Chat n°
230 - Tarih: 24 mayıs 2004
Not-1:
<> ile başlayan satırlar sayın Aiberge ait değildir,
sohbet/chat esnasında onunla konuşan diğer kişilere aittir.
[] ile başlayan satırlar ve [ ] arasındaki kesimler yine
sayın Aiberg'e ait değildir, sohbete sonradan eklenmiştir.
Not-2: Eski sohbetlerde işlenen bazı gündem
konularının yıllar sonra değişmiş
olabileceği ihtimalini gözönünde bulundurmak gerekebilir. Sohbeti okurken
karşılaşacağınız her türlü sorunu/hatayı vb.
info@aiberg.com adresine
bildirebilirsiniz.
[] kaptan msccp10SCE
nickiyle bağlandı
selam selam candaşlar, hoşbuluştuk.
<> slm slm
kaptanım
<> selam
selam hoş geldiniz
Sizi beklettim ama arada bir benim de insan zaaflarım
tutuyor. Dilerim Allah nefsimi terbii eder. Bazen ben de isyankar oluyorum,
bazen frenim tutmuyor. Bugün öyle bir gündü...
Şeytandan Allah'a sığınıyor ve
başlıyorum. Vira bismillah. Sorularınızı alabilir
miyim?
<> bu ayeti
açıklayabilir misiniz? çok sağolun
<> 39-Zümer/42:
Allah, canları, ölümleri sırasında alır,
ölmeyenleri de uykuları sırasında. Sonra, haklarında ölüm
hükmü verdiklerini alıkoyar; ötekileri, belirlenen bir süreye kadar
salıverir. Bunda, iyice düşünen bir toplum için elbette ibretler
vardır.
<> 39-Zümer/42:
Allahü yeteveffel enfüse hıyne mevtiha velleti lem temüt fi
menamiha fe yümsikülleti kada aleyhel mevte ve yürsilül uhra ila ecelim müsemma
inne fi zalike le ayatin li kavmin yetefekkerun
Karadelik nedir?
Şudur: Evrende (normal alanda) anormal olan bir GEÇİT.
Ve bizler bir RÜYADAYIZ.
(Şu yaşadığımız 25 yıl veya 144 yıl
veya Ashabı Kehf gibi 300 yıl.) Bu evren bir rüyadan ibaret. Rüyalar
kısa olur, ÖMÜR gibi; gerçek HAYAT/yaşam ise ebedidir.
Ömrümüzün de bir karadeliği var: U Y
K U .
Büyük kıyamet evrensel Doom Day (Big crunch). Küçük
kıyamet ise ÖLÜM.
Bundan daha küçük bir kıyamet daha var: U Y
K U . Yani 24 saatte ortalama 8 saat ÖLÜYÜZ! Bu önbilgiye bakınız,
sonra da dönüp ayeti yeniden okuyunuz ltf.
"Bunda,
iyice düşünen bir toplum için elbette ibretler vardır."
"Bunda,
iyice düşünen bir toplum için elbette ibretler vardır."
"Bunda,
iyice düşünen bir toplum için elbette ibretler vardır."
Şöyle düşününüz: Her gün 8 saat (veya uyuduğumuz
süre) Ö L Ü Y Ü Z !
Bu en küçük kıyamet. Bir büyüğü ÖLÜM ile gelen kıyamet. Ama bu NEFSİN iptali olan ölüm. Evren devam ediyor...
Ve en en en büyük kıyamet >>> Evrenin ve tüm
nefslerin külliyen birlikte/beraber ölümü.
Bu ÜÇ KIYAMETİ
anlatabildim mi?
<> evet
<> çok iyi
anladım kaptanımız sağolun tekrar
tlf. (Her saat buçuklarında beni yokluyorlar, güvenliğin
bir parçası...)
Şimdi KARADELİK olayını
bir daha anlayalım:
UYKU süresi
bir karadeliktir >>>> GÜNLÜK
ÖLÜM. (Her gün uyuyarak ölürüz ve dirilerek uyanırız.)
