Chat n° 227 - Tarih: 11 mayıs 2004
Not-1:
<> ile başlayan satırlar sayın Aiberge ait değildir,
sohbet/chat esnasında onunla konuşan diğer kişilere aittir.
[] ile başlayan satırlar ve [ ] arasındaki kesimler yine
sayın Aiberg'e ait değildir, sohbete sonradan eklenmiştir.
Not-2: Eski sohbetlerde işlenen bazı gündem
konularının yıllar sonra değişmiş
olabileceği ihtimalini gözönünde bulundurmak gerekebilir. Sohbeti okurken
karşılaşacağınız her türlü sorunu/hatayı vb.
info@aiberg.com adresine
bildirebilirsiniz.
[] Kaptan
msccp10sce nickiyle bağlandı
Selam selam candaşlar hoşbuluştuk.
<> selam selam hoşgeldiniz
Evet bir chat daha başlıyor. Biraz reel ekonomiden söz
edelim. Dollar 1300 TL idi, şimdi 1550 tl, 1500 diyelim... %kaç
artmış?
<> %16
Evet. TÜRKİYE'de
%16 d
e v a l ü a s y o n
yapıldı. Dikkatleri sürtüşmelere çatışmalara
çekerken, Türkiye sonunda deavalüasyon gördü. Gözümüz aydın! Haberiniz var
mıydı?
<> $ artışından
evet.
Dollar artmadı. Devalüasyon yapıldı, otomatikman
artmış oldu. Yineliyorum: Dolar artmadı!!!! İşte
ekonomimiz ASLINDA buydu... Bir
yerde fire verecekti. Verdi.
İmam-hatip derken, KİMSE
uyanmadan, Ekonomiden sorumlu Babacan ve Maliyeden sorumlu Unakıtan,
dikkatleri Milli Eğitim üzerine çekerek, GİZLİ devalüasyonu yaptılar. Ne CHP, ne bağımsız mali kuruluşlar bunu fark
etmedi.
N A S I L O L U R ? Eğer
dollar arttıysa, zaten enflasyon körüklenmiş demektir. Eğer
dollar devalüe edildiyse, SİNSİ
bir oyun oynanıyor.
"ABD'de faizler artırıldı, bu da tüm
dünyayı etkiledi" yalanına sığınıyorsak,
Dolların sadece 40 bin lira falan artması gerekirdi.
Yok eğer "Petrol fiyatları birden zamlandı
(Rusya bol miktarda sattığı için)" derseniz, biz zaten
dünyanın EN PAHALI varil
fiyatına sahip şampiyon devletiz. Petrol sorumluysa o zaman hükümetin
sübvanse etmesi (içeride ucuza satması) gerekirdi. Yani zammı
yansıtmamış olurdu.
Tersine paket halinde zamlar geliyor. Petrol ürünleri ve
taşımacılık maliyetleri yaza rağmen
çıldıracak.
<> İhracat yapanlar için
iyi ama ithalat için kötü oldu... Özellikle hammaddeyi veya yarı mamul
maddeyi dışarıdan ithal etmek zoruna olan kuruluşlar için
kötü
Evet, aramızda ihracatçı olmadığına göre
(Müsiad bundan sorumludur) bu millet çatır çatır farkı ve devalue
kazığını cebinden ödeyecek... Kışın kar
yağdı ve en ucuz balık (kedilere veriyordum) 2.5 milyondan 5
milyona kadar tırmandı. Kıştı kar
yağmıştı, takalar denize açılamamıştı
vb. Şimdi yaz geldi: Aynı balık (istavrit) 3.5 milyan TL
kilosu...
??????
Ne oluyor böyle?????? Enflasyon bu kalem mallarla ölçülüyor.
Balıkla ölçülüyor. Ananas suyuyla değil! Ve 2004
yılının daha başındayız. İthalat ile ihracat
farkı aleyhimize %63 açık veriyor bütçe... Üç ayda bunu nasıl
becerdiler.
????? Nasıl oluyor da oluyor???
Bunu BİZ cebimizden
ödeyeceğiz. IMF'yi d a
v e t e t t i l e r . Nasıl oluyor???? IMF kendisi gelir daima... Bunun dışına
çıkılmamıştır...
Çünkü gizli DEVALÜASYON
yapıldı... Geçmiş olsun.
İhracatçılar dışında kalan tüm meslek
erbabı bu kazığı ödeyecek! Borçlarımız da %17
(Birleşik faiz ile %25) büyüdü...
Hani işler tıkırında gidiyordu.
?????
???????
<> Haklısınız,
enflasyon ilginç şeylerle ölçülüyor mesela birisi çok ilginç...
"Gazyağı lambası Fitili"
Ve Ananas turşusuyla... Aramızda ola ki bazılarımız
ekonomi düzeldi piyasalar rahat, borsa tırmanıyor, faizler düştü
diye hayallere kapılıp rehavet yaşadıysa, işte
acı gerçek ve raund 1...
İkinci round'da 128 milyar dollar dış borcumuzun
ödeme planı var: İktidarın gitmesine iki yıl var. Üçüncü
yıl 80 milyar dollar ödeyeceğiz???????????????????? Nasıl
ödeyeceğiz.
GSMH'miz
sadece 1500 dollar/yılda, borcumuz 13.000 dollar/yılda, nasıl
ödeyeceğiz?
Ben bunu yazmıştım: "Kaçacaklar
yurtdışına" diye. Kaçacaklar... Ama büyük kazık
atarak. Yüce divan bile onları bulamayacak.
Yargılayamayacak. Haydi diyelim ki borcu 8 yıl vadeyle ve daha büyük
faizle ertelediler... o zaman 6 yıl sonra BATIYORUZ. (Borcu ertelerler. Çünkü RTE CBaşkanı olacak en az dört yıl.)
Ölü toprağı üzerimizde... Muhalefet ve bilim
adamları/ekonomistler FARKINDA
değil, devalüasyon olduğuna BİR
TEK BEN UYANDIM! Ve sizleri uyandırıyorum... Takke düştü kel
göründü.
Önümüzdeki haftayı FB'nin kutlamalarıyla geçiririz
milletçe... Sonra İstanbul'a Bush gelir, Nato ansamblesi toplanır.
Okullar da dolayısıyla erken tatil edilir. Millet kıyılara
koşar ve yaz tatili başlar. Yaz sıcak bir rehavet bir rehavet...
