Chat n° 230 - Tarih: 24 mayıs 2004

Not-1: <> ile başlayan satırlar sayın Aiberge ait değildir, sohbet/chat esnasında onunla konuşan diğer kişilere aittir. [] ile başlayan satırlar ve [ ] arasındaki kesimler yine sayın Aiberg'e ait değildir, sohbete sonradan eklenmiştir.

Not-2: Eski sohbetlerde işlenen bazı gündem konularının yıllar sonra değişmiş olabileceği ihtimalini gözönünde bulundurmak gerekebilir. Sohbeti okurken karşılaşacağınız her türlü sorunu/hatayı vb. info@aiberg.com adresine bildirebilirsiniz.

 

[] kaptan msccp10SCE nickiyle bağlandı

 

selam selam candaşlar, hoşbuluştuk.

 

<> slm slm kaptanım

<> selam selam hoş geldiniz

 

Sizi beklettim ama arada bir benim de insan zaaflarım tutuyor. Dilerim Allah nefsimi terbii eder. Bazen ben de isyankar oluyorum, bazen frenim tutmuyor. Bugün öyle bir gündü...

Şeytandan Allah'a sığınıyor ve başlıyorum. Vira bismillah. Sorularınızı alabilir miyim?

 

<> bu ayeti açıklayabilir misiniz? çok sağolun

<> 39-Zümer/42: Allah, canları, ölümleri sırasında alır, ölmeyenleri de uykuları sırasında. Sonra, haklarında ölüm hükmü verdiklerini alıkoyar; ötekileri, belirlenen bir süreye kadar salıverir. Bunda, iyice düşünen bir toplum için elbette ibretler vardır.

<> 39-Zümer/42: Allahü yeteveffel enfüse hıyne mevtiha velleti lem temüt fi menamiha fe yümsikülleti kada aleyhel mevte ve yürsilül uhra ila ecelim müsemma inne fi zalike le ayatin li kavmin yetefekkerun

 

Karadelik nedir?

Şudur: Evrende (normal alanda) anormal olan bir GEÇİT.

Ve bizler bir RÜYADAYIZ. (Şu yaşadığımız 25 yıl veya 144 yıl veya Ashabı Kehf gibi 300 yıl.) Bu evren bir rüyadan ibaret. Rüyalar kısa olur, ÖMÜR gibi; gerçek HAYAT/yaşam ise ebedidir.

Ömrümüzün de bir karadeliği var:    U   Y   K   U   .

Büyük kıyamet evrensel Doom Day (Big crunch). Küçük kıyamet ise ÖLÜM.

Bundan daha küçük bir kıyamet daha var:    U   Y   K   U   . Yani 24 saatte ortalama 8 saat ÖLÜYÜZ! Bu önbilgiye bakınız, sonra da dönüp ayeti yeniden okuyunuz ltf.

 

"Bunda, iyice düşünen bir toplum için elbette ibretler vardır."

"Bunda, iyice düşünen bir toplum için elbette ibretler vardır."

"Bunda, iyice düşünen bir toplum için elbette ibretler vardır."

Şöyle düşününüz: Her gün 8 saat (veya uyuduğumuz süre)  Ö L Ü Y Ü Z  !

Bu en küçük kıyamet. Bir büyüğü ÖLÜM ile gelen kıyamet. Ama bu NEFSİN iptali olan ölüm. Evren devam ediyor...

Ve en en en büyük kıyamet >>> Evrenin ve tüm nefslerin külliyen birlikte/beraber ölümü.

Bu ÜÇ KIYAMETİ anlatabildim mi?

 

<> evet

<> çok iyi anladım kaptanımız sağolun tekrar

 

tlf. (Her saat buçuklarında beni yokluyorlar, güvenliğin bir parçası...)

Şimdi KARADELİK olayını bir daha anlayalım:

UYKU süresi bir karadeliktir >>>> GÜNLÜK ÖLÜM. (Her gün uyuyarak ölürüz ve dirilerek uyanırız.)