Ömrümüzün üçte-biri ölerek geçer. 75 yıllık ÖMRÜMÜZDE 25 yıl ÖLÜM HALİYLE geçer, 50
yılı yaşamışızdır. 75 yıl
yaşadım diyenler aslında 25 yıl ölü, 50 yıl diri
olduklarını belirtiyorlar. (Kemikli kemiksiz veya brüt-net
dediğimiz.)
Ömür kısıtlı. Yani sonsuzluğun ya da sonsuz
ömür olan H A Y A T 'ın sadece sonsuzda-biri gibi.
Cennet ve cehennemde S O N S U Z yaşayacağız ve HİÇ ÖLMEYECEĞİZ! Cennet
ve cehennemde ne uyku ne de ölmek var!
(Sırayla Arapçasından TEFSİR yapıyorum.)
Pekiyi UYKU nedir?
"Yukarıdan=Levh'den programlanmaktır".
Sibernetik evrende yaşayan varlıklarız. Ruh denen
asli unsur doğrudan binary=DiGit'tir.
NUN
(N harfi) NOKTA (arapçası
nukta), yani S I F I R D I R .
NUN >>> SIFIR (.)
KALEM
>>> 1'dir.
Kalem, NUN >>>
Noktaları yazar. Kalem Allah'a şirk değildir.
Allah ise ELİFLERİ
yazar. Eğer Allah yazmasa, sırf kalem yazsaydı,
nun/nukta
. . . . . . .
hep bunu yazacaktı. Yani sıfıra sıfır,
elde var sıfır. Latince yazarsak 000000000000000.
Bu da aynı zamanda Külli ŞEY*in
idi. Sonsuz tane sıfır (külliyen sıfırlar) ŞEY*in'dir, hiçbirşeydir.
(İleride None nome veya NO-NOME
veya NONOM matematiğine
değineceğiz inş.)
Demek ki "NUN- KALEM
ve yazdıklarına and olsun..." dediğimizde sadece Külli
şey'in var... Onun işlevi olması için kalem dışında
kalemi YED'inde tutan ALLAH İRADESİ gerekir. O
zaman 100101010010101 gibi "NONOM"
olmayan, ama "BİNOME" veya daha doğrusu "ANTİNOME" olan
açılımlar ortaya çıkar...
Buraya kadar anlatabildim mi?
<> evet
Buna DİGİT
(Dİ = 2'li, GİT =
Rakam, sayı) deniyor. (Digital gibi)
Her bir NUN
>>>>>> UYKU molası gibidir.
(Ağır gitmemin nedeni arapça mealinden yukarıdan
aşağıya okumaktan kaynaklanıyor.)
"enfüse
hıyne mevtiha"
Enfüse >>> nefsleri. İlk anlamı bu. İkinci
anlamı ise SÜBJEKTİF demek.
(Bunun tersi olan Objektif ise AFAK kelimesidir
/ anlamı ufuk+lar.)
Burada NEFSİN ölümü
diye düşünmeyiniz. SÜBJEKTİF (nesnel
olmayan öznel, soyut) ölüm diye düşününüz.
MEWT
lügatlarda daima ÖLÜM diye çevrilir
(Mevta gibi), oysa VADESİ tamamlanmış demek. Yani bir ÖLÜM kelimesi de yok.
(Nasıl ki tesettür ve
müddesir birbiriyle ilintiliyse, Mewt ve VADE
kelimesi de aynı bağlamda ilintilidir. Tesettür örtüyü, Müddesir ise KOZA örmeyi, fetus halini vb.
açıklar. Grekçesi Metamorphos.)
MEWT
kelimesi de VEDUD ismiyle
bağlantılıdır. (meSTuR
ve müdDeSiR gibi.) (T ve D harfleri sizleri şaşırtmasın, Hans
yanlış biliyor demeyesiniz diye ayrıntılıyorum.)
Koza süresi (Kehf uykusu vb. ya da sizlerin bir şekilde
değişim geçirmesi anlamındaki koza... Kozayı iyice anlamak
için MÜDDESİR SURESİ ilk
ayete bakınız.)
