Şimdi Ala suresi 4. ayet lütfen.
<> 87-Ala/4: O ki otlağı çıkardı. = Velleziy ahrecelmer’a.
“ahracel mer*a”, Yani GÖZLE GÖRÜNÜR bitkiler, görünmeyenler değil!
Şimdi de Süleyman’ın asa’sındaki WORM (kurtçuk) ile ilgili ayet! ltf.
<> 34-Sebe/14: Sonunda, Süleyman için ölüm hükmünü verdiğimizde, onun ölümünü, değneğini yiyen dabbetül arzdan/ağaç kurtçuğundan başkası onlara göstermedi. Süleyman yere yığılınca, açıkça anlaşıldı ki, eğer cinler gaybı bilmiş olsalardı, o alçaltıcı azap içinde bekleyip durmazlardı.
“onun ölümünü, değneğini yiyen dabbetül arzdan/ağaç kurtçuğundan başkası onlara göstermedi.“
Dabbetül ARZ bir tane daha… Ama buradaki “GÖZLE GÖRÜNMEYEN ve üstelik HAYVAN” kategorisinden, öteki ise ahracel mer*a >>>>> Gözle görünen BİTKİ.
Aradaki fark için bir yorum lütfen, sizden bekliyorum.
1. Gözle görünür bitkiler
2. Gözle görünmez HAYVAN.
<> paranormal bir insan
Birincisinde saklı olan GÖZLE GÖRÜNMEZ BİTKİ. (Hani petrol olan toplu mezarlık.) İkincisinde ise gözle görünür hayvan GİZLİ (opposite olarak).
Süleyman’ınki????????
Pekiyi etüd için şu ipuçlarını veriyorum:
1. Bitkiler klorofil taşır
2. Yeraltı hep YEŞİL IŞIKTIR (NUR)
3. Klorofil, daima yeşildir
4. Yeşil olmayan BİTKİ de vardır. (Bitkinin eti denir.) Acaba nedir? Champignon nedir?
<> Mantar.
🙂 Mantar bir parazittir, çünkü klorofili yani enerji jeneratörü yoktur. Bir ağaca tutunur. Bir ağacın özsuyunu emer. Bunu yapamazsa ZEHİR üretir.
Mantar >>>>>> ASALAKTIR. Çünkü klorofili (yeşil bitki çeperli hücre) yoktur. Ve mikroskopik mantarlar da vardır. Bunlar da diğer bitkilere tutunur ve özsuyunu emerler. (Fauna değil, fiona olan asalakları kastediyorum.)
Mer*a=Fiona, planctons. Bunlar mikroskopik olduklarından bir ağaca değil, onun HÜCRE ÇEPERİ olan klorofil’e tutunurlar. Hücresel asalaktırlar.
Şimdi siz bir ağaçtan baston yontabilirsiniz. Ama içinde biliniz ki bir mikroskobik MANTAR olabilir. AĞAÇ KURDU gözle görünebilir, ama buradaki WORM değil, plancton fakat klorofili yok.
İfritler bu YEŞİLİ göremezler. Onlara “KÖR” etkisi yapar. Radyasyonun kurşun kab içinde saklanması gibi. Göremezler. YEŞİL’de kamufle olmuşlardır.
YEŞİL >>>>>>> ARZ’IN DEEP OLAN YERİNİN FİKS RENGİ.
Hani bitki biter gibi mezarımızdan çıkacağımız MAHŞER meydanının bir metre altındaki alem. İyiler orada BİTKİ biter gibi çıkacaklardır ve NUR (Yeşil alev, yeşil ışık) LARI ile çevrelerini aydınlatacaklardır.
TARIK >>> GRİ HİÇLİKTİR. Sema’dır.
DABBE ise “YERALTI“dır. (Yeryüzü bile değil, esfeli safilin.) Yeraltı ise >>>>> YEŞİL ışıklıdır.
Tarık’da kişi KENDİNE parlarken, Dabbe’deki kişi YEŞİLE (klorofil yeşiline) YAPIŞMIŞTIR.
Hans von Aiberg, 28/12/2003 (210/04)
Not-1: <> ile başlayan satırlar sayın Aiberge ait değildir, sohbet/chat esnasında onunla konuşan diğer kişilere aittir. [] ile başlayan satırlar ve [ ] arasındaki kesimler yine sayın Aiberg’e ait değildir, sohbete sonradan eklenmiştir.
Not-2: Eski sohbetlerde işlenen bazı gündem konularının yıllar sonra değişmiş olabileceği ihtimalini gözönünde bulundurmak gerekebilir. Sohbeti okurken karşılaşacağınız her türlü sorunu/hatayı vb. info@aiberg.com adresine bildirebilirsiniz.
önceki bölümü oku | 210 anasayfasına dön | sonraki bölümü oku