Ömrümüzün üçte-biri ölerek geçer. 75 yıllık ÖMRÜMÜZDE 25 yıl ÖLÜM HALİYLE geçer, 50 yılı yaşamışızdır. 75 yıl yaşadım diyenler aslında 25 yıl ölü, 50 yıl diri olduklarını belirtiyorlar. (Kemikli kemiksiz veya brüt-net dediğimiz.)

Ömür kısıtlı. Yani sonsuzluğun ya da sonsuz ömür olan H A Y A T  'ın sadece sonsuzda-biri gibi.

Cennet ve cehennemde  S O N S U Z  yaşayacağız ve HİÇ ÖLMEYECEĞİZ! Cennet ve cehennemde ne uyku ne de ölmek var!

(Sırayla Arapçasından TEFSİR yapıyorum.)

Pekiyi UYKU nedir?

"Yukarıdan=Levh'den programlanmaktır".

Sibernetik evrende yaşayan varlıklarız. Ruh denen asli unsur doğrudan binary=DiGit'tir.

NUN (N harfi) NOKTA (arapçası nukta), yani  S I F I R D I R  .

NUN >>> SIFIR (.)

KALEM >>> 1'dir.

Kalem, NUN >>> Noktaları yazar. Kalem Allah'a şirk değildir.

Allah ise ELİFLERİ yazar. Eğer Allah yazmasa, sırf kalem yazsaydı,

nun/nukta

. . . . . . .

hep bunu yazacaktı. Yani sıfıra sıfır, elde var sıfır. Latince yazarsak 000000000000000.

Bu da aynı zamanda Külli ŞEY*in idi. Sonsuz tane sıfır (külliyen sıfırlar) ŞEY*in'dir, hiçbirşeydir.

(İleride None nome veya NO-NOME veya NONOM matematiğine değineceğiz inş.)

Demek ki "NUN- KALEM ve yazdıklarına and olsun..." dediğimizde sadece Külli şey'in var... Onun işlevi olması için kalem dışında kalemi YED'inde tutan ALLAH İRADESİ gerekir. O zaman 100101010010101 gibi "NONOM" olmayan, ama "BİNOME" veya daha doğrusu "ANTİNOME" olan açılımlar ortaya çıkar...

Buraya kadar anlatabildim mi?

 

<> evet

 

Buna DİGİT (Dİ = 2'li, GİT = Rakam, sayı) deniyor. (Digital gibi)

Her bir NUN >>>>>> UYKU molası gibidir.

(Ağır gitmemin nedeni arapça mealinden yukarıdan aşağıya okumaktan kaynaklanıyor.)

 

"enfüse hıyne mevtiha"

Enfüse >>> nefsleri. İlk anlamı bu. İkinci anlamı ise SÜBJEKTİF demek. (Bunun tersi olan Objektif ise AFAK kelimesidir / anlamı ufuk+lar.)

Burada NEFSİN ölümü diye düşünmeyiniz. SÜBJEKTİF (nesnel olmayan öznel, soyut) ölüm diye düşününüz.

MEWT lügatlarda daima ÖLÜM diye çevrilir (Mevta gibi), oysa VADESİ tamamlanmış demek. Yani bir ÖLÜM kelimesi de yok.

(Nasıl ki tesettür ve müddesir birbiriyle ilintiliyse, Mewt ve VADE kelimesi de aynı bağlamda ilintilidir. Tesettür örtüyü, Müddesir ise KOZA örmeyi, fetus halini vb. açıklar. Grekçesi Metamorphos.)

MEWT kelimesi de VEDUD ismiyle bağlantılıdır. (meSTuR ve müdDeSiR gibi.) (T ve D harfleri sizleri şaşırtmasın, Hans yanlış biliyor demeyesiniz diye ayrıntılıyorum.)

Koza süresi (Kehf uykusu vb. ya da sizlerin bir şekilde değişim geçirmesi anlamındaki koza... Kozayı iyice anlamak için MÜDDESİR SURESİ ilk ayete bakınız.) (Efendimiz bir DEĞİŞİM / Metamorfolojik süreç geçirmekte, tırtıl iken kelebek olmaktadır -adeta-.)

