ŞİMDİ elimizde ilginç bir veri var: İkili:
a) polarizleme düzlem boyutu???
b) Zamanın DÖRDÜNCÜ kuvveti denen bilinmeyen bir YENİ boyut!
Polarizlenmiş boyutu size anlatmıştım, özetleyeyim: Evren YUVARLAK gibi görünse de, aslında (Sitter-Feinberg) DÜZ uzayı olup, TARIK semasına çıkıldığında ve/veya Dabbet arz‘ına inildiğinde evrenin POLARİZLENMİŞ 7. düzlemine geçeriz. Orası Kalu Bela ve/veya MAHŞER DÜZLÜĞÜDÜR demiştim. Bir daha anlatmaya gerek yok:
Işık hızında (maksimum hızda) TARIK semasına çıkan kişi için evren DÜMDÜZ MAHŞER MEYDANI olur. Veya minimum hızda (ışık hızının sıfır olduğu mutlak soğuk veya anti-velocity=negatif akselerasyonunda) yani DABBET durumunda yine AYNI mahşer meydanının MEZAR kalınlığı oluşur.
Zaten aslında “GÖK VE YER BİTİŞİK İDİ, BİZ ONLARI AYIRDIK, GÖRMÜYORLAR MI?” ayeti uyarınca, aslında KÜRE yok. (Lobaçevski ve Riemann uzayları ışıktan yavaş hızlarda ortaya çıkar). Işık hızında EVREN dümdüz olur. (Ayna’ya değersiniz.) Ayna yüzeyi ise zaten DÜZDÜR. İçindeki ZAHİRİ görüntü sizi yanıltmasın, aynanın kalınlığı yoktur.
<> Enbiya-30: O küfre sapanlar görmediler mi ki gökler ve yer bitişik idi, biz onları ayırdık. Her canlı şeyi sudan oluşturduk. Hala iman etmeyecekler mi?
Orayı bir de ekranımızdaki sayısız pencerenin üsüste GİBİYMİŞ göründüğüne (cursor ile hangisini seçerseniz, o ÖNE geliyormuş GİBİ oluyor ya) aslında monitörümüzün camı İKİ BOYUTLU DÜZLEMDİR, pencerelerin hiçbiri önde veya arkada değildir.
Mahşer meydanını hatırlayalım: “Aynadan veya bilgisayar ekranından” DIŞARI çıkamıyoruz! Rahman 33’de bu apaçık bildiriliyor. Ve aynı surede bir de DİKME‘den (Sultan kuvvet) söz ediliyor.
Bunun anlamı şu: EVREN üstü evren GERÇEKTE ÖKLİD teoremine bağlıdır. MAHŞER MEYDANI (ayna, içinden çıkamadığımız ekran) iki boyutlusuna DİK gelen bir de SULTAN KUVVET DİKMESİ…
Burada ne enerji (Cinler) ne madde (insanlar, canlılar vb.) bu AKTARISSEMAVATTAN dışarı çıkamıyorlar. Takyonlar (melekler) ise bu düzlemin/mahşer meydanının içine giremiyor, ÇEVRESİNE dizilebiliyorlar. Rahman 33 ve meleklerin çevrelediği mahşer meydanı için ayet lütfen.
<> Rahman-33: Ey cin ve insan toplulukları! Göklerin ve yerin bucaklarından/köşelerinden (aktarısemavat) geçip gitmeye gücünüz yeterse, hadi geçin gidin. Sultan dışında birşeyle geçip gidemezsiniz!
Bir kere o yufka gibi bir dairedir, köşesi yoktur ki;) Mealciler bile kendi yazdıklarıyla çelişiyorlar. :))
Aktar=Kuturun çoğulu=Çap+lar.
Semavat=Sema çoğulu GÖK+ler.
Göklerin çapından çıkabilmek için Z denen SULTAN üst boyuta yani Öklid’in ASIL olduğu DİKMEYE ihtiyaç var. Mahşer ALT tabaka; bunun üstünde SİDRE(tül Münteha) ve en üstte >>> ARŞ(ı azam). Hepsi TABAKA TABAKA bir ÖKLİD. Güneş bile AÇILMIŞ VE DÜZ (tıpkı dünyanin meydan dairesi olması gibi).
Buraya kadar anladık mı?
<> Furkan-22: Melekleri görecekleri günde, o günahkarlara hiçbir müjde yoktur. Şöyle diyecekler: “Yasaktır, yasaklanmıştır!”
<> Furkan-25: Gün olur, gök, bulutlarla yarılır ve melekler ardarda indirilir.
<> Fecr-21-22-23: İş böyle gitmeyecektir! Yer birbirine çarpılıp dümdüz hale getirildiğinde, Rabbin gelip melekler saf saf dizildiğinde, o gün cehennem de getirilir. İşte o gün düşünüp anlar insan. Ama düşünüp hatırlamanın ona ne yararı var!
“İş böyle gitmeyecektir! Yer birbirine çarpılıp dümdüz hale getirildiğinde, Rabbin gelip melekler saf saf dizildiğinde, o gün cehennem de getirilir…”.
Yer birbirine çarpılmıyor >>> BİR TOP HAMUR (üç boyutlu) İKEN, oklava ile açılarak iki boyutlu bir yufka dairesi halinde genişletiliyor. O ekran/ayna içinde hapis kalıyoruz, dergiden çıkamayan resimler gibi…
Ama melekler de İÇİNE GİRMİYOR veya giremiyor. (Onların dünyası ve kıyameti yok ki.) “melekler saf saf dizildiğinde” ve yasakladıklarında bu EKRANIN dışındalar! Zaten mahşer melekler için kurulmadı -onlar sınav olmayı reddettiler-.
Sonra bu düzlüğe önce KONKAV olan bir çukur (cehennem) ve buna ters olarak KONVEKS olan CENNET de yer alıyor.
Manzara şu: Bir dağ-Bir düzlük-Bir vadi veya ters V harfi yanına —- Onun yanına da V harfi koyarak orayı hayal edebilirsiniz basitçe… Düzlük ÇEKMEZ ve itmez. ÇUKUR (V harfi Cehennem) çekiyor ve yutuyor; ve DAĞ (Ters V harfi) ise İTİYOR (Levitation veya antigrativation)…
Buradan çıkmak için tek çare Rabbin HU boyutu (z dikmesi) denen SULTAN güç…
Hans von Aiberg, 22/08/2003 (175/07)
Not: <> veya [] ile başlayan satırlar, [ ve ] arasındaki kesimler sayın Aiberg’e ait değildir, sohbet esnasında onunla konuşan kişilere aittir veya sonradan eklenmiştir.
önceki bölümü oku | 175 anasayfasına dön | sonraki bölümü oku