Yanlışlık bir FEEDBACK mekanizmasıdır, Allah’ımız çok sever bunu, yanlış yapmamızı çok çok sever. Negatif feedback ile hemen yanlışı doğrulturuz ve bir daha yapmayız. Buna tevbe deniyor. Mesela bir fareyi labirente koyuyorsunuz, çıkış yolunu bulacak.
Sonunda bulur, çünkü hata sayısını deneyerek, yanılarak, azalta azalta çıkış ucuna ulaşır. Fare burada çeşitli kapıları ve galerileri deneyerek feedback’ler yapar, yani geri göndermeler, geri tepmeler yapar. Bilirsiniz bunları, bir daha yazmama gerek var mı?
<> Biz de labirentteyiz galiba bu hayatta?
Dediğin gibi, hayat bir sibernetik labirent. Deniyoruz yanılıyoruz. Örneğin bebek ilk kez ateşi tutuyor, eli yanıyor, ağlıyor ve bir daha da tutmuyor; tutsa “cizz” olacak biliyor. Burada bebek (kul) ateşi tutmuş (Cehenneme gideceği bir günah işlemiş) ama eli yanmış ve bir daha ateşi tutmamaya TÖVBE etmiş.
Artık her seferinde ateşi tutup yanması gerekmiyor. Bir kere öğrendi (TEVBE ETTİ) ya.
Allah ise Tevvab’dır. Tevbeleri bağışlamayı çok sever.
Çok acır (Merhametlidir).
Her an affetmeye hazırdır (Afivv).
Mağfiret edici, Ğafur’dur.
Yani Mevlananın dediği gibi, “kırk kere tevbeni boz yine gel”den öte, Allah 40 milyon tevbeye de razıdır, yeter ki, o müzayededeki son nefesimize kadar o imanı koruyalım.
Müzayede’de bilirsiniz, “Saaaat…tım” dendiğinde, yani çekiç vurulup son nefes verildiğinde artık o şey satılmıştır. O son nefese bırakmadan tevbe etmemiz gerekmektedir.
***
Borges diyor ki:
“Andolsun DÖNÜŞLÜ GÖĞE… İnsan BİR DAHA YARATILMAYA KADİRDİR…” (Tarık Suresi)
Öldükten sonra yeniden YARATILMAK değil. Kıyametten sonra değil, EVREN ÖMRÜ İÇİNDE Y E N İ D E N D O Ğ M A K .
DÖNÜŞLÜ GÖK?? = “GERİ İADE EDEN… GERİYE GİDEN RETORİK ZAMAN…”
Musa da zamanda geriye gitmişti, Hızır ile birlikte. Geriye gidince, öldürdüğü adama rastladı. Ölmemişti.
Allah dilerse, kusurlarımızı ya affeder (Ğafur, Afivv, Tevvab), dilerse de Musa öyküsündeki gibi ZAMANDA RETORİAL olarak O SUÇU HİÇ İŞLENMEMİŞ yapar.
Tüm peygamberlerin İSMET (günahsızlık) AYRICALIKLARI işte buradan geliyor.
Musa adam öldürdü katildir ama… Musa Hızır ile geriye gitti. Musa’nın öldüreceği insanı HIZIR öldürdü. Hızır öldürünce MUSA‘nın o çocuğu -yetişkin halinde- öldürmesine gerek kalmadı…
Bu Allah’ımızın S E T T A R isminin ta kendisidir. ÖRTÜCÜ anlamında ya da SİLİCİ anlamında. Bu güzel isim Esmaül Hüsna 99’unda yok, ama Kur’an’da var…
Hanif adı 1400 küsur yıl boyunca evrende E N A Z B İ L İ N E N kavramdır. Resulullah bile bilmiyordu… Ta ki 3:114 tecelli edene kadar meçhulde kaldı bu kavram… Malumda olan ise Sophianism idi. Süfyanilik…
Artık biz bu sırrı size AŞİKAR ETTİK. Artık HANİFLİĞİ BİLİYORUZ. Anlıyoruz. Öyle değil mi?
