“Sizi bir tek canlıdan yarattı. Sonra o canlıdan onun eşini vücuda getirdi. Ve sizin için davarlardan sekiz çift indirdi. Sizi annelerinizin karınlarında üç karanlık içinde, bir yaratılıştan sonra (bir başka) yaratılışa (dönüştürüp) yaratmaktadır. İşte Allah! Budur sizin Rabbiniz!“
Yukarıdaki ayette CANLI kelimesinin ARAPÇASI nedir?
“bir tek canlıdan yarattı“
tek canlı=Pan spermia.
<> Nefs; “Halekaküm min nefsiv vahıdetin”
Evet, NEFS. Bunu açalım:
Kirlian fotoğraflamasını biliyorsunuz. O bizim ENERJİ bedenimizin resmidir >>>>> NEFS.
NEFS evrende sadece enerji (cinler), madde (canlılar), E=mc² eşdeğerliliği uyarınca bu iki takımda vardır. Yani nefs, cinlerin BEDENİDİR. Bizde onların BEDENİ >>>>>> ARA yüz/Nefs olarak vardır + MADDİ BEDEN (ceset) içeririz.
(Melekleri saymazsak) NEFSİ OLMAYAN HİÇBİR ŞEY CANLI >>> DİRİ değildir. Hurilerin de NEFSİ vardır. Deccal’in de ve Y-Mecüclerin de… Yani DİRİ olan şey. (Melekler Takyondur, nefs ışık hızını aşamadığından meleklerin nefsi yoktur, ama bilinçlidirler.)
<> Çıplak gözle görülebilirler mi?
O resimleri Kirlian photography diye arattığında göreceksin. Gördüğün ışımanın adı NEFS’dir.
Nefs ARAYÜZ bedendir ve enerjidir. Saçakları vardır, renkleri ve psikolojik formasyonları vardır. Holografik hafızası vardır.
Nefs denen biyoelektromagnetik beden bizim ideogram (sizin thoughtgraf dediğiniz) düşünce (takyon) formlarını alıp bize ileten bir ARAYÜZ (interface)dir.
<> Parlayabiliyor da.
Evet, çünkü ENERJİ…
Onu diğer enerjiler gibi bize açıkça göstermekten alıkoyan şey, bu enerjinin bize ışıması yerine ZAMAN ENERJİSİ olarak kendini tüketmesi… Yani nefs zaman enerjisini harcayıp ÖLECEĞİNİ bilmektedir. En büyük nefsani korkusu budur. (Ayet >>> Külli N E F S ün zaikatül MEWT)
Eğer zaman olmasaydı, NEFSİMİZ fluerasant ampulü gibi her yerde parlayacaktı. Bu enerji ölüm anında ultraviyole ışınlarına dönmekte ve bir kerede çıkmaktadır. UV için bu özel durum dışında, NEFS‘in ışıması zaman enerjisi (Zilzal) biçiminde GÖRÜNMEDEN yayılmaktadır.
NEDEN? Çünkü: ENERJİ ışık hızıyla gitmek zorunda! Ama BEDEN ile birlikte olduğundan, bunu yapamıyor. O zaman kendisini ZAMAN içine yayıyor. Yani şu anda parlamıyor, zaman içindeki continuum denen sürekliliklerden bir zamanda parlıyor.
Pekiyi bu resimleri çekiyoruz ve ışıdığını görüyoruz, bu nasıl oluyor?
Çünkü: Çektiğin resimler nefsin bizzatihi resmi değil; GİRİŞİM (İnterface) saçakları veya renkleri veya ışıması; interferens diye de biliniyor.
İnterference nedir? Lütfen arar mısınız? Sözlük anlamı da olabilir.
<> karışma, engellenme, parazit
<> girişim
<> ara yüz
Böylece iki şeyin birbirine GİRİŞİM’inin verdiği SINIR parazitleri olan girişim görüntüleridir. Gördüğümüz yine NEFS değildir, ama onun GÖSTERGESİDİR. İndikatör ve solüsyonudur.
Eğer Nefsi direkt (girişimsiz) görebilseydik, zaten NEFS cinlerin de bedeni olduğundan cinleri de görürdük.