 

<> 74-Müddessir/1: Ey bürünen = Ya eyyühel müddessiru

 

Yani üzerine bir şeyler örtmüyor. (SeTR halinde değil.) "Beni ört" diye eşi Hatice anamıza söylemesi sadece bir söylencedir/hadistir. Gerçekte efendimiz NEBİLİKTEN RESULLÜĞE geçme sürecini müdDeSiR olarak yaşamaktadır. Yani "ya eyyühel Müttesirü" değil Müddesirü...

 

Şimdi yeniden alt alta koyarak bakacağım:

"Allah, canları, ölümleri sırasında alır, ölmeyenleri de uykuları sırasında. Sonra, haklarında ölüm hükmü verdiklerini alıkoyar; ötekileri, belirlenen bir süreye kadar salıverir. Bunda, iyice düşünen bir toplum için elbette ibretler vardır."

Allah, NEFSİ (Canları değil) ÖMRÜNÜN vadesinin sonunda alır. Henüz vadesi gelmemişler ise uyku süresince ÖLÜDÜRLER. (Mewt hali = Ğafl diye düşünün.) İnsan, dolayısıyla her gün (ortalama 8 saat) ölüdür. LEVH tarafından programlanmaktadır.

Bu bizlerin objektif ölümü değil, ayette yazıldığı gibi SÜBJEKTİF ölümüdür. (Sübje=Enfus >>> NeFS kökünden.)

Çünkü ölüm halinde beden çürürken, uyku halinde tam tersine DİRİLİR, DİNGİN kalkar; organizma, metabolizma yenilenir. Bu da bizlerin YENİLENMESİ, yeniden şarj edilerek (ve elbette programlanmış da olarak) yaşama İADESİDİR.

Gelelim şu noktaya:

"Sonra, haklarında ölüm hükmü verdiklerini alıkoyar; ötekileri, belirlenen bir süreye kadar salıverir."

"Sonra, haklarında ölüm hükmü verdiklerini alıkoyar; ötekileri, belirlenen bir süreye kadar salıverir."

"Sonra, haklarında ölüm hükmü verdiklerini alıkoyar; ötekileri, belirlenen bir süreye kadar salıverir."

Bizler -daha önce de yazdığım gibi- UYKU dışında iki dinamik alana sahibiz: Bu iki alan dünya (evren) 2 boyutlu yüzeyinde ÇAKIŞIKTIR. Yani tastamam birbirine bindirilmiştir. Bunu ayırt bile edemeyiz.

Ne var ki,  U Y K U  halinde dünya evren enerjisini temsil eden Q >>> ELEKTRİK ALAN yine yatay düzlemde kalır iken, ÜÇÜNCÜ yani görünmeyen Z boyutuna doğru bu elektrik alana DİK bir dipole ile  M A G N E T İ K  alan ayrışır.

İkisi birbirine dipole (çift kutuplu) ve tam dikgen olurlar:

"Sonra, haklarında ölüm hükmü verdiklerini alıkoyar; ötekileri, belirlenen bir süreye kadar salıverir."

"Sonra, haklarında ölüm hükmü verdiklerini alıkoyar; ötekileri, belirlenen bir süreye kadar salıverir."

"Sonra, haklarında ölüm hükmü verdiklerini alıkoyar; ötekileri, belirlenen bir süreye kadar salıverir."

Yani uyku sırasında bedenden (elektrik yatay düzlemden, dünya/evren düzleminden) ayrılan ve YUKARI giden yatay x ve y düzleminden (ki elektrik alan) z ekseniyle DİKGEN (ki magnetik alan) olarak ayrışılır.

