Chat n°
250 - Tarih : 01 eylül 2004
Not-1:
<> ile başlayan satırlar sayın Aiberge ait değildir,
sohbet/chat esnasında onunla konuşan diğer kişilere aittir.
[] ile başlayan satırlar ve [ ] arasındaki kesimler yine
sayın Aiberg'e ait değildir, sohbete sonradan eklenmiştir.
Not-2: Eski sohbetlerde işlenen bazı gündem
konularının yıllar sonra değişmiş
olabileceği ihtimalini gözönünde bulundurmak gerekebilir. Sohbeti okurken
karşılaşacağınız her türlü sorunu/hatayı vb.
info@aiberg.com adresine
bildirebilirsiniz.
[] Kaptan msccp10SCE
nickiyle bağlandı
<> selam selam hocam hoş geldiniz
selam selam candaşlar.
Selam hanif-body herkes selam. Hoşbuluşturana hamdolsun.
Bizi İbrahim makamında da buluştursun -Amin-.
Dün en son nerede kalmıştık? Konu bitmiş
miydi?
<> Buraya
kadar: "Corn Hole'lardan (Süper uzayda)
sayısız tane vardır. Corn Hole'ların tümü SİDRETÜL MÜNTEHA'da biter (Ayettir) Bundan sonra bir tek şey
vardır >>> HORN HOLE
(Nefhi Sur -borusu-) Orası da RUH'ların
mekanıdır. RUH(lar)
diyorum ama biliyorsunuz ki RUH bir
tektir ve Allah ruhundan üflemiştir. O yüzden tek bir ruha kar taneleri
gibi sahiplenmişiz, ama o sadece bütünleşik bir kardır."
Konu bitmiş görünüyor.
<> Horn Hole
ve Corn Hole yanıtlanmıştı, evet.
Belki de soracaklarınız vardır candaşlar bu
konuda, mutmainlik açısından, hani "Ben tatmin
olmadım" diyen çıkabilir.
<> Konuyla
ilgili, Cariyat ve Zariyat.
(Ve de üçüncü olarak Karia var.)
Ama önce [K]nın iki gündür beklemesi içime sinmiyor. Bize
hakkı geçti. [K] "Away"
galiba.
Hakkınızı helal ediniz, dün sizi çok beklettim.
Bencillik ettim ve 03.ü bulduk.
<> est.
<> Biz
nimete şükrediyoruz.
Biliyordum ki herkesin gözünden uyku akıyordu, iş ve güç
bekliyordu insanları. Fakat ayet BİZİM
durumumuzu da veriyor: "Gecenin üçte birini veya
yarısını..." diyerek efendimize yol gösteriyor. Biz
işte BUNU yapıyoruz. Bazen
gecenin tamamını da Allah zikri için harcıyoruz.
<> 51/17 bizi işaret ediyor
<> 51-Zariyat/17: Geceden
pek az uyuyorlardı.
Ve de Ali İmran-113'de, "Geceleyin Kur'an okurlar, secde
ederler ve sen bunları boşuna yaratmadın Yarabbi derler"
diye...
Geceyi makul biçimde Allah'ın anılmasına -hem de GÖNÜLLÜ- ayırmamızın
karşılığı İbrahim atamızın BEREKET duası olacaktır.
Böylece Allah bizden; biz Allah'tan razı olacağız.
Bugün benden istenen şuydu: "Her gün chat varsa, uykusuz
kalmayalım, mesela 01.de bitirelim" diye...
Başkanlarımız henüz burada değiller. Soru kanalına
bakan op candaşımız var mı? [K]nın sorusu
yazılı mı?
<>
Bulamadım kaptanım sorusunu. Dün de epey aranmıştık,
sorusu beni ağaltmıştı, sonra sormamay karar vermişti
Neden?
Onun sorusuna yanıt vermemi isteyen Noel baba idi. O yüzden
[K]nın üzerine gidiyorum.
Gerçi yılbaşı değil ama, Noel Baba
istediği zaman çıkageliyor. :)
Ay yuvarlandı mı kolay parazit alıyorum. (Eğer
parazit yerine direkt tele-tense telepatiye girersem, bildiğim LİSANLARI unutmaya
başlıyorum (Transfer gereği).) Bundan kaçınmak için PARASİTE'ye yöneldim. Bayağı
net sayılır.
Sanskritçe'nin yitiminden çok korkuyorum.
Ama dil aslında dediğim gibi yaşanır, yani o
konuşulan bir dil değil; hissedilen bir dildir.
Mesela ĞUSSAE.
Bunun içinde Khus, Türkçe KUS(mak'tan
kusu) ve sudan Sea. (Aynı zamanda Sea denizdir. Almanca'da ise See
göldür.)
Kusmuk+Suyu demek.
Böylece her dil kökeni olan sanskritçeyle birleşiyor.
Bana bir kelime söyleyin onun derinliğine girelim, ne olursa
olsun, bir tek kelime?
<>
HANİF
Bunu açmıştık. O halde bunun türevlerine girelim.
<>
"Lisan" olabilir mi?
Lisan da olabilir.
<> Sözler
ilk kez sanskritçe mi çizildi kaptan?
Evet candaş.
Önce: Adem "İsimlendirme"yi başardı.