Bizim nefsimiz CESEDİMİZİN yörüngesinde lokalize olmuştur. Ama cinlerinki öyle değildir. Lineer olarak zaman üzerinde genleşerek akar. Bu yüzden cin fotoğrafçılığı için mutlak soğuk deneyleri gerekiyor. (Işık hızını dondurma deneyleri)
Şöyle de diyebiliriz: Quantlar, mesela foton veya elektron; elektron bir çekirdeğe (cesede) bağlanırsa lokalize olmuştur ve parçacık gibidir. Aynı elektron Katod (beta) ışıması biçiminde olunca iyonize ve kanal ışını haline gelir. Yani uzay zamanda parçacık değil de dalgacık olarak hareket eder.
Cinlerin nefsi bu İKİNCİSİ ile örneksenir. Onun için cin fotoğrafçılığı ZORDUR.
Benim nefsim benim ZAMANIMA bağlı, ama cinlerinki lineer kanal ışını olduğundan, bağlı olacağı bir çekirdek yoktur, zaman içinde hızlı akarlar (yani zamanları bize göre çok yavaştır.) (İkizler çelişkisini hatırlayınız)
Böylece NEFS ile ilgili soruları da yanıtladım. Gelelim cinlerin bedeni=Nefsine.
Bizim nefsimizin bir adı var=DİRİ (organik ve biyolojik olarak diri maddi beden) Buna Kur’an’da SALSAL deniyor. Hayatın sulardan başladığı anlamında.
Sulardan süzülen balçık (ilkel atmosfer AGCT plazması öncesi metan amonyak su ve CO2) ve bunun kurutulması (Miller’in elektrik vermesi) sonucu oluşan SARMALLAR!
Cinlerin NEFSİNE de çok iyi bildiğimiz bir kelime olan CAN diyoruz. (Canım çekti derken kastettiğimiz)
Kur’an’da, mesela Rahman suresinde CANN’ı da dumansız (elektrik gibi) zehirli (radyoaktif) ve her mesammata yani alfa beta gamma gibi maddeyi geçen bir Nar(enerji)dan yarattı.
CANN iki N ile yazıldığından, hem NEFS, hem de Cin kelimesinin ÇOĞULU, hem de Sanskrit dillerinde RUH=Can olarak kullanılmaktadır. (Farsça Can, canan vb.)
Ayetteki tanım >>> KİRLİAN fotoğrafçılığını da ÖNCEDEN haber vermektedir.
(Ayeti yazar mısınız ltf. Rahman suresinde.)
<> 15-Hicr/27: Ve Cann’ı da daha önce ‘nüfuz eden kavurucu’ ateşten yaratmıştık. = vel canne halaknahü min kablü min naris semum
<> 55-Rahman/15: Cann’ı da ‘yalın-dumansız bir ateşten’ yarattı. = ve halakal canne min maricin min nar
Gördüğünüz gibi mesemme >>>>>> Nüfuz eden radyoaktif elektron (beta) ışını + Gamma fotonlarıdır. Mesemme/mesamat çoooook küçük uzay aralığı, derimizin havaalan gözenekleri gibi gözle görülmeyen küçük çapta uzaycıklardır.
Buradan da ATOMALTI alem haber verilmiştir. Tabi radyasyon ışımalarının tamamı da…
Cenin kelime de CeNiN >> CaNN ile ilgilidir. Dikkat ederseniz bir kaç türlü yazdım.
Hans von Aiberg, 26/12/2003 (209/07)
Not-1: <> ile başlayan satırlar sayın Aiberge ait değildir, sohbet/chat esnasında onunla konuşan diğer kişilere aittir. [] ile başlayan satırlar ve [ ] arasındaki kesimler yine sayın Aiberg’e ait değildir, sohbete sonradan eklenmiştir.
Not-2: Sohbeti okurken karşılaşacağınız her türlü sorunu/hatayı vb. info@aiberg.com adresine bildirebilirsiniz.
önceki bölümü oku | 209 anasayfasına dön | sonraki bölümü oku