Şimdi bir somut örnek verelim: Philadelphia deneyini anımsayınız:

1. Bir DEMİR gemiye yüksek elektrik alan verilir. (Bir kentin tüm elektriği gibi.)

2. Bu elektrik alan ARAÇTIR; amaç MAGNETİK ALANDIR.

Her elektrik alanı buna  D İ K G E N  gelen bir  e ş d e ğ e r i  magnetik alan kuşatır -ki bu DİKGENDİR-. Yani elektrik alan burada sadece Magnetik alan denen büyülü gücü oluşturmak için bir ARACIDIR. Amaç bu magnetik alanı -ammaaa illa ki- DİKGEN/dipole olarak oluşturmaktır.

3. Dipole esnasında elektrik alandaki DALGA (ki yatay) ve buna dikgen gelen eşiti magnetik DALGA, ikisi birbirlerine KARIN noktalarında EN UZAK, fakat DÜĞÜM noktalarında TEK NOKTADA BİTİŞİKTİRLER.

Uyku halinde işte bu dipole oluşmaktadır. Biz yatakta (ki bu world sheet veya world membran'dır) uyurken, yani ceset olarak uyurken, ÖTEKİ dikgen biçimde "Yukarı" yani Z dikmesi olan ÇAPA geçer.

Bu demektir ki siz yatayda (yatakta) uyurken, sizin BİLİNCİNİZ özgür olarak atmosfer dışına çıkmaktadır.

(Tamamlayıcı bilgiler için amplitude vb. bilgilerine bakınız.)

 

[] https://writescience.files.wordpress.com/2014/04/emfield1.jpg

[] http://eastmontscience.weebly.com/uploads/1/3/3/8/13389395/2620520.jpg

 

Somut örneğimize dönelim:

Philadelphia mürettebatı denekler UYKU halinin önlenemez bir biçimine şahit olurlar. Kendileri YERDEDİR (elektrik=Cesetleri), fakat öteki magnetik bedenleri öyle bir amplitude (genlik) oluşturmuştur ki ATMOSFERİN dışına çıkmışlardır.

4. Atmosfer dışı için "Göğe şıhab atmalar kıldık...", "Göğü şıhabla taşlanan şeytandan koruduk" ayetlerine baktığınızda, Kur'an'da şu ipucu vardır: MELEYİ ALA.

Ve Cin suresindeki "Biz gökte birtakım mevkiilere yerleşirdik. Ancak daha sonra yakıcı şıhablar ile oradan kovulduk".

Ayrıca Hadid suresinde DEMİR'DE BİR ŞİDDET (Aşırı magnetik alan hali) vardır ayetine de bakabilirsiniz (tamamlayıcıdır).

 

[] 67-Mülk/5: Andolsun ki, Biz o dünya göğünü takım takım kandillerle donattık ve onları şeytanlar için atmalar (atış yapılan mermiler) yaptık; ayrıca onlara o çılgın ateş azabını hazırladık.

[] 15-Hicr/18: Ancak kulak hırsızlığı eden olur, onu da parlak bir şihab ta'kıb etmektedir

[] 72-Cin/9: Ve doğrusu biz ondan dinlemek için bazı mevkı'lere otururduk fakat şimdi her kim dinliyecek olursa onun için gözeten bir şihab buluyor.

[] 57-Hadid/25: Celâlim hakkı için biz Resullerimizi beyyinelerle gönderdik ve beraberlerinde kitab ve miyzân indirdik ki insanlar adaletle tutunsunlar, bir de demiri indirdik, onda hem çetin bir sertlik hem de insanlar için bir çok menfeatler vardır ve çünki Allah kendisine ve resullerine gıyabında yardım edenleri belli edecek, şübhe yok ki Allah kavîdir, azîzdir.

 

5. Philadelpia denekleri bu  U Y K U  benzeri halde öyle bir magnetik alan DİKGENİNE yükselmişlerdir ki orası artık ayetteki korunmuş tavan değildir. Şıhabların (kozmik primer ışınların) bombardıman ettiği ÜST atmosferdir.

Denek magnetik beden olarak oraya gitmiştir ve ona bir şıhab isabet etmiştir. Denek bu durumda spontaneous yanmaya başlar. Yani yerde cesedi kendiliğinden ALEV alır. Bu bildiğimiz bir kömürleşme değildir. Bedeni bir litre benzin gibi hiçbir iz bırakmadan yok eder. Geriye belki birkaç düğme kalmıştır...

