Zamanın akışı – Yaratılış – Işıktan hızlı sistemler – Hologramlar – Görecelik – Karadelikler – Gamma ışınları – Akdelik – Belirsizlik ilkesi

Pekiyi taneciklerin birbiriyle etkileşimi nasıl oluyor?

Yanıt: HOLOGRAM kuramıyla. Polarizlenmiş iki foton nasıl biri şaşırtılınca öteki de buna uymak zorunda kalıyorsa (Hologram kuramının temeli budur >>> Bir parçacık TÜM bütünü gösterecek paralel davranışa girer), işte bu tüm EVRENDE olmaktadır. (Buna quantum uzaktan etkisi diyoruz.)

Böylece iki parçacık (polarizlenmişçesine) birbiriyle ilişkisi nedeniyle birbirine bağlı olmaktadır. O ikisinin birbirine BAĞLI olması demek, UZAYIN DELİK DEŞİK OLMASI demektir.

O halde süper sicimler (Halka kuramı uyarınca) bir kazak gibi uzayı dokuyorlar (ilmek ilmek). İşte bu süper sicimlerin durumu bile bize şunu anlatıyor: Kazağın nefes alan yerleri (boşlukları) aslında boşluk değil, boşluk yok. Süper sicimler uzayı delik-deşik etmişler sadece.

Görecelik kuramı biliyorsunuz ki, Hendrix Lorentz’in dönüşümlerinden ve Minkowski’nin SOYUT zamanından √(-1) çıkmıştır. Uzaya gelince, o da RİEMANN’ın uzayıdır.

Bütün bunları ustaca birleştiren Einstein, temel yanlış olarak kendi görüşünü benimsetmiştir. Oysa bunu tersine düşünelim: Göreceliği kuantum teoremine mi uygulamalayız; yoksa???

Bence quantum teoreminden GÖRECELİK (relativite) çıkarılmalıdır. YENİ belirlediğim düstur budur. (Ben Alan Rout) (Alan Ruting ve Alan Turing)

Bunun yararı şu olacaktır: Einstein nasıl ki Newton mekaniğinin farkına varmadığı ÖZEL çözümleri relative olarak ürettiyse, aynı biçimde Einstein’ın farkına varmadığı YENİ ÖZEL ÇÖZÜMLER var:

Einstein’ın farkına varmadığı çözümlerden birini (KM. Alain) Schwarzschild bulmuştur. Görecelik denklemlerinin özel bir çözümünden sonra KARADELİKLER’in olması gerektiği anlaşılmıştır.

Şimdi benim YÖNTEMİM şu:

Ben yeniden NEWTON olacağım. Bu kez Einstein kuramlarının ÖZEL ÇÖZÜMLERİNİ bulacağım.

Bu şu demektir: h planck sabiti, çekim sabiti ve ışık hızı, üçü de bir piramit olarak birleştirilmelidir. (Bu şimdiye kadar hiç yapılmadı). Bu sayede h uzunluğu ve planck enerjisi elde edilir.

Yani Planck uzunluğu ve Planck enerjisi “İKİ KATLI” olarak klasik kuantum kuramından sıyrılmış, kurtulmuş olurlar.

Ama ortaya bir yeni tablo çıkıyor: “Eskiden bir tek sabite varken; şimdi iki sabite gerekiyor.” Yani relativistik bölgeden SÜPERRELATİVİSTİK bölgeye terfii ediyoruz.

Işık hızı geçilmez sayılıyor. Bir de bunun gibi aşılmaz uzunluk denen ikinci bir sabite ortaya çıkıyor. (Şu anda özel çözümümü sunuyorum.)

İşte bu ikinci sabite makro veya mikro fiziğin hangi penceresinden bakarsak bakalım iki fiziği birden EŞİT kılıyor. Oysa bundan önce makrokozmoz (klasik fizik) ile mikrokozmoz (Quantum fiziği) birbirine HİÇBİR şey sınır koymamıştı.

Bunun olması demek (öngörülmesi) demek, Kuantum fiziği (ki mikrodur) ile relativitenin (ki makrodur) bu verdiğim sınır/limit sabitesinin iki yanından da birbirine aynı görünmesi ve eşit uzaklıkta olması demektir.

Uzay-zaman taneciklerinin (gravitino, graviton, karanlık madde birimleri vb.) ölçümlenmesi en büyük zorluğudur. Bunları endirekt gözlemleyebiliyoruz, bir kısmını da sadece HİSSEDİYORUZ. (Graviton ve gravitinoları yere düştüğümüzde hissediyoruz ama göremiyoruz, denel olarak elde edemiyoruz.)

Bu en düşük seviyeli, neredeyse hayalet maddeleri nasıl gözlemleyebiliriz?

Bundan 24 yıl önce GAMMA ışınları ile bunları gözlemleyebileceğimizi yazmıştım -kitaplarımda-. Çekimsel mercek etkisiyle ışık bize gecikerek ulaşır. (Işık geldiğinde yolu üzerine çıkan galaktik kütlelerin kendi yolunu eğmesi nedeniyle) gecikir.

Elbette böyle bir güçlü ışığı nasıl bulurduk. Ben o dönemde AKDELİKLER (kusarca yıldızlar da denen Quasar’ları) öngörmüştüm. (Bunu Seyfert’e borçluyum rahmetle anıyorum.)

Akdelikler karadeliğin yuttuğunu kusan bir gamma ışını kaynağıdır. Bunlar (mesela bir süpernova veya hypernova) patlamasıyla neredeyse maddi parçacıkların (gaz ve toz) IŞIK HIZIYLA püskürtebilecek kadar akıl almaz enerjiye sahiptirler.

Süpernova’dan çıkan bir gamma ışını ile Hypernova’dan (mesela 70 güneş kütleli bir yıldızın süper karadelik olarak çökmesi) çıkan bir gamma ışını, biri daha az enerji düzeyi diğeri de onun 70 katı kadar enerji içerdiğinden, bize ulaşırlar.

Yani aynı zamanda, eşit olarak gelmeleri gerekir.

Aynı kaynaktan çıkıyorlarsa aynı anda gelmelidir bu gamma ışınları…

Oysa kaynağın birinci dereceden püskürüğü, tali olandan DAHA erken gelmektedir.

Hoppala!!! Işık hızı sabit değil midir? (Gamma ışınları çok yoğun ve kısa dalga boylu fotonlardır, eşit hızda akmalıdır her foton gibi…)

Yani bilimsel dille söylersek: Aynı anda yola çıkan fakat farklı frekansları olan ve bize farklı zamanlarda ulaşacak gamma ışınlarını GÖZLEMLEDİK.

Yani enerjik ışınlar bizim gözümüze daha hızlı-çabuk ulaşıyorken, bunun tersine düşük frekanslılar gecikiyorlar (veya ışık oğlu ışık gibi -adam gibi- davranıyorlar.)

Işık hızı mı aşılıyor yoksa?

İşte bu zaman gezmenlerinin de sırrıdır.

(Tarık semasına ışık hızı aşılmadan çıkılamaz.)

Tarık (maksimum hız) ile Dabbe (minimum hız) arasında Banach Tarski açmazı işbaşına gelir.

-devam edecek-

Hans von Aiberg, 11/08/2004 (245/03)

Not: Sohbeti okurken karşılaşacağınız her türlü sorunu/hatayı vb. info@aiberg.com adresine bildirebilirsiniz.


önceki bölümü oku | 245 anasayfasına dön | sonraki bölümü oku

245-03-karadelik-akdelik

Bunları da sevebilirsiniz

Yorumlar