<> Dr. Selma Freud, Fizik dalında ilk doktora yapan kadın fizikçi, duydunuz mu?
Duymadım.
<> Abi Freud deme sinirlerim diken diken oluyor.
Frömm de sinir.
<> Onun yüzünden insanların kafası bölündü
Kur’an’da ayetler şöyle der: “Sakın Eşlerinizi annelerinize benzetmeyin.”
ZIHAR=Oedipus kompleksi, yani ARAPÇASI. Kur’an’da ZIHAR diye geçiyor. ANNEMİZ ile özdeşleştirilen herşey HARAM mensebesinde. Bu açıkçası Freudianizme tam bir karşı çıkmadır ve destek vermemektedir.
<> Haklısınız. Oedipius kompleksi, annemizi aşırı sevip babamızdan sakınmamızdır. Ve herkes bu evreden geçmek durumundadır. Babamızı tanıyabilmemiz, onun gibi kişilik kazanmamız için lazım. Ama Freud her şeyin altında cinsellik arar. Ne iğrenç!
Ama bilmezler. Evet
Zıhar=Annesiyle evlenen Firavun
Zambur=Kızkardeşiyle evlenen Firavun.
Zıhar’ın Kur’an’da yer alması inanılmaz bir mucize… Freudianizmin “Annesiyle evlenen firavun tiynetinden bir farkı yok”.
<> Hastalar üzerinde yapıcı değil yıkıcı olduğu için terk edildi.
Evet doğru…
Cinsellik insanı ömrü boyunca rahatsız edici bir kışkırtıcı motivasyon. Eylem olarak bir kaç dakikalık bir şey için 24 saat kafamız zehir zemberek çalışıyor. Yani 24 saatini insanlar cinselliğe veriyorlar.
Bunun nedeni var. Kur’an’daki toplu sonuçlara göre:
Tüm organlarımız için embriodan başlayarak erginleşene dek, hücreler 2-4-8-16 gibi artıyor. Ama Cinsel hücrelerimiz katlanarak artmıyor, tam tersine yarılanıyor…
Yarılanmak para-biyolojide “ZAMANDA GERİ GİTMEK” anlamına gelmektedir. Örneğin saç hücrelerimiz doğru orantı ile artarken, over ve testisler erginlik çağına kadar BATTAL olarak bekliyor. Yani hücrelerimiz yarılanıyor, OYSA ARTMALIYDI… Artarsa, boğazımıza kadar yumurta-sperm olurduk.
<> Doğru, habire yumuta hücresi bölünerek içindeki bazı parçaları atar
Evet ama bunun “SUPTİL DUBLE” olarak şu karşılığı var. Beslenme ve savunma içgüdülerimiz 24 saati kapsamaz… (Yemekten söz edebiliriz ama, yemek tarifi vb. libido değildir.)
Oysa ÜREME İÇGÜDÜMÜZ hep faal, eylemde birkaç dakikalık bir HAZdan ibaret. Ama beyinde 24 saatlik bir TABU.
Parabioloji ilkesine göre, cinsel hücrelerin yarılanması/Kendini azaltması demek, Cinsel (Üreme annelik içgüdüleri) motivasyonunu ÇOĞALTMAKTADIR.
Yani azalan hücrelere karşı, Doğa Cinsel merkezlerde (Beyinde seks merkezi anlamında) Çabasız ve doğal bir süreç olarak CİNSELLİK yayını üretmektedir.
Bunu bedende görebiliyoruz. Örneğin biyoseksüel bir elektrik ve elektriklenmeler işin psikolojik boyutunu fizyolojiye kadar taşıyor.
İnsanda olay bir de sanatlaşıyor. (Hayvanlarla paylaştığımız primitiv yön başka.) Sevgilinin zülüflerinin ucuna, perçemlerine, kirpiklerine ŞİİRLER yazılıyor ve besteler yapılıyor.
Erkek sanatçı… Erkek kendinden güzel bir cins için övgüler, senalar yazıyor.
Kadının böyle bir zorunluluğu yok. Erkek Cinsi-latif değil… Kalın kaşları, kısa kirpikleri, dökük saçları, süpürge gibi kırçıllanmış saçları için bir şiir yazmak şarkı bestelemek kadına komik geliyor. O annelik/üreme içgüdülerine yönelik belki şiir yazar.
Erkek sanatçı…
Bülbül şakıyor, Gül ise sadece güzel kokuyor… Ferhat dağları deliyor, Şirin ise çok üzülüyor, rengi soluyor… hepsi bu…
Kur’an’da bir kelime var: Onu söylemeden önce karşılığını söylemek isterim: TARANTULA… Tarantula nedir acaba?
<> Örümcek
Evet: Türkçesi Karadul…
<> erkeğini yiyen türünden
Evet….
<> birleşmeden sonra
Birleşmeden sonra elbette…
Tarantula kadının doğasıdır. Dişi örümcek erkek örümceğin yaklaşık iki buçuk misli büyüklüktedir. Erkek örümcek, üreme içgüdüsü inisiyesiyle DİŞİYE hareket ederken ANNESİNE gittiğini (ZIHAR) sanıyor. Yoksa niçin kendini “PARÇALATIP YEDİRSİN“?
Gördünüz mü Oedipus kompleksi hayvanlarda bile var. (Bir bakıma elbette, tam değil…)
Ama bunun tersine bir durum var:
-devam edecek-
Hans von Aiberg, 25/11/2001 (025/07)
Not-1: <> ile başlayan satırlar sayın Aiberge ait değildir, sohbet/chat esnasında onunla konuşan diğer kişilere aittir. [] ile başlayan satırlar ve [ ] arasındaki kesimler yine sayın Aiberg’e ait değildir, sohbete sonradan eklenmiştir.
Not-2: Eski sohbetlerde işlenen bazı gündem konularının yıllar sonra değişmiş olabileceği ihtimalini gözönünde bulundurmak gerekebilir. Sohbeti okurken karşılaşacağınız her türlü sorunu/hatayı vb. info@aiberg.com adresine bildirebilirsiniz.
önceki bölümü oku | 025 anasayfasına dön | sonraki bölümü oku