Yaz biter okullar açılır. Havalar daha iki ay iyi gider. Sonra
karakış gelir.
Yakıt, zamlı zamlı yakıt. O zaman
uyanacağız. Şimdi rahat olunuz, içimizi karartmayalım. Reel
ekonomi diye... Hatta reel politikayı da boş verelim.
Reel >>> Yani sapsahici/en hakiki >>> demek.
<> Müdahele için Merkez
Bankasının yeterli Dolar rezervi olmasına rağmen bile bile müdahele
etmediler bunu bugün itiraf da ettiler... demek ki bilinçli
Evet, kendileri manüple ettiler. Merkez bankasına KENDİLERİ (Anadolu
kaplanları numarası) mevduat açtılar.
Bunu nereden anladım? Çünkü bankalar arası gecelik faiz
işi birden %6'ya indirildi. Zamanında Özer+Tansu Çiller de bunu
yapmıştı.
Pekiyi neden baştan %6 değildi. Dün yarı
yarıya indirildi? Çünkü beyler ve aveneleri (Müsiad, Anadolu
kaplanları vb.) bu manüpilasyon ile KAZANDILAR,
zıkkım olsun! Paralarını gecelik faize
yatırdılar. Kazandılar, iş bitince de gecelik faizler
birden %6'ya indi. Düğün değil bayram değil enişte
baldızı neden öptü?
Rektörler ile birlikteydim. Anayasa diyor ki: "Üni.ler
özerktir. Puanları, sözeli mözeli kendileri belirler." Milli eğitim veya siyasiler
belirlemez. Yani imam-hatip taban puanını ve katsayıları
Üniversitelerarası kurullar ve YÖK
belirler. Anayasaya göre siyasilerin belirlemesi YASAKTIR!
Ve bizim TSK bir
bildiri yayınlıyor, ama ŞUNU
AKIL EDEMİYOR: "Üniversiteler özerktir". Hükümet vb. Yök mök işlerine
karışamaz. Ancak milli eğitime ölçü getirebilir.
Allah'ım! NEDEN bu
anayasal hakkı ve hukuğu görmüyorlar ve KAPI gibi kullanmıyorlar? Bir sürü mıy mıy... Dedim
dedi dedikodu...
Haşim bey de teslim oldu (Anayasa mah.bşk.), o da
hükümete tav oldu. Belki de AKP'den adaylığını bile
koyacak. (Erbakan'ın rüyasıydı bu)...
Hanif uyanıktır! Kül yutmaz. Bunun için anlatıyorum
bunları. Durum değerlendirmesini size bırakıyorum. Sessiz
sedasız devalüasyonu gördük. Demek ki ev sahipleri kontrat yenilerken
kiracılara tek haneli enflasyon rakamı olan %9 kira
artışı değil, eskisi gibi %25 artırım yapacaklar.
Yani normalin üç katı...
Bütün bunlar sadece bu milletime yansıyacak. Ve enflasyon
bakınız ne kadar düşmüş? Yoksulluk sınırı
belirlendi >>>>>>>> 1 milyar 650 milyon...
Maaşınız bu değilse siz YOKSULSUNUZ! Bunun yarısı ise AÇSINIZ! İşte
herşey yalan gerçek bu!
<> %45 oy verirken
düşünmeyene %16 devalüasyon az bile!
Evet, birleşik faiz olarak bunu %25 olarak
düşünebilirsin. Bu iki günde yapılan devalüasyon. Bunlar toplam %33
yapmadan durmayacaklar. Veya Dollar, Euro'yu geçmezse... durmayacaklar...
IMF'yi
acil çağırdılar... Meydan okumaya kalktılar. Ama el
oğlu öyle bir tuzak açtı ki, "Enflasyona
dokunmayacağım, ama devalüasyon ile seni oyacağım",
bunu yaptılar.
Kanımız canımız IMF'ye ve bu danışıklı dövüşü uygulayan
Ampul partisine feda olsun. Başbakanım çok yaşa! Ah be bir erken
seçim olsa da başbakanı bu sefer %60 ile işbaşına
getirip, CHP'yi de meclisten silsek! Tek başımıza iktidar olsak!
Atatürk geri geldi, RTE
adıyla, başbakanım, müstakbel reisi cumhurum çok yaşa! Türk
ekonomisi düzlüğe çıktı, dollar bin liraya indi, mutfakta bir
bereket bir bereket, milletçe şişmanlamaya başladık.
Atatürk bile RTE'nin yanında bir hiç! Çok yaşa başbakanım!
Durum bu candaşlar... Boşuna "Eyvah!" demedim,
daha bunlar işbaşına geldiğinde...
<> Kur'an'da "kafirleri
dost edinmek" anlayışıyla bir ilgisi var mı bu
olayların?
Kafirleri dost edinmekten öte [candaşım], kendileri
gidip o klüplere kaydoldular.
<> 60/13'de,
"Allah'ın gazap ettiği kavmi mütevelli edinmeyin" deniyor.
Hükümetin üyelerinin kurmayları, Mason ve BBerg klüplerine kaydoldular.
Kapalı kapılar ardında...
Uyarmıştım... Malta (Maltız) Ahtapot
nişanları, haçlarla donanmış madalyalar. Bitmez tükenmez
yurtdışı seyahatleri. Bu seyahatlerde "anlamlı
biçimde" beş-altı saat kaybolmalar/başabaş
görüşmeler.
Ne pahasına olursa olsun bu ritüellerde "Eşleri
yanağından öpmek" vardır. O da geldi
başımıza... Kapalı kapılar ardında da RTE,
Natacha Karamanlis'i öptü... AA ve TRT'ye
bunların yayınlanması yasaklandı. Mason ritüellerine uyuldu
yani... Veya bu şekilde tescil edildiler. (Kabullenmiş oldular.)
Gitti yobazların namusu!
<> Aynı TRT değil mi,
Denktaş'ın seçim öncesi konuşmasını kesip spor
haberleri veren?
TRT de
özerktir sözde... Üniversiteler gibi. Üniversiteleri de böyle LİSE yapmak istiyorlar.
Gönüllerinde yatan, Akaid, fıkıh, arapça öğretmek... Kime?
Herkese! Yani lise son'a kadar eğitim mecburi olacak. Lise dört yıl
olacak. Bunun içinde Hadis, şeriat da mecburi ders olacak.
Gönüllerinde yatan bu! Evet bunu istiyorlar... Aynen bunu...