(Efendimiz bir DEĞİŞİM
/ Metamorfolojik süreç geçirmekte, tırtıl iken kelebek
olmaktadır -adeta-.)
<>
74-Müddessir/1: Ey bürünen = Ya eyyühel müddessiru
Yani üzerine bir şeyler örtmüyor. (SeTR halinde değil.) "Beni ört" diye eşi Hatice
anamıza söylemesi sadece bir söylencedir/hadistir. Gerçekte efendimiz NEBİLİKTEN RESULLÜĞE
geçme sürecini müdDeSiR olarak
yaşamaktadır. Yani "ya eyyühel Müttesirü" değil
Müddesirü...
Şimdi yeniden alt alta koyarak bakacağım:
"Allah,
canları, ölümleri sırasında alır, ölmeyenleri de
uykuları sırasında. Sonra, haklarında ölüm hükmü
verdiklerini alıkoyar; ötekileri, belirlenen bir süreye kadar
salıverir. Bunda, iyice düşünen bir toplum için elbette ibretler
vardır."
Allah, NEFSİ
(Canları değil) ÖMRÜNÜN
vadesinin sonunda alır. Henüz vadesi gelmemişler ise uyku süresince ÖLÜDÜRLER. (Mewt hali = Ğafl diye
düşünün.) İnsan, dolayısıyla her gün (ortalama 8 saat)
ölüdür. LEVH tarafından
programlanmaktadır.
Bu bizlerin objektif ölümü değil, ayette
yazıldığı gibi SÜBJEKTİF
ölümüdür. (Sübje=Enfus >>> NeFS kökünden.)
Çünkü ölüm halinde beden çürürken, uyku halinde tam tersine DİRİLİR, DİNGİN
kalkar; organizma, metabolizma yenilenir. Bu da bizlerin YENİLENMESİ, yeniden şarj edilerek (ve elbette programlanmış
da olarak) yaşama İADESİDİR.
Gelelim şu noktaya:
"Sonra,
haklarında ölüm hükmü verdiklerini alıkoyar; ötekileri, belirlenen
bir süreye kadar salıverir."
"Sonra,
haklarında ölüm hükmü verdiklerini alıkoyar; ötekileri, belirlenen
bir süreye kadar salıverir."
"Sonra,
haklarında ölüm hükmü verdiklerini alıkoyar; ötekileri, belirlenen
bir süreye kadar salıverir."
Bizler -daha önce de yazdığım gibi- UYKU dışında iki dinamik
alana sahibiz: Bu iki alan dünya (evren) 2 boyutlu yüzeyinde ÇAKIŞIKTIR. Yani tastamam
birbirine bindirilmiştir. Bunu ayırt bile edemeyiz.
Ne var ki, U Y K U halinde dünya evren enerjisini temsil
eden Q >>> ELEKTRİK ALAN yine yatay düzlemde kalır
iken, ÜÇÜNCÜ yani görünmeyen Z boyutuna doğru bu elektrik alana
DİK bir dipole ile M A
G N E T İ K alan
ayrışır.
İkisi birbirine dipole (çift kutuplu) ve tam dikgen olurlar:
"Sonra,
haklarında ölüm hükmü verdiklerini alıkoyar; ötekileri, belirlenen
bir süreye kadar salıverir."
"Sonra,
haklarında ölüm hükmü verdiklerini alıkoyar; ötekileri, belirlenen
bir süreye kadar salıverir."
"Sonra,
haklarında ölüm hükmü verdiklerini alıkoyar; ötekileri, belirlenen
bir süreye kadar salıverir."
Yani uyku sırasında bedenden (elektrik yatay düzlemden,
dünya/evren düzleminden) ayrılan ve YUKARI
giden yatay x ve y düzleminden (ki elektrik alan) z ekseniyle DİKGEN (ki magnetik alan) olarak
ayrışılır.
Şimdi bir somut örnek verelim: Philadelphia deneyini
anımsayınız:
1. Bir DEMİR
gemiye yüksek elektrik alan verilir. (Bir kentin tüm elektriği gibi.)
