Namaz – Vakit – Rekat

<> Namazı huşu içinde kılarlar. Bunun kalbi ve zihni konsantrasyondan başka teknik yanı var mıdır? (Çünkü; namazı kılarlar, namazlarını dosdoğru kılarlar, namazlarını huşu içinde kılarlar, bunların anlamları olmalı)

Evet şifreler şunlar:

1. Akımetissalat = Namazı vakitli kılmak (Günün iki yanında ve bir de bütün gece).

2. Namazı dosdoğru kılmak: Açılış tekbirinden sonra “Euzü besmele” ve bir kolay kısa sure -mesela fatiha- okunur. Rüku var. Secde var. “Semiallahü limen hamideh, Rabbena lekel hamd” yok. Hepsine sadece “Allahüekber” deniyor.

İlk “Allahüekber” farz, diğerleri değildir. Ama ben söylüyorum. “Sübhane Rabbiyel Ala/Azim”leri de söylüyorum.

İkinci rekatta oturuyorum. Bir zammı sure (mesela ASR) okuyorum. Selam veriyorum ve namaz bitmiş oluyor.

Namazdan sonra, yani namaz bittikten sonra dua ederken de “Sübhaneke, Allahümme Barik, Rabbena’ları ve Kunutları” okuyorum. Bunları namaz içinde okursan, namazın bozulur. Çünkü saydıklarımın hiçbiri ayet değildir.

Namazı dosdoğru kılmanın ilk şartı şudur:

** Namaz mutlaka iki rekattır ve iki rekat bitiminde selam verilir.

** Namaz içinde KIRAAT farz olduğundan=Kur’an’dan SURE okumak anlamına geldiğinden, asla Sübhaneke vb okuma… Bunlar ŞİİR yani ilahidir ve aslında sadece cenazede kullanılmıştır.

Cenaze namazı da NAMAZ değildir. (Törendir. Namazda mutlaka secde olur, mutlaka rüku vardır.)

Zaten Sübhaneke ve Ettehiuyyatü’yü MALİKİ MEZHEBİ de okumadığından, benim anlattığım aynı zamanda EHLİ SÜNNET görüşüdür.

<> Rek’at için Kur’an’da sayısal net cevap var mıdır?

Evet, sayısal net yanıt sanırım Nisa-101 ve 102’dedir. Eğer yanında Kur’an varsa o iki ayeti yazabilirsin. Orada namazın İKİ rekat olduğunu (1420 yıl sonra) nihayet görebileceğiz.

<> Malikiler “Allahumme barik” dualarını da okur mu?

“Allahümme Salli ve Barik”i okuyorlar. Malikiler, Sübhaneke’yi, Ettehiyyatü lillahi olan bölümü, bir de Kunut dualarını namazda okumazlar. Zaten ben namaz içinde okumayın diyorum. Ama biliyorum ki, istediği kadar güzel bir ilahi olsun, yine de NAMAZ içinde okunmaz. Bunu biliyorum…

<> 4-Nisa/101: Yeryüzünde dolaştığınız zaman, küfre sapanların size tedirginlik vermesinden korkarsanız, namazı kısaltmanızda sizin için bir sakınca yoktur. Şu bir gerçek ki, küfre batanlar sizin için açık bir düşmandır.

<> 4-Nisa/102: Sen içlerinde olup da onlara namaz kıldırdığın vakit, içlerinden bir grup seninle namaza dursun; silahlarını da alsınlar. Bunlar secdeye varınca, diğerleri arkalarında beklesinler. Sonra namaz kılmamış olan diğer grup gelip seninle birlikte kılsınlar. Dikkatli olsunlar, silahlarını yanlarına…

Evet ayet gelmiş

Sen içlerinde olup da onlara namaz kıldırdığın vakit…

Burada “Sen” denen kişi  İ M A M ‘dır.

içlerinden bir grup seninle namaza dursun; silahlarını da alsınlar. Bunlar secdeye varınca, diğerleri arkalarında beklesinler…

Bir secdeye varmak BİR REKATTIR. Yani Cemaat ikiye ayrılıyor. İlki BİR TEK REKAT kılıyor.

