Sevgili Okur’larımıza Selam diyerek söze başlıyor, ilk makalemi hazırlamak üzere klavyeyi elime almış bulunuyorum.
Eski günlerde kalemi elimize aldık derdik ama artık klavyeye geçmiş kalemi çoktan bırakmış olduk hatta günümüzün başdöndüren gelişmeleri ile pek yakında klavyelerin yerini dokunmatik ekranların hatta 3 boyutlu hologramların cebit fuarlarında yer aldığını görmekteyiz.
Bu gün sizlere webde sörf yaparken rastgeldiğim bir yazardan bahsedeceğim. Malumdur ki son yıllarda Hans von Aiberg ismiyle 85’lerde bir ekol haline gelen ve günümüzdeki İslami gelişimin önünü açan ve büyük ihtimalle Türkiye’yi Afganistan, İran olmaktan döndüren fikir akımlarını başlatan yazarın öğretisinden bahsetmek istiyorum.
Kendisini Far Öer’li olarak tanıtan ve yetim bir evlatlık olarak Müfide Atalay tarafından 1965’lerde Türkiyeye getirildiğini ifade eden yazarın “Hanif” söylemleri bu yıllara kadar uzanmaktadır. Nitekim Yaşar Nuri Öztürk gibi modernist ilahiyatcılardan tutunda modern İslamcı yazarlara kadar bir çok kimsenin etkilendiği yazar 1997’de telefon bağlantısı ile reyting patlaması yaşanan Işığa çağrı programından yoğun taleb üzerine Okur’larının karşısına Y.N.Öztürk ile birlikte çıkmış ancak bir medyatik linç harekatı ile ekranlardan uzaklaştırılmıştır. İlerleyen dönemlerde ise internette okurları tarafından açılan web sitelerine davet edilmiş ve best seller olan ve Türkiye’nin halen en çok satan kitabı olan eserleriyle ilgili ayrıntılı sorulara yanıtlar vermesi beklenmiştir.
İşte tam bu noktada Hanif 1985’de kaleme aldığı Hanif Din başlığı altında bir iki sayfada söz ettiği İbrahim’i canlı sohbetlerle binlerce sayfalık dökümanlar halinde anlatmıştır.
06/06/06 tarihinde bir operasyonla göz altına alınarak yeni bir medyatik linç girişimine maruz kalmış bu yazarın çileli hayatından öte sizlere bahsetmek istediğim bu güne kadar verdiği Manifestolarda ki “Hanif” dindir.
***
Son yıllarda bir hanif’lik modasıdır aldı başını gidiyor. Daha düne kadar Mehdiliğini ilan edenlerden tutunda Kuran’dan ayet çıkartıp vahiy aldığını söyleyenlere varıncaya kadar bir şey oluyor. Herkes Hans Aiberg’e yalancı, şarlatan, kafir, papa ajanı, casus diye çamur atanlar onun iddia ettiği Hanif din’i sanki kendileri bulmuş gibi sahip çıkmaya başladı.
Bu gün karşılaştığım Murat isimli arkadaşda HanifMiş demekten kendimi alamadım.
http://www.hanifmurat.com/ozgecmis internet sitesinde özgeçmişinden bahsederken 2003 yılının sonlarına doğru tek kaynak olarak Kuran’ı kabul ettiğini ifade ederken dikkatleri çekmek istediğim birkaç nokta bulunmakta;
– “Nitekim hiç çıkmadığı evine internet bağlatmasıyla, sanal ortamda”
– “İstisnasız günde 20 saat sanal mücahitlik yapmaya başladı. Her ne kadar sanal ortamda çok şey öğrenmiş ve kendisini yetiştirmiş olsa da, burada tanıştığı Kurancıların imanının da sanal olduğunu 2005’in sonunda geçte olsa anladı.”
– “Kurancılıktan Hanifliğe terfi edişi”
Yukarıda ki 3 madde üzerinden bu şahsın Hans Aibergin mübtela okurlarından biri olduğunu tahmin etmek pek güç
olmamakta.
İşin ilginç tarafı ise bundan sonra başlamakta.
Basında onu manşetten veren tek kaynak olarak İstanbul Times gazetesi. Gazetenin sahibi Hüseyin Çetiner gazetenin
73. Baskısında ki bir köşe yazısında Hanif Murat’a yer vermiştir.
Asıl anlatmak istediği ise Hanif Murat değil esasen.
Dikkatinizi Hüseyin Çetinere çekmek istiyorum;
Çetiner Akp il kurucusu olarak görev üstlenmiş, hemde Çorlu Rotary Club’ın başkanlığını da yapmıştır.
Rotary Club Türkçe karşılığı olarak Rotaya girenler anlamındadır ancak biz onlara Rotaryenler deyip geçmekteyiz. Bunlar Mason localarının alt komiteleridir. Henüz Masonluk mertebesine erişmemiş olan ancak hizaya girmişler teslim olanlar olarak bilinmektedir.
Tam bu noktada sizleri düşünmeye davet ediyorum.
Bir tarafta Hans Aiberg’in inkar edilen “Hanif” öğretileri var.
Ve birden herkesin kraldan çok kralcı kesildiği Haniflik!
Sonra bir masum çiçeği burnunda gencimiz ki daha hayatının baharında 1983 doğumlu.
Ve ona sahiplenen Rotary (sionist alt örgütlenmesi). Sionizm’in geçmişte uyguladığı strateji ve taktikleri düşünürsek dünyanın her köşesinde bir çok dinci grub ve örgütlenmelerin arkasından çıktığını gördüğümüz son yıllarda fazla söze gerek yok diyerek Sevgideğer okurlarımıza Selam diyerek hoşca ve dostca kalmanızı temenni ediyorum.
