Chat n°
245 - Tarih: 11 ağustos 2004
Not-1:
<> ile başlayan satırlar sayın Aiberge ait değildir,
sohbet/chat esnasında onunla konuşan diğer kişilere aittir.
[] ile başlayan satırlar ve [ ] arasındaki kesimler yine sayın
Aiberg'e ait değildir, sohbete sonradan eklenmiştir.
Not-2: Eski sohbetlerde işlenen bazı gündem konularının
yıllar sonra değişmiş olabileceği ihtimalini gözönünde
bulundurmak gerekebilir. Sohbeti okurken karşılaşacağınız
her türlü sorunu/hatayı vb. info@aiberg.com
adresine bildirebilirsiniz.
[] Kaptan msccp10SCE
nickiyle bağlandı
<> selam selam dabbetimiz hoş geldiniz
ss
candaşlarımız. Hoşbuluşturana hamdederek, GELECEK zaman (2054+) ötesinin soruları
vardı, onları ivedilikle yanıtlayacağım.
Soru1:
Zamanın akışı?
Yanıt1.
Zaman akmıyor. Bizler AN denen şimdiki
(şu an) bir hologramı yaşıyoruz.
S-2:
Bunun anlamı nedir?
Y2:
Sadece ENSTANTANElerden oluşuyor
zaman. Bir filmin karesi gibi.
Soru3: Bu neden böyledir?
Yanıt3:
Çünkü OL buyruğuyla
evren kendi çevresine dolanarak ve PULSation
ile (nabız gibi) atarak ŞİŞ'mektedir
(Üff). Bu pulsların her biri bir "AN"dır.
Anlar veya pulsation genişleyen evrenin itici gücüdür. Bizler
GENİŞLEDİKÇE
(Rabbimiz bize ruhundan üfledi) bir AN'dan
öteki AN'a geçiyoruz.
Eğer
evren genişlemeseydi? Hep ŞİMDİ
dediğimiz bir anda kalırdık.
Evren
genişler: ışıktan YAVAŞ
genişlediğinden zaman oku İ L E R İ akar, yani AN'lar bir GERİden
bir ileriye taşınmış olur.
Soru4:
"Bunu açıklayabilir misin?"
ŞİMDİ (an'ımız)
ileri doğru yürütülmektedir. Uzayın Zariat-47 nedeniyle genişlemesinde
bu AN'ların pulsation'u
bildirilmiştir.
[] 51-Zariyat/47: Göğü gücümüzle biz kurduk ve
onu biz genişletmekteyiz.
Hayatımız bir filmin kareleri gibidir ve bu gerçekten
film karesi olan AN(enstantaneler)
dizisidir. Adı da HESAP
defteridir.
Hesap defterinin tutanak olabilmesi için ışık hızından
hızlı ve zaman okunun tersine "BİRİLERİNİN" yani raportörlerin bu tutanağı
tutması gerekir. (Kiramen Katibin zorunlu olarak bize yoldaş kılınmıştır.)
[] 82/10: Şüphesiz üzerinizde hafızlar var. - 11: Kiramen
Katibler. - 12: Ne fail/ifa ederseniz bilirler.
Uzay
ve Zaman ayrılmaz bir bütündür. Bu dört boyutlunun kesinkes relativitesi
vardır. Buna göre >>> ışık ile yakın hızlarda
giderseniz >>> ANLARINIZ d a
h a i l e r i bir
"Geleceğe" taşınmaktadır.
Boşluk?
SORU:
Boşluk/Vakum???
YENİ BULUŞ:
Vakum uzay parçacıklarından oluşmaktadır. Boşluk BOŞLUK değildir. Boşluk
Max Planck'ın "KARACİSMİNDEN"
oluşmuştur.
Maxwell >>> "Elektromagnetik Dalga Teorisini" üretti. Enerji, kesintisiz
dalgalar halinde bu BOŞLUKTA "doluluk"
oluşturur.
Planck
>>> Bunun KESİNTİLİ
olduğunu açıklar. Ve en küçük dalgaboyu olan kızılötesinin
bir SINIRI/limiti var olduğunu
ortaya koydu. (Kendi adı verilen sabit)
Ve bunlara kuantum diyoruz.
Kuantum kuramı beraberinde İLLA ki Heisenberg Belirsizliğini getirir. Bu da evrenin
keyfi ve rastgele (sonsuz ihtimaller dizisi içinde rastlantısal bir
biçimde) yaratıldığını -sanki- söylemektedir.
