Bugün konu Zülkarneyn mi?
<> yeap
Öyleyse 83. ayetten başlayıp yazalım. Unutmayınız ki 82. ayette HIZIR biter ve/veya Zülkarneyn başlar… Birbirine TAMAMEN bağlılar. Ama birden bir giriş yapar ve “Sana Zülkarneyn’i sorarlar” der.
<> Sayın Aiberg bunlar konuşuldu ve kitaplarınızda da detaylı yazdınız…
<> İyi de kitapları şu an elinde olmayanlar var.
Hangi kitaplar?
<> Sizin kitaplarınız
Biz zaman yolculuğunu kitaplarda değil bu chat ve topiclerde yazdık. Yani peyderpey ilerledik. Ben burada hiç kitaplarımı kullanmıyorum. Hep yeni bilgi veriyorum. Her geçen gün ve her saat başı. Bunların tümü yenidir.
<> O zaman grubunuza yeni katılanlarınızın geçen bilgileri bir yerde bulma imkanı var mı?
Bir sitemiz var. Bir de haber grubu…
Gerçi yılbaşına kadar yazı yazılmadıysa da geçmiş yazıları oralarda okuyabilirsiniz.
[] Bağlantı sorunları yaşanıyor
<> 18-Kehf/82: Duvar ise, şehirde iki yetim erkek çocuğa aitti. Duvarın altında onların bir hazinesi vardı; babaları da iyi 1 kimseydi. Rabbin onların erginlik cağına ulaşmasını ve Rabbinden bir rahmet olarak hazinelerini çıkarmalarını istedi. Ben bunları kendiliğimden yapmadım. İşte dayanamadığın işlerin içyüzleri budur.
Biz Hızır’ın “bunları zaman içinde ileri-geri giderek” yaptığını biliyoruz.
Şimdi Zülkarneyn’e bağlanan kelime (Misal) şu:
“Ben bunları kendiliğimden yapmadım. İşte dayanamadığın işlerin içyüzleri budur.”
İçyüzü kelimesine dikkat ediniz. SEBEP ve NETİCE (Neden-Sonuç)
İçyüzü de bir S E B E B ‘dir. Yani nedensellik ilkesi (Causality) gereği…
“Neden ve sonuç” yer değiştirmiştir.. Sonuç nedenden önce geldiğinde bize “Tuhaf gelen şeyler olur ve bunları bir büyü sanırız.” (Balığın canlanması gibi) Eğer Allah katından ise mucize sanırız.
Hızır olayını bir daha anımsayalım. Çünkü Zülkarneyn’e buradan direkt köprü oluşacaktır. Zaten ayet aslında şöyle yazılıyor:
“82. Duvar ise, şehirde iki yetim erkek çocuğa aitti. Duvarın altında onların bir hazinesi vardı; babaları da iyi bir kimseydi. Rabbin onların erginlik çağına ulaşmasını ve Rabbinden bir rahmet olarak hazinelerini çıkarmalarını istedi.”
Ve 83: “Ben bunları kendiliğimden yapmadım. İşte dayanamadığın işlerin içyüzleri budur.” Sonra “Zülkarneyn’den sorarlar, de ki: Size ondan da haberlerim olacaktır.“
Aslında 83. ayet budur. Tamamen devamı. Öyle kopuk değil… Tersine girift olmuş…
Hızır’ın zamanı DEHR tipi zamandır. Yani bir tek noktada her yere değer zaman. “Her yere girebilen” T E Ğ E T zaman.
Dehr=Teğet zamandır, bunu anımsatmak için yine Satelit örneğini vereceğim:
1. Uzaya attığımız bir cismin 9,81 değerini aşması gerekir. Yoksa atılan balistik (Mermi, roket, taş vb.) geri düşer.
2. Bu değerden yukarı bir ivme verilmelidir: Bu da 11 değeridir. Bundan büyük bir değerde attığımız balistik araç uzayda sonsuza açılır ama tam olarak 11 değerinde ise DÜNYA yörüngesine oturur.
Bunun anlamı şu… Roket/uydu vb. her neyse kritik orbitale oturmuştur. Yani ne uzaya açılabiliyor; ne de yeryüzüne düşebiliyor…
Zaten yörüngeye oturmak demek şudur: O araç dünyaya HER NOKTADAN düşmek istemekte: fakat HİÇBİR noktadan düşememektedir.
DEHR budur işte:
DEHR=Hızır’ın HER ZAMANA DÜŞMESİ’dir. Sayısı yoktur sonsuz zamana girebilir, her zamana noktasal olarak değer=Teğet, yani noktasal olarak TÜM ZAMANLARIN hakimidir.
1. Bizim gibi zamanda ileri
2. İblis ve anti madde evrenindeki gibi zamanda geri
3. Tüm zamanlarda ve blok evrende (Zamansız uzayda) olabiliyor. (Sebe kraliçesinin tahtını böyle getirmişti.)
4. İki zamanlı da olabiliyor.
5. vs. vs.
-devam edecek-
Hans von Aiberg, 30/12/2001 (039/02)
Not-1: <> ile başlayan satırlar sayın Aiberge ait değildir, sohbet/chat esnasında onunla konuşan diğer kişilere aittir. [] ile başlayan satırlar ve [ ] arasındaki kesimler yine sayın Aiberg’e ait değildir, sohbete sonradan eklenmiştir.
Not-2: Eski sohbetlerde işlenen bazı gündem konularının yıllar sonra değişmiş olabileceği ihtimalini gözönünde bulundurmak gerekebilir. Sohbeti okurken karşılaşacağınız her türlü sorunu/hatayı vb. info@aiberg.com adresine bildirebilirsiniz.
önceki bölümü oku | 039 anasayfasına dön | sonraki bölümü oku