2. Bu elektrik alan ARAÇTIR;
amaç MAGNETİK ALANDIR.
Her elektrik alanı buna
D İ K G E N gelen bir
e ş d e ğ e r i magnetik alan kuşatır -ki bu DİKGENDİR-. Yani elektrik alan burada sadece
Magnetik alan denen büyülü gücü oluşturmak için bir ARACIDIR. Amaç bu magnetik alanı -ammaaa illa ki- DİKGEN/dipole olarak
oluşturmaktır.
3. Dipole esnasında elektrik alandaki DALGA (ki yatay) ve buna dikgen gelen eşiti magnetik DALGA, ikisi birbirlerine KARIN noktalarında EN UZAK, fakat DÜĞÜM noktalarında TEK
NOKTADA BİTİŞİKTİRLER.
Uyku halinde işte bu dipole oluşmaktadır. Biz
yatakta (ki bu world sheet veya world membran'dır) uyurken, yani ceset
olarak uyurken, ÖTEKİ dikgen
biçimde "Yukarı" yani Z dikmesi olan ÇAPA geçer.
Bu demektir ki siz yatayda (yatakta) uyurken, sizin BİLİNCİNİZ özgür
olarak atmosfer dışına çıkmaktadır.
(Tamamlayıcı bilgiler için amplitude vb. bilgilerine
bakınız.)
[] https://writescience.files.wordpress.com/2014/04/emfield1.jpg
[] http://eastmontscience.weebly.com/uploads/1/3/3/8/13389395/2620520.jpg
Somut örneğimize dönelim:
Philadelphia mürettebatı denekler UYKU halinin önlenemez bir biçimine şahit olurlar. Kendileri YERDEDİR (elektrik=Cesetleri),
fakat öteki magnetik bedenleri öyle bir amplitude (genlik)
oluşturmuştur ki ATMOSFERİN
dışına çıkmışlardır.
4. Atmosfer dışı için "Göğe
şıhab atmalar kıldık...", "Göğü
şıhabla taşlanan şeytandan koruduk" ayetlerine
baktığınızda, Kur'an'da şu ipucu vardır: MELEYİ ALA.
Ve Cin suresindeki "Biz gökte birtakım mevkiilere
yerleşirdik. Ancak daha sonra yakıcı şıhablar ile
oradan kovulduk".
Ayrıca Hadid suresinde DEMİR'DE
BİR ŞİDDET (Aşırı
magnetik alan hali) vardır ayetine de bakabilirsiniz
(tamamlayıcıdır).
[] 67-Mülk/5: Andolsun ki, Biz o dünya
göğünü takım takım kandillerle donattık ve onları
şeytanlar için atmalar
(atış yapılan mermiler) yaptık; ayrıca onlara o
çılgın ateş azabını hazırladık.
[] 15-Hicr/18: Ancak kulak
hırsızlığı eden olur, onu da parlak bir şihab ta'kıb etmektedir
[] 72-Cin/9: Ve doğrusu biz ondan dinlemek
için bazı mevkı'lere otururduk fakat şimdi her kim dinliyecek
olursa onun için gözeten bir şihab
buluyor.
[] 57-Hadid/25: Celâlim hakkı için biz
Resullerimizi beyyinelerle gönderdik ve beraberlerinde kitab ve miyzân indirdik
ki insanlar adaletle tutunsunlar, bir de
demiri indirdik, onda hem çetin bir sertlik hem de insanlar için bir çok
menfeatler vardır ve çünki Allah kendisine ve resullerine
gıyabında yardım edenleri belli edecek, şübhe yok ki Allah
kavîdir, azîzdir.
5. Philadelpia denekleri bu
U Y K U benzeri halde öyle bir magnetik alan DİKGENİNE
yükselmişlerdir ki orası artık ayetteki korunmuş tavan
değildir. Şıhabların (kozmik primer
ışınların) bombardıman ettiği ÜST atmosferdir.
Denek magnetik beden olarak oraya gitmiştir ve ona bir
şıhab isabet etmiştir. Denek bu durumda spontaneous yanmaya
başlar. Yani yerde cesedi kendiliğinden ALEV alır. Bu bildiğimiz bir kömürleşme
değildir. Bedeni bir litre benzin gibi hiçbir iz bırakmadan yok eder.