İngilizce gibi, Arapça da yabancı dil sayılacak.
İngilizce ve Arapça, İlkokul dördüncü sınıfta
başlayacak.
Bunu yapamazlarsa çözüm hazır: Ortaokulda "İKİNCİ yabancı
dil" mecburiyeti olacak. Bunlar: Fransızca, Almanca, Arapça.
Bilmem anlatabildim mi?
Ben bir veli olsam -tipik-, çocuğum ingilizce zaten
öğreniyor. İkinci yabancı dilini Arapça seçerim. Arapça gazete
mecmua okutmayacaklar tabii. DİNİ
eğitim okutacaklar, adı da "İkinci yabancı
dil" olacak...
Bunlar AKP'nin gizli gündemi dostlar... Yıldırım
hızıyla hayata geçebilir.
"Hocam ne zararı var, daha iyi ya Arapça
öğrensinler!" Fransızca'yı moda dergileri tipinde
öğrenirken, Arapçayı öyle öğrenmeyecekler: HADİS, FIKIH ve hiç bilmedikleri kelam ve Tefsir!
<> Tabii bir de Arapça
hocası lazım söyle 10 -15 bin kadar.
300 bin kadar [candaş]. Kadro ihtilali yapacaklar,
öğretmenlerden başlayarak... Bütün belediyelerde %100 bu
yapıldı. (İnanmayan gezip görsün, dinlesin mağdurları)
Kadın memurları (eskiden kalma) çöpçü yaptılar sokaklara (en az
30 belediye).
Boşuna mı ilk günden beri bunlara kafa tuttum?
Boşuna mı "Niçin bunlara oy verdiniz?" diye sitem ettim
sizlere/bazılarımıza...
Ve bunlar beni asimile etmek için, tıpkı Yaşar Nuri
Öztürk gibi, danışmanlıktan milletvekilliğine ve
bakanlığa kadar bana geçen 15 gün önce teklifte bulundular. (Özal da,
Uzan da bunu önermişti.)
Bakın beni her şeye Mydonose edecek kadar önemli
olduğumu hatırlatıyorlar bana... Ama arkada asıl mimar
>>> ŞEYTAN!
Bende şeytan fobisi yoktur. Ama gelgelelim ki Şeytan APAÇIK iyice panik halinde ve seri
yanlışlıklarla bana saldırıyor. Benim için şeytan
somutlaştırıldı adeta... Demek ki Allah'ın iyi bir
kuluymuşum! Ve beni dinleyenler (Ben=Kur'an) sizler de elbette iyi kullardan
oluşmuş şu meşhur ve mahut MİH'siniz. Bu Allah'tan size bir nişandır.
Bugün, incirin çekirdeği ve de Zeytin'in çekirdeği,
ikisi de ekildi >>> HANİF
ağaç ortaya çıksın diye... İncir çekirdeği deyip
geçmeyin, İncirliova
olacağız gelecekte -Allah'ımız inşa edince-. Ve de
zeytinlik ormanı...
<> amin
Sizler KUTSALSINIZ!
Bunu söylemeye mezun kılındım. Kutsal, nasıl ki Ashab
(Resulullah'ın) ve Ashabı Kehf ve kısmen biz RAKİM ehli, bunlar Kur'an'da
kutsanarak anlatılmıştır. En kutsanmışı
söyleyeyim: Milleti İbrahiyme ve Hanifa... İnanmayan baksın,
Kur'an'da bunu göreceksiniz...
<> 4-Nisa/125: Hem
kimdir o kimseden daha güzel dinli ki özü muhsin olarak yüzünü tertemiz islam
ile Allaha tutmuş ve hanif olarak İbrahim milletine uymuştur,
Allah ki İbrahimi halil edindi
Sizlere kutsal dememin başka nedenleri de var: ŞEHİDLER kutsaldır.
Aranızda çok miktarda şehid var. Aranızda Alimler de var! OLACAK! Siz ÇEKİRDEK kadrosusunuz
>>>> ALLAH'ın...
Herbirinizin ardında 5 bin melek! Var mı sizden daha
kutsanmış!
<> 2-Bakara/130: İbrahim'in
milletinden kim yüz çevirir? Ancak kendine kıyan sefih (beyinsiz)! Hakikat
biz onu dünyada ıstıfa ettik (seçtik), ahırette de o hiç
şüphe yok salahile seçilenlerdendir (Salihlerdendir).
Daha nasıl işaret ve alamet bekliyorsunuz? Allah'ın
inip resmen bunu size söylemesini mi?
Şehidlik çok güzel bir duygu... Gittim ve döndüm. Gördüm
öldüm adeta, döndüm. Yerin altında mezarımdaydım. Orası
Dabbe yurdu...
Öteki gök ve yer yuvarlarına kubbelere benzemez... Orası
Mahşer meydanıdır, o meydanın altında bir mezar
yemyeşil nur yağar.
KEHF değildir
orası; kehf için üstte gök, altta yer gerekir.
Mahşer meydanında ise bu ikisi yoktur. KEHF yoktur. Bir iki metre
yüksekliğindedir. Kehf yoktur, yani RAKİM
(Rakım) vardır!
Rakim nedir, bildiniz mi şimdi?
"Bir iki metre yükseklik" demektir. Gök ve yer
arası bir iki metre, hepsi bu >>> Rakim budur! Bildiniz mi şimdi!?
<> evet
Rakım=yükseklik ne kadarmış? Gök ne kadar
yukarıda, UFO'ya
zıplayacak kadar yukarıda, zıpladın mı üstte SEMA var. Zıplamadın mı RAKİM'desin! Bir iki metre
kadar...
Bildiniz mi şimdi?
Bir çay alıyorum. Mütalaalarınızı yazar
mısınız ltf.