Bu somut örnekten (aslında experiment'ten) soyut günlük yaşama dönelim:

"Sonra, haklarında ölüm hükmü verdiklerini alıkoyar; ötekileri, belirlenen bir süreye kadar salıverir."

"Sonra, haklarında ölüm hükmü verdiklerini alıkoyar; ötekileri, belirlenen bir süreye kadar salıverir."

"Sonra, haklarında ölüm hükmü verdiklerini alıkoyar; ötekileri, belirlenen bir süreye kadar salıverir."

Böylece kendiliğinden yananların sırrı da ortaya çıkıyor. Ve de cinlerin nasıl MERDUT (marid) edildiği sırrı da... Şıhab'ların ve Melei Ala'nın işlevi de...

Biz her gece soyut bir biçimde dikgen magnetik alana çıkarız. Yani düğüm noktalarından cesedimiz ile bitişik; fakat karın noktasında en uzağız.

(Gümüşi kordonu anımsayınız. Gümüş kordon KARINDAN karına giden bir KURTÇUK deliği gibidir. Ayrıca karın ve düğüm ile ilgili verileri belki WEB'de bulabilirsiniz. Özellikle Dipole konusunda.)

 

6. Elektrik alan açılan dört boyuttan biridir. Ama magnetik alan öyle bir yerdedir ki: Açılmamış kıvrılı kalmış ve Kuantum tünel süreci ve/veya worm-corn Hole / mini sur borucukları dediğimiz planck sabitinin limitinde ve içeride bulunur.

Elektrik alan somut ve dışarıda iken magnetik alan esrarengiz, soyut ve TÜNEL'in tam ağzındadır. Yani 11 boyuttan açılmamış kıvrılı kalmış 7 boyutun bize en en en en yakını olan beşinci boyut bu MAGNETİK alandır. Tünelin tam ağzında helis çizerek bekler.

Eğer işbaşına geçecekse (magnetik aşırı haller) oradan bir tünel uzanır ve işlevini yapar. (Mesela bir kg radyoaktif maddenin her iki atomundan birini yutar (Enerjiye çevirir) ki buna da YARILANMA süreci veya yarıömür diyoruz.)

Demek ki magnetik aşırı hallerde quantum tünelini bize uzanmak zorunda bırakıyoruz. Yani biz gökteyiz veya tersine GÖK yerde...

Bunun bir başka kanıtı da şudur: Eğer şıhab GÖĞE kadar dikgen genlikte ulaşmış birini  U Y K U  halinde yakalayamazsa, Şıhab işlevini sürdürür: Ateştop yıldırım denen bir biçimde o kişiyi kovalar. Yani ateştop fazına geçen şıhab bilinçli olarak kovalıyormuş gibi  U Y K U  modundaki kişi/kimsenin peşine düşer.

O ateştop falan değildir, yıldırım da değildir, sadece kuantum tünelinin AĞZI'dır.

Yine paranormallere mi girdik? :) Sıkıldınız değil mi?

 

<> no

 

Zaten bildiğiniz konulardı. Tekrarlamış oldum. Veya [candaşın] verdiği ayetin TEFSİRİNİ yapmış oldum.

 

<> Allah razı olsun kaptanımız

 

Demek ki bir çay hak ettim. ;) Whoops

 

<> Melekle yakın olduğumuz nokta da bu kesişim noktası mı oluyor, yatay ve dikgen, düzlemlerin kesiştiği?

 

Evet [candaş] bu nokta. Bedensiz astronomi, astral vizyon veya astral projeksiyon dediğimiz OOBE halinin veya haşyet+vecd içindeki (mesela Piri Reis haritalarındaki mini mir'ac'ın) sırrını da açıklıyor.

Yani Kur'an'da HEPSİ VAR! Yok diyen KÖRDÜR.