Geriye belki birkaç düğme kalmıştır...
Bu somut örnekten (aslında experiment'ten) soyut günlük
yaşama dönelim:
"Sonra,
haklarında ölüm hükmü verdiklerini alıkoyar; ötekileri, belirlenen
bir süreye kadar salıverir."
"Sonra,
haklarında ölüm hükmü verdiklerini alıkoyar; ötekileri, belirlenen
bir süreye kadar salıverir."
"Sonra,
haklarında ölüm hükmü verdiklerini alıkoyar; ötekileri, belirlenen
bir süreye kadar salıverir."
Böylece kendiliğinden yananların sırrı da
ortaya çıkıyor. Ve de cinlerin nasıl MERDUT (marid) edildiği sırrı da...
Şıhab'ların ve Melei Ala'nın işlevi de...
Biz her gece soyut bir biçimde dikgen magnetik alana
çıkarız. Yani düğüm noktalarından cesedimiz ile
bitişik; fakat karın noktasında en uzağız.
(Gümüşi kordonu anımsayınız. Gümüş kordon
KARINDAN karına giden bir KURTÇUK deliği gibidir.
Ayrıca karın ve düğüm ile ilgili verileri belki WEB'de
bulabilirsiniz. Özellikle Dipole konusunda.)
6. Elektrik alan açılan dört boyuttan biridir. Ama magnetik
alan öyle bir yerdedir ki: Açılmamış kıvrılı
kalmış ve Kuantum tünel süreci ve/veya worm-corn Hole / mini sur
borucukları dediğimiz planck sabitinin limitinde ve içeride bulunur.
Elektrik alan somut ve dışarıda iken magnetik alan
esrarengiz, soyut ve TÜNEL'in tam
ağzındadır. Yani 11 boyuttan açılmamış
kıvrılı kalmış 7 boyutun bize en en en en
yakını olan beşinci boyut bu MAGNETİK alandır. Tünelin tam ağzında helis
çizerek bekler.
Eğer işbaşına geçecekse (magnetik
aşırı haller) oradan bir tünel uzanır ve işlevini
yapar. (Mesela bir kg radyoaktif
maddenin her iki atomundan birini yutar (Enerjiye çevirir) ki buna da YARILANMA süreci veya yarıömür
diyoruz.)
Demek ki magnetik aşırı hallerde quantum tünelini
bize uzanmak zorunda bırakıyoruz. Yani biz gökteyiz veya tersine GÖK yerde...
Bunun bir başka kanıtı da şudur: Eğer
şıhab GÖĞE kadar
dikgen genlikte ulaşmış birini
U Y K U halinde yakalayamazsa, Şıhab
işlevini sürdürür: Ateştop yıldırım denen bir biçimde
o kişiyi kovalar. Yani ateştop fazına geçen şıhab
bilinçli olarak kovalıyormuş gibi
U Y K U modundaki kişi/kimsenin peşine
düşer.
O ateştop falan değildir, yıldırım da değildir,
sadece kuantum tünelinin AĞZI'dır.
Yine paranormallere mi girdik? :) Sıkıldınız
değil mi?
<> no
Zaten bildiğiniz konulardı. Tekrarlamış oldum.
Veya [candaşın]
verdiği ayetin TEFSİRİNİ
yapmış oldum.
<> Allah
razı olsun kaptanımız
Demek ki bir çay hak ettim. ;) Whoops
<> Melekle
yakın olduğumuz nokta da bu kesişim noktası mı oluyor,
yatay ve dikgen, düzlemlerin kesiştiği?
Evet [candaş]
bu nokta. Bedensiz astronomi, astral vizyon veya astral projeksiyon
dediğimiz OOBE halinin veya
haşyet+vecd içindeki (mesela Piri Reis haritalarındaki mini
mir'ac'ın) sırrını da açıklıyor.
Yani Kur'an'da HEPSİ
VAR! Yok diyen KÖRDÜR.