<> afiyet olsun
<> 22-Hac/78: Allah
uğrunda O'na yaraşır bir gayretle didinin. O sizi seçmiş ve
dinde size hiçbir güçlük çıkarmamıştır. Babanız
İbrahim'in milletini esas alın. Allah sizi, önceden de şu
Kitap'ta da "Müslümanlar" diye adlandırdı ki, resul sizin
üzerinize bir ŞAHİD olsun, siz de insanlar üzerine ŞAHİDLER
olasınız. O halde namazı kılın, zekâtı verin ve
Allah'a sarılın. O'dur sizin Mevlâ'nız. Ne güzel Mevlâ'dır
O, ne güzel yardımcıdır O
[] 22-Hac/78: Ve
cihat edin (caahitler olun) Allah[yolun]da, haq cihad (ile); HUwe/O, icaabe(t)
etti (cevab verdi) size; ve el diyn'de size haractan (zorluk)
kılmadı; milleti atanız ibraahiym(in); HUwe/O, isimlendirdi
sizi, el müslimler, önceden, ve bu(nda); olsun (diye) el rsul, şahiyd,
size; ve olun (diye) şahiydler, insanlara; o halde, salaatı iqayme
edin, zekaatı verin, ve Allah (tarafından) korunun (Allah'a
sarılın); HUwe/O'dur sizin Mewlaa'nız; (o halde) ne güzel
Mewlaa, ve ne güzel Nasıyr.
<> 4-Nisa/125: Güzellikler
sergileyerek ve özü-sözü doğru bir halde İbrahim'in milletine uyarak
yüzünü Allah'a teslim edenden daha güzel dinli kim olabilir! Allah
İbrahim'i dost edinmişti.
[] 4-Nisa/125: Hem
kimdir o kimseden daha güzel dinli ki özü muhsin olarak yüzünü tertemiz islam
ile Allaha tutmuş ve hanif (sade hakka boyun eğer muvahhid müslim)
olarak İbrahim milletine uymuştur, Allah ki İbrahimi halil
edindi
Ne
güzel ayetler... Ayetler demek bana ters geliyor. ALLAH'ın KONUŞMASI,
bunlar Allah'ın sesi! Allah'ımızın konuşma balonu!
Ayet diyerek bunları kısıtlamak istemem. Allah'ın kelimesi,
kelamıdır bu ayetler! Allah konuşuyor! Allah yazıyor. O
halde İKRA onları! [Candaşların] sesi oldu Allah ve konuştu.
"Allah uğrunda O'na
yaraşır bir gayretle didinin. O sizi seçmiş ve dinde size hiçbir
güçlük çıkarmamıştır. Babanız İbrahim'in
milletini esas alın. Allah sizi, önceden de şu Kitap'ta da "Müslümanlar"
diye adlandırdı ki, resul sizin üzerinize bir ŞAHİD olsun,
siz de insanlar üzerine ŞAHİDLER olasınız. O halde
namazı kılın, zekatı verin ve Allah'a sarılın.
O'dur sizin Mevla'nız. Ne güzel Mevla'dır O, ne güzel yardımcıdır
O".
"Allah uğrunda
O'na yaraşır bir gayretle didinin"
"Bugün Allah için ne yaptın sorusunun
yanıtıdır bu". "Allah'ın
anıldığı evlerde Allah'ı haşyetle ve vecd ile
andık". Buna AŞK denir ama korktuğumuz
için aynı zamanda SAYGI denir.
Biz didiniyoruz neden? Yazmıştım:
"Hocam beş vakit
namaz kılsam daha iyi olur".
Bununla kalmaz ki:
"Hocam ne olmuş
yani orucu yarım saat önce açmışsam?"
"Hocam ne olmuş
yani dört ay yerine dört gün hacca gitsem?"
"Hocam ne olmuş
yani..........."
Elinin körü olmuş! Tut bütün Kur'an'ı, al
değiştir baştan yaz. Uydur hadislere göre bu dini... Sonra da
"Hocam iyi olmuş mu?"
diye maaşlı papazlarına ve benim teptiğim her şeytani
makama dünden razı olan Şeyhlere sor. Sana aferin desinler. Los
Bravos!
"O sizi seçmiş ve
dinde size hiçbir güçlük çıkarmamıştır"
2 rekat üç vakit, teyemmüm bile var.
"Babanız
İbrahim'in milletini esas alın. Allah sizi, önceden de şu
Kitap'ta da "Müslümanlar" diye adlandırdı"
Evet, tüm dinler tüm kitaplar ve vahyedilen hitaplar, cinlenden
beri MÜSLÜMANLIK!
Ama siz müslümanlığı ÖRNEK almayın! Tek örneğiniz şu >>> "Babanız İbrahim'in milletini esas
alın"
"resul sizin üzerinize
bir ŞAHİD olsun, siz de
insanlar üzerine ŞAHİDLER olasınız"
MİSAK RESULÜDÜR
bu, sakın Efendimiz sanmayınız! Ayetteki Misak resulüdür.
"O halde namazı
kılın, zekatı verin ve Allah'a sarılın. O'dur sizin
Mevla'nız. Ne güzel Mevla'dır O, ne güzel yardımcıdır
O."
Evet, namazı (kolay olan diyor ayet) ve de İbrahim'den söz ediyor.
Demek ki İbrahim'in ve misak'ın NAMAZINI
(üç vakit ikişer rekat) kılacaksınız. Bunu ayetten İYİ O K U dunuz mu? Okudunuz mu
iyicene? Direkt bu anlamı gördünüz mü?
<> evet
"Ve zekat verin"
Kurban kesin demiyor! Dikkat zekat verin! Onu okudunuz mu??
<> evet
Ve bunları yaptıktan sonra sırada
>>>>>>>> "ve
Allah'a sarılın. O'dur sizin Mevla'nız."
Allah'a/ipine nasıl sarılınır? Nasıl?
Kolay: Din'i Allah'a has ve halis kılın. Yukarıdan bir ip iner.
O Allah'ın ipidir.
Öteki ipler Allah'a has ve halis değildir. Şeyhin meyhin
kuyruğudur, kuyruğu tutmuşsunuzdur. Önünüzdeki eşeğin
kuyruğunu tutan, bin deveden oluşmuş kervanları
anımsayınız!
Biz deve miyiz? Eşeğin peşinden gideceğiz
cehenneme!
Hayır, kaldır başını yukarı bak.
"Lebbeyk" (tut
elimden) yarabbi. Ben deve değilim, ben senin kulunum! Ben İbrahim
milletinin tuttuğu ipi isterim. Sünni, Alevi, Şafii, Nakşibendi
falan değil! Ben şeyhime teslim olmam. Ben Allah'a teslimimdir!
Allah'a teslim >>> MÜSLÜMAN
demek!
<> 2-Bakara/131: Rabbi
ona, "Bana teslim ol!" emrini verince, "Alemlerin Rabbine teslim
oldum," dedi.