Sonra bu dil dünyaya taşındı. Onun çocuklarından olan
İdris sayesinde yazı diline ve gramere döküldü. Nuh tufanında bu
dil aynen korundu. Nuh'un oğulları olan Ham, Sam ve Yafes.
(Ve de Yamm var ayrıca) (Kenan da deniyor.) (Kenanlılar,
işte onun gemiye alınmış olan eşinden olma
çocuklarıdır. Yamm boğuldu ama, çocukları yaşadı.
(Çünkü çocuklar her çağda günahsız sabidirler).)
Bunların öyküsü taa Calut denen (Nefilim Goliath)'a kadar
gider.
İlk dönemlere Aquarian (Tufan nedeniyle böyle deniyordu),
sonraki dönemlere de Egyptian denmektedir. Nuh'un öğretisi Himalayalardan
taa... Nil'e kadar geldi. Bu yüzden o çağa "Egyptian" diyoruz.
Ham, Sam ve Yafes aynı dili konuşuyorlardı. Sadece
bir de (sözünü etmiştim) şifreli bir dil olan Argo dili vardı.
Dünyada iki dil konuşuluyordu. Argo dili bir esperanto
gibidir.
Argo dilinin öteki adı Roman (Kıptice)dır. Gerçek bir
dil değil; sadece şifrelemek içindi.
İdris öğretisi olan Papirus üzerindeki yazılara
hiyeroglif deniyor biliyorsunuz. Eğer Argonot diliyle yazarsanız
adına Hiyeratik deniyor.
Böylece dillerden önce YAZI
ayrıştı. Kripto yazılar geliştirildi.
Antropoloji ve arkeoloji ne derse desin (Onlar hep normal
düşünürler :( (Oysa biz paranormaller evreninde yaşıyoruz)), ilk
uygarlıklar illa ki NİL,
Maveraünnehir (Mesopotamia) yöresinde gelişti.
Yunan uygarlığından tam 12 bin yıl önce Eski
Mısır uygarlığı oluşmuştu. Bu
uygarlığı Nuh'un en büyük oğlu olan HAM soyundan gelenler oluşturdu. (Esmer ve kara ırk)
Böylece tüm Afrika'ya (ve kalanlar da Dekan yarımadasına)
yayıldılar.
Yukarı Mısır'da (Çavlanlar bölgesinde) ilk HAM uygarlığı ortaya
çıktı. Bu İbrahim atamızdan yaklaşık 16 bin
yıl öncesidir.
Hami bilgeleri (rahipler) çok güzel bir arşiv tuttular. Hatta
Atlantis'in batışını onlar Platon'a anlattı.
Atlantis bildiğiniz üzere (ESKİ DÜNYA yani Tufandan az önceki coğrafyanın
adıdır) Nuh tufanını anlatır. Sais, Thebes ve Luxor
rahiplerinden çok şey öğrendi Eflatun... Eserinde dillerin bir tek
olduğu dönemden söz eder.
Diller bir tek fakat yazı ayrı ayrı
gelişmişti. Bunun nedeni o günkü koşullara göre dünya çooooook
büyüktü. Mesela, Nuh'un oğlu Sam dalgası ikinci olarak geldiler ve
önasyadan Arap yarımadasına indiler. Onların batısında
Nil sınır olmak üzere kuzenleri Hamililer (Yani en en en eski
mısırlılar) ile komşu oldular.
Bunun gibi Yafes dalgası da Sami'lerin doğusuna yerleşti.
(Sümer, Elam vb.) Bunlar bilindiği üzere TÜRKÇE konuşuyorlardı. (Proto-turanca döneminde yine
diller bir idi.)
Ancak Samiler öteki kuzenleri olan Yafes (Yabguz/Yavuz) olanlarla
savaştılar. Sümer ve Elam uygarlıklarını ortadan
kaldırıp buralara hakim oldular.
Proto-Turanlılar aslında içdenizin kuzeyinden giden
dalganın adıdır. (Fin-Ogriyenler vb.) Sümer ve Elam
Turanlıları ise hasbelkader güneye yönelmişlerdi. Maalesef
diğer Turan boyları gibi (Hattililer) ortadan kayboldular.
(Turanlılar=Yafesliler ÇEKİNİK
ırktır.) (Daha önce Macar ve Bulgarların hızla resesif
olarak asimile olduğunu anlatmıştım.)
Mesela söyleyeceğim şeye çok
şaşıracaksınız:
Turanlıların kuzeye gidenlerinden sadece Finliler
dillerini korudu. Rusların atası olan kabilenin adı RUS'tur. Bu Fince konuşan bir
güçlü devlet idi. RUS isimli kabile
gerçekten finliydi. Hatta Bulgar (Balkar
ve Malkar ve Altınordu Volga bulgarları) Turanlıları ile
birlikteydiler. Kolay asimile oldular.
Kendilerine Skand, yerli halka da Sklave diyorlardı. (Slave
kelimesi buradan geliyor) (Köle anlamında) Skand'ın anlamı
Sayın demek, Sayın bay kelimesinde olduğu gibi. Bu da
adını sayın veya azizler ülkesi anlamına gelen
Skandinavya'ya verdi. Skandinav ise >>>>>> Skand(efendi) ve
Slav(köle) ülkesi demek.