Sonra namaz kılmamış olan diğer grup gelip seninle birlikte kılsınlar…

İkinci grup da gelip BİR tek rekat kılıyorlar. Onlar namazı kısaltıp BİR REKATA indiriyorlar, ama İMAM kısaltamadığı için,  H E R G Ü N K İ  gibi ============== 2 REKAT ============== KILIYOR.

Yani Cemaat BİR rekat, İMAM İSE KISALTMADAN İKİ REKAT kılıyor.

Bunun anlamı şu: Yarısı bir rekat eden namazın TAMAMI KAÇ REKATTIR?

<> 2

Savaş=Sefer, yolculuk da buna dahildir. Ama biz savaşı ele alalım, şunları yapabilirsin:

1. Namazı BİR REKAT kılabilirsin.

2. Doğa koşullarında SAVAŞMAYABİLİRSİN.

İnanmazsan ayetlerin devamını oku.

<> 4-Nisa/103: Korku halindeki namazı tamamlayınca, artık Allah’ı ayakta, oturarak, yan yatmışken anın. Sükunet bulduğunuzda, namazı tam bir biçimde yerine getirin. Namaz, müminler üzerine vakti belirlenmiş bir farz olmuştur.

<> 4-Nisa/104: Düşman topluluğu izlemekte gevşeklik göstermeyin. Siz sıkıntıya düşüyorsanız, hiç kuşkusuz tıpkı sizin gibi onlar da sıkıntıya düşüyorlar; ama siz, Allah’tan onların umamayacağı şeyleri umuyorsunuz. Allah, Alim’dir, Hakim’dir.

  1. ayet, namazın müminler üzerine VAKİTLİ FARZ olduğunu beyan ediyor. 104. ayet ise çok enteresan. 105 olabilir?

<> 4-Nisa/105: Kuşku yok ki, biz bu Kitap’ı sana, insanlar arasında Allah’ın sana gösterdiği ile hükmedesin diye hak olarak indirdik. Sakın hainlere yardakçı olma!

Aman tanrım silmişler! Yağmurdan dolayı savaşmamak izni bile vardı ayette… Nerede o ayet? Yaw bir el atın, başka bir Kur’an’dan bulun da yazın…

<> Ayet 102’de YAĞMUR var.

Şimdi rahatladım. Orada ne diyor?

<> 4-Nisa/102: Sen içlerinde olup da salatlarını ettirdiğin zaman, bir kısmı seninle beraber salata dursun ve silahlarını da yanlarına alsınlar; secdeyi yaptıktan sonra onlar arkanıza geçsinler; kılmayan öbür kısım gelsin, seninle beraber kılsınlar, tedbirli olsunlar, silahlarını alsınlar. Kafirler, size ansızın bir baskın vermek için, silah ve eşyanızdan ayrılmış bulunmanızı dilerler. Yağmurdan zarar görecekseniz veya hasta olursanız, silahlarınızı bırakmanıza engel yoktur, fakat dikkatli olun. Allah kafirlere şüphesiz ağır bir azap hazırlamıştır.

HAH işte bunu arıyordum!

Evet fırtına, soğuk ve grip dahil hastalık bile savaşmamaya mazerettir. Bunu yorumlayalım?

Eskiden karınca sürüsü gibi öldürülüyorduk. Şimdi ise BİR TEK CAN bile kıymetli. Yani Amerika, bir Taliban öldürmek için binlerce ton bomba ve bunun seferi maliyetini…

Açıkçası Amerika’ya bir Vietnamlı öldürmek 50 bin dolara mal oluyordu. Şimdi bu daha da arttı. Çünkü artık ASKER öldürülmemeli.

ALLAH da yukarıdaki ayette bunu söylüyor.

Tutup da şehitlik adıyla yakamızı açıp, “Vurun lan beni alçaklar, vurun ben şehid olup Cennet’e giricem” diyemiyorsunuz. Onlar eskidendi.