Şu meşhuuur "Tanrı evrene zar atmaz/kumar
oynamaz" darbı meseli...
Gerçek şu ki quantum fiziği yetersizdir. ÇÜNKÜ zira:
1. Işıktan yavaş sistemlerde >>> KLASİK FİZİK
2. IŞIK HIZINDA
>>>>> QUANTUM FİZİĞİ
3. Işıktan hızlı sistemlerde
>>>>>> ???????????????????????????????
Bu sonuncusunun yanıtını arayalım:
GUT! Büyük birleştirme teoremleri
birbirinden farklı olan doğanın dört temel kuvvetinin EN KUVVETLİDEN (yani en genç) en
zayıfa (En yaşlı ve küçük kuvvet -ki ÇEKİM kuvvetidir-)... dört kuvvet bir tek kuvvete
indirgenebilir >>>>> En başta bitişiktiler.
[] 21-Enbiya/30: Ya o küfredenler görmediler mi ki,
gökler (semavat) ve yer (arz) bitişik (ratq) idi, biz onları ayırdık
(fetaq) ve diri/hayatı olan her şeyi sudan yaptık, hala inanmıyorlar
mı?
Çekim
kuvveti ile ZAMAN (ZAM+AN) arasında ilginç bir
birliktelik var:
Çekim
kuvveti EVREN çapında -toplandığında-
EN BÜYÜK KUVVETTİR
-karadelikleri hatırlayınız, her şeyi yutar-.)
Ama
iki atom arasında HİÇ YOKTUR,
yani mikrokozmos'da ÇEKİM
kuvveti HİÇ yoktur. İki
atom molekül olduklarında veya elektron protona bağlandığında
ÇEKİMİN zerrece
etkisi y o k t u r . (Onları
EMK birleştirmektedir.)
Pekiyi
kütleçekim teoremini nasıl oluşturacağız?
Zamanı betimlerken buna benzer bir hataya düşülmüştü
-vaktiyle-. Her şey (uzay, biz vb.) zaman denen bir akvaryumun içinde yüzüyorduk.
Onlara göre zaman kesintisiz (undiskrete) ve herkes için aynı hızda
akıyordu.
Tüm mekanlar ve uzay zamanın içinde yüzen ve ona hapis olmuş
varlıklar gibi düşünülüyordu. Oysa madde, çekimi aracı kılarak
UZAY-ZAMANI büküyor, eğriltiyordu.
(Distortion bozulması)
Einstein, Minkowski ve Lorenz bunu kanıtlamışlardı.
Uzay-zaman birbirinden ayrılmaz bir DÖRT boyutluydu. Quantum fiziği uzayın ÜÇ boyutunu ölçümleyebiliyor ve
dilimleyebiliyor. Ama aynı fizik zaman boyutunu dilimleyemiyor.
Matematik ise İKİSİNİN
birden dilimlenmesi gerektiğini EMREDER.
Eğer büyük birleştirme teoremini başaracak isek İLK yapmamız gereken zamanı
dilimlemektir. Zaman tik-taklar halinde; uzay ise bir nehir suyu gibi akmaktadır.
Tik-tak nedir? 10 üstü eksi 43 saniye >>>> PLANCK minimum zamanıdır.
Bu durumda görecelik ve kuantum teoremlerinin BİRLEŞMESİ neden başarılamamış?
Bundan mrs.cp'yi tenzih ederim. Çünkü o makro karadelikler ile
mikro (atomdan küçük) karanoktacıkları yani makro fizik ile mikro
fiziği birleştirdi.
Fakat günlük hayatta nerede ve nasıl bir karadelik
bulabiliriz? Makrokozmos ile mikrokozmos nasıl birleşir? Biri kocaman
makroskopik; diğeri mikroskopik...
Makroskopik kurama göre bir şey sonsuza kadar bölünebilir.
Mikroskopik olarak (Kuantumculara göre) uzayın da bir küp gibi bölünmesi
gerekmektedir. Yani en küçük parçalara ayırabiliriz >> Planck sabiti
gibi.
Zaman bu durumda "NONE"
(nonome) gereği bir HİÇLİK
ile yordamını buluyor, yani aralarında NONOME olan (HİÇLİK
demektir) aralarında hiçlik olan AN-BE-AN'lardan
oluşuyor.