Mesela Sayın kelimesini ele aldık: Bu kelime soyon,
sayan olarak Asya hunları devrinde kullanılmış ve
moğol, mançu tunguzlara da aynen geçmiştir. Soyon veya sayan
"Aziz" demektir.
Hatta bu sayın kelimesi taaaa Japonya'ya gitmiş ve
(feodal ilkel dönemlerinde) "SAN"
(Japonca bay demektir) halinde kullanılmaya devam ediyor.
Sayın ve San aynı kelimedir. Efendi, beyefendi, aziz
demektir. (Hani birbirimize azizim deriz ya.)
İşte bu TEK
kelime tüm dünyada kullanılıyordu. Ama dillerin birden paranormal
ayrışmasıyla, Sayın kelimesi çok değişti ve
ayrıştı.
Mesela Sami dillerinde Seyyid veya Said (mutlu ve bay demek)
Aria (Hint-Avrupa dil ailesinin atası) dilinde ise Sant oldu.
St., Saint, Santo, Santa, San (marino mesela), hep Aziz kelimesinin yerine
geçen o tek dilin kalıntılarıdır.
Yaklaşık 60 lehçe ve dilde bu Sayın kelimesi
kullanılmaktadır. (Onu siz bulup hissedeceksiniz.)
İşte Sanskritçe.
<> Seyyid,
Ali İmran/39 ve Yusuf/25 ayetlerinde geçiyor.
(Suud, mes'ud, said >>> Hep aynı kökten gelmektedir.
Temelde Aziz demektir. Sa'di, Su'udi, bunlar biliyorsunuz ki kullanılıyor.)
<> "Yunan uygarlığından tam 12 bin yıl önceye Eki Mısır uygarlığı oluşmuştu. Bu uygarlığı Nuhun en büyük oğlu olan HAM soyundan gelenler oluşturdu... Yukarı Mısır'da (Çavlanlar bölgesinde) ilk HAM uygarlığı ortaya çıktı. Bu İbrahim atamızdan yaklaşık 16 bin yıl öncesidir" dediniz
Evet, İbrahim atamız Babilonya döneminde
yaşadı. (Lut gazabı döneminde), ondan 12 bin yıl önceye
dayanıyor eski Mısır uygarlığı. Sais rahibinin
dediği gibi: "Siz Yunanlılar daha dünkü çocuklarsınız,
nereden bileceksiniz tufanı..."
<> Zaman
aberasyonu var mı burada?
Hayır Aberasyon yok, 16 bin yıl boyunca tek dili
konuşurdu insanlar. Diller, İbrahim ve Nemrut çekişmesinden
sonra (Ziggurath) ortaya çıktı. "Komşu komşuyu anlamaz
oldu" dedirtecek kadar birden KESKİN
ve KESİN ayrıştı
diller.
Bunlar paranormaldir.
Örneğin doğal seleksiyon NORMALDİR de, Nuh'un gemisine alınan sadece bir çift olan
hayvanlara ne demeli?
Evrimciler diyor ki: "Doğal, normal seleksiyon ve
mutasyon." Tam tersine, paranormal bir seleksiyon ve mutasyon da yok!
Mutantlar tufanda ölüp gidiyor.
Halbuki güçlü olan onlardı, onların sağ
kalması gerekirdi. DEVLER
vardı apartman boyunda, dört koluyla dövüşen mutantlar vardı.
Zayıflar eleniyordu hani?
Allah, tersine bir gemiye SEÇİLMİŞ
insan ve hayvan çiftlerini doldurdu ve normal değil paranormal bir SELEKSİYONLA bugünkü ırklar
ortaya çıktı.
Artık iki omuzu üzerinde iki ayrı başı olan
insanlar falan yok. Tufan mutantları yoketti. SEÇİLMİŞLER kaldı.
Haniflik gibi. Hanifler de SEÇİLMİŞTİR. Bir mutasyon ve evoulation ile ortaya
çıkmadı Haniflik. SEÇİLMİŞLİK,
seçkinliktir Nuh gemisinde olanlar ve Hanif olanlar.
Ortodoks ve katolik müslüman olan atalarımız
aslında sanki Nuh'un tufanı öncesindeki o garip, ucubik mutantlar
gibi kaldılar. Biz Protestant islamlar ise, NUH gemisine seçilerek bindirilmiş gibi olduk.
İbrahim atamız, ilk eşi Sara, ikinci eşi
Hacer, (Kendisi Yafesli), yani bir yafes erkeği, sami ve hami iki
kadın ile evleniyor. Ayrı ayrı diller konuşulmuyordu.
(Çinliler Argo dilini seçtiler.)
Ta Orta Hindistan'daki (adını aldığı)
Brahui/Brahmi dininden geldiklerinde TEK
dil konuşuluyordu. Ne eşi Sara'nın samicesini, ne de eşi
Hacer'in hamicesini ÖĞRENMİŞ
değildi. Herkes herkes ile tek dil olarak anlaşıyordu.
Biliyorum bu tuhafınıza gidiyor, Ama ayetler böyle.
Babil kulesi ve Nemrut olayını ayetlerle anlatalım lütfen.