Allah artık bizlerin “CANININ” bir yağmurdan, bir gripten bile ZARAR görmesini istemiyor, değil ÖLMEMİZİ İSTEMEK

Şimdi yukarıdaki ayetten “SAVAŞ” seferi durumunu çıkarıp, YOLCULUK SEFERİ DURUMUNA GETİRİYORUM:

Sen de içlerinde bulunup onlara namaz kıldırdığın zaman, onlardan bir kısmi seninle beraber namaza dursunlar, silahlarını (yanlarına) alsınlar, böylece (namazı kılıp) secde ettiklerinde (diğerleri) arkanızda olsunlar. Sonra henüz namazını kılmamış olan (bu) diğer gurup gelip seninle beraber namazlarını kılsınlar…

Şimdi böylece daha sade izleyebilirsiniz. (Not: yolculukta da  B İ R  TEK REKAT kılınacaktır.) Şimdi bu ayeti daha iyi görebildiniz mi?

<> Miracımız çok azaldı, zaman genişlemesine mi ihtiyacımız var namazda?

Miracımız “AZ ve ÖZ” oldu. Günde 40 rekat ve 5 vakit angaryasıyla, ne dosdoğru namaz kılar ne de  H U Ş U  alırsın. Artık o işkencedir. Ve hiç bir genç de bu yüzden 5 vakit 40 rekat namaza başlamak istemiyor. Onlara bir Allah’ın kulu dese ki, 3 vakit x 2şer rekat, zerrece imanı olan bir milyar insan NAMAZA BAŞLAR.

Bunu söyleyen ve yazan ben değilim, ALLAH ve ayetleri…

Ayetler “Günün iki yanında=Tarafeyn en Nehar” iki vakit namaz olduğunu yazıyor; bu iki vakti de “Salatı Vusta = Gölgenin direğin dibine en kısa düştüğü öğlen dikmesi”nin belirlediğini…

<> Y.Nuri önce üç vakit dedi, sonra kıvırdı.

Hoca arkadaşımdır ve ilmi yoktur. Hadisler’e ve geleneksel İslam’a bakış açısını tasvib ediyorum ama ilmi yok. Buna rağmen Edip Yüksel’den kesinlikle on kat ilim sahibi. Edip Yüksel ise başka bir dinin, başka konuşan, çok tehlikeli bir Mürtedi…

Namaz şu:

Günün iki yanında;

a) öğlene kadar iki rekat,

b) öğleden sonra iki rekat.

Bütün gece;

c) iki rekat.

Bunların adı FARZ, vakitli ve emirdir. Asla ve asla kaçırılmaz, kazası olmaz, hiçbir şekilde yerine konmaz.

<> Sabah namazı vakti?

Sabah namazı vakti şu:

“İki ezan arası BİR VAKİTTİR!”

Bu durumda sabah namazının vakti öğlene kadardır. Sabah, gün doğarken çok makbuldür, çünkü şahitli namazdır, gece-gündüz melekleri devri teslim etmektedirler.

Yani sabah, GÖLGE en uzundur. En kısa olan ÖĞLEN’e kadar bir vakit.

Sonra yeniden gölge öteki yönde uzar ve gün batana kadar İKİNCİ vakit.

Bu iki namaza TARAFEYN denir (İki taraf). İlkine Subh (Sabah), ikincisine Nehar da deniyor.

İkindi ve Yatsı, Kur’an’ın hiçbir yerinde geçmez. Sadece ZORAKİ meallere sıkıştırmaya çalışırlar.

Bütün gece (Akşam ile Yatsı tek namazdır ve TÜM GECEDİR), ak iplik-kara iplikten yine ak iplik-kara iplik seçilene kadar, tüm gece bir tek vakit ve İKİ rekattır.

Ammmmmmaaaaaa, bu farz dışında Allah şöyle buyuruyor: “Allah, sizlerin gündüz işleriyle meşgul olduğunuzu bilmektedir. Siz Kur’an’dan kolayınıza geleni okuyunuz!

Ammmmmmmmaaaaa, “Bir de keşke gecenin bir yerinde kalkıp salata dursalardı ne iyi olurdu” diye bir ayet var. Bu, “KALK ve NAMAZ KIL” diye emreden bir ayet değil. O, “Rica eden, fazla bir mesai teklif eden ve DİLEK KİPİ!” (Bunun tersi farzlar, EMİR KİPİDİR.) Senin dileğine bırakmış. Canın istersen kılıyorsun ve istediğin kadar kılıyorsun.

Farzlar 6 rekattan ibaret.

