Ruh – Emir ve kaza – Sünnetullah kanunları

<f> Sorum: ruhda kullanılan emrimdendir ile diğerleri arasında aynı bağ mı kullanılmalı? Emir kullanılan bütün ayetlerde doğa kanunlarının dışını mı algılamalıyız?

Soruyu net anlamadım.

Rabbin emri ve kazası olmak üzere iki kavram, yeryüzüne İNİP-DURUR (aralıksız).

EMİR ve KAZA, ikisi ayrı şeyler.

EMİR olan -mesela- RUH, Bu girdidir, yukarıdan aşağıya İNER DURUR. Bunun karşılığında (Etkiye tepki olarak) melekler ve RUH Allah’a 50 bin yıl tutarında bir tek GÜNDE yükselirler.

[] 32-Secde/5: Semadan arza (yukarıdan aşağıya) emri tebdir eder, sonra da o ona uruc eyler, bir günde ki miktarı sizin sayınızdan bin sene eder.

<> 70-Mearic/4: Ki ona Melaike ve Ruh uruc eder, bir günde ki miktarı elli bin sene tutar.

EMİR edilen şey (emrolunan buyruk/direktif) kaza edilerek (Qadhah) yeryüzünde Emir’in uygulaması yapılır.

Şimdi bu ikisini (Emir=ETKİ ve KAZA=TEPKİ) bir fizik yasası olarak düşünmeliyiz.

Yani ETKİ (Tesir eden, müessir değil de) EMR diye düşünülmelidir. Tepki de >>> KAZA edilmek (Kaderin kaza edilmesi gibi) düşünülmelidir. Dolayısıyla bu iki MİSAL bize bir fizik yasasını vermektedir. Şimdi bu ön açıklamadan sonra, [F] candaşın sorusunu ANLAMAYA çalışacağım.

<> “quDıye el emr” >>> EMR’in KAZA edilmesi / tamamlanması.

Evet, emrin (etkinin) kazası (tepkisi). Çünkü ANINDA geliyor, o hemen oluveriyor, etki hemen gerçekleşiyor. Ne var ki TEPKİ bir süreç (bir gün=50 bin yıl gibi) gerektiriyor.

Çünkü ETKİ Allah emri, fakat tepki Sünnetullah olan doğa yasası olarak yanıt veriyor, yani bir GÜNLÜK bir nedensellik gecikmesi oluşturuyor.

Etki (Emir) HEMEN (Kun feyekun gibi), fakat tepki (Kaza) ise bir intikal sürecinin ardından (Sünnetullah yasaları gereği) GECİKMELİ geliyor.

Böyle olmasaydı, Kalu Bela, Etki=Tepki diye anında biterdi. Ama OL=ÖL arasına bir zaman dilimi (50 bin yıllık bir gün) konarak, bizim yeryüzünde yaşamamız ve kendimizden sorumlu olmamız EMRULLAH olunmuştur.

Bilmem anlatabiliyor muyum? Anlaşılmadık gelirse yeniden denerim, çekinmeyiniz veya soru sorunuz -aynı konuda-.

<> 65-Talak/12: Allah, yedi göğü ve yerden de onların benzerini yarattı. Emir, bunların arasında durmadan iner; sizin gerçekten Allah’ın her şeye güç yetirdiğini ve gerçekten Allah’ın ilmiyle her şeyi kuşattığını bilmeniz, öğrenmeniz için.

Evet.

[] 11/44: Ve denildi: “Ey arz suyunu yut ve ey gök sen de tut.” Ve su çekildi. EMR, KAZA edildi. Cudi’ye istiva etti ve haykırıldı: “O zalimler kavmi geri gelmez olsun!”

<> Polaris seyahati ile de ilgili idi bu ayet, değil mi?

Tşk. Evet!

Allah’ın emri bir gün gecikmeli olarak KAZA edilir yeryüzünde. Bu sebeb-tehir denen nedensellik ilkesi gereği var olan bir SÜNNETULLAH’tır.