Uzayı nasıl ki >>> Super string'ler örüyorsa,
zamanın da bir örgüsü OLMALI.
Eğer bu örgü varsa (2079'da bulunacaktır) Zaman da PULSATİON yaparak aktığına
göre kesikli (diskret) olduğuna göre Evrenin nabız gibi atmasıyla
AN'ların ilerlemesi (Genişleyen balonun YENİ yüzeyine sıçramamızla)
zaman pulsları varsa, o zaman UZAY
DEVAMLI değildir.
Uzayı yani mekanı delik-deşik düşünmeliyiz.
Uzay böyle gözenekli olmalı ki, zaman=AN
akabilsin. O halde!!!!! Uzay bir BOŞLUK
değildir.
Uzayın bu delikdeşik yapısına >>> KÜLLİ ŞEY'in'in yapısı
diyebiliriz. İki "ŞEY"
arasında hiçbir boşluk yoktur. O halde UZAY >>> VAKUM değildir. Boşluk en baştan
beri yanlış bir kabuldür.
Madde
o ki bir uzay parçacığından ötekine sıçrıyor. Ve bu
iki durum arasında bir boşluk yok! Hiçlik (none-nome)
yok.
Zaman
gibi uzay da aslında bir hiçlik yani madde bir parçacıktan ötekine
geçerken kesinlikle bir HİÇLİKTE
var olmuyor. (Allah bizi külliyen ihata etmiştir. Allah'ın boşluğu
olamaz.)
Soru:
Çözüm nedir?
10-43
[10^-43] saniye ve/veya
10-33 [10^-33] cm, bu ikisi PLANCK sabitinin EŞDEĞER çevrimleridir.
Planck
sabiti 10 üzeri eksi 33 cm.dir. (Yarıçapı) Işığın
hızı sabit olduğuna göre: bu mesafeyi ışık sadece
10 üzeri eksi 43 saniyede alır.
Bundan
küçük mikyaslar kuşkusuz Hilbert uzayıdır. Hilbert uzayından
(öteden baktığınızda) burayı AYNI görürsünüz: Partiküllerin bir biçimi yoktur, oylumları ve
AFAK'ları (dış
yüzeyleri) vardır. Enfusları YOKTUR.
Pekiyi
taneciklerin birbiriyle etkileşimi nasıl oluyor?
Yanıt:
HOLOGRAM kuramıyla. Polarizlenmiş iki foton nasıl
biri şaşırtılınca öteki de buna uymak zorunda kalıyorsa
(Hologram kuramının temeli budur >>> Bir parçacık TÜM bütünü gösterecek paralel davranışa
girer), işte bu tüm EVRENDE
olmaktadır. (Buna quantum uzaktan etkisi diyoruz.)
Böylece iki parçacık (polarizlenmişçesine) birbiriyle
ilişkisi nedeniyle birbirine bağlı olmaktadır. O ikisinin
birbirine BAĞLI olması
demek, UZAYIN DELİK DEŞİK
OLMASI demektir.
O halde süper sicimler (Halka kuramı uyarınca) bir kazak
gibi uzayı dokuyorlar (ilmek ilmek). İşte bu süper sicimlerin
durumu bile bize şunu anlatıyor: Kazağın nefes alan yerleri
(boşlukları) aslında boşluk değil, boşluk yok.
Süper sicimler uzayı delik-deşik etmişler sadece.
Görecelik kuramı biliyorsunuz ki, Hendrix Lorentz'in dönüşümlerinden
ve Minkowski'nin SOYUT zamanından
√(-1) çıkmıştır. Uzaya gelince, o da RİEMANN'ın uzayıdır.
Bütün bunları ustaca birleştiren Einstein, temel yanlış
olarak kendi görüşünü benimsetmiştir. Oysa bunu tersine düşünelim:
Göreceliği kuantum teoremine mi uygulamalayız; yoksa???
Bence quantum teoreminden GÖRECELİK
(relativite) çıkarılmalıdır. YENİ belirlediğim düstur budur. (Ben Alan Rout) (Alan
Ruting ve Alan Turing)
Bunun yararı şu olacaktır: Einstein nasıl ki
Newton mekaniğinin farkına varmadığı ÖZEL çözümleri relative olarak
ürettiyse, aynı biçimde Einstein'ın farkına varmadığı
YENİ ÖZEL ÇÖZÜMLER var:
Einstein'ın farkına varmadığı çözümlerden
birini (KM. Alain) Schwarzschild bulmuştur. Görecelik denklemlerinin özel
bir çözümünden sonra KARADELİKLER'in
olması gerektiği anlaşılmıştır.
