<> ışığı yansıtma ile ilgisi vardır herhalde
[Candaş] şimdi, Au Aslan=Güneş renginde uğurlu metal diye bilinir. (Bilinir çünkü bu öğretiyi Harut ve Marut indirdi.) Alternatif GÜNEŞ nedir? (Konunun başında girmiştim.)<> Ay
Hayır, DBB güneşi. Tek kaynaktan (yıldızdan) gelmez, her yerden gelen bir YEŞİLDİR. Eğer çok ince bir altın tabakasının altına Yeşil ışık tutarsanız, üstten bakan kişi altının Altın değil, GÜMÜŞ olduğuna Y E M İ N edecektir. Bunun nedeni complimenter renkten yeşil çalındığından yeşil ve sarı özelliğinin ikisini de yitirmesidir.
Yeşil bir yaprağa yeşil ışık altında bakınız, onun rengi GRİ (Gümüşü anlatabilecek tek renk) olur.
VARAQ kelimesiyle altının ÇOK İNCE olduğunu, yani tabaka (sheet) halinde olduğunu Kur’an anlatıyor. Böyle bir para o zamanlar yapılamayacağına göre MİSAL‘dir. DBB dünyası anlatılmaktadır.
DBB aleminde (Mahşer altında) ışık yeşildir ve her rengi yeşil altında gösterir. Ama YEŞİL bir şeyi GÜMÜŞ olarak gösterir. (Gümüş yıldızı hatırlayınız.) Kur’an şunu anlatmıştır: Mağara bildiğimiz bir mağara değildir. O doğrudan DBB dünyasıdır. (Mahşerde mezarımızın içi olan yer)
Yani ne kadar MAĞARA derseniz deyiniz, turistik amaçla gösteriniz, aslında onlar (köpeklerinin kolları hariç) tamamen DBB dünyasındaydılar. Yani bir mezar (Mahşer altı). Ama Ö L Ü değiller, CANLILAR. 9 saatte üç asır devirmişler, ölü değil, DİRİ olarak uyanmışlar. Evren ise üç asır daha genişlemiş (Hubble sabitine göre).
Bu sabite örnek ayet = Allah’ın bir gününün bin yıl olması. 300 yılın da yaklaşık 8 veya 9 saat olması. (300+9 dendiği için 9 saat demek daha yeğlediğim bir rakam.) O ayet lütfen (Tekrarda yarar var).
<> 18-Kehf/25: Onlar mağaralarında üç yüz sene durdular, dokuz da ilave ettiler.
Bakınız “DOKUZ yıl d a h a” demiyor. “Dokuz d a h a” diyor. Bize ipucu veriyor. 9 saat de orada yatıyor. 1080 saniye >>>>>>> 18 dakika, yarısı gündüz yarısı gece??????????
<> 9 dakika
Yani ben orada yeşile yapıştığımda, sizin 1080 tane fotoğrafınız geçerken, benim TEK kare (enstantane) fotoğrafım geçiyor. Sesler 1080 kez yavaşlıyor. (Dünyayı duymuyorum.) Sanki kulağımda tampon var.
Ama bir UYKU halindeyim gibi. Uykuya bağlı rüya sonucu vardır. 45 derece polariz yüzünden yukarıdaki “cin aleminin fısıltılarını” dinleyebilirsiniz.
Onlar yeraltına inemezler, siz orada korunmuşsunuzdur. Oraya şeytan asla nüfuz edemez. Onlar yukarıdaki De Sitter Düz evrenindedirler (Mahşerin üstü gibi), siz ise DBB(mezar derinliğinde)sinizdir.
Yukarıda Au parlarken, aşağıda yeşil altında Au’yu göremezsiniz. Au yerine sizin Auranız parlar (Tarık suresindeki kendine parlamak) ve Altının kendisi çok ince (varak) GÜMÜŞ BİR KORDON gibidir.
Gerek tarık semasında, gerekse dabbet arzında neden illa ki GÜMÜŞİ kordon? Hep böyle demedim mi???
<> evet
Hani göbeğimizdeki çukurdan çıkan ve Arş’a kadar uzanan o kordon neden hep GÜMÜŞİ dedim veya başka kaynaklar hep Gümüşi dediler? Neden Aura altın değil de Gümüş rengindedir? Neden Philadelphia Mariners hep YEŞİL‘den söz ettiler?