Bu kutsal kör olan Maktum'un körlüğü amalığı
değildir. Gözlerine mil çekilmişliktir. Kutsal değil rezil
körlüktür.
Oysa BİZDEN
BAZILARIMIZ böyle körlerin yani Maktum'un gözleriyle görmekteyiz. Onun
görmesi gerekenlere ŞEHİDİZ=Şahidiz.
İbni Maktum eğer kör olmasaydı; bizden
bazıları "Ben oradaydım" demezdi...
Gözü açık olan Efendimiz ve konuğu Ebu Süfyan'ın
gözleriyle görmeyiz. Ama ŞEHİDLİĞİ
tadan kişiler MAKTUM'un
gözleriyle GÖREN şahitler
olurlar...
Belki yadırgadınız önceleri... Ama şu kelimeyi
hatırlayınız: "Ben oradaydım, şahidin gözleri
gördü" dedim... Ve Abese suresini öyle derin anlattım ki...
Hatırlayınız...
<> evet
Çünkü oradaydım. Ama bu efendimizi görmek değil, MAKTUM'un GÖZLERİ olmak anlamındaydı. Veya en doğrusu
"ŞAHİDİN
GÖZLERİ:::" (Şahidin kendisi DEĞİL, Şahidin GÖZLERİ,
dikkatle ayırınız ltf.)
O gün yadırgamıştınız eminim, ama bugün
bu ayetle anlamış oluyoruz ki, iki karın noktasında EN UZAK olan, aynı zamanda iki
düğüm noktasında TEK'dir.
Şahidin gözleri işte budur. Aramızda asırlar var ama
zamanın hiç olmadığı LEVHİ
MAHFUZ'da şahidin gözleri görür.
Bundan daha büyük makam ise MİSAK'ın
GÖZLERİDİR! (Bu treni kaçırdım
:(( )
<> ALLAH!
bless you... Amin
Hepimizi korusun ve kutsasın.
<> amin
Candaş mutmain oldunuz mu?
<>
sağolun kaptanımız; Allah sizi çokça korusun
<> amin
Allah burada/orada zaten. Dualara hep ihtiyaç var. Çünkü Dabbe'nin
bir sırrı daha vardır: O
HEP YERALTINDA MEZARINDADIR. Dikkat ediniz ki Dabbe için "İNSAN" kelimesi yerine (insan
burada diri anlamında) sanki MEZAR
EHLİYMİŞ GİBİ başka bir ima
kullanılıyor. (Bunu hayvan, kurtçuk, mikroorganizma vb.
sanıyorlar :) )
Yani DABBE şehid
olmuş ve mezarında hazır kişidir. Zombi falan değil
elbette... ŞEHİDLER ÖLMEZ
Kİ. Bu yüzden Dabbe alametini Kur'an BİR İNSAN biçiminden ziyade ŞEHİD (mezarında hazır) anlamında
vermektedir:
Dabbetül ARZ
Hani derler ya "Kefenimi hazırladım" veya
"Mezarımı satın aldım". Bu insan söylemi... Dabbe
için bunu şöyle tevil ediniz: "Ben zaten mezarımdayım ey
insanlar".
"Pekiyi sen insan değil misin? Niye ey insanlar
diyorsun?"
Yanıtım şu: Ş E H İ D kelimesine bakınız. Onlar da insan!
Ama "The Deepest" insanlar. Onları yeryüzünde görmek mümkündür,
fakat onlar "undergound" insanlardır. Mahşerin
şehidleridir.
Bu yüzden Dabbe kelimesinin geçtiği ayetlerdeki tarz sizi
şaşırtmasın. Dabbe de insandır, şehiddir,
şehidler de insandır. Var mı aksini söyleyecek olan???
Çaysadım yine. Kalkmışken bir de lavaboya
gideyim...
Hiçbirşey yazmamışsınız!!!! Düştüm
sandım... Orada mısınız?
<> Evet
<>
Yazdıklarınızı tarıyorduk
<> MİH
burada kaptan
:)))) Allah bu
birlikteliği bozmasın -hepiniz adına amin-.