Şimdi benim YÖNTEMİM
şu:
Ben yeniden NEWTON
olacağım. Bu kez Einstein kuramlarının ÖZEL ÇÖZÜMLERİNİ bulacağım.
Bu şu demektir: h planck sabiti, çekim sabiti ve ışık
hızı, üçü de bir piramit olarak birleştirilmelidir. (Bu şimdiye
kadar hiç yapılmadı). Bu sayede h uzunluğu ve planck enerjisi
elde edilir.
Yani Planck uzunluğu ve Planck enerjisi "İKİ KATLI" olarak klasik
kuantum kuramından sıyrılmış, kurtulmuş olurlar.
Ama ortaya bir yeni tablo çıkıyor: "Eskiden bir tek
sabite varken; şimdi iki sabite gerekiyor." Yani relativistik
bölgeden SÜPERRELATİVİSTİK
bölgeye terfii ediyoruz.
Işık hızı geçilmez sayılıyor. Bir de
bunun gibi aşılmaz uzunluk denen ikinci bir sabite ortaya çıkıyor.
(Şu anda özel çözümümü sunuyorum.)
İşte bu ikinci sabite makro veya mikro fiziğin
hangi penceresinden bakarsak bakalım iki fiziği birden EŞİT kılıyor. Oysa
bundan önce makrokozmoz (klasik fizik) ile mikrokozmoz (Quantum fiziği)
birbirine HİÇBİR şey
sınır koymamıştı.
Bunun olması demek (öngörülmesi) demek, Kuantum fiziği (ki
mikrodur) ile relativitenin (ki makrodur) bu verdiğim sınır/limit
sabitesinin iki yanından da birbirine aynı görünmesi ve eşit
uzaklıkta olması demektir.
Uzay-zaman taneciklerinin (gravitino, graviton, karanlık
madde birimleri vb.) ölçümlenmesi en büyük zorluğudur. Bunları
endirekt gözlemleyebiliyoruz, bir kısmını da sadece HİSSEDİYORUZ. (Graviton ve gravitinoları yere
düştüğümüzde hissediyoruz ama göremiyoruz, denel olarak elde
edemiyoruz.)
Bu en düşük seviyeli, neredeyse hayalet maddeleri nasıl gözlemleyebiliriz?
Bundan 24 yıl önce GAMMA
ışınları ile bunları gözlemleyebileceğimizi
yazmıştım -kitaplarımda-. Çekimsel mercek etkisiyle ışık
bize gecikerek ulaşır. (Işık geldiğinde yolu üzerine çıkan
galaktik kütlelerin kendi yolunu eğmesi nedeniyle) gecikir.
Elbette böyle bir güçlü ışığı nasıl
bulurduk. Ben o dönemde AKDELİKLER
(kusarca yıldızlar da denen Quasar'ları) öngörmüştüm. (Bunu
Seyfert'e borçluyum rahmetle anıyorum.)
Akdelikler karadeliğin yuttuğunu kusan bir gamma ışını
kaynağıdır. Bunlar (mesela bir süpernova veya hypernova)
patlamasıyla neredeyse maddi parçacıkların (gaz ve toz) IŞIK HIZIYLA püskürtebilecek kadar
akıl almaz enerjiye sahiptirler.
Süpernova'dan çıkan bir gamma ışını ile
Hypernova'dan (mesela 70 güneş kütleli bir yıldızın süper
karadelik olarak çökmesi) çıkan bir gamma ışını, biri
daha az enerji düzeyi diğeri de onun 70 katı kadar enerji içerdiğinden,
bize ulaşırlar.
Yani aynı zamanda, eşit olarak gelmeleri gerekir.
Aynı kaynaktan çıkıyorlarsa aynı anda
gelmelidir bu gamma ışınları...
Oysa kaynağın birinci dereceden püskürüğü, tali
olandan DAHA erken gelmektedir.
Hoppala!!! Işık hızı sabit değil midir?
(Gamma ışınları çok yoğun ve kısa dalga boylu
fotonlardır, eşit hızda akmalıdır her foton gibi...)
Yani bilimsel dille söylersek: Aynı anda yola çıkan
fakat farklı frekansları olan ve bize farklı zamanlarda ulaşacak
gamma ışınlarını GÖZLEMLEDİK.