Ve sakın ha evliyaların ipiyle cehenneme gönüllü
olmayın; çünkü, "ve Allah'a
sarılın. O'dur sizin Mevla'nız".
MEVLAMIZ,
yani gerçek ve tek VELİ Allah'tır!
O'ndan başka yardımcımız ve yarimiz ve de yarenimiz yoktur!
O'nun yardımını istemeyenin yurdu Cehennemdir.
"Allah'a
sarılın. O'dur sizin Mevla'nız. Ne güzel Mevla'dır O, ne
güzel yardımcıdır O."
Topluca Allah'ın ipine tutunun. Sakın mezheblere bölünüp
başka iplere tutunmayın.
SELAM SELAM
diniyle gönüllerimiz uzlaşır ve de bizler, selama KARDEŞ, iki kez selama ÖZBEÖZKARDEŞ oluruz! Aksi halde
bir cehennem uçurumunun kıyısında aşağı uçmaya
hazır oluruz.
Aranızda bunları emreden ve bunların tersinden
sakındıran bir grup çıksın. Bir MİLLET çıksın. Ayrılsın. İbrahim
nasıl ayrıldıysa, sizler de ayrılın! (Ali İmran
102 ila 104) Ayrılın şu Müslümanlardan. SİZ HANİF müslümansınız!
<> yed'une, bir avuç
ayrılsın.
Evet burada bir avucuz! Ya da incir çekirdeği kadarız.
Zeytin çekirdeği kadarız.
<> 3-Ali İmran/102: Ey
iman edenler! Allah'tan, kendisinden korkmaya yaraşır biçimde korkun.
Müslümanlar olmanın/Allah'a teslim olmanın dışında bir
hal üzere sakın can vermeyin.
<> 3-Ali İmran/103: Hep
birlikte Allah'ın ipine yapışın, fırkalara bölünüp
parçalanmayın; Allah'ın üzerinizdeki nimetini hatırlayın.
Birbirinizin düşmanı idiniz, Allah kalplerinizi uzlaştırıp
kaynaştırdı da O'nun nimeti sayesinde kardeşler haline
geldiniz. Ateşten bir çukurun kenarında idiniz; sizi oradan
kurtardı. Allah size ayetlerini bu şekilde açıklıyor ki,
doğruya ve güzele yol bulasınız.
<> 3-Ali İmran/104: İçinizden
hayra çağıran, doğruluk ve güzelliği belirlenene özendiren,
kötülük ve çirkinlik belirlenenden sakındıran bir topluluk olsun.
Kurtuluş ve zafere erenler işte onlardır.
"Allah size
ayetlerini bu şekilde açıklıyor ki, doğruya ve güzele yol
bulasınız."
"Allah size
ayetlerini bu şekilde açıklıyor ki, doğruya ve güzele yol
bulasınız."
"Allah size
ayetlerini bu şekilde açıklıyor ki, doğruya ve güzele yol
bulasınız."
Ve dostlar, bütün canlılar (ben sen hepimiz), sadece birer
sarmaldan oluştuk. Bir minicik sarmal çiftinden... İncir
çekirdeği deyip geçmeyin. "Vet Tini vez Zeytuni...", burada bir
çift SPİRAL var.
<> 95-Tin/1: Tin'e
ve Zeytun'a,
<> 95-Tin/2: Sina
dağına
<> 95-Tin/3: Ve
bu güvenli beldeye andolsun ki,
<> 95-Tin/4: Biz
insanı en güzel biçimde yarattık.
<> 95-Tin/5: Sonra
da çevirdik aşağıların aşağısına
attık.
<> 95-Tin/6: Ancak
iman edip iyi işler yapanlar başka; onlar için kesintisiz bir ecir
vardır.
<> 95-Tin/7: O
halde sana dini ne yalanlatır?
<> 95-Tin/8: Allah,
hakimlerin hakimi değil mi?
Sağol [candaş]. Allah şahsında konuştu
yine... Yunus olsa ne derdi? "Yazar elif elif diye." (Ak elleri kalem
tutar) Teşekkür, dostu Kur'an'ı TAM
YERİNDE yazan, dostu Kur'an ile tam yerinde konuşan tüm
candaşlara...
Biliyor muydunuz, Kur'an'ın bu kadar güzel olduğunu?
Doyamazsınız tadına tadına. O yemyeşil bir nurdur. Bir
metre alttaki toprağın tek ışığı. Bir rakim
mesafesi kalınlığında ve tek renk yeraltında...
Yeraltı mı? Hayır yer gök bitişik. (Zaten
bitişikti, onları ayırmıştı.) O halde YER ve altı diyemeyiz. Güneş
yukarıda kavuruyor saçınıza değiyor.
Gök nerede? Elimi kaldırınca güneşe giriyor
-upuzun- uzatılmış. Ayak tabanınızın altında
YEŞİL nur, serin mi serin.
Ve başınızın tepesinde güneş sıcak mı
sıcak. Orası Mahşer!
Ve Dabbe olacaksınız her biriniz! Dabbeyi
yaşayacaksınız. Yeşil Nur'u önünüze lamba koyacak
takvanız ve amelleriniz. Kur'an'ın nurudur bu... Öylece gidilecek
merkezi meydana/mahşere... Ve herkes bir ipi tutmuş olacak!
Bizim ipimiz belli >>> Allah'ın ipi. Bir de
bakacağız ki, İbrahim milleti olan hanifler de aynı ipi
tutmuşuz. Bir de bakacağız ki o ip(ler) meğer Arş'ın GÖLGESİYMİŞ.
(Mahşerdeki TEK/biricik gölge)
Arş, güneş ile aramıza gölge yapmış. Yeşil bir
serinlikte kalmışız!
Ve emin olarak, Teslim olarak, hak etmiş olarak, DAHA FAZLA bekletilmemek için, "Önce
hadi MİH girecek. Ey Dostum
İbrahim, kıyamete kadar bütün gelmiş geçmiş milletini topla
ve şu kısa HALI'yı
geçin bakalım. İlk girenler bana en yakın olan Cennet'e girsin.
Sabıkun/mukarrebun/Naim cennete."
<> 89-Fecr/27: Ey
sükuna kavuşmuş benlik!
<> 89-Fecr/28: Dön
Rabbine, razı etmiş ve razı edilmiş olarak!
<> 89-Fecr/29: Gir
kullarımın arasına!
<> 89-Fecr/30: Gir
cennetime!
