<> Bir soru sorabilir miyim?
Tabii ben sorular için buradayım.
<> Kalu bela misakı insanın yaratılmasının hangi devresinde olmuştur?
İnsan yaratılmamışken olmuştur.
KÜLLİ ŞEY’İN VARKEN ondan misak alınmıştır. O Külli Şey’in içinde bizler de varız. Otomatikman bunu bilmekteyiz.
Ama Ruh üflendiğinde (Doğuma doğru), bize AYRIK BİR KİMLİK (Nefis) koparılıp üflendiğinden KÜLL’den ayrılıyoruz. Biz bir CÜZZ (pay) oluyoruz..
O zaman da İrademizden başlayarak her şey CÜZİYE oluyor. (İradei Cüziyye gibi.)
Bize üflenen şey bizim paydanın (KÜLL ve EKSERİN) bir PAY’ıdır. (CÜZZ, KALİL’idir.)
O nedenle KÜLL’den ayrılınca Cüzz olunca UNUTUVERİYORUZ.
Ölünce bizim CÜZZ (Nefs) yeniden KÜLL (Paydaya, Alemi Ervah’a, TÜMEL olan, KÜLLİ ŞEY’İN) fundemental varlığına geri dönmektedir. Döndüğünde de anımsamaktadır.
“EŞHEDÜ=ŞAHİTMİŞİM MEĞER” demektedir.
Eşhedü EN LA İLAHE İLLALLAH
Muhammeden Abdühü ve Resulullah.
Buraya kadar anlaştık mı?
<> Evet
<> Yani önce küllü şey yaratıldık misakı verdik. öldük ve insan olarak tekrar yaratıldık
Evet, o halde
<> Bu arada merhaba, konu nedir?
slm. Konu bir önceki haftadan sarkan bir konu. Niçin yaratıldık idi.
KÜLLİ ŞEY’İN denen TÜM İHTİMALLERİ (Sonsuzda bir=Pratik olarak sıfır olan sayılardan oluşmuş sonsuz tane koordinat noktası=Esir) gibi konuları deşmiştik. Geçen CHAT’i astık mıydı acaba?
<> Evet hocam grupta asılı.
Aslında Lanetli ağacı anlatacağım ama, soruyu soran [H] idi ve o şimdi vardiyada. O yüzden bir başka bahara anlatacağım inş.
<> Farketmez varsayın bir sorduk lanetli ağacı, lütfen devam edelim.
İblis, Yahudi bir de Lanetli Ağaç Kur’an’da lanetlidir dedik. O Lanetli ağaç (Şeceretil Mel’une) derken [candaş] da geldi.
<H> slm
<> tekrar hoşgeldin [H]
<H> hoş bulduk.
Hanif insan lafı üzerine gelirmiş.
<H> konu ne idi
Konu sendin.
Lanetli Ağaç. Yani RAMAZAN.
<H> Nefsin 12 yoldan terbiyesi yani..
Evet, Allah Akıl’a, Ruh’a sordu: “Ben sizin Rabbiniz değil miyim?” diye.
Bunlar HUNNES’den olduğundan hemen merkezcil kuvvet yardımıyla RABBLERİNE RÜCU ETTİLER (Döndüler).
Nefis ise Künnes’dendir. Yani Akıl, bilinç, ruh, zihinsel boyut ve bilgelik (Allah’ı bilme borcu) HUNNES’dendir. AKLI KÜLL’den KÜLLİ İRADEDENDİR.
Ama NEFSİMİZ CÜZZ İradei Cüziyye ve Akli Cüziyye (Kurnaz zekalı) kapsamından gelişmektedir.
Beslenme, Savunma, Üreme, BİREY olma, kişiselleşme, ego ve Süper ego gibi kendibenlidir. (Ego-Santrik)
<> Yani biz aklımızla ruhumuzla evet rabbimizsin dedik nefsimizle direndik mi?
Evet NEFSİMİZ direndi: “SEN SANA BEN BANA” dedi. “EVET” demedi. (“Evet”, Sankritçe “BELA“dır Arapça ise “Ey” ya da “Eywa”dır.)
Nefsin KÜNNES=Merkezkaç kuvvet olarak merkezcil kuvvete (Hunnes’e) ZIT bir yönü vardır. Rabbine RÜCU etmez. Rabbinden kaçar.
Nefsimiz kendisini “KÜÇÜK DAĞLARI YARATAN KÜÇÜK TANRI KABUL EDER“.
Rabbine “SEN SANA BEN BANA” der..
“Sen tanrı isen bana ne, olmasaydın?” demiştir. “Yaratmasaydın beni, sana yalvardım mı?” demiştir.
Ve BELA=EVET yerine hep “Ü F F Ü N” demiştir.
Üfff! Üff be! Beni yarat/doğur mu dedik? Ben mi kendimi kul olarak sana sipariş ettim? Yaratmasaydın üff çekil başımdan bırak beni.”
Hep böyle idi nefsimiz ASİ BİR EVLAT.
Allah Onu 12 kanaldan besliyordu.
-devam edecek-
Hans von Aiberg, 18/11/2001 (022/05)
Not-1: <> ile başlayan satırlar sayın Aiberge ait değildir, sohbet/chat esnasında onunla konuşan diğer kişilere aittir. [] ile başlayan satırlar ve [ ] arasındaki kesimler yine sayın Aiberg’e ait değildir, sohbete sonradan eklenmiştir.
Not-2: Eski sohbetlerde işlenen bazı gündem konularının yıllar sonra değişmiş olabileceği ihtimalini gözönünde bulundurmak gerekebilir. Sohbeti okurken karşılaşacağınız her türlü sorunu/hatayı vb. info@aiberg.com adresine bildirebilirsiniz.
önceki bölümü oku | 022 anasayfasına dön | sonraki bölümü oku