Bu kutsal kör olan Maktum'un körlüğü amalığı değildir. Gözlerine mil çekilmişliktir. Kutsal değil rezil körlüktür.

Oysa BİZDEN BAZILARIMIZ böyle körlerin yani Maktum'un gözleriyle görmekteyiz. Onun görmesi gerekenlere ŞEHİDİZ=Şahidiz.

İbni Maktum eğer kör olmasaydı; bizden bazıları "Ben oradaydım" demezdi...

Gözü açık olan Efendimiz ve konuğu Ebu Süfyan'ın gözleriyle görmeyiz. Ama ŞEHİDLİĞİ tadan kişiler MAKTUM'un gözleriyle GÖREN şahitler olurlar...

Belki yadırgadınız önceleri... Ama şu kelimeyi hatırlayınız: "Ben oradaydım, şahidin gözleri gördü" dedim... Ve Abese suresini öyle derin anlattım ki... Hatırlayınız...

 

<> evet

 

Çünkü oradaydım. Ama bu efendimizi görmek değil, MAKTUM'un GÖZLERİ olmak anlamındaydı. Veya en doğrusu "ŞAHİDİN GÖZLERİ:::" (Şahidin kendisi DEĞİL, Şahidin GÖZLERİ, dikkatle ayırınız ltf.)

O gün yadırgamıştınız eminim, ama bugün bu ayetle anlamış oluyoruz ki, iki karın noktasında EN UZAK olan, aynı zamanda iki düğüm noktasında TEK'dir. Şahidin gözleri işte budur. Aramızda asırlar var ama zamanın hiç olmadığı LEVHİ MAHFUZ'da şahidin gözleri görür.

Bundan daha büyük makam ise MİSAK'ın GÖZLERİDİR! (Bu treni kaçırdım :(( )

 

<> ALLAH! bless you... Amin

 

Hepimizi korusun ve kutsasın.

 

<> amin

 

Candaş mutmain oldunuz mu?

 

<> sağolun kaptanımız; Allah sizi çokça korusun

<> amin

 

Allah burada/orada zaten. Dualara hep ihtiyaç var. Çünkü Dabbe'nin bir sırrı daha vardır: O HEP YERALTINDA MEZARINDADIR. Dikkat ediniz ki Dabbe için "İNSAN" kelimesi yerine (insan burada diri anlamında) sanki MEZAR EHLİYMİŞ GİBİ başka bir ima kullanılıyor. (Bunu hayvan, kurtçuk, mikroorganizma vb. sanıyorlar :) )

Yani DABBE şehid olmuş ve mezarında hazır kişidir. Zombi falan değil elbette... ŞEHİDLER ÖLMEZ Kİ. Bu yüzden Dabbe alametini Kur'an BİR İNSAN biçiminden ziyade ŞEHİD (mezarında hazır) anlamında vermektedir:

Dabbetül ARZ

Hani derler ya "Kefenimi hazırladım" veya "Mezarımı satın aldım". Bu insan söylemi... Dabbe için bunu şöyle tevil ediniz: "Ben zaten mezarımdayım ey insanlar".

"Pekiyi sen insan değil misin? Niye ey insanlar diyorsun?"

Yanıtım şu:  Ş E H İ D  kelimesine bakınız. Onlar da insan! Ama "The Deepest" insanlar. Onları yeryüzünde görmek mümkündür, fakat onlar "undergound" insanlardır. Mahşerin şehidleridir.

Bu yüzden Dabbe kelimesinin geçtiği ayetlerdeki tarz sizi şaşırtmasın. Dabbe de insandır, şehiddir, şehidler de insandır. Var mı aksini söyleyecek olan???

Çaysadım yine. Kalkmışken bir de lavaboya gideyim...

Hiçbirşey yazmamışsınız!!!! Düştüm sandım... Orada mısınız?

 

<> Evet

<> Yazdıklarınızı tarıyorduk

<> MİH burada kaptan

 

:)))) Allah bu birlikteliği bozmasın -hepiniz adına amin-.

