Dünyayı da düz sanıyorduk. Ama büyük ölçekte minicik bir küre olduğunu anladık. Evrenin düz olması için şu koşullar vardır:
1. Öklidyen olması gerekir (ki değil);
2. Hiç madde olmasaydı, yani evren eğrilmeseydi çekim etkisiyle kendi distorsiyonunu bozmasaydı, DE SİTTER (Wilhelm, hollandalı) tanımına uyardı.
Yani SALT enerjiden oluşmuş ve MADDE olmamış bir evren bile tam düz değildir, çünkü enerjinin de bir kütlesi vardır. Yani enerji çok seyrek bir maddedir. Ya da tersine madde çoooook yoğun bir enerjidir (E=mc² budur). E=E durumundaki bir evren bile öklid olamaz.
Yalnız yeniden yaratılışta üç tip evren çıkacak ortaya:
1. Öklid evren (Kur’an’da Arş’ın altında ARŞ direkleri arasındaki “Sabıkun” denen bir Cennet-üstü Cennet;
2. Levitik (Antigravitik ya da negatif eğriliği olan eksi-Riemann, eksi-lobatçevski bir evren türü ki, bu da bildiğimiz CENNET. Burada ırmaklar ters akar, ağaçlar ters durur, insanlar uçabilir;
3. Bildiğimiz Karadelik evreni, ya da ÇIPLAK TEKİLLİK evreni. Yani çekimin güneşten bile beter olduğu CEHENNEM.
Bunlar Vakıa suresinin başlarında “sizleri ÜÇ EZVACE (sınıf, takım, tür, model) olarak yaratacağız” diyor.
Üste Öklidi koyuyor (çünkü Arş düzdür ve bu da en üstte ona paraleldir).
Bunun altındaki ise negatif eğrilikli Cennet.
Onun altındaki de karadelik uçurumu bir cehennem. (Ğayya kuyusu, hutame, veyl vadisi vb.)
Bunun altında yani tekilliğin bittiği yerde ise SEKAR diye bir TEK BOYUTLULUK var. Orası Alimlerin cezalandırılacağı bir yer.
Nedensellik ilkesi şudur: Zamanın bizde hep öne akması. Cennet ve Cehennemde ise, bir ileri-bir geri osilasyon yapması (cennette bekaretin yenilenmesi, yaşlığın giderilmesi, cehennemde derilerin bir yanması bir yenilenmesi… yani filmin bir ileri bir geri oynatılması) ile oluşturulan bir ebediyet. Öyle bir ebediyet ki, bir saniye içinde bir ileri-bir geri takılıp kalıyorsunuz.
Bu durumda determinizm ve nedensellik açısından özel bir çözüm gerektiriyor.
Sabıkun denen Cennet üstü Cennet ise bir hapishane değil. Yani bir alt cennette paradoks vardır. Şu kaplumbağa paradoksunu anımsadınz mı? Hani bir cm içinde koşucu kaplumbağayı ebediyen yakalayamıyor.
Bir saniye, ya da bir cm kesirlenerek bölünürse, bu Cennet-Cehennemdeki açmazımıza eşittir.
Sabıkun’da ise oraya gideceklere bahşedilen nimet şu: Allah gibi “Ebedi, sonsuza dek ölümsüz” olacaksınız. Yani bir saniye içinde git-gel yok.
ALLAH gibi diyorum ama, Allah gibi öncesiz değiliz ki? O El Evvel öncesiz değil mi? Biz ise bir ara yaratıldık. Eğer Sabıkun’a giden Mukarrebunlar olursa onlar Allah ile birlikte ebediyen ve NEDENSELLİKLİ olarak orada kalacaklardır.
Yunus Emre “Cennet”i istememiştir, Sabıkun’u istemiştir “Bana seni gerek seni” diyerek.
Cennet ve Sabıkun’dakiler birbirlerini göremeyecekler. Çünkü Öklid ile negatif Gauss uzayları birbiriyle MUHATAP olmazlar.
ALLAH’ın Arş’ı bir DÜZ KAPAK altında dört direk gibi basit bir MASA gibi düşünülürse, Sabıkun gerçek anlamda bir ÖKLİD uzayıdır.
Öklid uzayında farklı olarak şu postulat vardır: Bir doğruya verilen bir noktadan bir TEK paralel çizilebilir. Ama Cennet ve Cehennem uzaylarında böyle değildir: Ya Riemann gibi hiçbir paralel çizilemez, ya da Lobatçevski gibi sonsuz tane paralel çizilebilir.
Aslında bunları bu iki uzay ile açıklamak yetersiz. Çünkü:
1. Önce Galileo sonsuz setlerini araştırmalıyız;
2. Daha sonra Cantor sonsuz ötesi matematiğini (Elif=Aleph noktalarını buldu);
3. David Hilbert’i;
4. Hilbert uzayının 70inci Exponansiyel (Üstel artışı) ile ilgili bilgiler eklemelisiniz;
5. Bunu Feinberg uzayında ve Willem De Sitter uzayında uygulamasını görmelisiniz;
6. Feinberg uzayı Wheeler’in ünlü Super Space’idir=Sonsuz ihtimalin yer aldığı üst uzaylar. Bunların tam kümesidir. Yani AŞAĞI misal alemi diye bildirilen, ya da Geon Geometrodinamik uzay diye bildirilen bölge…
7. Bunun üstünde Hyper Space var. Bu şu demektir: sonsuz yüzlü bir zarı sonsuz kez atıyorsunuz. Yani Elif noktalarını buluyorsunuz.
Hyper Space’i bize bulan ve kanıtlayan Sarfatti’dir. Bu sonsuz yüzeyli sonsuz tane zardan sonsuz kez atarsanız (Bir kez değil, sonsuz kez. Bir kez olan HyperSpace).
Bu kez şu formülü beceriyorsunuz: Elif kez Elif noktası+1=ALLAH determinizmi. Yani Allah sonsuz kez sonsuz kez sonsuz+1’dir.
-devam edecek-
Hans von Aiberg, 21/10/2001 (011b/03)
Not: Sohbeti okurken karşılaşacağınız her türlü sorunu/hatayı vb. info@aiberg.com adresine bildirebilirsiniz.
önceki bölümü oku | 011b anasayfasına dön | sonraki bölümü oku