Sünnetullah Allah’ın FİZİK (bulunacaklar da dahil) yasalarının TÜMÜDÜR. Buna SÜNNETULLAH denir ve asla değişmez.

<> 35/43: Sünnetullah’ta tebdil ve tahvil yoktur.

 

SÜNNETİ Allah’tan başka hiçbir varlık ve kimlik ihdas edemez.

Sünneti Muhammedi demek DİNDEN çıkmaktır. Allah’a şirk koşmak İbrahim milletinin dini olan Haniflikte yoktur.

Efendimizi ne kadar severseniz sevin sakın süfyanist emevi yezid olmayın. Onlar kendi yasalarını efendimizin AĞZINDAN hadismiş gibi yazdılar ve yutturdular.

Efendimize feda olsun canım. Ama Sünneti muhammedi demek skandaldır. Tevhid’e aykırıdır.

Sen Sünneti Muhammedi dersen, öteki de Sünneti İsevi, Sünneti Musevi der ve açmaza düşersin. Tıpkı Ermenilerin Adem Ermeniydi demesi gibi. O zaman çinli ermeni, siyahi ermeni, böyle bir şey olabilir mi?

Hepimiz bir Adem’den gelmedik mi? Sen Sünneti Muhammedi dersen, adam da der ki: Sünneti Fethullah!

Oysa tek bir sünnet vardır >>> SÜNNETULLAH!

Hanif din SÜNNETULLAH dinidir. Sünnetullah daima  H A N İ F  ‘lik ile anılmıştır. (Örnek ayetleri bulabilirsiniz.)

<> 48-Fetih/23: Öteden beri uygulanan Allahın sünneti budur. Allahın sünnetinde bir değişme bulamazsın.

[] 30-Rum/30: O halde yüzünü dine bir hanif olarak tut: o Allah fıtratına ki insanları onun üzerine yaratmıştır, Allah yaradışına bedel bulunmaz, doğru sabit din odur, velakin nasın ekserisi bilmezler

Çünkü Allah, İBRAHİM SÜNNETİNİ KENDİ SÜNNETİ (Sünnetullah) olarak BENİMSEDİ. (Daima dost dostu benimser) Daima SÜNNETULLAH ve HANİFLİK bir arada anılmıştır. İkisi birbirinden hiç ayrılmazlar. Allah MİH’i haber verir ve Allah sünnetinde asla bir değişiklik olmayacağını belirtir. Bunlar AYETLE sabittir. Haniflere özgüdür.

<> Abdullah ibni Sebe denilen münafık, Osman’ın öldürülmesine neden oldu, Muaviye’nin teyzesinin oğlu

(Evet kuzenidir)

Şimdi [candaşın] “Emir kullanılan bütün ayetlerde doğa kanunlarının dışını mı algılamalıyız? “Ruh”da kullanılan “emrimdendir” ile, diğerleri arasında aynı bağ mı kullanılmalı?” sorusunun yanıtını nasıl vermeliyim, yoksa VERDİM Mİ?

Emir, kaza, sünnetullah vb. bu sorunun yanıtıydı. Anlaşılmamış bir şeyler varsa tartışalım, yeterliyse yeni soruya geçelim.

Hans von Aiberg, 01/08/2004 (240/02)

Not-1: <> ile başlayan satırlar sayın Aiberge ait değildir, sohbet/chat esnasında onunla konuşan diğer kişilere aittir. [] ile başlayan satırlar ve [  ] arasındaki kesimler yine sayın Aiberg’e ait değildir, sohbete sonradan eklenmiştir.

Not-2: Eski sohbetlerde işlenen bazı gündem konularının yıllar sonra değişmiş olabileceği ihtimalini gözönünde bulundurmak gerekebilir. Sohbeti okurken karşılaşacağınız her türlü sorunu/hatayı vb. info@aiberg.com adresine bildirebilirsiniz.


önceki bölümü oku | 240 anasayfasına dön | sonraki bölümü oku

240-02-sunnetullah-fetih23-rum30

Bunları da sevebilirsiniz

Yorumlar