<> amin
<> 2/154: Allah
yolunda öldürülenler için ölüler demeyin. Tam aksine, onlar dirilerdir ama siz
farkında olmazsınız
<> 8/2: Gerçek
mü'minler ancak o mü'minlerdir ki, Allah anıldığı zaman
kalpleri ürperir; karşılarında ayetleri okunduğu zaman,
imanlarını artırır ve Rablerine tevekkül ederler.
Yarın chat 21 cıvarında. O konuyu şimdiden
belirleyelim ltf.
<> 0 kan
grubu kaptanım dünden kalan pls.
"Nedir 0 grubunun bu özelliği?"
Evet unuttum onu. Bir candaşımız tam 33 kez
sormuş bunu e-maillerde. Utancımdan onu gündeme
almıştım. Ama bugün de unuttuk. :( Bunu Allah unutturdu ve Allah
hatırlattı. Şeytandan Allah'a sığınarak
başladık çünkü...
Rahat bırakmıyorlar, buradaki formaliteler çok
sıkıcı... Bundan kelli ben bir pasifist olacağım,
militarizmden sıkıldım. Yetti artık! Postal sesinden
geçilmiyor koridorlar... Sanki gardiyanlar... Yarımda kapı
kapanacakmış, onu gelmiş anlatıyor. Sanki bunu
beşgündür bilmiyordum...
<>
16-Nahl/127: Sabret! Senin sabrın da Allah'ın
yardımıyladır. Onlar için tasalanma! Kurmakta oldukları tuzaklar
yüzünden de telaşlanma!
Sağol,
ayetlerde gerçekten şifa var. Birden abdest almış gibi
serinledim. Teşekkür.
<> elhamdülillah
Elhamdülillah.
Bülbülü altın kafese koymuşlar.... illa da benim Milletim(mih)
demiş.
<>
kaptanım müşkül bir durum söz konusu olacak ise chate bir sonraki de
devam edebiliriz
MP
izbandut... elektronik tarama yapıyor (Yabancı cisim taraması).
Gitti...
Hepimiz biliyoruz ki bir yabancı cisim yok. Ama bu ne titizlik yahu? Yoksa
iyi mi yapıyorlar?
<>
prosedürlere bağlılık disiplin meselesi (ama yaratıcılığı da öldürür)
Anons:
"Kapıların kapanmasına son beş dakika". Bana
özenenlere duyurulur.
<> chatlerde ya da konularda herhangi sansür olacak mı
kaptanım bu durum karşısında
Hayır
yok. Hayat aynen devam ediyor. Ama bu kez sanki ABD'deyim gibi...
<> kaptanımız biz sizi uğurluyalım ltf,
kapı kapanmadan..
Kapı,
ziyaretçiler için kapanıyor.
<> yarın akşam 21 gibi inş buluşuruz..
Tamam.
Yarın Allah inşaa... O halde geronimo hoş-bye diyebilir.
<> Allah'a emanet kaptanım
Allah
El Emin'dir [candaş] ve de EMAN.
<> Allah
razı olsun hocam
Allah
bizlerden razıdır. Ayetlerini bizden başka hiçbir güç, hiçbir
zümre asla açıklayamaz. Bu bile Allah'ımızın
rızası için güvencedir. Hiçbir kimse evren tarihinde 5 milyar
yıldır sistemimiz tarihinde cin, melek veya insan, hiçbir kimse
Allah'ın ayetlerini asla açıklayamadı. Açıklasalardı HANİF kelimesiyle
başlarlardı.
<>
Maide/119: Allah buyurur ki : "İşte bu,
doğrulara, doğruluklarının fayda vereceği gündür.
Onlar için, altlarından ırmaklar akan, içlerinde ebedi
kalacakları cennetler vardır. Allah onlardan razı olmuş,
onlar da Allah'tan. İşte o büyük kurtuluş budur.