Gördüğünüz gibi VARAQ kelimesini Allah m i s a l olarak vermiştir. Öyle bir misal ki GERÇEĞİ tastamam anlatıyor. Neredeyse misal değil GERÇEK!
Gelelim açıklamasına: 7 günün ismini taşıyan 7 uyurların en yaşlıları (pazar günü İLKTİR) Au (Altın sikkeyi) büyük olmanın yetkisiyle cebinde/kesesinde tutuyordu. Ama içerisi yeşildi. Altın’ı gümüş RENGİNDE gördü. Gözünün gördüğüne inandı ve kendinin yanılsadığını sandı. Altın diyemedi, komplimenter renk çalınması yüzünden “VARAQ” dedi.
Bakınız ne kadar detaylıdır Kur’an? Onların şaşkınlığını bile yaşatıyor bize. Ama hakkıyla “İKRA ederseniz”. Yoksa “Eskilerin anlattığı masal” niyetine düz okuyup geçersiniz.
<> muhteşem
<> inşaallah
Bakınız kaç yerde İbrahim geçiyor? Ama ben çıkıyorum (Bizler) diyorum ki, demiyorum, koca İbrahim’in hikayesini/kısasını AYRINTIYLA anlatıyorum. O ayrıntıdan devasa bir İBRAHİM KİTABI çıkıyor. Neredeyse sizlere tüm İbrahim’in hikayesini yanındaymışım gibi anlattım. Hikayeden öte onun düşüncelerini, heyecanlarını, duygularını, bire bir canlandırdım.
Resullulah’ın yanına görme özürlü Maktum olarak girdik. Orada Ebu Süfyan yahudi kırmasınının laubaliliğine tanık olduk. Hatta oraya kadınların kapısından (harem) girdik. Resulullah’ı (ki insandır) suçüstü yakaladık. Ve hatta ben çok iddialı bir söz söyledim: “Ben oradaydım, şahidin gözleri gördü” dedim.
Size zamanında bir şeyi saklamıştım. Bir beratım vardı benim: 7. berat. Onu söylemeyeceğim dedim! Yine söylemeyeceğim ama çıtlatacağım: Görme özürlüydü Maktum, o göremiyordu, bu haksızlıktı. Ama Allah dilediği kuluna ŞAHİT olarak gösterdi.
Resulullah efendimiz görmeyen birine Abese yapmıştı. Oysa Maktum hayatı boyunca ne efendimizi ne de Ebu Süfyanı görmemişti. Tanımıyordu ve hatta Abese vb’yi göremezdi. Ama MİSAK’ın gözleri vardır. Ödünç verilen gözler. ŞAHİDİN (şehid) gözleri. Şahit olmadan Allah yargılar mı? Yargılar mı?
<> Hayır
Bin yalancı şahit getirilirse “Şahit olarak Allah yeter” ayeti dışında, Allah yine de Şahit kılar. Alim kıldığı gibi kullarını, Mucit kıldığı gibi kullarını, Rahim kıldığı gibi kullarını, Melik ve Vali kıldığı gibi kullarını. Allah sadece kullarını ALLAH kılmaz! RAHMAN, VELİ vb. kılmaz!
Demek ki eğer sizler o mekanda Yeraltındaysanız. Oradan şahit olursunuz. Yeraltı (DBB) doğrudan Ashabı Kehf’in 309 yıllık serüvenidir. 9 saatlik serüven.
Bu aynı zamanda ölümün serüvenidir: “Yeryüzünde ne kadar kaldınız?”. “9 saat kadar, inanmazsan şahitlere sor!”. Hayır melekler şahit değil, ZABIT katibidir! O da sadece Kiramen Katibiyn.
“SEN yeryüzünde ne kadar kaldın?” demiyor Allah, “Adem’den son insana kadar hepiniz + 4,5 milyar yıllık CİNLER, tümünüz, ne kadar kaldınız yeryüzünde?”
Cevap tek: 9 saat kadar!
Vaycanına, demek ki 5 milyar yıla 9 saat diyebiliyoruz.
Demek ki sahiden ve AMENNA SAHİDEN Allah evreni 6 günde yarattı ve düzenledi! Allahuekber! Masal değilmiş 6 gün! 16 milyar yıllık EVREN tarihi sadece ve sadece 6 günmüş! Bir daha Allahuekber! İnsanın ömrü ise bir kaç salise. Allahuekber!