(Bir hüüp molası)
<> hep bu
Babil olayını merak etmişimdir
<>
2-Bakara/258: Baksana ona: O, kendine Allah meliklik verdi diye
İbrahime rabbı hakkında huccet yarışına kalkana,
İbrahim ona «benim rabbım o kadirı kayyumdur ki hem diriltir hem
öldürür» dediği vakit «ben diriltirim ve öldürürüm» demişti,
İbrahim: «Allah güneşi Meşrıktan getiriyor, haydi sen onu
Mağribden getir» deyiverince o küfreden herif dona kaldı, öyle ya: Allah
zalimler güruhunu muvaffak etmez.
<>
21-Enbiya/51: Andolsun ki daha önce İbrahim'e de akla uygun
olanı göstermiştik. Biz onu biliyorduk.
<>
21-Enbiya/52: İbrahim, babasına ve milletine, "Bu
tapınıp durduğunuz heykeller nedir?" demiş,
<>
21-Enbiya/53: "Babalarımızı onlara tapar
bulduk" demişlerdi.
<>
Tekvin/Genesis 11/6
Nimrod/Nemrut olayını anlatan ayetlere
bakınız. Babil kulesine gazap inmişti. Nemrut Allah'ı
oklayacağını iddia ediyordu. Ateşin de İbrahim'i
yakacağını iddia ediyordu.
<>
21-Enbiya/54: İbrahim: "And olsun ki sizler de
babalarınız da apaçık bir sapıklık içindesiniz"
deyince:
<>
21-Enbiya/55: "Sen bize gerçeği mı getirdin yoksa
şaka mı ediyorsun?" dediler.
<>
21-Enbiya/56: O söyle dedi: "Hayır; Rabbiniz, göklerin ve
yerin Rabbidir ki onları O yaratmıştır. Ben de buna
şahitlik edenlerdenim."
<>
21-Enbiya/57: "Allah'a yemin ederim ki, siz ayrıldıktan
sonra, putlarınıza bir tuzak kuracağım!"
<>
21-Enbiya/58: Hepsini paramparça edip, içlerinden büyüğünü ona
başvursunlar diye, sağlam bıraktı.
<>
21-Enbiya/59: Milleti: "Tanrılarımıza bunu kim
yaptı? Doğrusu o zalimlerden biridir" dediler.
<>
21-Enbiya/60-61: Bazıları: "İbrahim denen bir gencin
onları diline doladığını duymuştuk" deyince,
"O halde bunların şahitlik edebilmeleri için onu halkın gözü
önüne getirin" dediler.
<>
21-Enbiya/62: İbrahim gelince, ona: "Ey İbrahim Bunu
tanrılarımıza sen mı yaptın?" dediler.
<>
21-Enbiya/63: İbrahim: "Belki onu su büyükleri
yapmıştır, konuşabiliyorlarsa onlara sorun" dedi.
<>
21-Enbiya/64-65: Kendi kendilerine: "Doğrusu siz
haksızsınız", sonra kafalarında olan eski
inançlarına dönerek: "Ey İbrahim! Bunların
konuşmayacağını, and olsun ki, bilirsin" dediler.
<>
21-Enbiya/66-67: İbrahim: "O halde, Allah'ı
bırakıp da size hiçbir fayda ve zarar veremeyecek olan putlara ne
diye taparsınız? Size de, Allah'ı bırakıp
taptıklarınıza da yazıklar olsun! Akletmiyor musunuz?"
dedi.
<>
21-Enbiya/68: Onlar: "Bir şey yapacaksanız, şunu
yakın da tanrılarınıza yardım edin" dediler.
<>
21-Enbiya/69: Biz: "Ey ateş! İbrahim'e karşı
serin ve zararsız ol" dedik.
<>
21-Enbiya/70: Ona düzen kurmak istediler, fakat Biz onları
hüsrana uğrattık.
<>
29-Ankebut/24: Kavminin (İbrahim'e) cevabı ise, "Onu
öldürün yahut yakın!" demelerinden ibaret oldu. Ama Allah onu
ateşten kurtardı. Doğrusu bunda, iman eden bir kavim için
ibretler vardı.
<>
37-Saffat/95: İbrahim: Yonttuğunuz şeylere mi ibadet
edersiniz!
<>
37-Saffat/96: Oysa ki sizi ve yapmakta olduklarınızı
Allah yarattı, dedi.
<>
37-Saffat/97: Onun için bir bina yapın ve derhal onu ateşe
atın! dediler.
<>
37-Saffat/98: Böylece ona bir tuzak kurmayı istediler. Fakat biz
onları alçaklardan kıldık.
<>
37-Saffat/99: (Oradan kurtulan İbrahim:) "Ben Rabbime
gidiyorum. O bana doğru yolu gösterecek".
<>
37-Saffat/100: O : "Rabbim! Bana salihlerden olacak bir evlat
ver", dedi.
<>
37-Saffat/101: İşte o zaman biz onu uslu bir oğul ile
müjdeledik.
<>
37-Saffat/102: Babasıyla beraber yürüyüp gezecek çağa
erişince: Yavrucuğum! Rüyada seni
boğazladığımı görüyorum; bir düşün, ne dersin?
dedi. O da cevaben: Babacığım! Emrolunduğun şeyi yap.
İnşallah beni sabredenlerden bulursun, dedi.