Sonra sıra diğerlerine gelecektir! Diğer
cennetlere... Bir günün bin yıl, hatta 50 bin yıl olduğu o günler
boyu beklemekten kurtularak...
Bir gününüz bin yıl mı oldu? O halde siz
sabredenlerdendiniz! Sizlere sabırı tavsiye ediyorum. Ne kadar
sabrederseniz, mahşerdeki bekleme azabı o kadar
kısalacaktır.
Sırat da bir halı boyunda olacaktır. Cehennemi
örtecektir. Tel cambazı olmanıza gerek kalmadan...
Allah size bu kolaylıkların hepsini versin. Allah'tan
ona yakışır biçimde korkun! Allah'a aşık olmayın!
Korkun!
<> amin
Korktukça aşık olursunuz (Cemal) ama önce aşık
olursanız KORKMAZSINIZ.
Allah'tan korkarak AŞIK
olabilirsiniz! Her mütteki hem korkar hem aşıktır. Ama her
aşık MÜTTEKİ
değildir, korkusuzdur!
Korkmakla emrolunan RUHUM
değil N E F S İ M her
şeyden korkar; kediden köpekten böcekten, parasız kalmaktan... Bir de
Allah'tan kork ya HU! Bir kere de Allah'tan
kork!
"Ölümden korkuyorum!" Hoppala, ölmeyeceksen nasıl
şehid olacaksın? Canını Allah'a vereceksin. (Öteki
adıyla ölümden korkmadığın için Allah'tan korkmuş
olacaksın) Ölümden korkulur mu kaz kafalılar? (Sözüm meclisten
dışarı)
<> 39-Zümer/10: Tarafımdan
söyle: "Ey iman eden kullarım, Rabbinizden korkun! Bu dünya
hayatında güzel düşünüp güzel davrananlara güzellik vardır.
Allah'ın toprağı/yeryüzü geniştir. Sadece sabredenlere,
ücretleri hesapsız ödenecektir".
Ölüm şudur: EBEDİYEN
ve hiç ölmemek sonsuza kadar yaşamak için bir geçiş...
Vay be! Kapıdan mı korkuyorsun? Bilmiyor musun her an
ölmek üzere yaratıldığını? ÖMRÜNÜ bitirmeden EBEDİ
HAYATA DOĞAMAZSIN! Allah'tan kork! (Ötede cehennem de ebedi...)
Ölümden korkma! Allah'tan kork!
ŞEHİDLER korkmaz!
Zaten ölümün keskin darbelerini de duymaz! Çırpınan nefsindir!
"Bu dünyada kalmak istiyorum" diye yırtınır. Bu dünya
bir TATİL idi, sen asıl
yurdundan gelmedin mi? Sen insandın. Cennetten kovulmadın mı?
Demediler mi sana: "Gidip biraz sürgün yaşa dönüş buraya=Allah'adır".
Bilmiyor muydun? "Korktuğumuz ölüm bu muydu (bu kadar kolay
mıydı)?" Bu da ayettir!
<> 45-Casiye/21: Kötülüklere
cesaretle dalanlar sanıyorlar mı ki, biz kendilerini, iman edip hayra
ve barışa yönelik işler yapanlarla aynı
tutacağız. Hayatları ve ölümler onlarla aynı mı
olacak?! Ne kötü hüküm veriyorlar bunlar!
Servis yarımda beni götürecek. Sonraki chat'i çok uzun
tutarız. Son yarım saatte sorularınızı bekliyorum. (Servis beni biraz beklerse belki 45
dk. beraberiz.)
<> Kendiliğinden sürüklenen
taşların sırrı ne?
Çok basit: Bir kağıt, altında mıknatıs,
üstünde taşlar (demir tozları), magnetik alan doğrultusunda
yürüyorlar. Magnetizmal kuvvet (EM
field) çekimden çooooook daha güçlü olduğundan çekimi alt ederek yani
yokuş yukarı da olsa tırmanabilir.
Sadece taşlar değil; Musa'nın denizi de böylece
yarıldı. Sıvılar da başyukarı hareket edebilir.
Yani bu mıknatıs-aşırı teoremi sıvılara da
uygulayabilirsin. Su molekülleri yer magnetizmasında (5,5 Gauss) zıt
kutupların birbirini çekmesi gibi yapışırlar, ama ters
polarizlendiklerinde aynı kutupların birbirini itmesi gibi iterler.
(Böylece deniz yarılır.)
Yuşa bir yürüyen kaya görmüştü. Balık da onun bir
gözesine girmiş ve suya atlamıştı. Zaten o yürüyen
kayanın olduğu yerde deniz gelecekte YARILACAKTI. O bir işaretti. Musa'nın beklediği
işaretti. (Siz
ayetleri yazana kadar bir çay daha kapıp geliyorum.)
<> 18-Kehf/60: Bir
vakit Musa genç hizmetçisine demişti ki: "İki denizin
birleştiği yere varıncaya kadar durmayacağım, yahut
senelerce gideceğim".
<> 18-Kehf/61: Bunun
üzerine ikisi de iki denizin birleştiği yere vardıklarında
balıklarını unuttular. O zaman balık denizde bir
deliğe doğru yolunu tutmuştu.
<> 18-Kehf/62: Bu
şekilde geçtikleri zaman genç hizmetçisine: "Getir kuşluk
yemeğimizi; gerçekten biz bu yolculuğumuzda yorulduk." dedi.
<> 18-Kehf/63: Genç:
"Gördün mü dedi kayaya sığındığımız
vakit doğrusu ben balığı unuttum; onu hatırlamamı
muhakkak şeytan unutturdu. O şaşılacak bir şekilde
denizdeki yolunu tutmuştur".
<> 18-Kehf/64: Musa
da dedi ki: "Işte aradığımız oydu!" Bunun
üzerine izlerini takip ederek gerisin geri döndüler;
Teşekkür.
"Gördün mü dedi
kayaya sığındığımız vakit doğrusu ben
balığı unuttum; onu hatırlamamı muhakkak şeytan
unutturdu. O şaşılacak bir şekilde denizdeki yolunu tutmuştur."
"Gördün mü dedi
kayaya sığındığımız vakit doğrusu ben
balığı unuttum; onu hatırlamamı muhakkak şeytan
unutturdu. O şaşılacak bir şekilde denizdeki yolunu tutmuştur."