 

<> amin

<> 2/154: Allah yolunda öldürülenler için ölüler demeyin. Tam aksine, onlar dirilerdir ama siz farkında olmazsınız

<> 8/2: Gerçek mü'minler ancak o mü'minlerdir ki, Allah anıldığı zaman kalpleri ürperir; karşılarında ayetleri okunduğu zaman, imanlarını artırır ve Rablerine tevekkül ederler.

 

Yarın chat 21 cıvarında. O konuyu şimdiden belirleyelim ltf.

 

<> 0 kan grubu kaptanım dünden kalan pls.  "Nedir 0 grubunun bu özelliği?"

 

Evet unuttum onu. Bir candaşımız tam 33 kez sormuş bunu e-maillerde. Utancımdan onu gündeme almıştım. Ama bugün de unuttuk. :( Bunu Allah unutturdu ve Allah hatırlattı. Şeytandan Allah'a sığınarak başladık çünkü...

Rahat bırakmıyorlar, buradaki formaliteler çok sıkıcı... Bundan kelli ben bir pasifist olacağım, militarizmden sıkıldım. Yetti artık! Postal sesinden geçilmiyor koridorlar... Sanki gardiyanlar... Yarımda kapı kapanacakmış, onu gelmiş anlatıyor. Sanki bunu beşgündür bilmiyordum...

 

<> 16-Nahl/127: Sabret! Senin sabrın da Allah'ın yardımıyladır. Onlar için tasalanma! Kurmakta oldukları tuzaklar yüzünden de telaşlanma!

 

Sağol, ayetlerde gerçekten şifa var. Birden abdest almış gibi serinledim. Teşekkür.

 

<> elhamdülillah

 

Elhamdülillah. Bülbülü altın kafese koymuşlar.... illa da benim Milletim(mih) demiş.

 

<> kaptanım müşkül bir durum söz konusu olacak ise chate bir sonraki de devam edebiliriz

 

MP izbandut... elektronik tarama yapıyor (Yabancı cisim taraması).

Gitti... Hepimiz biliyoruz ki bir yabancı cisim yok. Ama bu ne titizlik yahu? Yoksa iyi mi yapıyorlar?

 

<> prosedürlere bağlılık disiplin meselesi (ama yaratıcılığı da öldürür)

 

Anons: "Kapıların kapanmasına son beş dakika". Bana özenenlere duyurulur.

 

<> chatlerde ya da konularda herhangi sansür olacak mı kaptanım bu durum karşısında

 

Hayır yok. Hayat aynen devam ediyor. Ama bu kez sanki ABD'deyim gibi...

 

<> kaptanımız biz sizi uğurluyalım ltf, kapı kapanmadan..

 

Kapı, ziyaretçiler için kapanıyor.

 

<> yarın akşam 21 gibi inş buluşuruz..

 

Tamam. Yarın Allah inşaa... O halde geronimo hoş-bye diyebilir.

 

<> Allah'a emanet kaptanım

 

Allah El Emin'dir [candaş] ve de EMAN.

 

<> Allah razı olsun hocam

 

Allah bizlerden razıdır. Ayetlerini bizden başka hiçbir güç, hiçbir zümre asla açıklayamaz. Bu bile Allah'ımızın rızası için güvencedir. Hiçbir kimse evren tarihinde 5 milyar yıldır sistemimiz tarihinde cin, melek veya insan, hiçbir kimse Allah'ın ayetlerini asla açıklayamadı. Açıklasalardı HANİF kelimesiyle başlarlardı.

 

<> Maide/119: Allah buyurur ki : "İşte bu, doğrulara, doğruluklarının fayda vereceği gündür. Onlar için, altlarından ırmaklar akan, içlerinde ebedi kalacakları cennetler vardır. Allah onlardan razı olmuş, onlar da Allah'tan. İşte o büyük kurtuluş budur.

<> Tevbe/100: Muhacirlerle Ensardan Sabıkun-i evvelin = İslam'da ilk grubu oluşturanlar ve iyi amellerle onların ardınca gidenler, işte Allah onlardan razı oldu, onlar da Allah'tan razı oldular ve onlara altlarından ırmaklar akan cennetler hazırladı ki, içlerinde ebedi kalacaklar. İşte büyük kurtuluş budur.