<>
60-Mümtehine/4: İbrahim'de ve onun beraberinde olanlarda sizin için
gerçekten güzel bir örnek vardı. Hani onlar, kavimlerine demişlerdi:
Biz, sizden ve Allahı bırakıp taptığınız
başka şeylerden uzağız, sizi inkar ediyoruz. Yalnız
Allaha inanıncaya kadar bizimle sizin aranızda ebedi
düşmanlık ve öfke belirmiştir. Yalnız İbrahimin
babasına; andolsun ki, senin için mağfiret dileyeceğim. Ama
Allah'tan sana gelecek herhangi birşeyi def'etmeye gücüm yetmez, demesi
müstesna. Ey Rabbımız; Sana tevekkül ettik ve Sana yöneldik.
Dönüş de ancak Sanadır.
Tekvin yaratılış 11. bap'ta da Babil kulesi
anlatılıyor.
Bugün chat kısa süreceği için bu ayetlerin
inanılmaz sırlarına girmeyeceğim. Ama dikkatinizi çekmek
istediğim bir iki YORUMSUZ
şeyi vurgulayacağım.
"And olsun ki, daha önce
İbrahim'e de akla uygun olanı göstermiştik. Biz onu biliyorduk.
- İbrahim, babasına ve milletine: "Bu tapınıp
durduğunuz heykeller nedir?" demişti. -
Babalarımızı onlara tapar bulduk" demişlerdi."
"İbrahim'e de
akla uygun olanı göstermiştik."
"İbrahim'e de
akla uygun olanı göstermiştik."
"İbrahim'e de
akla uygun olanı göstermiştik."
İbrahim'in mutmainlik ruhu AKLEN bilimle ikna olma azmine dayanır. İbrahim o güne
kadar tek düstur olan Ata dinini reddediyordu. Tam bir P R
O T E S T A N T olarak.
"İbrahim, babasına ve
milletine: "Bu tapınıp durduğunuz heykeller nedir?"
demişti. - Babalarımızı onlara tapar bulduk"
demişlerdi."
"İbrahim, babasına ve
milletine: "Bu tapınıp durduğunuz heykeller nedir?"
demişti. - Babalarımızı onlara tapar bulduk"
demişlerdi."
"Babalarımızı onlara tapar
bulduk" demişlerdi."
"Babalarımızı onlara tapar
bulduk" demişlerdi."
"Babalarımızı onlara tapar
bulduk" demişlerdi."
"İbrahim: And olsun ki sizler de
babalarınız da apaçık bir sapıklık içindesiniz"
"İbrahim: And olsun ki sizler de
babalarınız da apaçık bir sapıklık içindesiniz"
"İbrahim: And olsun ki sizler de
babalarınız da apaçık bir sapıklık içindesiniz"
İbrahim ATA dinine
uymayan Y E G A N E biricik
tek insandır. Bizim tam tersimiz yani... Üstelik peygamber de
değildi... O bir Teen ager idi (eleven, twelve bitmiş, thirTEEN yaşına gelmişti.)
"Bazıları:
"İbrahim denen bir gencin onları diline
doladığını duymuştuk."
"Bazıları:
"İbrahim denen bir gencin onları diline
doladığını duymuştuk."
"İbrahim denen
bir genç"
"İbrahim denen
bir genç"
"İbrahim denen
bir genç"
"İbrahim denen
bir genç"
O peygamber değildi, o kendisi istisna olarak Allah yolunda
savaşıyordu. Allah onun elbette o içgüzelliğini biliyordu:
"Andolsun ki daha önce
İbrahim'e de akla uygun olanı göstermiştik. Biz onu
biliyorduk."
"Biz onu
biliyorduk"
"Biz onu
biliyorduk"
"Biz onu
biliyorduk"
"Biz onu
biliyorduk"
"Biz onu
biliyorduk"
"Biz onu biliyorduk"
Bu, İbrahim atamızın 13 yaşında ve Levhi
Mahfuz'da 228 bin peygamber arasında adı yokken geldiği
noktadır.
13 yaşındaki bir çocuktan söz ediyoruz! İlkgenç!
Ve öyle protest ki yapmadığını
bırakmıyor. Peygamber değil, bir vahy geliyor değil; o inanılmaz
bir mücahede veriyor Hiç görmediği, fakat iman ettiği
Allah'ına...
Görevli değildi, "Kalk uyar" bile denmemişti
ona. 13 yaşında bir yeni yetme öyle protest idi ki,
ortalığı karıştırdı da
karıştırdı. Yapmadığını bırakmadı,
babasının putlarına kadar kırdı döktü.
Allah'tan hiç bir ilham ve vahy gelmeden bunu KENDİ kendine yaptı. Allah, bunları biliyordu
-Cebrail ile birlikte-.
"Biz onu
biliyorduk"
"Biz onu
biliyorduk"
"Biz onu
biliyorduk"
Ve fourteen yaşında ona
S O N R A D A N oluşturulmuş bir peygamberlik
verildi. Bunu kabul etmeye tek şart getirdi: "Beni dostun edinirsen
peygamber olurum." Allah da İbrahim'i DERHAL dost edindi!
İbrahim bir istisnadır, çok konuda istisnadır.
Mesela insanlık tarihinde en aykırı şeyi ilke
edinmişti:
A S L A
A T A
D İ N İ N E
i n a n m a y a c a k s
ı n ı z
!
Artık biz bir milletiz!
Bizim bir tek atamız var:
İ b r a h i m
O, Allah'ımızın tek dostudur.
O, asla yanılmayacak GERÇEK
bir atadır.