"Gördün mü dedi
kayaya sığındığımız vakit doğrusu ben
balığı unuttum; onu hatırlamamı muhakkak şeytan
unutturdu. O şaşılacak bir şekilde denizdeki yolunu
tutmuştur."
"Gördün mü dedi
kayaya sığındığımız vakit"
"Gördün mü dedi
kayaya sığındığımız vakit"
"Gördün mü dedi
kayaya sığındığımız vakit"
"balık denizde
bir deliğe doğru yolunu tutmuştu."
"balık denizde
bir deliğe doğru yolunu tutmuştu."
"balık denizde
bir deliğe doğru yolunu tutmuştu."
İşte yürüyen kayaların sırrı. Denizde DELİK ne arar? Var mı öyle
şey? Olur mu? Ve niçin bir kayaya sığınırlar? Ve kaya HAREKETLİDİR, denize doğru
hareket eder. Üstünde Musa, Yuşa ve Balık (erzak) bulunmakta.
Hadid suresi 25. ayet lütfen.
<> 57-Hadid/25: Andolsun
ki, Biz peygamberlerimizi açık delillerle gönderdik; beraberlerinde kitap ve
mizan (terazi, ölçü) indirdik ki, insanlar adaletle tutunsunlar. Bir de demiri
indirdik ki, onda hem çetin bir sertlik, hem de insanlar için birçok faydalar
vardır. Çünkü Allah kendisine ve peygamberlerine gıyabında
yardım edenleri belli edecektir. Şüphesiz Allah çok güçlüdür,
üstündür.
"Andolsun ki, Biz
peygamberlerimizi açık delillerle gönderdik; beraberlerinde kitap"
Bu Musa'nın delillerinden bir delildir.
"ve mizan (terazi,
ölçü) indirdik ki"
MİZAN
sistemin dengede olması hali, kararlı denge hali. (Artı ve eksi
yüklerin birbirini dengelemiş hali. Ne kadar eksi kutup varsa tastamam o
kadar artı kutup vardır: ne bir fazladır ne bir eksiktir.)
Ve aslında 26. ayet olan şurası
>>>>> "Bir de demiri
indirdik ki, onda hem çetin bir sertlik, hem de insanlar için birçok faydalar
vardır."
Yani terazinin insana sosyal olarak ADALET tartı getirdiğini; Demirin de bir çok yararı
(Maden çağından başlayarak) olduğunu yine sosyal olarak
anlatıyor. (Sosyalden kasıt uygarlık ilkeleri.)
Gelelim demire: "Bir de
demiri indirdik ki, onda çetin bir sertlik........ vardır."
Demir neden SERT olsun?
Demek ki kelime/misal aşırı yüklenmiş Elektromagnetik
alanlardır. Burada doğanın dört kuvvetinden ikincisinin AŞIRI halini anlatıyor.
"Toprak çetindir" derken misal şunu anlatır:
Toprak >>> Çekim kuvveti
a ş ı r ı olunca >>> Karadelik çekmesi
oluşur.
Bunun gibi Demir'in de (Elektromagnetizma) temsil ettiği
kuvvetin aşırı hali tıpkı Philadelphia experiment veya
Bermuda triangle gibi gemileri ışınlayacak haldedir. Bu magnetik
aşırı durumda, gemiler, kayalar, aklınıza ne gelirse,
bir PARTİCLE olarak yürür!
Musa ve Yuşa bu magnetik alana
yakalanmışlardı. Orada gelecekte DENİZ yarılacaktı ve Musa'nın ümmeti oradan
karşıya geçeceklerdi. Ama daha bunu Musa ve Yuşa bilmiyordu.
Elbette Hızır biliyordu. Çünkü zamanın efendisinin
gelmesi demek, uzayın yürümesi demektir. Yani uzay size yürür.
Ama buna aşağıdan bakarsanız garip bir durum
çıkar: Kayalar yürür.
(Aynı mantıkla Bermuda üçgeninde gemiler uçaklar da
yürür. Konu elektromagnetizma.) (Bence kayanın yürümesi küçük mesele, koca
şileplerin kaybolması daha büyük bir gösterge.)
Elektromagnetik alan nasıl bu paranormalliklere neden olur?
Mekanizması nedir?
1. Normal (mizan=Denge) alanda elektromagnetik kuvvetin iki
bileşeni, yani elektrik alan ve magnetik alan, ikisi yatay düzlemde
bitişik ve yapışıktır.
2. Eğer elektrik alana yüksek elektrik verirseniz yatayda
tutarsınız. Ama verdiğiniz elektriğin eşidi kadar ve
dikine (dipole) bir MAGNETİK
alan oluşur. Yani iki alan birbirine dikgendir.
Magnetik alan, elektrik alanın tersine, YUKARI (Sultan güç Z ekseni dikmesi, h yüksekliği) doğru
dikgen olur.
Yatay olan Elektrik alandaki dalga (ki birbirinin ikizidir) ile bu
dik dalga, birbirlerine düğüm noktasında bitişik; fakat
karın noktasında EN
uzaktırlar. Yani bir kitabın bir sayfasını
yatırmayın dik tutun...
İki alan birbiriyle aynıdır ama birbirlerinden dik
açıyla AYRILMIŞLARDIR.
İşte deniz böylece YARILMIŞTIR.
Zaten kaya ve kayanın gözeneği bu YARILMANIN işaretini ayette açıkça vermiştir.
Hızır bundan etkilenmez. O dipole olmak yerine
başka bir şey olur >>> Polarizasyon düzleminde 45 açı
derecesi.
Dikgen de rahmaniler, fakat 45 derece polarizlenmiş em
alanında ise "ŞEYTAN"
düzlemi vardır. ("Şeytan
bunu bana unutturdu" gibi sırları daha önce açmıştım.)
Polarize düzlemde, biliyorsunuz, iki şeyden birini
şaşırtırsanız,
şaşırtmadığınız parçacık da aynı
hareketi yapmaya zorlanır.
Şeytanın zamanı önce ileri, sonra geri osilasyon
yaparak akmaktadır. İster istemez bu alana da Yuşa
kapılmıştır.
Ve o panik ta ki 45 derece yerine 90 dik açı olunca
(rahmanidir) Hızır görünmüştür...
Konu böyle dostlar...
(Giyinip geliyorum.)
Tamam saat 01.00'e kadar bekleyecek (sürücü arkadaş).
