Arz’dan Arş’a Evrenin Sırları, Sınırları 2
APENDİX-26
Allah ve elçisi düello eder mi?
Hayır! Sapıtıp gazaba uğrayanlardan olmayalım çünkü Kur’an’ın ince hesaplarına göre “sapıtıp gazaba uğrama” şu kriterlerden geçiyor:
1. Dinde ihtilaf etmek bir felakettir! Çünkü ihtilaflar Kur’an’a aykırı (örneksediğimiz) çatışkılarından kaynaklanmaktadır. Mü’minun suresi/52-62 ilk ayet “korkanların” adresi:
“Ve sizin bu ümmetiniz, bir tek ümmetir. Ben de sizin Rabbinizim benden korkun” Şimdiki ayetler de Rabblerinden korkmayan bölücülere ültimatom vardır. “Fakat onlar işlerini aralarında parçalayıp çeşitli fırkalara ayırdılar. Her fırka kendi yanında bulunanla (Haktır diyerek) sevinmektedir./ Bir süre onları gafletleri içinde bırak. (İhtilaflarını yuttursunlar) Onlar sanıyorlar mı kendilerine verdiğimiz mal ve oğullar ile / onların iyiliklerine koşuyoruz, farkında değiller./ (Şimdi bu yanlışın farkına varan akıl sahiplerini tanımlıyor:) Onlar ki Rablerinin korkusundan titrerler ve onlar ki (ihtilafçı kitaplara değil) Rablerinin ayetlerine inanırlar / gizli veya açık Rablerine ortak koşmazlar. / Verdiklerini Rablerininhuzuruna dönecekleri düşüncesiyle kalbleri korkudan ürpererek verirler./ İşte onlar hayır işlerinde koşarlar ve onlar hayır için önde giderler./ Biz hiç kimseye gücünün üstünde bir şey teklif etmeyiz. Katımızda hakkı söyleyen bir kitab vardır. Onlara asla haksızlık edilemez. ”
“(Kitaplarını ayetlerimizle değişenler ) dinlerini parçaladılar ve bölük bölük (hizib, fırka) oldular. Her parti kendi yanındakiyle (Partizanıyla sempatizanıyla, şakşakçılarıyla, içtihadlarıyla ve ihtilaflarıyla) sevinip böbürlenmektedir.”
Kısaca; Allah’ın ipi olan Kur’an’a sarılmak şarttır. Bilhassa inananlar kendi aralarında ihtilafa düştüklerinde mutlak Kur’an’a ve Peygamberin sünnetine sarılmak gerekir.
2. Kur’an’daki ALLAH Teala’nın hükmü dışında kimse fetva veremez: Zannımca, zehabımızca asla kesin olmayan rivayetlerde bağımlılık ayrılık, ihtilaf düşmanlığı oluşturur. Kur’an tek din kitabımızdır. Onbinlerce fıkıh ve fetva kitaplarıyla İslam ümmetini paramparça edenlerin amacı, diledikleri hükmü kendi kitplarından çıkarmak. Kur’anı diskalifiye etmekti. Hadisler ile ayetlerin birbiriyle düello etmesi de bu yüzdendir. Oysa. Kalem/35-41″
“Biz Müslümanları hiç suçlar gibi yaparmıyız? / Neyiniz var nasıl hüküm veriyorsunuz? / Yoksa bir (Kur’an gibi göksel) kitabınız var da (bu batıl inanışları) ondan mı okuyorsunuz? / Onda beğendiğiniz (hükümlerden işinize gelen) her şeyi buluyorsunuz?/ Yoksa sizin istediğiniz hükmü verebileceğinize ilişkin kıyamete dek sürecek andlarınız mı var üzerinizde?”
Sor onlara : Onlardan hangisi bu iddiaların avukatı olacak?
Bu iniş sırasına göre ikinci Sure olan “Kalem” olup Fatiha 7. ayetin “sapıtıp gazaba uğramanın” anatomisini çiziyor. Çünkü bilimsel ve korunmuş olan Kur’an’a uyacaklarına, ALLAH’ın sakındırdığı ayrılığı normal gösteren yine uydurma bir hadisle ihtilaf felaketini rahmet ilan edip, Kur’an ile eşit tuttular. Oysa çelişmeyen Kur’an’a karşı hem ALLAH ile hem de kendi içindeki hadislerle çelişkiler yumağını dinsel kaynak olarak gösterdiler. Tabii bu durum, Allah ve elçisini karşı karşıya getiren bir komplodur: Nisa: 150, “Onlar Allah ve elçileri inkar ederler. Allah ile elçilerinin arasını ayırmak isterler. Kimi “yalnız kimini inkar ederiz” derler. Bu ikisinin arasında bir yol tutmak isterler.”
Yaratılanı, yaratandan; Diğer kitapları Kur’an’dan; müstehabları vecibelerden; Sünnetleri Farzlardan daha çok sevenler ile bizim işimiz, ilişiğimiz yok! Biz ALLAH’tan korkarız, korkumuz ALLAH’adır. Sevgimiz ise Resulullah’adır. Çünkü O Kur’an dışında hiç bir şey söylemez. O’nun sıdkı başka, hadislerle uydurulan Resulullah bambaşka, O’nu en iyi biz tanırız!
Hans von Aiberg