Yani enerjik ışınlar bizim gözümüze daha hızlı-çabuk
ulaşıyorken, bunun tersine düşük frekanslılar gecikiyorlar
(veya ışık oğlu ışık gibi -adam gibi- davranıyorlar.)
Işık hızı mı aşılıyor
yoksa?
İşte bu zaman gezmenlerinin de sırrıdır.
(Tarık semasına ışık hızı aşılmadan
çıkılamaz.)
Tarık (maksimum hız) ile Dabbe (minimum hız) arasında
Banach Tarski açmazı işbaşına gelir.
Hatırlarsanız, bir portakalı 12'ye dilimliyorduk ve
bu dilimi GÜNEŞ'ten daha büyük
olarak yeniden birleştirebiliyorduk.
Burada yaptığımız şuydu (Banach ve Tarski
bizim ekiptendir): Evreni bölüyorsunuz sonra yeniden birleştiriyorsunuz.
Evreni böldüğünüzde RESMİN en
küçük parçacığını veriyor. Ve tek bir kuantumu ele alırsak,
çizdiğimiz evrende bölünemez minimum oluşuyor.
Oysa asıl kuantum teoremi uzayı tamamen ÖRÜMCEK AĞI olarak görmektedir.
(Ankebut Suresi)
[] 29-Ankebut/41: Allah'tan başka ewliya/weliler
edinenlerin misali, ankebut/örümcek misali gibidir: Kendine bir ev edinmiştir,
fakat evlerin en çürüğü de şüphesiz ankebut/örümcek evidir, keşke
bilselerdi!
Belirsizlik ilkesi bize sonsuz küçük birimleri ölçtüremez.
(Hepsini aynı anda ölçemeyiz: zamanı belirlerseniz hızı belirleyemezsiniz
veya hızı belirlerseniz yeri konumu belirleyemezsiniz.)
Eğer bir girgin gamma ışını geliyorsa
yani neredeyse ışık hızını AŞIYORSA bunun bir tek açıklaması var: Belirsizlik
ilkesi ışık hızı aşıldığında ORTADAN kalkar.
Ve daha önce sözünü ettiğim Parite çizgisi (ki makro ve mikro fiziğe bir
uzunluk limiti olarak ve eşit aralıkta duruyor demiştim)
Yani artık biçimleri ve hacımları değişen
ve ölçümlenemeyen uzay parçacıkları yerine doğrudan
ölçümlenebilen nokta ve SPİN
çizgilerinden oluşan ve birbirine POLARİZLENMİŞ
olarak duran (bu sayede uzaktan etki denen şaşırtmacalı
foton çiftinin şaşırtılmaması olayı da açıklanıyor)
tam bir örümcek ağı katmanları oluşuyor.
Buna uzay kuantumlarının bir araya gelip SPİN AĞI örmesi diyeceğiz.
(11 boyut bu yüzden ortaya çıkmıştı. Süper
sicim teoremini anımsayınız.)
Girgin
gamma ışınları nasıl erken geliyorlar -gözümüze-?
Uzay
boşluk olmadığına göre DOLULUK
olduğuna göre orada bir prizma var (esir deyiniz, sıvı deyiniz),
iki farklı ortamdan veya prizmadan nasıl ki ışık
frekansına göre bir indiss (endeks) ile kırılıyorsa, girgin
gamma patlamaları da morötesinin-ötesi gibi davranarak bir piramidin
prizmasının TEPESİNE çıkıyor.
Morötesinin
ötesi nedir?
Basit: GRİ HİÇLİK. Orada sadece bir tek foton kendine
parlar. Çünkü ışık hızını aşmıştır.
(Şeytanın nötrinosu engel tanımadığından uzayda
gecikmeden erken gelir demiştim.) (Hem fotonun hem nötrinonun hızı
Eşittir. Ama Gamma patlamalarında "Işık kaynağı"
-mesela AKP ampulü- ışığın kendinden bile hızlı
gidebilir.
IŞIĞIN kaynağı
ışıktan hızlı gider buna yasak yoktur. Yasak olan IŞIĞIN sabit hızı
olmasıdır ve bunu ışık-enerji düzeyinden hiçbir şeyin
aşamamasıdır. Ama ışığın kaynağı
bir TAKyon gibi ışıktan
hızlı olabilir.