<> Acil servis
aracını bekletmeyelim hocam
Bu servis değil, son model mercedes, sırf bana tahsis
etmişler. Ben tekim bir daha da böyle bir jest yapmasınlar dedim.
<> Microsoft'la görüşme
nasıl geçti acaba?
Türkiye'deki bütün öğretmenlere Milli Eğitim bütçesiyle
ulaşacağız. En pahalı bilgisayarımız 300 USD
olacak (120 usd'den başlıyor) Görüşme buna bağlandı.
Herkese bilgisayar, işte bana bu yakışır.
Bütün öğretmenler şahsi bilgisayar (vestel) alacaklar. Sonra da
öğrencilere bir şekilde (önce okulda bire bir) bilgisayar verilecek.
İşlemci için celeron'a karar kıldık.
<> bu gerçekten müthiş bi
haber.
Evet, imalat hattını açtık. İşlemciler
gelir gelmez monte edilecek. Ve Milli eğitim
aracılığıyla Üniversiteden geriye ilkokula kadar (yeni
adı ilköğrenim) bunu yaygınlaştıracağız.
Vestel'de olmamın bir amacı da buydu. 300 dollar olduğuna bakmayın
o en az iki katı ediyor piyasada... (Sürümden kazanmak için bir tür
sübvansiyon)
<> Akp de nemalanmak ister
mutlaka bu işten!
İstemez mi? "Önce imam hatiplere verin" diyecektir
bahse girerim...
Gördünüz mü bahse giremiyorsunuz. ;) Görünen köy kılavuz
istemez.
<> :)
<> sonucu belli olan bir konuda
bahse nasıl girilir
Öğrenci miktarı 1 milyon diye benimsedi Mr. Ballmer, on
iki yılda iki katına katlanabilir diye profil çizdi. Bunlar yedek
parça (arıza yenileme vb.) ile ve de diğer
insanlarımızın talepleriyle 30 milyon vestel bilgisayar
edecek(miş). Haydi hayırlısı...
<> Adamın gözleri hoş
bakışlı (Ballmer'in resminden).
Evet çok cana yakın, tipi değil ama karakteri şu
bizim Pier van Hooijdonk gibi, sarılıp öpesin geliyor.
<> Ball gibi adam Ballmer :)
Evet, paraya doymuşlar,
İ D E A L peşindeler. Van Hooijdonk dedim onun
için.
FB'lileri kutlarım bu arada!
<> FB şampiyon olsun
demiştiniz... oldu... tşk.ler
Evet, 13 puan geriden geldi, bir maç tekrar edildi, 11 oldu, sonra
sekiz fark, derken geldi geçti. TS de en büyük kupayı aldı.
<> GS da tşk.ler bu
arada:)
(GS'a teşekkür ederiz) ;)
Bütün İzmir ve Manisa sokağa dökülmüşken, ben ise
Ballmer ile live USA bağlantısındaydık
(Hüngüür). Ertesi gün tur attım ancak. FB cumhuriyeti dememişler
boşuna. İzmir'in neredeyse tamamı FB için tur attı.
<> GS şampiyonluğa
doyduğu için sanırım jest yaptı...
Galiba GS'lisin. GS'lilerden korkuyorum. Candan bana bir tokat
atmıştı. Fanatik GS'lidir o (Erçetin). O günden beri GS ve lisesinden
mezun olanlara temkinli yaklaşıyorum.
<> :))
O Makedonyalı bir cadıdır. Ama turnelerde benden
vazgeçemez.
Radyo Fener'deydi bir zamanlar. ("Kapıma dayanma
sakın..." şarkısı zamanı) Ben de adı üzerinde
radyo Fener(bahçe)de diskjokeydim. Biraz kızdırayım dedim,
neredeyse ciddi bir tokat attı. (Radyodan sesi duyuldu), ama hemen
yanağımı öptü. (Bunu da radyodan herkes duydu. Eşim de bizi
izliyordu üstelik.)
<> :)
<> Mete Özgencil'i de anmak
lazım bu arada. (Candan Erçetin'e katkısı çok.)
Evet andım bile. Moda cümleyle "Buradan kendisine
sevgilerimi gönderiyorum."
Hey Allah'ım, radyoculuk bile yaptım. Vallahi o dönem
Cem Ceminay'dan daha çok prim ve reklam alıyordum, ben bir
numaraydım. (Kasma kendini Hans -kendime pardon-.)
<> Şimdi Bay J ve geveze
moda.
Kadir Çöpdemir de o dönem parlamıştı. Bize üç DJ
derlerdi. İkisini de şimdi TV'de görüyorum. Biri dizi çeviriyor, biri
de Jüri'de, Pelin'in canına okuyor (Pelin Akad). Siz o
yarışmayı izliyor musunuz?
<> izliyorum
Akademi Türkiye, inanın süpeeeeeer. Türkiye'nin en yetenekli
gençleri orada. Ama elene elene avuç içi kaldılar. 16 kişilerdi.
Geçenlerde yazdım, Pınar Aydın da elendi. (Kemancı'da daha
önce çıkardı.) Bizim şantöz bir de baktım Akademi Türkiye'de
ortalığı kasıp kavuruyor. Özgür'e de aşık
olmuş.
(Paparazzileri geçtim, biri beni durdursun.)
Cem Ceminay, Pelin Akad, Pınar Aydın ve elenenlerden
birini müzik piyasasından tanıyordum. İyi bir yarışma
ama Pelin'i kesinlikle dövmek isterdim.
<> Sabatay mı yoksa?:)
Yok yahu, çok zalim, lanetin teki hep öyleydi. Güzel gördü mü
kıskanır, kriz derecesinde.
<> kocasına sabrlar
dilemek lazım o halde
Kocası zavallı, tam ona uygun. Hani bir zamanların
Avukat Timur'u vardı, aynen öyle.
<> Saat 01:00
Sürücü arkadaş gelmedi, oyalanıyorum. O beni
çağıracak. (Mahsus bir konuya girmedim ki yarım kalmasın.)
<> Arada bir multimedya da
lazım kaptanım :)
Elbette lazım. Ben müzisyenim, hem de tanınmış
idim o zamanlar. Üstelik futbol da oynadım. Ne yani, eklektik olamaz
mıyım? (Çok yönlü)...
Evet ben kapıyorum... Geronimoo. Hoş-bye.
RZİ. Kapattım.
<> iyi geceleri tşklr, slm
slm
<> selam selam
<> teşekkür ederiz hocam
<> hoş bye