<>
2-Bakara/131: Rabbi ona: "Teslim ol" dediğinde (O:)
"Alemlerin Rabbine teslim oldum" demişti.
Size şunu söylüyor ayetler -hissederseniz- diyor ki ayetler:
İBRAHİMDEN
BAŞKA HİÇBİR ATANIZ olmayacaktır.
İbrahim gibi protest olacaksınız.
İbrahim gibi koparıp alacaksınız.
Öteki peygamberler gibi mirasa konmayacaksınız. KOPARIP alacaksınız!
Siz UYGARCA fakat
protest bir yaklaşımla..."
<>
2-Bakara/130: İbrahim'in milletinden kim yüz çevirir? Ancak
kendine kıyan sefih, hakikat biz onu Dünyada ıstıfa ettik,
Ahırette de o hiç şüphe yok salahile seçilenlerdendir.
<> Sefih,
İblis için kullanılıyor ayrıca. "Ya İbrahim'e
uyarsınız, ya da İblis'e..." deniyor açıkça.
İslam'ın iki mezhebi ikisi birden SEFİH'dir [candaş].
Biri ortodoks müslümandır ötekisi katolik müslümandır. İblis bu iki mezhebin kanlı
kavgasını çıkartıp keyifle seyreden baş sefihten öte
bu iki mezhebin PAPA'sı-PATRİK'idir.
İslam adına yapılan ne varsa, İblis için
yapılmıştır bugüne kadar... Şu saltanatlara bakar
mısınız? Ehli Beytin canavarca öldürülmesine bakar
mısınız? Hurafe ve bi'dat dini olan şu maskara İSLAM dinine ve onun palyaço iki
mezhebine bakar mısınız?
İşte bu noktada ARTIK
atalarınızdan ayrılın! Tek bir atanız var o
Allah'ın biricik dostu... Tek bir İslam dini var >>> Hanif
İslam. Artık sizin ATALARINIZ
ile ilişkiniz kesilmiştir. Siz artık PROTEST bir Allah kulusunuz!
MEZHEB'i
şeytan kurdu-kurdurdu. Dini unutturmak için Ebu Süfyan'ı dost edindi
İblis. Muaviye ve Hakem olayını oluşturdu. Önce Ali'yi
sonra bütün ehli beyti şehid ettiler. Ve bunu yapanlar (Muaviye
çocukları, Yezidler vb.) "Biz peygamber soyundan seyidleriz"
dediler.
Emeviler'de SEYİDLİK,
Yezid 1000 Muaviye 1000 Ebu Süfyan soyuna getirildi. Sanki bir tek ehli beytten
kişi bırakmıştı da... Beşiktekini bile delik
deşik ettiler.
<>
17-İsra/73: Az kalsın seni, sana vahyettiğimizden uzaklaştırarak
ondan gayrısını bize isnat edesin diye fitneye
düşüreceklerdi. İşte o takdirde seni dost(HALİL)
edinirlerdi.
<>
İblis dostluğu işte.
Evet, İblis İslam'ın İKİ mezhebini kuran ASIL
GÜÇTÜR. Mezhebin ikisini de o kurmuştur.
Ve sizi bir afetten kurtardı Allah. Bu afet şuydu:
Eğer daha önce doğmuş olsaydınız, bana
erişememiş olsaydınız, ATALARINIZ
dini, pardon din dedikleri mezhebiyle başbaşa
kalacaktınız.
Allah'a sonsuz şükredin ki, bu köklü değişimi
(İbrahim protestliği olan ruhu) bize verdi, artık MEZHEBİNİZ yok!
<> HAMDolsun
<> Çok
ŞÜKÜR ALLAH'ımızA
Sadece Allah'ın
indindeki tek ve en güzel İslam dini olan HANİF islamı buldunuz! İbrahim ile BİR yani EŞİT oldunuz! Bu bir darbedir, devrimdir.
Daha bir kaç yıl öncesine kadar "Benim mezhebim
yok" diyebilir miydiniz? Hatta bunu söyleyene düşman olurdunuz.
Şimdi o devrim yapıldı >>> "Bizim bir mezhebimiz,
tarikatımız YOK!"
Allah sizlere bir alamet olarak bu çağı seçti.
İftiharla hep "Ben Sünniyim" dediniz veya
"Şiiyim" dediniz.
Sünnilik nedir?
Süfyan dede, Muaviye baba ve Yezid'in kurduğu bir ŞEYTAN MEZHEBİ, kan üzerine kurulu. 12 imamı birden öldüren,
Efendimizin kanından gelen torunlarını öldüren KASAP bunlar!
İşte bu kasaplar bu saltanatlarını oturtmak
için kitabı bırakıp HADİS
uydurdular. Meczub tarikatla primler verildi. Adına da Sünneti Seniyye
dendi.
Lafa bakın! Neyin övgüsü bu? Cinayetlerin
soykırımın mı?
Allah'tan başka bir sünnet daha yoktur. O da SÜNNETULLAH'tır. Sünnetullah ise HANİF din ile birebir
özdeştir, inanmayan ayetlere baksın.
Secde edeceğim geleceğim, bir dk izin.
<>
34-Sebe/20: Andolsun ki; İblis, onlar hakkındaki
zannını doğru çıkarmış ve mü'minlerden bir
topluluk hariç ona tabi olmuşlardır.