Eğer Tarık semasına çıksaydık, evreni
gerçekten 3D oyunlardaki veya
çizimlerdeki uzay-kafesi gibi görecektiniz. Gri hiçlikten bakılınca aşağısı
düzgün ve SPİNLER biçiminde
herbiri diğer HERBİRİNE
bağlanmış bir HOLOGRAM
bütünü olarak görünecektir.
Yani ızgaralar gibi hani şu Digital resim çizerken onları
kafes kafes çiziyoruz ya (Ankebut aynı zamanda bu demektir), işte
evren böyle bir hologram bütünüdür. Kafes gibi bir yapısı vardır.
Işığın hızını (iki sabitten
birini aşarsanız öteki de otomatikman aşılmış
olur: Siz planck uzunluğunu aşarsanız, otomatikman planck uzayının
üstüne çıkmış olursunuz.)
Böylece iki sabiteden birini aşan ötekini de otomatikman aşmış
olur. Ve zaman yolcusu da Tarık semasına çıkmış olur.
İşte o an inanılmaz bir şeyi fark ediyorsunuz:
Saniyenin trilyon kere milyarda biri zaman aralığında (bunun
için bir gün 50 bin yıl denmektedir) şunu görürdünüz:
Kozyrev haklıydı: Zamanın sıçramalı bir
yapısı ve dolayısıyla enerjisi vardır.
Hologram ise zamanın KÜBÜNÜN
oluşturduğu bir akı/kafes'ten ibaret.
-Geleceğe mesajın birinci bölümü sonu-
İKİNCİ
BÖLÜM
Alan
Turing kimdir?
<> Founder of computer
(Aslında Routtour ve Tourrout)
Bu bir KMA yardımcısıdır.
(WİENER asistanı) Birlikte
RADAR'ı ve SİBERNETİĞİ buldular.
T(o)ur+ing, Üç ayrı zamanda sıçramalı yaşadı.
(Şu anda 2054'de) Üç ayrı ismi vardı, hemen hepsi lakaptı.
Alan adını ise (Alain)den
seçmiştir.
Sıçramalı yaşamlarda değişik adlar ve
kodlar kullanılır.
Alan Turing:
1. Hansel Heiberg'dir
2. Alan Turing'dir
3. Bundan yarım yüzyıl sonra >>>> Alan
T.dir. (Tudor)
-Geleceğe mesaj ikinci bölüm sonu-
Bana biraz izin verir misiniz? (5dk.dan az)
<> elbette
<> http://www.turing.org.uk/turing/index.html
<> http://www.fact-index.com/g/gr/grand_unification_theory.html
GUT >> Grand unification theory
<> Penrose'un TÜBİTAK Yayınlarından çıkanüç
kitabını okuyun: Us nerede? Fiziğin Gizemi
Buradayım. Şimdi geleceği boşverelim ;)
kendimize bakalım ;)) Soru sırası sizde: Yarım saate sığacak
bir soru sorar mısınız?
[] bilgisayar koruma programları hakkında konuşuluyor
Ben bugün tam gün ZigZag ile gündüz chat'de idim. (10:00 ila 22:00
arasında hiç dinlenmeden 12 saat chat yaptım.) Şimdi buna bir de
şu üç saati eklerseniz, ben knock-out olmuş durumdayım.
<> istirahat buyrun profesör lütfen
<> Dr. çıkabilirsiniz, dinlenin
Çoook ihtiyacım var, belim tutmuyor, o halde yazıyorum.
Nasıl olsa (normal olarak) yarın da var.
<> Allah, eş-Şafi sıhhat versin ve sizden razı
olsun
Sağlığım çok iyi, sadece ortopedik olarak bir
sandalye üzerinde 15 saattir kalkmadan oturuyorum.
<> hg kaptanımız slm slm RZİ
Şimdi ne yapacağım biliyor musunuz? Duş muş
almayacağım, denize gireceğim. (Deniz
kenarındayım) Deniz
kenarında yaşa ve denize girme, bu nasıl bir iş?
<> Deniz ve mehtap...
<> Arada-sırada normal şeyler de yapmak lazım
Mehtap banyosu yapacağım, üzerimde tuzlu su istiyorum,
tuzlu tuzlu uyuyacağım.
Geronimo der dalarım şimdi ben! Tastamam 15 saattir
chat'teyim, hak ettim...
RZİ. s mih s. Allah'a emanet olunuz. Hoşbye.
<> hayırlı geceler
<> slm slm