Kur’an’da da iki tür vardır: YÜZEYDEKİNE >>> MUSHAF veya KİTAB deniyor, DERİNDEKİNE (yani üç boyutlusuna) ise İLİM (Kur’an’ın adıdır) deniyor.
İlim ikiye ayrılıyor: Rakim üzerine olanına HİKMET kitabı deniyor, KEHF üzerine olanına da TAFSİL + İTMAM deniyor, tafsilatlı+tastamam.
Fatiha’dan (Dikine >>> Z >>> “Yukarıdan aşağıya” yazarak FATİHA‘yı vermiştim. Bu onun MATRİX‘idir (Kehf). Kehf olduğunu nereden anlıyoruz? Çünkü kendi belli ediyor:
- Elham;
- Dülila;
- >>> HİRA;
- Bilale;
- >>> MİNA… gibi…
Yani HİRA ve MİNA dağları ve mağaraları bunun KEHF olduğunu, RAKİM olmadığını belli ediliyor.
Anlaşılmadıysa bir daha yazabilirim: Rakim = Matematik, KEHF = bu matematiğin GEOMETRİSİ.
DİKİNE yazıldığında: Rakim = Meta-Matriss, Kehf = Geo-Matrix vb. vb. (Cifir başlıklarıydı)
Rakimlerine bakalım ayetin: DÜLİLA ve BİLALE. Bu kafiyeyi gördünüz mü, hissettiniz mi? Hira ve Mina dağları ise KEHF, yani geometri. Matematik (Rakim/rakam) değil, >>> ÇİZİM >>> HOLOGRAFİ.
Kur’an’da bu hep DİKİNE yazılmıştır: ama bir sure hariç: onun adı da NAS: o DİKİNE gibi yöntemle, ENİNE yazılmıştır. Onun için o suredeki KAFİYEYİ ÇOOOK rahat hissedersiniz: (Esta.)
“Kul euzübirabbinnasi/Melikinnasi/ilahinnasi“;
“minşerril vesvasil hannasi/ellezi yuvesvisü fisidurunnasi” gibi,
“minel cenneti vennasi” gibi.
Bu surede DİKEY/düşey değil, ENİNE/yatay olarak yazılmıştır…
Hans von Aiberg, 12/08/2003 (169/8)