<> Ne mutlu HANİFİM diyen BİZ MİHlere

 

Ne mutlu gerçekten...

 

<> last 30 seconds captain my captain

 

Çok geç, kapandı bile. Bir sürü anons da sustu kurtuldum. Yuh be bir daha askerlik yaptırıyorlar bana...

Ben pasifistim karar verdim.

 

<> pasif protesto

 

Rütbesiz er (private deniyor) 2500 dollar alıyor ayda... Zavallı mehmetçik, babası para göndersin diye bekliyor... :(((

 

<> biz asker doğduk ;)

 

Evet buna benzer bir haber okumuştum (WEB'de): Dünyada (Çin ve Kuzey Kore dahil) bir tek biz kaldık >>> PARASIZ ASKERLİK YAPAN. Buna batılılar şaşırıyor. "Nasıl geçiniyorlar" diyorlar. "Babaları para gönderiyor, anneleri de merdivenleri siliyor" diyorum. Hem askere al mehmedimi, hem de "Ailesi baksın" de çık... AB'ye girince bu haksızlık, bu zulüm biter.

 

<> 10 milyon tl mi ne bir er aidatı var sanırım kaptanım

 

Evet, o da niçin biliyor musun? Postallarını boyatıyor, traş oluyor vb. yani onmilyonu geriye alıyorlar -hem de on günde-. Boya, traş vb. PARAYLA...

 

<> örgütsel sömürü

 

Evet Cunta-kintelere çalışan bir düzenbaz düzen. Nedir o ihale rezaletleri! Firma on milyon dollar harcamış, ihaleyi iptal ediyorsun! BAŞTAN AKLIN NEREDEYDİ? Mantığın bittiği yerde askerlik başlar, fazla söze gerek yok.

 

<> hurda gemileri milyon $a askeri ihaleler de alıp aslan payı paydasından büyük olarak kapıyorlar.

 

Evet ihaleler illa ki RÜŞVETLE döner. Bunun sivili askeri yoktur. Rüşvet bir gelir değildir -kamusal-, KİŞİLERİN HAKSIZ KAZANCIDIR.

 

<> hazinenin %45-50'si sanırım genel kurmayın

 

Hazine aslında %175, bunun 75'i MEMURLARın maaşı (Hele ki imamların), kalanın yarısı Savunma gideri, kalan ise ıvır zıvır. Yani %175 çalışan ve matematiği altüst eden bir Arjantin bir de Türkiye kaldı dünyada...

ÇÖZÜM:

1. 600 yeni İmam Hatip lisesi açılmalı

2. Diyanet "Camiler yeter" demiş  -terbiyesiz-, daha onbin cami açılmalı.

Çözdük gitti...

 

<> 17-maun/1: Gördün mü o, dini yalan sayanı?

<> 17-maun/2: İşte odur yetimi itip kakan;

<> 17-maun/3: Yoksulu doyurmayı özendirmez o.

<> 17-maun/4: Vay haline o namaz kılanların ki,

<> 17-maun/5: Namazlarından gaflet içindedir onlar!

<> 17-maun/6: Riyaya sapandır onlar/gösteriş yaparlar.

<> 17-maun/7: Ve onlar, kamu hakkına/yardıma/zekata/iyiliğe engel olurlar.

 

Altın gümüş biriktirirler... Yuh be, benim bir nikah alyansım bile yok!

 

<> yazıklar ve azaplar olsun (maun)

 

Amin.

Kamera kontrol saati -imiş-, sıktılar artık. Haydi hoş-bye.

 

<> Allah Allah, işiniz var kaptanım ya sabır sabır

 

Gelen yok içeriye, sadece monitorda görünüyorlar, ama ister istemez gülümsüyorsun, nazik oluyorsun falan.

RZİ.

 

<> slm slm kaptanım

<> teşekkürler hocam

<> hg