİLLİĞİNİ kullanır. PARÇACIK olur!
Bunu nereden anlıyoruz? Fotonlar ELEKTRON koparırlar. Eğer foton SADECE dalgacık olsaydı; elektron koparmazdı. Çünkü elektron (madde dalgası özelliğini saymazsak) PARÇACIKTIR.
Foton >>>>> Çooook uzun bir gümüşi kordon gibi uzuuuun bir yolu geçti. Foton uzun bir kordon gibiydi. Foton dalgacıktı… Ama birden “YERE ÇARPTI” o anda parçacık oluverdi. Dalgacık olarak UZAYA/EVRENE sığmazken (Taa 10 milyar yıl öteden bize geliyor o fotonlar) birden PARÇACIK olarak “hemen şuracığa” sığıverdi.
İşte GÜMÜŞ KORDON bu örnekten daha kolay anlaşılabilir.
Biliyoruz ki çekim etkisiyle uzay bükülmektedir/eğrilmektedir. Karadelikler uzayı öyle eğerler ki, bizim kağıdın iki karşı ucunun birleşmesi gibi kağıt öyle bir eğilir ki BAŞI VE SONU birleşir.
Bütün bunlar GÜMÜŞ KORDONUN boyunu ölçmek içindi.
İnsan’da yarı-ömür sahibi radyoaktif bir yapısı vardır. Günü gelince ELEKTRİK VE MAGNETİK ALANLARI bitişik iken, Melekül mevt tarafından DİPOLE sonra da birbirinden ayrılacak. Artık elektrik alan (ceset) ayrı ve magnetik alan (Bilinç) ayrılacaklardır.
Yani bir gün uyandığımızda, rüyalar boyu yukarıda gezen bilinç bedenimiz (Zihinsel boyutumuz, ruhumuz) uyanınca yeniden elektrik alan ile DİKLİĞİNİ bozup, birleşiyordu ya… Artık bunu yapamayacak. Çünkü ELEKTROMAGNETİZMA >>>>>>>>>>>>>>> İLLA Kİ DİNAMİK (canlı) alandır.
Siz onu STATİK (durgun) kılarsanız, salt statik elektrik alan (ceset) ve salt statik magnetik alan (Bilincimiz) olarak ikiye ayırmış olursunuz. Dinamik olamazlar = CANLI DEĞİLLERDİR. Onlar bir aradayken (elektromagnetizma bitişikken DİNAMİKTİR) CANLIYDILAR. Şimdi sizlere ömür…
Elektrik alan DÜNYA yüzeyinde olmak zorunda (Yüzey enerjisi, dört boyut enerjisidir çünkü), yani dünyaya düşmek zorunda… Ama öteki magnetik alan (Bilinç boyutumuz, zihin bedenimiz) o da TÜNELE geri gitmek zorunda… Tünel odur ki >>>>>>>> CORN HOLE = Mini sur borusu… Yani küçük kıyamet… Bizi alıp götürmüştür/rücu edeceğimiz yere…
Allah inşaa Cuma günü devam edeceğiz. Bundan sonraki konumuz şu: PHİLADELPHİA TAYFALARI NEREYE GİTTİ? Neden paranormal şeyler yaşadılar/görünmez oldular vb. Sıkı durun, sizlere inanılmaz ilk ve tek olarak yepyeni bilgiler vereceğim Allah inşaa…
Artık geronimo gitsin! Yoksa yeşile yapışacak…
<> geronimoo
Allah’a emanet olun, Rabbi zıdni ilmi.
<> Teşekkürler hocam
<> Allah razı olsun kaptan, rabbi zıdni ilmi
Millenium dolayısıyla yeni şeyler de söyleyeceğim. Bu arada MARS ne alemde? Gören var mı?
<> biz göremiyoruz, hava kapalı
<> burada da yok galiba
<> ben görüyorum
Hoşkalın dostkalın, Kur’an’da kalın…
<> Allah razı olsun
<> Siz de hoş kalın, bize çok gereklisiniz
Namazlar lütfen unutulmasın. (Dinde zorlama yoktur ama, yine de ağzımdan kaçtı.)
Ge ro ni mo
Hans von Aiberg, 27/08/2003 (179/08)
Not-1: <> ile başlayan satırlar sayın Aiberge ait değildir, sohbet/chat esnasında onunla konuşan diğer kişilere aittir. [] ile başlayan satırlar ve [ ] arasındaki kesimler yine sayın Aiberg’e ait değildir, sohbete sonradan eklenmiştir.
Not-2: Eski sohbetlerde işlenen bazı gündem konularının yıllar sonra değişmiş olabileceği ihtimalini gözönünde bulundurmak gerekebilir. Sohbeti okurken karşılaşacağınız her türlü sorunu/hatayı vb. info@aiberg.com adresine bildirebilirsiniz.
önceki bölümü oku | 179 anasayfasına dön | sonraki CHAT’i (180) oku