Geldim. Tansiyonum çıkınca, pardon değişince
secde etmek bana çok yarıyor, sanki beynimden çekilen kan tekrar yerine
gidiyor. Tavsiye ederim. İlahi haşyete
yakalandığınızda, ürperdiğinizde,
namazınızı kılmış bile olsanız, secde
ediniz. Mesela "Elhamdülillah" deyiniz ya da Eşhedü enla ilahe
illallah deyiniz.
(Biz sadece buna kalubela'da ŞAHİTLİK
etmiştik. Efendimize ŞAHİT
değilsiniz, o tanrı değil! Efendimize Allah ve melekleri
gibi biz müminler de selavat ve selam getireceğiz.)
Kelimeyi Tevhid La ilahe illallah ve Kelimei Şehadet ise eŞHeDü en: "La ilahe
illallah"tan ibarettir.
Siz neye şahid oldunuz? Allah efendimizi yanına
alıp bütün ruhlara kalubela'da "Bakın bu Muhammed benim biricik
dostumdur, bütün alemleri onun yüzü hürmetine yarattım, eğer ona da SALAT falan yapıp (sünnet
namazları buradan çıkmıştır) dua etmezseniz, o size
şefaat etmeyecektir. Çünkü ben tüm Tanrı yetkilerimi ona
devrettim" Mİ DEDİ?
Efendimize nasıl ŞAHİT
oluyorsunuz? Böyle saçma şey olur mu?
Allah'a ORTAK
koşuyorsunuz, "Eşhedü enne muhammeden..." demekle.
<> "E
lesti küm bi RABbi küm" >>> "Qalu bela ŞeHiD na"
>>> Biz sadece RABbimize ŞaHiDiz.
<>
7-Araf/172'de, "we Rabbiñ, Adem oğlundan
sırtlarından/arkalarından zürriyyeti aldığında,
onları şahidlendirdi nefslerine/kendilerine" "Ben, Rabbiñiz
değil miyim?" (Ademoğlu) Dediler; evet şahid olduk..."
<> Ayetteki
soru bütün Ademoğlu'na sorulmuş, ResulULlah SS da bütün Ademoğlu
içinde olduğu halde n'asıl ResulULlah'a şahid olabiliriz ki?
Evet. Acaba o sırada Allah yanına Efendimizi de
şirk olarak mı koymuştu? Bizden ahit mi almıştı?
Tam tersine efendimiz ve 228 bin peygamber kalubelada ÖZEL bir seansta toplandılar. Peygamber olmayan bir KULDAN ve peygamberler adına ona
yardımcı olan Yahya'dan MİSAK
aldılar. Öyle değil mi?
<> evet
<> Allah,
Peygamberimiz (ss) kendi ölmüş akrabalarına bile dua etmesini
engelliyor iken, nasıl şefaat yetkisi var deriz.
<>
33-Ahzab/7: Biz, peygamberlerden misaklarını
almıştık. Senden de misak aldık. Nuh'tan, İbrahim'den,
Musa'dan, Meryem oğlu İsa'dan, bunların hepsinden kuvvetli bir
sözleşmeyle misak aldık;
<>
33-Ahzab/8: Ki Allah, özüyle sözü bir olanlardan
doğruluklarını sorsun. Küfre batmışlara ise korkunç
bir azap hazırlamıştır.
<>
(Haşa) "Allah/Baba + Muhammed/İsa(Oğul) +
NurüMuhammed/KutsalRuh" üçlemesinden ne farkı var şimdiki
durumun? "Benim peygamberim seninkini döver!" Hani siz elçileri
birbirinden ayırmazdınız?
Aşağılık SÜNNETİ
MUHAMMEDİ palavrasını uydurdular! SÜNNETULLAH'tan başka bir sünnet var mı? Gösterin
Kur'an'da! Sünnetullah birtek yerde geçer, yani HANİF kelimesinin hemen yanında! O ayeti bulur musunuz?
İbrahim'i öven ayet. "Allah'ın sünnetinde asla bir
şaşma göremezsiniz!" ültimatomu olan ayet! Sünnetullah'ın
değişmeyeceği garantisi olan ayet!
<>
4-Nisa/125: Güzellikler sergileyerek ve özü-sözü doğru bir
halde İbrahim'in milletine uyarak yüzünü Allah'a teslim edenden daha güzel
dinli kim olabilir! Allah İbrahim'i dost edinmişti.
<> Fetih/23:
Allah'ın öteden beri cereyan edegelen sünneti, Allah'ın
o sünnetine bir tebdil de bulamazsın
<>
30-Rum/30: O halde sen yüzünü, bir hanif olarak dine, Allah'ın
insanları üzerinde yarattığı fıtrata çevir.
Allah'ın yaratışında değiştirme olamaz.
Doğru ve eskimez din işte budur. Fakat insanların çokları
bilmiyorlar.
<>
35-Fatır/43: Yeryüzünde kibirlendi ve kötülük tezgahladılar.
Oysaki tezgahlanan kötülük, sahibinden başkasını kuşatmaz.
Öncekilerin başına gelenlerden başkasın mı
bekliyorlar? Allah'ın yol ve yönteminde değişme asla
bulamazsın. Allah'ın yol ve yönteminde döneklik de bulamazsın.