<>
Tevbe/100: Muhacirlerle Ensardan Sabıkun-i evvelin =
İslam'da ilk grubu oluşturanlar ve iyi amellerle onların ardınca
gidenler, işte Allah onlardan razı oldu, onlar da Allah'tan razı
oldular ve onlara altlarından ırmaklar akan cennetler
hazırladı ki, içlerinde ebedi kalacaklar. İşte büyük
kurtuluş budur.
<> Ne mutlu
HANİFİM diyen BİZ MİHlere
Ne
mutlu gerçekten...
<> last 30
seconds captain my captain
Çok
geç, kapandı bile. Bir sürü anons da sustu kurtuldum. Yuh be bir daha
askerlik yaptırıyorlar bana...
Ben
pasifistim karar verdim.
<> pasif
protesto
Rütbesiz
er (private deniyor) 2500 dollar alıyor ayda... Zavallı mehmetçik,
babası para göndersin diye bekliyor... :(((
<> biz asker doğduk ;)
Evet
buna benzer bir haber okumuştum (WEB'de): Dünyada (Çin ve Kuzey Kore
dahil) bir tek biz kaldık >>> PARASIZ ASKERLİK YAPAN. Buna batılılar
şaşırıyor. "Nasıl geçiniyorlar" diyorlar.
"Babaları para gönderiyor, anneleri de merdivenleri siliyor"
diyorum. Hem askere al mehmedimi, hem de "Ailesi baksın" de
çık... AB'ye girince bu haksızlık, bu zulüm biter.
<> 10 milyon tl mi ne bir er aidatı var sanırım
kaptanım
Evet,
o da niçin biliyor musun? Postallarını boyatıyor, traş
oluyor vb. yani onmilyonu geriye alıyorlar -hem de on günde-. Boya,
traş vb. PARAYLA...
<> örgütsel sömürü
Evet
Cunta-kintelere çalışan bir düzenbaz düzen. Nedir o ihale
rezaletleri! Firma on milyon dollar harcamış, ihaleyi iptal
ediyorsun! BAŞTAN AKLIN
NEREDEYDİ? Mantığın bittiği yerde askerlik
başlar, fazla söze gerek yok.
<> hurda
gemileri milyon $a askeri ihaleler de alıp aslan payı
paydasından büyük olarak kapıyorlar.
Evet
ihaleler illa ki RÜŞVETLE döner.
Bunun sivili askeri yoktur. Rüşvet bir gelir değildir -kamusal-, KİŞİLERİN HAKSIZ
KAZANCIDIR.
<> hazinenin
%45-50'si sanırım genel kurmayın
Hazine
aslında %175, bunun 75'i MEMURLARın
maaşı (Hele ki imamların), kalanın yarısı Savunma
gideri, kalan ise ıvır zıvır. Yani %175 çalışan
ve matematiği altüst eden bir Arjantin bir de Türkiye kaldı
dünyada...
ÇÖZÜM:
1.
600 yeni İmam Hatip lisesi açılmalı
2.
Diyanet "Camiler yeter" demiş
-terbiyesiz-, daha onbin cami açılmalı.
Çözdük
gitti...
<>
17-maun/1: Gördün mü o, dini yalan sayanı?
<>
17-maun/2: İşte odur yetimi itip kakan;
<>
17-maun/3: Yoksulu doyurmayı özendirmez o.
<>
17-maun/4: Vay haline o namaz kılanların ki,
<>
17-maun/5: Namazlarından gaflet içindedir onlar!
<>
17-maun/6: Riyaya sapandır onlar/gösteriş yaparlar.
<>
17-maun/7: Ve onlar, kamu
hakkına/yardıma/zekata/iyiliğe engel olurlar.
Altın
gümüş biriktirirler... Yuh be, benim bir nikah alyansım bile yok!
<>
yazıklar ve azaplar olsun (maun)
Amin.
Kamera
kontrol saati -imiş-, sıktılar artık. Haydi hoş-bye.
<> Allah
Allah, işiniz var kaptanım ya sabır sabır
Gelen
yok içeriye, sadece monitorda görünüyorlar, ama ister istemez gülümsüyorsun,
nazik oluyorsun falan.
RZİ.
<> slm slm
kaptanım
<>
teşekkürler hocam
<> hg