Arzdan Arşa kitaplarda karadelikler – Zülkarneyn – Kuranda uzay gemileri – Yasin suresi

<> Kitaplarınızın birinde Firavuna dik uçurumlar gösterilmiş olabileceğini yazmıştınız. Karadelikler

Hayır, o şöyleydi: ATHEN (Athon) sonradan tanrılaştırılmış gerçekte bir peygamber olan Mısır bilgesidir. Aten/Athon, firavun değildir Vezirdir diyebilirsin. Ama tanrılaştırılmıştır sonradan. (Sonradan İsa da Allah’ın oğlu oluverdi ya.)

Çok ilginçtir ki, Athen’in hiyeroglif ve hiyeratiklerinde: “Nice yıldızlar gördüm ki, bir uçurumun dibindeki dipsiz kuyuya düşüp kayboluyorlardı, sönüyorlardı kara çukurlarda…..” diye çevrilen bir ifadesi vardı. Onu piyasadaki kitaplarda aynen bulabilirsin. Aten (Athon) ile ilgili web searchlerde de bulabilirsin.

[] Arzdan Arşa Sonsuzluk Kulesi 1, Kesim 68: Kuvviret+İnşikak Kara Müjde: “Daha önceki din kitaplarında da açık ya da örtülü olarak “Karadelik kıyameti, Kuvviret=Göklerin dürülmesi ve inşikak= Gök çatlağı yer almıştır. Örneğin İncil’de göklerin “Bir tomar parşömen gibi dürüleceği” anlatılmaktadır ki, bu tıpatıp Enbiya-104. âyette yer almaktadır. Yine incil’de “Kuzunun 7 mührü sırayla açtığı” bölümde “göklerin yarılacağı” aynen geçmektedir. Tevrat ve İncil’de (örtülü değinilen) “Karanlık, ışıksız gökkapılar” imâsı bulunmaktadır. Hz. Musa’dan bin yıl önce gelen tek tanrılı “Aten ya da Aton” dinindeki Hz. İdris’in kitabına bağlıydılar ve eski Mısırlıların sonradan tanrı dediği ve muhtemelen bir bilge ya da elçi olması mümkün olan Horus, karadeliklerden papirüsler üzerinde söz etmektedir: “Yıldızların yuvarlandığı kara uçurumlar gördüm.” Hindu ve Budist inançlarında ise “Karanlık bir yıldızın üzerimize gelmekte” olduğundan söz edilir.”

(Ben bunları 1985’de yazarken maalesef ne bir bilgisayar vardı ne bir internet ne de web Search… Ne kadar zor kitap yazdığımı düşünebiliyor musun?)

<> Teşekkür ederiz katlandıınız onca zahmetler için

<> Bu yıldızları görmesi için bir araca ihtiyacı var ya da birine?

Kur’an’da UZAYDA, UZAY-ZAMANDA VE ZAMANDA ÜÇ TÜRLÜ OLARAK GİDEBİLEN ARAÇLAR VAR…

Zülkarneyn bildiğin hiçbir klasik araçla (Gemi, at arabası vb.) gitmedi.

Ayette “Ona nice nice her şeyden bir SEBEP vermiş ve yanına ARAÇLAR koymuştuk” diyor ayet…

“Her şeyden de bir bilim vermiştik” diyor ayet…

Bunlara bakınca, insanların kadırga-kalyon ile seyahat etmediğini görüyoruz.

Yasin suresinin tam ortalarında “Onların zürriyetlerini de nice uzay gemilerine bindirmemiz bir delil değil midir?” diyor ayet…

Onların (Mesela Nuh’un bizim) zürriyetlerini (Kuşaklarını torunlarını) NUH gibi, ama UZAYDA bir takım koloni gemilerine koymaktan söz ediyor ayet…

Yasin 41, 42, 43’ü yazabilirsiniz.

<> Meksika (Astek) -Ankor – Gize piramitleri Dünyayı üç eşit parçaya bölüyor?

(Evet Angkor Vat pagodaları gerçekten gök sistemine endeksli, bunu ben de biliyorum. Keops piramidi ise dünyanın toplam karalarını tam ortadan ikiye bölüyor… Yani sağda ve solda (Doğu ve batı yarıkürede) kalan karaların yüzölçümleri eşit…)

<> Evet

<> 36-Yasin/41-42: Onlara bir delil de, soylarını dolu gemiyle taşımamız ve kendileri için bunun gibi daha nice binekler yaratmış olmamızdır.

<> 36-Yasin/43: Dilesek, onları suda boğardık; ne yardımlarına koşan bulunur ve ne de kendileri kurtulabilirlerdi.

Şimdi ayetlerimize dönelim:

Gelecek için bir delilden söz ediliyor.