<>
35-Fatır/43: İstikbaran fil erdy ve mekras seyyi'* ve la yehyykul
mekrus seyyiü illa bi ehlih* fe hel yenzurune illa sünnetel evvelyn* fe len tecide li sünnetillahi tebdyla* ve len tecide li sünnetillahi tahvyla
"ve len tecide li
sünnetillahi tahvyla"
"ve len tecide li
sünnetillahi tahvyla"
"ve len tecide li
sünnetillahi tahvyla"
Orada FITRAT yok, kim
uyduruyor? Orada SÜNNETİLLAHİ
kelimesi var! İşlerine gelmiyor çünkü. Zira SÜNNET kelimesini Allah'tan koparıp efendimize verdiler.
Allah'ın sünneti yerine varsa yoksa efendimizin -tenzih ederim- sözde
sünneti güya hadisleri. LANET olsun Hanif olmayan herkese!
İçim yanıyor, yine secde edeceğim.
Geldim.
Mezhebin ne, "EHLİ
SÜNNETTENİM. Eşhedü enne Muhammeden resulullah" dedik.
Bunları söyledik.
EŞHEDÜ
demeyeceksiniz candaşlar: Eşhedü enla ilahe illallah + Muhammeden Resulullah,
böyle söyleyebilirsiniz. Ama efendimize de ŞAHİD
olduk diyorsanız -Kalu Bela'da-, o zaman cehenneme kadar hepimizin yolu
olur.
<>
63-Münafikun/1: Sana geldikleri vakıt o münafıklar dediler ki:
şehadet ederiz hakikaten sen şübhesiz Allahın Resulüsün, Allah
da biliyorki: hakikaten sen şübhesiz onun Resulüsün, bununla beraber Allah
şehadet ediyorki doğrusu münafıklar kat'iyyen
yalancıdırlar.
BİZ ALLAH'ı
gördük -unutturulduk-. ALLAH'ı
gördüğümüze ŞAHİDİZ biz!
Allah'a şahidiz!
Nasıl dersiniz-dedik-diyoruz ki Eşhedü enne muhammeden
abdühu ve Resulühu...
Bir kere cümle yanlış. Arapça gramer ile ilgisi yok:
birincisinde ENLA
diyorsun
ikincisinde ENNE diyorsun
ve daha bilmiyorsun ki:
a) Muhammeden mi?
b) Muhammedün mü?
c) Muhammedür mü?
Daha onu bile BİLMİYORSUN!
Çünkü LA (yok)
diyemediğin için EN-NE
diyorsun, o zaman da Muhammeden mi, Muhammedin mi, Muhammedür mü, Muhammedün
mü? DÖRDÜNÜ de bilemiyorsun. Abdühu
diyorsun (Onun kulu) ve Resulühi
(Elçisi)! Şu ikisi dışında cümle tamamen yanlış.
ARAPLAR
a r a p ç a
B İ L M İ Y O R !
Yuh be!
Allah yazmayı bile bilmiyorlar. ŞEDDEler koyuyorlar Rabbin mübarek ismine ve bunları
"Gramer gereği" diye bize yutturuyorlar.
Biz de sarf ve nahv okuduk elbette. Ne yani, ben şimdi
atalarımın Allah ismini doğru yazdığına inanmak
zorunda mıyım? Ya da Efendimize Kalu Bela'da tanık olmak zorunda
mıyım?
BEN
İbrahim oldum, onun gibi yuh be
diyerek, çıkışarak yazıyorum, protesto ediyorum
atalarımızı ve hatalarımızı!
Ehli Sünnet vel cemaat mezhebindenmişiz! Cemaat de şu
tarikatler mi oluyor acaba? Şalvarlı cahiller mi imam hoca olup bir
de maaş alıyorlarmış. (40 bin böyle birileri
varmış gazete haberi.) O gazeteleri okudunuz mu?
<>
sayıları bilinmeyen şeyh(tan)lar ortalarda hocam
<>
37-Saffat/35: Onlara "LA İLAHE İLLALLAH" denildiğinde,
kebir/kibir/büyüklenirler.
<>
37-Saffat/36: "Mecnun bir şair için İLAHLARIMIZI terk
mi edeceğiz?" derler.
<>
37-Saffat/37: Bel! HAK ile geldi ve mürselleri tasdik etti.
Saat 01.00'de ZigZag ile yazışılacak. Son beş
dakikaya girdik. Yarın devam ederiz Allah inşaa ederse.
<> Allah
inşaa
İnş ALLAH.
Yarın da Sebe melikesinin içine girdiği ve sonra da iki
yıl boyunca Süleyman'ın içinde öldüğü (uzlet odasını)
anlatmamı istedi (sizin torunlar). O yarım kalmış
sanırım.
<>
sabırsızlıkla bekleyeceğiz, tşk. ederiz hocam
"21/54: İbrahim: And olsun ki sizler de
babalarınız da apaçık bir sapıklık içindesiniz"
"21/54: İbrahim: And olsun ki sizler de
babalarınız da apaçık bir sapıklık içindesiniz"
Ben sanırım büyük bir kitle tarafından
bekleniyorum. Yarın yine 21.30 cıvarında görüşmek üzere
Allah'a emanet olunuz. RZİ. Hoş-bye candaşlar.
<> slm slm
<> elinize
sağlık efendim
<> amin