<> selam selam hocam hoşgeldiniz
ss hoşbuluştuk, hoşbuluşturana hamdolsun, hoşbuluşanlar sabıkun’da da buluşsun.
<> amin
Allah sizlere KREDİ verdi ya artık gözüm arkada kalmaz. Seçilmiş olmak nasıl bir duygu sizce, Kredisi olmak…
Allah dilediğini ihya eder dilediğine de pislik yağdırır. İhya mekanizmasında Misak resulü Yahya as.ın, necis mekanizmada da doğrudan iblisin ve tayfasının ve de insandan tayfasının (Ebi Leheb, Ebu Süfyan gibi) parmağı vardır…
***
Saat buçuk olmuş, herhalde şimdilik bu kadarız. Buçukta konuya girecektik.
<> 20 kişiyiz
Ok başlayalım bismillahi.
Çünkü bilim ve iman bu ikisi her şeyden, benim varlığımdan bile önemli.
Dün magnetik burulma alanında bir huniye yakalanmıştım. Bunun nedeninin Jana olduğunu chat arkasından öğrendim. Eğer beni “Yükleyemiyorsa” psitronik iletişim kuramıyormuş. Özür diledi ve bir not daha iletti: Adler bana “Kaptan” diyormuş. Buna sevinmeli miyim, yoksa dalga mı geçiyor? Jana da “Captain” dedi, ama dalga geçiyordu -eminim-.
<> 🙂
<> Kaptanın Seyir Defteri yazılıyor, neden dalga olsun?
Jana bir cadı. Duam kabul edildi, onu benden uzayda ve zamanda uzak tuttular. Bu satırları nasıl olsa okuyacak. Ben bari dalga geçmiş olayım.
Şimdiye kadar bildiğim dillerden en-az 150 bin kelime transfer edip bunları bana unutturdu. Bu nasıl psitronik iletişim ise…
Dün resmen klavye kilitlendi, bellekten dosyalar uçmuş sabah fark ettim. (Yedekli olduğundan sorun oluşturmadı).
Dün benimle çok uğraştı. Eğer eski zamanlarda olsaydık onu, papa hazretlerinin lokal engizisyon mahkemesine şikayet eder, cadı diye yaktırırdım. 🙂
<> 🙂
Sihirli bir cümle 54 yıl öteden aramızda bağlantı kuruyor. O cümlenin Türkçesi şöyle: “ZigZag dağının altından akan Zemzem”. Bu nasıl sihirli bir cümle veya kod ise GERÇEKTEN bağlantı kurabiliyoruz. Acaba Arafat dağı mı bu? (Uhud, Hira da olabilir)
[] https://www.hanifislam.com/zigzag/bol08/bol08e.htm By The Stream of Zemzem under Zig-Zag Hill
Bağlantıyı merak ediyorsanız, gördüğünüz bir rüyayı hatırlayın. “Rüyadaki bir kişiyle konuşmuştunuz” hatırladınız mı? Tek fark bu uykuda olmuyor magnetik bir alan oluşuyor ve onun içinde sanki “Soyut” bir rüya KONUŞMASI yapıyoruz.
Yalnız bu bildiğim yabancı dillerden önemli miktarda kelime götürüyor. (Oturup onları yeniden ezberlemeye de üşeniyorum)…
Eminim ki beynimiz bir kompüter gibi çalışıyor, tam anlamıyla mükemmel bir kompüter. Bu da matrix hologramlarının yani quantum köpüğüne bağlı oluşumun bir biçimi.
<> like James Joyce’s Finnegans Wake – dream-vision-reality.
Zaten o cümle de Finnegan’ın uyanışı kitabında yazılıydı. (ZigZag dağı ve zemzem suyu).
Öğretmenim, oradaki cümlelerin TAMAMI t ı l s ı m üzerine kurulu. Orada sanki BİLİMİN sırlarına ilişkin “Kod”lar var. Sanki bu “Açıl susam açıl” gibi bir şey, kapı açılıyor.