Gelecek geçmişe delil olamaz. Ama geçmiş geleceğe delil olur, bu yüzden delil sözünün muhatabı doğrudan GELECEK kuşaktır.

Bu hangi gelecek kuşaktır? Gemilerden kurtulup, uçak ve balonlara terfi ederek, oradan da uzaya açılan kuşak… Yani uzay çağının KOLONİ dönemi… Bunu apaçık anlarsınız.

Dediğim gibi, gelecekteki bir uzay istasyonu, asla Barbaros Hayrettin’e bir delil olamaz.

<> Musa zamanında varsa, şimdi teknoloji niye bu kadar geri? Yani nasıl oluyor da arkeolojik kalıntılarda hiçbir şey yok?

<> Zaman gezmenliği diyoruz dostum, büyük tufanla yok olmuş bir medeniyetin ben varım dediği kanıtlar

<> Piri reislerin gerçeği nedir?

Sorulara sırayla yanıt verebilirim. Sabır lütfen…

Evet şimdi “Onlara bir delil de: Soylarını dolu gemiyle taşımamız”dan sonraki bölüme bakalım: “Soylarını dolu gemiyle taşımamız” kolonizasyon gemileri ile insanoğlunun uzaya açılması, yani Zürriyetler (Generations ve torunlarımız)

<> bu felaketin geleceğini ön gördüler ama ellerinden bir şey gelmedi… (Atlantis ve Mu)

<> 36-Yasin/41-43: we onlara âyettir, zürriyetlerini fulk-i meşhûnda taşıdık we onlara bindiklerinin benzerini yarattık we dilesek onları gark ederiz fe onlara sarîkh yoktur we onlar inqâdh edimez.

Bu binekler (Gemiler ama, UZAY  G E M İ L E R İ ‘dir ve elbette çok çeşitlilik göstermektedir.)

“ve kendileri için bunun gibi daha nice binekler yaratmış olmamızdır.”

Bu gemilerden söz ediyor ayetler…

“Dilesek, onları suda boğardık…”

Arapça bilenler bir baksın bakalım orada MA=SU kelimesi var mı? Suda boğulmak ĞARK’tır, bakın bakalım ĞARK var mı?

Aranızda Arapça bilen varsa lütfen Arapça’sını bize yazıversin.

<> Zürriyyet, hem atalar hem torunlar demek mi?

Onların zürriyetleri denince hem atalar hem torunlar olmaz. Çünkü ONLARIN=ATALARIN Zürriyetleri=TORUNLARI biçiminde Allah vahyetmiş.

<> 36-Yasin/43: We in neşe’ nuğriqhum fe la sarikha lehum we la hum yunqadhun

<> gark var

Ma, Mai, May, Umman, Bahr (Deniz) vb. var mı?!

<> yok

Gördüğünüz gibi YOK. Suda boğulmak Arapça şöyledir:

Ğurkuhu an Mai (umman, bahriy vb.) Öyle demiyor. Nuğrik=HAVASIZ ORTAMA ĞARK OLMAK.

İkisi farklı şeyler. Birinde ortam su, ötekinde doğrudan havasızlık.

Uzay yolcularının astronotların KAZAYA uğrayacağı da söylenmiş ayetlerde…

Nitekim bugüne kadar ölen astronot sayısı otuzu buldu ki, gelecekte bu kitlesel bile olacaktır… Şimdilik bireysel. (Uzay mekiğinde sekiz kişi ölmüştü en çok.)

“Ne yardımlarına koşan bulunur ve ne de kendileri kurtulabilirlerdi.”

Ama bu ifadeden anlıyoruz ki: Yardımlarına koşulmasına ve kurtarılmasına izin veriliyormuş. Hatta kendi imkanlarıyla kurtulabiliyorlarmış.

İfade açık çünkü: “Dileseydik” diyor. “Yardımlarına koşan olmazdı” diyor. (Ama yardım edileceği açıkça gösterilmiş.) Anlaştık mı, bu tamam mı?

<> tamam

-devam edecek-

Hans von Aiberg, 11/11/2001 (019/09)

Not-1: <> ile başlayan satırlar sayın Aiberge ait değildir, sohbet/chat esnasında onunla konuşan diğer kişilere aittir. [] ile başlayan satırlar ve [  ] arasındaki kesimler yine sayın Aiberg’e ait değildir, sohbete sonradan eklenmiştir.

Not-2: Eski sohbetlerde işlenen bazı gündem konularının yıllar sonra değişmiş olabileceği ihtimalini gözönünde bulundurmak gerekebilir. Sohbeti okurken karşılaşacağınız her türlü sorunu/hatayı vb. info@aiberg.com adresine bildirebilirsiniz.


önceki bölümü oku | 019 anasayfasına dön | sonraki bölümü oku

019-09-uzay-kaza-yasin

Bunları da sevebilirsiniz

Yorumlar