<> HU!!
İşte budur dünya hayatı dostlar ve bu birkaç saliseyi SONSUZ ÖTESİ ELİF ile çarpınız. Cehennem Cennet hayatı da o kadar upuzun! İnşaallah YEŞİL yanar da cennet’e geçeriz.
<> İnşaallah
<> amin
<> 50-Kaf/38: Yemin olsun, biz gökleri, yeri ve bunlar arasındakileri altı günde yarattık. Ve bize hiçbir yorgunluk dokunmadı.
<> 7-Araf/54: Rabbiniz o Allah’tır ki, gökleri ve yeri altı günde yaratmış, sonra da arş üzerinde egemenlik kurmuştur. Geceyi gündüze bürüyüp örter. O bunu, bu da onu aralıksız ve titiz bir biçimde kovalar durur. Güneş, Ay, yıldızlar O’nun emrine boyun eğmiş. Gözünüzü açın; yaratış da O’nundur, emir veriş de/yaratış da O’nun içindir, emir veriş de. Alemlerin Rabbi olan Allah çok yücedir.
<> 25-Furkan/59: Gökleri, yeri ve bunlar arasındakileri altı günde yaratıp sonra arş üzerinde egemenlik kuran O’dur.
<> 10-Yunus/3: Şu bir gerçek ki, sizin Rabbiniz gökleri ve yeri altı günde yaratan, sonra arş üzerine egemenlik kurup iş ve oluşu çekip çeviren Allah’tır. O’nun izni olmadıkça hiçbir şefaatçı devreye giremez. İşte bu Allah’tır sizin Rabbiniz. Artık O’na kulluk/ibadet edin. Düşünüp anlamıyor musunuz?
<> 11-Hud/7: O, odur ki, gökleri ve yeri altı günde yaratmıştır. O’nun arşı da su üzerinde idi. Böyle yapması, iş ve davranış yönünden hanginizin daha güzel olduğunu belirlemek için sizi denemeye yöneliktir. Sen, “Kuşkusuz, sizler ölümden sonra diriltileceksiniz!” dediğinde, küfre batanlar hemen ve kesinlikle şöyle derler: “Bu apaçık bir büyüden başka şey değildir.”
“Yemin olsun, biz gökleri, yeri ve bunlar arasındakileri altı günde yarattık. Ve bize hiçbir yorgunluk dokunmadı.“
“Yemin olsun, biz gökleri, yeri ve bunlar arasındakileri altı günde yarattık. Ve bize hiçbir yorgunluk dokunmadı.“
“altı günde yarattık. Ve bize hiçbir yorgunluk dokunmadı.“
“Ve bize hiçbir yorgunluk dokunmadı.“
“Ve bize hiçbir yorgunluk dokunmadı.“
“Ve bize hiçbir yorgunluk dokunmadı.“
Bu da Yahudilere yanıttır. Onlar Allah’ın altı günde yaratmaktan YORULDUĞUNU ve yedinci gün dinlendiğini yazıyorlar Tevratlarında! Ve hatta İncil’de.
Allah yorulur mu ahmak ehli kitab! İnsanlar bile Cennette E B E D İ Y E N ve asla yorulmayacakken, Yahudi Allah’ı yoruyor.
Yoruyor çünkü Üzeyr “Babası” olan Rab ile güreş tutacak. Yenilecek oğluna. Yenilmesi gerekiyor: Çünkü yorulmalı ve pes etmeli!
Boşuna lanetlenmedi bu yahudiler!
Hans von Aiberg, 29/04/2004 (220/07)
Not-1: <> ile başlayan satırlar sayın Aiberge ait değildir, sohbet/chat esnasında onunla konuşan diğer kişilere aittir. [] ile başlayan satırlar ve [ ] arasındaki kesimler yine sayın Aiberg’e ait değildir, sohbete sonradan eklenmiştir.
Not-2: Eski sohbetlerde işlenen bazı gündem konularının yıllar sonra değişmiş olabileceği ihtimalini gözönünde bulundurmak gerekebilir. Sohbeti okurken karşılaşacağınız her türlü sorunu/hatayı vb. info@aiberg.com adresine bildirebilirsiniz.
önceki bölümü oku | 220 anasayfasına dön | sonraki bölümü oku