Ben James Joyce’u sadece bir güçlü PARAZİT alıcısı sanıyordum. Ama bunun çok üzerinde bir özel görevli, buna artık eminim.
Sahi kimdir bu Joyce? Tezkirede ona “Şair” deniyor (Yazar denmiyor) yani yazdıkları şiir kabul ediliyor (nesir değil nazım…)
Finnegan kimdir? Belli değil. Borges’in öyküleri de tıpatıp aynı. Borges’i biliyoruz ama Joyce kimdir nedir? Neden Hawking’in en en en sevdiği kitabı yazmış? Hawking onu anlıyor mu?
Bu soruların yanıtını gerçekten bilmiyorum. İçinizde o kitabı okuyup ANLAYAN var mı? (Ben hemen hiç anlamıyorum)
<> Bunun üzerinde çalışmalarımı yoğunlaştırıyorum kaptanım, Allahın izni ile yazın irlandaya oradan da usa gidip sizlerin de yardımları -duaları- ile bu konu üzerinde detaya gireceğim.
Teşekkürler [candaş].
<> ben teşekkür ederim kaptanım.
Nasıl olur da bir Zigzag dağının altından akan zemzem diye bir tek cümle, büyü gibi beni 54 yıl ötedeki bir beyin ile irtibatlıyor?
Adam yazıp geçmiş sanıyoruz. Ama onun bir tek cümlesi ANAHTAR oluyor, paranormali başartıyor.
Bence Joyce arkasında biri var. Bir üst-güç.
Spilberg kelimesi de sihirli, yani bu kelimeyi kullandığımda bir şeyler oluşuyor. Buna spielberg (şpilbörg) dediğimde HİÇBİR ŞEY olmuyor, ama spilberg dediğimde mesela çok yırtıcı yaban kedisi sakinleşiyor. Onun adı kedi, ama o çok vahşi, yani ruhundaki doğanın yabaniliği var. Fakat ona spilberg dediğimde hep ev kedisi kadar munis ve uysal oluyordu.
Tarzan ile konuşurken çok sık spilberg kelimesini kullanıyorduk. Bu kelimenin onu teskin ettiğini tesadüfen anladık. (Zaten başıma normal bir şey gelse en başta ben şaşarım.)
Kelimelerin sırrı nedir? Mesela fatiha’yı yukarıdan aşağıya okuduğumda otomatikman lokal uzay-zamanlarında ama aynı mekanda yaşayan cinlerin de burulma alanına girdiğini (Noel baba) söyledi.
Ben hayatımda cin görmedim ve görmeyeceğim. (Dabbe olandan bu yeti alınmıştır.) Dolayısıyla şeytan (ki cindir) bu dabbe bölgesine giremiyor. Çünkü o kırmızı cehennem alevi rengiyle donanmıştır. Yeşil olan onu adeta kovuyor.
Yeraltında yeşil soğuk ateş var. İbrahime sakin olan ateş, nur, karanlık veya soğuk değil ve orası kafdağıyla spilberg’in kesiştiği bir yer. (Steven Spielberg duymasın kendini bir matah zannedecek.)
Oradan dirileceğiz bir gün -topluca-. Sizler de yeşil alemi göreceksiniz. Bu bir vaaddir.
-devam edecek-
Hans von Aiberg, 23/12/2004 (254/01)
Not-1: <> ile başlayan satırlar sayın Aiberge ait değildir, sohbet/chat esnasında onunla konuşan diğer kişilere aittir. [] ile başlayan satırlar ve [ ] arasındaki kesimler yine sayın Aiberg’e ait değildir, sohbete sonradan eklenmiştir.
Not-2: Eski sohbetlerde işlenen bazı gündem konularının yıllar sonra değişmiş olabileceği ihtimalini gözönünde bulundurmak gerekebilir. Sohbeti okurken karşılaşacağınız her türlü sorunu/hatayı vb. info@aiberg.com adresine bildirebilirsiniz.
önceki CHAT’i (253) oku | 254 anasayfasına dön | sonraki bölümü oku