Zamanda geriye giderek bir fiili HİÇ İŞLENMEMİŞ yapabilmenin yolu var Kur’an’da… Yaşam kolaydır aslında. Yaşatan (Muhyi) izin verince…
Ben hiçbir zaman HOŞGÖRÜ’den öte geçmedim. Asla HORGÖRÜ/Horror benim tavırlarımda olmadı. Ben hep demokrattım. Kimseye sansür konmadı…
Borges der ki = “Yolları çatallanan bahçe.”
Kuantum matematiği de der ki = “Sonsuz olasılıkta sonsuz evren vardır.”
Sonsuz yol vardır bu yolları çatallanan bahçenin.
Tevbe etmek = Negatif feedback’tir. Negatif derken, bu iyi anlamda. Pozitif olan ise tevbe etmemektir. Hatadan dönmemektir.
FEEDBACK, geri besleme ötesinde bir şey = BACK = GERİ. Geri gidersin ve yolları çatallanan bahçenin yol-çatılarından birinden GÜNAHSIZ olarak dönersin. Tevbe budur…
Evren bir HOLOGRAM. Günah-sevab sadece bir SANAL. (Biz gerçek sanıyoruz.) Bu ortamda bize TEST ve tecrübe ettiriliyor. İşlediğimiz günah ancak “TEVBESİZ” ise günah olarak yazılır ötede.
Çünkü burada bir virtüel ve interaktif senaryomuzu (kaderin kazası) oynuyoruz. Tevbe ettinse GERÇEKTEN O GÜNAH İŞLENMEDİ. Çünkü, bir başka yol ayrımı evrende (elsewhere) günah işlenmez. Bu evrende de bu ikisi bir arada olabiliyor.
Hızır eğer o çocuğu öldürmeseydi (ki onu büyüyünce bir de Musa öldürecek ve katil olacaktı) o çocuk zalim biri olacaktı. Anne babasını da dinden çıkaracaktı. Bu SENARYO ya da HOLOGRAM oyunu TEK değildi. Yollar çatallandı bahçemizde.
(Bahçeyi, BAĞI anlatmıştım. Hani iki BAĞ SAHİBİ diye anlatılan ayetler.)
Musa’nın öldürdüğü adamın, ÇOCUKLUK HALİNDE HIZIR TARAFINDAN öldürülmesi. Sonra Allah’ın o anne-babaya DAHA HAYIRLI BİR EVLAT VERMESİ. (Yuşa bu genç idi.) Hepsi bir TEVAFUKLU, takma-geçme bir sistem.
EVRENDE asla ve kat’a TESADÜF YOKTUR. Puzzle parçaları yerine oturur. Dev Puzzle ise LEVHİ MAHFUZ‘dur. Orada hiç bir TESADÜF ve RASTLANTI MEKANİZMASI YOKTUR. Eğer öyle olsaydı, tesadüf ya da rastlantısal olarak Resulullah Cehennem’e giderdi.
Allah tesadüfe yer verir mi? Allah OLASILIK hesabı yapar mı?
Olasılık hesabı = Probability IŞIKTAN YAVAŞ GİDEN SİSTEMLER İÇİN GEÇERLİDİR.
Allah’ımızın ışıktan yavaş giden bu evrenimizi KONTROL SIRRI olarak BELİRSİZLİK İLKESİ vardır.
Işık hızında bu ilke YAVAŞLAR ve DURUR. Işık hızı aşılınca da “DETERMİNİZM” olarak ortaya çıkar. Işık hızının karesi diye bir şey yoktur. Işık hızının küpü vardır. Km küp bölü Saniye küp. Km küp = x, y, z koordinat sistemi boyutlar matematiği ve saniye küp = Sanal x, sanal y, sanal z yani öteki evren üçlüsü. (Negatif kartezyanizm ya da paranormal anomaliler, negatif olasılıklar evrenleri.)
Hans von Aiberg, chatlerden derleme