Ama benim canım, geceleyin (hele ki kış geceleri bir uzun ki uzun) kalkıp kılmak istiyor. Her biri İKİŞER rekatta bir selam vermek üzere, 2-22-222 rekat daha kılabilirim. Buna vitir deniyor.

Vitir mutlaka, “Gecenin bir yerinde kalkıp, uykudan ya da istirahatten kalkıp, geceyarısından sonra kalkıp“, kılınması DİLEĞE bırakılmış, bir DÖRDÜNCÜ NAMAZ gibidir.

Oysa Sünnetler sizi gündüz oyalıyor. Evvel sünnet, son sünnet, bu müekkede, bu gayrı müekkede. (Bunları Muaviye ve Yezid ikilisi uydurmuştur.)

Neden ben kısıtlı sayıda nafile namaz kılayım? Allah demiyor mu, “Gecenin geç bir saatinde kalk ve dilediğin kadar namaz kıl” diye?!

<> Şu anda 3 vakit namaz kılan Müslüman topluluk var mı?

Evet, tüm Şii camiası ile Hanifler ve İbrahim Milleti ÜÇ vakit kılıyorlar.

Bir de Hacca gidildiğinde (Minareye kılıf olsun diye sözde CEM ediyormuşuz) ÜÇ VAKİT kılıyor hacılar…

Şiilerin tamamı üç vakit kılıyor. Çünkü birden bire bir AYRILIK olmadı. Bir hakem, Ali’yi aldattı. Onun taraftarları o günden beri kendilerine “Mağdur=Şii” diyorlar.

O gün namaz beş vakitten ÜÇE inmedi. Tam tersine ÜÇ iken BEŞ’e çıktı ki MEZHEBLER ARASINDAKİ UÇURUM derinleşsin.

<> İranlılar 5 vakit kılıyormuş?

Hayır, İranlılarda sadece Sünni olanlar 5 vakit kılıyor.

<> Sorduğum arkadaş Şii idi. Ama 12 yıldır İran’a gitmemiş…

Şiilerin yaklaşık 45 milyonu üç vakit (İran’da) ve Pakistan’da yine yaklaşık 60 milyon Şii üç vakit kılıyor. Bunlar içinde, Afganistan’da Hazeri ve Dari denen gruplar da Şii. Irak’ın %60’ı Şii, kalanı Sünni. Irak’ta da üç vakit çoğunlukta…

İbrahim’den beri 3 vakit x 2 rekat olan namaz, Ebu Süfyan-Muaviye-Yezid denen üç kuşak boyunca 5 vakit oldu.

<> İyi ama neden böyle yaptılar?

Yaw bu hep Siyasal İslam. Ebu Süfyan, Mekke’nin reisiydi, Resulullah’ın baş düşmanıydı. Resulullah Medine’den dönüp kansız biçimde Mekkeyi aldı. Bu Ebu Süfyan ve elbette veliahtı, yani yeni kral olması gereken Muaviye ve onun oğlu Yezid, bu işi babadan oğula geçecek biçimde tezgahladılar. Cumhuriyeti (Halifeliği) yıkıp yerine saltanatı koydular.

Bunları yazdığımda bana, “Sen Ali’yi, Hasan Hüseyin’i çok kolluyorsun, sen kızılbaşsın!” dediler, “Sen Muaviye’yi, Yezid’i sevmiyorsun, sen Alevisin!” dediler.

Artık ne dersen de, adamlar baştan bozuk. Ebu Süfyan sofuları, Hanifliğin birinci dereceden Halk düşmanları. İyi ki 15 vakit yapmamışlar…

Hans von Aiberg, 2001-11-02, chat 015’ten

Not-1: <> ile başlayan satırlar sayın Aiberge ait değildir, sohbet/chat esnasında onunla konuşan diğer kişilere aittir. [] ile başlayan satırlar ve [ ] arasındaki kesimler yine sayın Aiberg’e ait değildir, sohbete sonradan eklenmiştir.

Not-2: Eski sohbetlerde işlenen bazı gündem konularının yıllar sonra değişmiş olabileceği ihtimalini gözönünde bulundurmak gerekebilir. Sohbeti okurken karşılaşacağınız her türlü sorunu/hatayı vb. info@aiberg.com adresine bildirebilirsiniz.

secde

Bunları da sevebilirsiniz

Yorumlar